DUYURU PANOSU
FORUMUMUZDA TİVİBU, D-SMART ,DİGİTURK-BEİN KANALLARI YERLİ - YABANCI PLATFORMLARLA İLGİLİ ,KART PAYLAŞIMI ,İPTV ,SERVER PAYLAŞIMDA BULUNMAK,HACK İLE KONULAR ve SPONSORLARIMIZ DIŞINDA HERHANGİ BİR ÜRÜN SATIŞI YAPMAK YASAKTIR 

İletişim


 WHATSAPP +905354035843


ERK@L


onlineuydudestek@gmail.com

×

NOTICE Bilgilendirme : Bu konu 3369 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....

KOYUNLARIN KÖPEKLERDEN FAZLA OLMASININ NEDENİ..! Hz.Mevlana seher vakti uykusunu şöyle izah eder: Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir. Sabahın nasıl bir bereket vakti olduğunu, sabahta uyanık olanların nasıl bir berekete nail olduklarını Hz.Mevlana verdiği bir cevapta şöyle ifade eder. Adamın biri sorar ? Efendim der, koyun nesli hem kasaplık hem de kurbanlık olarak kesildiği halde bir türlü tükenmez, aksine daha da çoğalıp devam eder. Ama köpek nesli hem de birkaç tane birden

Bu konu 344591 kez görüntülendi 298 yorum aldı ...
Kıssadan Hisse 344591 Reviews

    Konuyu Değerlendir: Kıssadan Hisse

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 344591 kez incelendi.

 
Sayfa 1/38 111 ... Son
  1. #1
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Icon14 Kıssadan Hisse

    KOYUNLARIN KÖPEKLERDEN FAZLA OLMASININ NEDENİ..!
    Hz.Mevlana seher vakti uykusunu şöyle izah eder:
    Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir.
    Sabahın nasıl bir bereket vakti olduğunu, sabahta uyanık olanların nasıl bir berekete nail olduklarını Hz.Mevlana verdiği bir cevapta şöyle ifade eder.
    Adamın biri sorar ?
    Efendim der, koyun nesli hem kasaplık hem de kurbanlık olarak kesildiği halde bir türlü tükenmez, aksine daha da çoğalıp devam eder.
    Ama köpek nesli hem de birkaç tane birden yavruladığı ve kasaplık olarak kesilmeyip korunduğu halde bir türlü çoğalmaz.
    Koyun gibi sürüler haline acaba neden gelemez..?
    Hz.Mevlana'nın cevabı şöyle olur:
    Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir.
    Bu bereket vaktinde koyunlar asla uyumaz, hep uyanık olurlar.
    Köpekler ise hiç uyanık olmaz hep uykuya dalar, gaflette olurlar.
    Onun için koyun nesli seherin bereketine nail olur.
    Köpekler ise bereketsizliğine maruz kalırlar..!


    Selam ve Dua ile....
    denizci56, Mest, satcom888 Bunu beğendi.

  2. #2
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Çinli Müslüman Muhammed

    Umre'de Ölen ÇİN'li
    Yanilmiyorsam sene 2006 idi. Çin'in değişik bölgelerinden on kişi İstanbul'a gelir. Bu on kişi sıradan insanlar değildir.

    Bunların ortak özelikleri yeni Müslüman olmalarıdır. Umre için İstanbul üzerinden Arabistan'a gideceklerdi. Hepsi de yeni Müslüman olmuş. Kimi yirmi gün önce, kimi bir ay, en uzağı iki ay önce Müslüman olmuştu. Ne yeterince İslâmî bilgileri vardı, ne de yapacakları umre ile ilgili bir bilgileri.

    Yanlarına, kendilerine yardımcı olacak, hem Çince'yi, hem Arapça'yı iyi bilen, hem de İslâmî bilgisi olan birini rehber olarak alacaklardı.
    Mevlâ'mızın takdiri, Türkistan'daki Çin zulmünden kaçıp İstanbul'a yerleşmiş bir Uygur kardeşimiz, bu on Çinliye rehber oldu. Bundan sonra hâdiseyi bu kardeşimizden dileyelim.

    Bahsi geçen kardeşimiz şu anda bizim yanımızda bulunmaktadır.

    -Yeni Müslüman olmuş bu on Çinli ile birlikte yola çıktık. Kısa zamanda aramızda iyi bir dostluk kuruldu. Yeni mü'min olmuş bu insanlar, büyük bir heyecan yaşıyorlardı.

    Hiçbirinin İslâmî bilgisi yoktu. Hatta namazda okuyacakları sûreleri bilmedikleri gibi Fatiha'yı bile bilmiyorlardı. Bazı zikirleri yaptırmaya çalışıyor, ancak Çince telâffuz zor olduğu için zikirleri tam okuyamıyorlardı.

    Namazlarda sadece(Elhamdülillah, Allahu Ekbe) diyebiliyorlardı. Bana sormuşlardı,Ne yapalım? diye.

    Ben de onların kimine (Elhamdülilla), kimine (Lâ ilâhe illallah)ve benzeri zikirleri öğretmeye çalışıyordum. Onlar da namazlarda bunları söylüyorlardı.

    Önce Mekke'ye gittik. Kâbe'de onların hâli görülmeye değerdi. Yeni doğmuş çocuklar misali heyecan ve neşe içinde, kâh ağlıyor, kâh gülüyorlardı.

    İsimlerini değiştirmiştik: Muhammed (Çan Çing) Hasan, (Çun Fang) gibi her biri yeni ismi ile çağırılıyordu. On Çinli kardeşimizden biri olan Muhammed de bir farklılık vardı. Bu durum dikkatimi çekmişti. Her namazını gözleri yaşlı olarak bitiriyordu. İyice dikkat ettim. Evet, Muhammed namazlarında ağlıyordu. Bana da sürekli sorular soruyorlar, İslâm hakkında bilgi ediniyorlardı. Ben de bildiğim kadarıyla onlara bilgiler veriyordum.

    Bir gün Muhammed sordu:

    - İçki nedir, İçkiye dinimiz nasıl bakar?

    - Rabbimiz içkiyi kesin olarak yasaklamıştır, içilmesi, yapılması, taşınması, satılması yasaktır.

    Kaldığımız otele gelmiştik. Muhammed bir telefon edeceğini söyledi ve ona memleketine telefon etme imkânı sağladık. Çin'deki kardeşini arıyordu, kardeşine aynen şöyle diyordu:

    - İçki fabrikamızı kapat, Allah'ımız öyle emretmiş. Bize bu emre uymak düşer. Kardeşi bunu yapamayacağını, birçok bağlantısının olduğunu, durup dururken, kapatırlarsa, yüz binlerce dolar zarar edeceklerini, hiç olmazsa kendisine biraz zaman vermesini söyler. Fakat Muhammed kararlıdır:

    - Allah emretmiş, bize uymak düşer. Fabrikayı hemen kapat, ben gelince borçları hallederim.

    İçki fabrikası kapanıyor. Mekke'deki ibadetlerimize devam ediyoruz.

    Yine bir gün bana sordukları sorularda çıkardıkları bir neticeyi açıklarlar:

    - Kadın modası, kadınları yarı çıplak resmetmek gibi faaliyetler de dinimizde yasak mıdır?

    - Evet yasaktır. Aynı gün ötele geldiğimizde yine Çin'i aradı ve bu sefer de kardeşine moda evinin kapatılması emrini verdi. Kardeşi yine itiraz etti, ancak Muhammed ne itiraz dinledi, ne de kararından vazgeçti.

    - Rabbimiz emretti ise, bize bu emre uymak düşer. Mekke'deki ziyaretimizi bitirdik ve Medine'ye gittik.

    Medine'de bir sabah namazı. Efendimizin Burası cennet bahçesidir. buyurduğu yerde sabah namazının farzını kılıyoruz.

    Muhammed benim yanımda. Diğer Çinli kardeşlerimizle aynı saftayız. İlk secdeye varıyoruz, secdeden kalkıyoruz, ikinci secdeye varıyoruz, sonra kıyama kalkıyoruz. O da ne?

    Muhammed hâlâ secdede, kalkmadı. Tekrar secde ediyoruz, ettahiyyatı okuyoruz ve selâm veriyoruz. Muhammed hâlâ secdede. Düşündüm ki, yorgunluktan ve uykusuzluktan bazen insana bir geçkinlik geliyor, Muhammed'e de secdede böyle bir şey oldu, uyudu. Elimi uzattım, omzuna dokundum ve hafifçe çekeyim dedim ki,

    sağ tarafının üzerine yuvarlandı. Muhammed'in ölmüş olabileceğini düşündüm. Olay duyulmuştu. Görevliler müdahalede bulundular, dışarı çıkardılar, bir ambulansa koyarak hastaneye ***ürdüler. Biz de gittik. Hastanedeki ilk muayenede çoktan vefat ettiğini söylediler. Muhammed'i hastanenin morguna kaldırdılar.

    Çinli kardeşlerimle birlikte hastanenin önünde ne yapacağımızı bilemez bir hâlde üzüntü içinde bulunuyorduk. O sırada bir araba ile makam mevki sahibi bir zat geldi. Herkes onu hürmetle karşıladı, sonradan öğrendik ki bu zat Medine'nin ileri gelen yöneticilerinden biri idi. Hastane yetkililerine sordu:

    - Bugün burada ölen bir Çinli var mı?

    - Evet, cevabını alınca şu açıklamada bulundu:

    - Dün gece Efendimiz rüyamda bana göründü ve buyurdular ki,

    - Yarın burada bir Çinli kardeşim vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin.

    Bir anda her şey değişti. Muhammed'i morgdan aldılar, bir devlet yetkilisine yapılanlardan daha fazlasını yaptılar. Cennetü'l Bakî'ye defnettiler.

    Bu hâdiseyi bizzat yaşayan ve onlara rehberlik yapan Doğu Türkistanlı kardeşimiz hâdiseyi bu şekilde anlattı.

    Teslimiyeti gördük değil mi? Rabbim emrettiyse, bize uygulamak düşer.Zararmış, ziyanmış, önemi yok. Rabbimiz emretmiş ve iş bitmiştir. İşte sahabe inancı. Bu Çinli kardeşimiz de o inanca ulaştı ulaşmasına; ancak dünyada fazla kalamadı. Çünkü bu dünya pisliğinin içinde fazla kalamazdı ve kalmadı da. Efendimizin de ilgisine mazhar oldu. Ne mutlu bu Çinli kardeşimize, ruhu için elfatiha.


    Bu hâdiseyi niçin anlattık? Bu hâdiseden çıkaracağımız dersler var da onun için anlattık. Bu Çinli kardeşlerimiz, internet sayesinde İslâm ile şereflendi.

    Bakın teslimiyete. "Emir Mevlâ'dan ise, bize uymak düşer.


    Selam ve Dua ile...
    malik0109 Bunu beğendi.

  3. #3
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Bu eli cehennem yakmaz

    Bir gün, Allah Resûlü, sahabe
    efendilerimizden Hazreti Muaz
    ile musafaha edince buyurur ki:
    Muaz, ellerin nasırlaşmış der.
    Muaz da
    cevap verir:
    Evet, ya Resûlallah, kazma elimde
    toprakla meşgul oluyor ve bu
    sayede çoluk çocuğumun
    nafakasını kazanıyorum.
    Fahr-i kâinat efendimiz, edep ve
    haysiyetiyle çalışan bütün işçilerin
    alnını öpercesine Hazreti Muazı
    öpüp buyurur ki:
    Bu eli Cehennem yakmaz ...

    Selam ve Dua ile...
    malik0109 Bunu beğendi.

  4. #4
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Iblisin itirafı

    İBLİSİN İTİRAFI
    Allahü teâlâ, iblise, Peygamber efendimize gidip Onun soracağı bütün sorulara cevap vermesini emretti.
    İblis yaşlı bir insan kılığına girerek Peygamber aleyhisselâmın huzûruna vardı. Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
    -Sen kimsin?
    -Ben İblisim.
    -Niçin geldin?
    -Allahü teâlâ gönderdi. Soracaklarına cevap vermemi emretti.
    -O hâlde söyle, düşmanların kimlerdir?
    1) Başta sen,
    2) Adil sultanlar,
    3) Mütevâzi zenginler,
    4) Dürüst tüccarlar,
    5) İhlâslı ve ilmiyle âmil olan âlimler,
    6) Dîni yaymak için hizmet edenler,
    7) İnsanlara karşı merhâmetli olanlar,
    8) Tövbe-i nasûh, bir daha günâha dönmemek üzere tövbe edenler,
    9) Haramdan kaçanlar,
    10) Dâimâ abdestli bulunanlar,
    11) Dâimâ hayır ve hasenâtta bulunanlar,
    12) Güzel huylu olanlar,
    13) İnsanlara faydalı olanlar,
    14) Tegannîsiz tecvidle güzel Kurân-ı kerîm okuyanlar,
    15) İnsanlar uykudayken gece namaz kılanlar.
    -Ya senin dostların kimlerdir?
    1) Zâlim sultanlar,
    2) Kibirli zenginler,
    3) Hâin tüccarlar,
    4) İçki içenler,
    5) Kötü yerlerde tegannî edenler,
    6) Fuhuş işi işleyenler,
    7) Yetim malı yiyenler,
    8) Namaz kılmakta ağır davrananlar,
    9) Uzun emelli olanlar,
    10) Tez kızıp öfkesini yenemeyenler.

    RABBİM hepimizi seytanin Şerrinden korusun INSALLAH


    Selam ve Dua ile...

    malik0109 Bunu beğendi.

  5. #5
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Yüce Rabbimi zikretmeyi birakan adam

    ALLAH'I ZİKRETMEYİ BIRAKAN ADAM..!
    Adamın biri her zaman Allah'ı zikreder, bu
    zikirden dolayı ağzı
    bal yemiş gibi tatlanırdı.
    Birgün şeytan gelip:
    Ne diye durmadan Allah'ı zikredip
    duruyorsun..?
    Bunca zamandır Allah'ı zikretmene karşılık;
    Bir kerecik olsun, Allah sana buyur kulum
    dedi mi..?
    Daha ne zamana kadar, Allah'ı zikredip
    duracaksın..?
    Bunun üzerine adam utandı, sıkıldı ve zikri
    bıraktı.
    Gönlü kırılmış bir halde yattı, uyudu.
    Rüyasında Hz. Hızırı gördü, Hızır ona:
    Neden yaptığın güzel işi terkettin..?
    Neden Allah'ı zikretmeyi bıraktın..?
    Adam:
    Yaptığım onca zikre karşılık verilmedi.
    Buyur kulum sesi gelmedi, kapıdan
    kovulmaktan korktum.
    Bunun üzerine Hz. Hızır dedi ki:
    Senin Allah'ı zikretmen, Allah ın buyur kulum
    demesidir.
    Allah isminin zikrini, herkese nasip eder mi..?
    Bunu sana nasip etmesi az şey mi..!


    Selam ve Dua ile...

  6. #6
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Japonyada olmus gercek bir hikaye

    Gerçek Bir Hikaye!
    Japonyada olan bir depremde kurtarma ekibi genç bir kadının yaşadığı enkaza ulaşırlar. Yıkıntıların arasında kadının cesedine ulaşırlar. Kadının enkaz altındaki pozisyonu biraz ilginçtir sanki ellerinde birşey tutarak iş yaparken dizlerinin üzerine çokmüş haldedir.
    Bu esnada sanki ev üzerine yıkılmış gibidir. Kurtarma ekibinin lideri yine de canlı olma ümidi ile kadına ulaşmaya çalışır, maalesef kadın çoktan ölmüştür.
    Ekip oradan başka bir enkaza hareket etmek üzere iken bir sebepten dolayı ekip lideri açtığı delikten içeri doğru kadının cesedinin altına doğru bakar ve seslenir ! "bir çocuk!..bir çocuk var!" der.
    Ekip uzun bir çalışmadan sonra çiçekli bir battaniye içinde ölü kadının cesedinin altında 3 aylık bir çocuk bulurlar. Kadın son bir hamle ile çocuğunu kurtarmak için bedenini ona siper yapmıştır. Ekip çocuğa ulaştığında hala bebek uyumaktadır.
    Doktor çabucak gelir ve çocuğu muayene eder.
    Battaniyeyi açtığında içinde bir cep telefonu bulur. Ekranda yazılı bir mesaj vardır. mesajda şu yazıyordur!..
    "Eğer kurtarıldıysan, seni sevdiğimi hatırla!"

    Selam ve Dua ile...

    malik0109 Bunu beğendi.

  7. #7
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Anne Diyeceksin


    Doğacak bebek doğumdan bir gün önce Allah ile görüşür:
    ''Allah'ım gideceğim ve orada ne yapacağım bilmiyorum.''
    *Ben senin için bir melek yarattım ve o seninle ilgilenecek
    ''Allah'ım onların dilini bilmiyorum.Onlarla nasıl anlaşacağım, nasıl iletişim kuracağım?''
    *Senin için yarattığım melek, sana onların dilini öğretecektır.
    ''Allah'ım duyduğum kadarıyla dünyada çok kötülükler varmış. Onlarla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.''
    *Senin için yarattığım melek, seni canı pahasına kötülüklerden koruyacaktır. Merak etme.
    ''Allah'ım sana tekrar nasıl doneceğim?''
    *Senin için yarattığım melek, bana nasıl doneceğini sana anlatacaktır.
    Derken melekler gelir ve dünyaya gitme zamanının geldiğini söylerler ve çocuğu
    Allah'ın huzurundan gotürürlerken bebek tekrar sorar;
    ''Allah'ım benim için yarattığın meleğin adı ne?''
    *Adının önemi yok;
    ama, sen ona
    ANNE DİYECEKSİN !!!

    Selam ve Dua ile...
    denizci56 Bunu beğendi.

  8. #8
    O.U.D Forum Destek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 8
    Üyelik tarihi
    22 Kasım 2013
    Konum
    ALMANYA
    Mesajlar
    4.745
     
     Uydu Alıcısı
     
     HEPSİ 

    Icon14 Kıssadan Hisse

    Buaradan devam edelim

    ------------------------------------------------------------------------------

Sayfa 1/38 111 ... Son

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş