DUYURU PANOSU
FORUMUMUZDA TİVİBU, D-SMART ,DİGİTURK-BEİN KANALLARI YERLİ - YABANCI PLATFORMLARLA İLGİLİ ,KART PAYLAŞIMI ,İPTV ,SERVER PAYLAŞIMDA BULUNMAK,HACK İLE KONULAR ve SPONSORLARIMIZ DIŞINDA HERHANGİ BİR ÜRÜN SATIŞI YAPMAK YASAKTIR 

İletişim


 WHATSAPP +905354035843


ERK@L


onlineuydudestek@gmail.com

×

NOTICE Bilgilendirme : Bu konu 3361 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....

KOYUNLARIN KÖPEKLERDEN FAZLA OLMASININ NEDENİ..! Hz.Mevlana seher vakti uykusunu şöyle izah eder: Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir. Sabahın nasıl bir bereket vakti olduğunu, sabahta uyanık olanların nasıl bir berekete nail olduklarını Hz.Mevlana verdiği bir cevapta şöyle ifade eder. Adamın biri sorar ? Efendim der, koyun nesli hem kasaplık hem de kurbanlık olarak kesildiği halde bir türlü tükenmez, aksine daha da çoğalıp devam eder. Ama köpek nesli hem de birkaç tane birden

Bu konu 341615 kez görüntülendi 298 yorum aldı ...
Kıssadan Hisse 341615 Reviews

    Konuyu Değerlendir: Kıssadan Hisse

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 341615 kez incelendi.

 
Sayfa 35/38 İlk ... 2535 ... Son
  1. #1
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Icon14 Kıssadan Hisse

    KOYUNLARIN KÖPEKLERDEN FAZLA OLMASININ NEDENİ..!
    Hz.Mevlana seher vakti uykusunu şöyle izah eder:
    Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir.
    Sabahın nasıl bir bereket vakti olduğunu, sabahta uyanık olanların nasıl bir berekete nail olduklarını Hz.Mevlana verdiği bir cevapta şöyle ifade eder.
    Adamın biri sorar ?
    Efendim der, koyun nesli hem kasaplık hem de kurbanlık olarak kesildiği halde bir türlü tükenmez, aksine daha da çoğalıp devam eder.
    Ama köpek nesli hem de birkaç tane birden yavruladığı ve kasaplık olarak kesilmeyip korunduğu halde bir türlü çoğalmaz.
    Koyun gibi sürüler haline acaba neden gelemez..?
    Hz.Mevlana'nın cevabı şöyle olur:
    Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir.
    Bu bereket vaktinde koyunlar asla uyumaz, hep uyanık olurlar.
    Köpekler ise hiç uyanık olmaz hep uykuya dalar, gaflette olurlar.
    Onun için koyun nesli seherin bereketine nail olur.
    Köpekler ise bereketsizliğine maruz kalırlar..!


    Selam ve Dua ile....
    denizci56, Mest, satcom888 Bunu beğendi.

  2. #273
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    HAZRET-İ EBÛBEKİR’İN (ra) FAZİLETİ

    Peygamberimiz (sav.), hicret sırasında Sevr mağarasına ulaştıkları zaman Hz. Ebûbekir (ra.):
    “Ya Resûlallâh! Ben içeriye girmeden siz girmeyiniz. İçeride zarar verecek bir şey varsa zararı, size değil bana dokunsun” dedi ve içeri girdi, süpürüp temizledi. İçeride yılan ve haşerâta ait delikler gördü. Ridasını çıkarıp yırtarak delikleri kapattı. Geriye iki delik kaldı. Onları da ayaklarıyla kapattı. Sonra Resûlullâh’ı (sav.) mağaraya davet etti.
    Resûlullâh Efendimiz (sav.) içeriye girdi ve mübarek başlarını Hz. Ebûbekir’in (ra.) dizine koyup uyudular. Bu sırada bir yılan Hz. Ebûbekir’in (ra.) ayağını soktu. Resûlullâh’ı (sav.) uyandırmaktan korkarak hiç hareket etmedi. Ancak Hz. Ebûbekir’in akan gözyaşları Resûlullâh’ın yanağına damladı. Resûlullâh (sav.): “Sana ne oldu ey Ebûbekir!” buyurdular. “Anam babam sana feda olsun ya Resûlallâh! Yılan ayağımı soktu” dedi. Resûlullâh (sav.) mübarek tükürüğünü yılanın soktuğu yere sürdüler, hiç acısı kalmadı.
    İbn-i Abbâs Hazretleri anlattı: Hazret-i Ebûbekir mağarada iken çok şiddetli susadı. Peygamberimiz’e hâlini arzetti. Peygamberimiz (sav.) ona: “Mağaranın başına var, oradan iç” buyurdular. Hz. Ebûbekir dedi ki: Mağaranın başına gidip orada baldan tatlı, sütten beyaz ve kokusu miskten daha güzel bir sudan içip döndüm. Bana “İçtin mi?” buyurdular, “Evet” dedim. “Ey Ebûbekir seni müjdeleyeyim mi” buyurdular, “Evet, yâ Resûlallâh” dedim. Buyurdular ki:
    “Muhakkak Allâhü Teâlâ cennet nehirlerine müvekkel meleğe: ‘Firdevs cennetindeki bir nehirden mağaranın başına su akıt, Ebûbekir içsin’ diye emretti. Ben “Yâ Resûlallâh, benim Allâh katında böyle mertebem var mı” dedim, “Evet, bundan da yüksektir. Beni Hak ile gönderen Allâh’a yemin ederim ki seni sevmeyen kimse yetmiş peygamberin amelini işlese dahi cennete giremeyecektir.” buyurdular.


    selam ve dua ile..

    Mest, Nouma27 Bunu beğendi.

  3. #274
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    ACI AMA HAKİKAT!!!
    Bazı Müslümanlar dört meselede söyledikleri gibi yaşamazlar:
    1- “ALLAH RIZKIMIZA KEFİLDİR” derler ama bu söylediklerine kalpleri ancak yanlarında tuttukları mallar sayesinde güven duyar. Cebinde parası olmayan yarın ne yiyeceğini düşünerek sıkılırken, parası olan kimse böyle bir şeyi aklına bile getirmez.
    2- “AHİRET DÜNYADAN HAYIRLIDIR” derler ama mallarını biriktirirler ve ALLAH için harcayıp ahirete yatırım yapmazlar. Süfyan-ı Sevri radıyellahu anh, kapısına gelen dilenciyi: “Merhaba, ey dünya malımı ahirete taşıyacak olan hammal kardeşim!” diyerek karşılarmış.
    3- “HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR” derler ama hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar.
    4- “ALLAH’TAN BAŞKA İLAH YOKTUR” derler ama çoğu meselede, “ALLAH ne der?” diye düşünmek lazımken, onlar “elalem ne der, konu-komşu ne der?” diye düşünürler.
    -
    ALLAH’ım! N'olur, Bizleri özü sözü bir olanlardan eyle…

    selam ve dua ile..
    Mest, Nouma27 Bunu beğendi.

  4. #275
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Mü'min her hataya düşebilir, ama asla yalan söylemez!
    Bir gün sahabe efendilerimiz Rasulullah (sav)’e,
    – Mü'min korkak olabilir mi, diye sordular. Efendimiz (sav),
    – Evet, olabilir, diye cevap verdi.
    – Mü'min cimri olabilir mi, diye sordular. Efendimiz (sav),
    – Evet, olabilir, diye cevap verdi.
    – Mü'min yalancı olabilir mi, diye sordular. Efendimiz (sav) bu sefer,
    – Hayır, mü'min asla yalancı olamaz, buyurdu. (Muvatta)

    selam ve dua ile..
    Mest Bunu beğendi.

  5. #276
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Aşçı Yahyâ Baba,

    Peygamber efendimizden önce yaşamış olan Hâtim-i Tâî, cömertliği ile meşhûr olmuştu. Çok verdiği için buna;


    - Malı isrâf etmekte hayır yoktur dediklerinde;

    - Hayra verilen mal isrâf olmaz! cevabını vermiştir.

    Sultan Bâyezîd-i Velî zamanında yaşıyan Aşçı Yahyâ Baba, sâdece insanları değil, bütün mahlûkâtı da severdi. Her gün yemek dağıtımından sonra artan pilavı, Tunca Nehrindeki balıklara dökerdi. Bir süre sonra oranın anbar memuru; “Her gün pilavlar Tunca Nehrine dökülüyor. Demek ki fazla geliyor. Verilen pirinç miktârını azaltın” diye emir verdi.

    Kilerci her gün artan pilav kadar az pirinç vermesine rağmen, her zamanki kadar pilav artıyor ve Aşçı Yahyâ Baba, yine bu pilavı kepçe kepçe Tunca balıklarına serpiyordu. Her gün pirinç azaltılmasına rağmen sonuç değişmiyordu. Öyle oldu ki, durum pâdişâha aksetti. Sultan da denemek istedi. Kararlaştırılan günde bütün misâfirler yemeklerini yediler. Yemek yiyenler her zamanki misâfirden fazla ve pirinç miktârı az olmasına rağmen pilav, yetti ve arttı. Yahyâ Baba balıkların nasîbini nehre dökeceği sırada Sultan Bâyezîd-i Velî’nin;

    - Yahyâ Baba! Bu yaptığın isrâf değil midir? demesi üzerine, binlerce balık başını sudan çıkarıp;

    - Sultânım! Devletin artığını bize çok mu görüyorsun? Senin devletinin ikrâmı sâdece insanlara mıdır? derler. Aşçı Yahyâ Baba da, sırrı açığa çıktığı için hemen orada secdeye kapanarak rûhunu teslim eder.

    selam ve dua ile..
    Mest Bunu beğendi.

  6. #277
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    İMÂM-I A‘ZAM’IN TAKVÂSI

    İmâm-ı A‘zam (ra.) hazretlerinin bir Mecûsî’den alacağı vardı, onu istemek üzere evine gitti. Borçlunun kapısına vardığında ayakkabısına necaset bulaştı. Onu silkeleyince bir parçası Mecûsî’nin evinin duvarına yapıştı. İmâm-ı A‘zam (ra.) “Eğer şunu bırakırsam Mecûsî’nin duvarını çirkinleştirmiş olacak, kazımış olsam duvardan az da olsa toprak dökülecek” diye düşünüp kapıyı çaldı. Mecûsî çıktı, borcunu istemek için geldiğini zannederek mazeretler söylemeye başladı.
    İmâm-ı A‘zam hazretleri ‘bundan daha mühim bir iş için buradayım’ deyip duvarın kirlendiğini bildirip ‘nasıl temizleyelim’ diye sordu.
    Mecûsî:
    “Ben önce nefsimi temizlemekle işe başlıyorum” deyip hemen orada Müslüman oldu. (Mir’atü’l-Hâmidîn)

    Selam ve dua ile..

    Mest Bunu beğendi.

  7. #278
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart


    DOĞRULUĞUN MÜKAFATI

    Zalim bir vali vardı. Bu vali bir gün adamlarını göndererek Hasan Basri Hazretleri'ni yakalatmak istedi. O da bir vakit ders verdiği Habib-i Acemi Hazretleri'nin kulübesine gelip saklandı. Valinin adamları geldi ve hışımla:
    - Hasan Basri'yi (ra.) gördün mü? diye sordular.
    O gayet sakin:
    - Evet, dedi.
    - Nerede?
    - İşte şu kulübemde...
    Adamlar kulübeye daldı, fakat bir türlü Hasan Basri Hazretleri'ni bulamadılar. Dışarı çıkınca tehdit edip:
    - Ya şeyh, niçin yalan söylüyorsun? dediler.
    - Ben yalan söylemedim, dedi. Siz göremedinizse, benim suçum ne?
    Tekrar girdi, aradı, fakat bulamadılar. Onlar gidince, Hasan Basri Hazretleri:
    - Ey Habib! Biliyorum ki Rabb'im senin hürmetine beni onlara göstermedi. Fakat yerimi niçin söyledin, hocalık hakkı yok mudur? dedi.
    Hazreti Habib mahcub bir şekilde:
    - Ey Üstadım! Sizi bulamamaları benim hürmetime değil, doğru söylediğimizdendir. Çünkü bilirsiniz ki, Doğruların yardımcısı Allah'tır. Eğer yalan söyleseydim, sizi de beni de ***ürürlerdi, dedi.

    selam ve dua ile..
    Mest Bunu beğendi.

  8. #279
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    NAMAZ NAMAZ NAMAZ!
    NAMAZ KILMAYAN GENCİN İBRETLİK SONU

    Kanaât önderlerinden biri şöyle anlattı:
    Birgün zerka şehrinde Cuma namazı kıldık.Yanımızda ilim tahsil eden talebelerle Kuveyt’ten gelen bir alim vardı.Biz oturuyorken insanlar camiyi boşaltmaya başladı.Birden caminin kapısında alışık olmayan bir tarzda birileri “Hoca nerede? Şeklinde bağırarak girdiler.Sonunda Kuveytli alimin yanına geldiler ve ona :Hocam bu sabah trafik kazası sonucu bir genci yitirdik.Mezarı kazdık ve korkunç bir manzara ile karşılaştık….
    ORADA BÜYÜK BİR YILAN VARDI…
    DELİKANLIYI KABRE KOYAMADIK.
    DOĞRSUSU NE YAPACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK.
    GERÇEKTEN KABİRDE KIVRILMIŞ BÜYÜK BİR YILAN VARDI….
    FAL TAŞI GİBİ GÖZLERİ İLE İNSANLARI SÜZÜYORDU…..
    ALİM ZAT BİR BAŞKA MEZAR KAZIN DEDİ….
    BUNUN ÜZERİNE TAM İKİYÜZ METRE UZAKTA BİR
    KABİR DAHA KAZDIK AYNI YILAN ORADA TEKRAR
    KARŞIMIZA ÇIKTI.
    ALİM ZAT : BİRİNCİ KABRE TEKRAR BAKALIM DEDİ.
    BAKTIK YILANIN ORADA OLDUĞUNU GÖRDÜK.
    BUNUN ÜZERİNE O ALİM EĞER BİZ ÜÇÜNCÜ VE
    DÖRDÜNCÜ KABRİDE KAZSAK YILAN YİNE ÇIKACAK.
    BİZİM YILANI ÇUKURDAN ÇIKARMAK İÇİN BİR
    ÇÖZÜMÜMÜZ YOK DEDİ.
    DEMİR ÇUBUKLAR VE SOPALAR GETİRDİK.
    YILANI KABRİN DIŞINA ALDIK.
    YILAN KABRİN KENARINDA DURUYORDU.
    HERKESİ KORKU KAPLAMIŞTI.
    HATTA BAZILARI BAYILDI.
    DAHA SONRA CENAZE GETİRİLDİ KABRE KONDU.
    BİRDEN YILAN HAREKETE GEÇTİ ÖYLESİNE HIZLI
    HAREKET EDİYORDU Kİ HAREKET ETTİĞİ YERDEN TOZ
    KALKIYORDU.
    SONUNDA KABRİN AYAK UCUNCAN İÇERİ GİRDİ….
    YILAN ÖLÜYÜ SARMAYA BAŞLADI, AYAKLARINDAN
    BAŞLAYIP KAFASINA KADAR ONU ÇEPÇEVRE SARDI……
    SONRA ONU SIKMAYA BAŞLADI…..
    KEMİKLERİNİN KIRILMA SESİ BİZE KADAR GELİYORDU…
    BİZİM YAPACAK BİRŞEYİMİZ KALMAMIŞTI.
    Kuveytli alim toprağı örtün dedi.Biz ise toprağı örtüp babasının yanına gittik ve o kişinin nasıl biri olduğunu sorduk. O da şöyle dedi:
    OĞLUM SON DERECE SAYGILI VE GÜZEL BİR İNSANDI.SADECE NAMAZ KILMAZDI.!!!
    KAYNAK; (Risale acile ilel müslimin s,46/50)


    PAYLAŞALIM HERKES OKUSUN

    Selam ve dua ile..
    Mest Bunu beğendi.

  9. #280
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    CUMA’DAKİ SAAT! MEZİD GÜNÜ NEDİR?
    Enes (ra) anlatıyor : ‘’Rasülullah (SAV)’e Cebrail (as) geldi.Elinde parlak bir ayna vardı. Aynanın ortasında da siyah bir benek bulunuyordu. Rasülullah (SAV) Sordu :- Ya Cebrail! Bu beyaz ayna nedir? Cebrail anlattı :-Bu ayna Cuma’dır.Bu siyah nokta ise, Cuma içindeki bir saattir.Sen ve Ümmetin, sizden evvelki Ümmetlere bakarak değer kazandınız.Yahudi ve Hristiyanlar, bu manada size tabidir.o Cuma içinde bir saat vardır ki, hangi Mü’min o saatte, Allah’tan bir iyilik dilerse, mutlaka Allahu Teala onun duasını kabul buyurur. Hangi kötülükten Allaha sığınsa, Allahu Teala onu o kötülükten korur. Bizde bu günün adı MEZİD’dir.
    Rasülullah SAV sordu? Mezid günü nedir? Cebrail şöyle anlattı :
    -Rabbin Firdevs Cennetinde bir vadi yarattı.Orada misk’ten bir tepe vardır.Cuma günü olunca, o tepenin çevresi, Nurdan Minberlerle donatılır.O minberlere Peygamberler çıkarlar.ayrıca Yakut ve Zeberced’le süslü Altın minberler de vardır.Bunlara da; Sadıklar, Şehitler ve Salihler çıkarlar.Cennet Köşklerinde oturanlarda iner, hamd ve sena ederler.Bu sırada Allahu Teala onlara şöyle buyurur :
    -Benden ne isterseniz, bu gün isteyiniz!
    -Senin Rızanı istiyoruz derler.Fakat Allahu Teala terar şöyle buyurur .
    -Sizden razıyım.Sizden razıyım ki, ihsan evime aldım.Benim size bir ihsanım daha var.’’
    Bundan sonra onlara Zatı ile tecelli eyler.Hepside O’nu görürler.İşte MEZİD budur.Hem de fazladan ikramdır.Bu ikram karşısında onlara Cuma gününden daha sevimli bir şey olmaz. Bu vesile ile bütün kardeşlerimizin, Müslümanların ve İslam aleminin Cuma günümüz mübarek ve hayırlara vesile olsun, İnşaAllah! Hepimiz Mezid’e Nail olalım İnşaAllah! Amin, Ya Muin!

    selam ve dua ile..
    Mest Bunu beğendi.

Sayfa 35/38 İlk ... 2535 ... Son

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu an 4 kullanıcı var. (0 üye ve 4 konuk)

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •