DUYURU PANOSU
FORUMUMUZDA TİVİBU, D-SMART ,DİGİTURK-BEİN KANALLARI YERLİ - YABANCI PLATFORMLARLA İLGİLİ ,KART PAYLAŞIMI ,İPTV ,SERVER PAYLAŞIMDA BULUNMAK,HACK İLE KONULAR ve SPONSORLARIMIZ DIŞINDA HERHANGİ BİR ÜRÜN SATIŞI YAPMAK YASAKTIR 

İletişim


 WHATSAPP +905354035843


ERK@L


onlineuydudestek@gmail.com

×

NOTICE Bilgilendirme : Bu konu 3877 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....

KOYUNLARIN KÖPEKLERDEN FAZLA OLMASININ NEDENİ..! Hz.Mevlana seher vakti uykusunu şöyle izah eder: Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir. Sabahın nasıl bir bereket vakti olduğunu, sabahta uyanık olanların nasıl bir berekete nail olduklarını Hz.Mevlana verdiği bir cevapta şöyle ifade eder. Adamın biri sorar ? Efendim der, koyun nesli hem kasaplık hem de kurbanlık olarak kesildiği halde bir türlü tükenmez, aksine daha da çoğalıp devam eder. Ama köpek nesli hem de birkaç tane birden

Bu konu 392639 kez görüntülendi 298 yorum aldı ...
Kıssadan Hisse 392639 Reviews

    Konuyu Değerlendir: Kıssadan Hisse

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 392639 kez incelendi.

 
Sayfa 28/38 İlk ... 1828 ... Son

Karışık Görüntüle

  1. #1
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    İÇKİ İÇEN KİŞİNİN CEZASI CEHHENNEM ATEŞİDİR...!!

    Allah-û Teâlâ Îçkiyi, Îçeni, Alanı, Satanı Lanetlemiştir;

    “Allah İÇKİNİN kendisini, içeni, sunanı, satıcısını, satın alıcısını, imal edeni, imal ettireni, taşıyanı, taşıttıranı lânetlemiştir"(1)...
    “Kişi, Mü'min olduğu halde ZİNA ve HIRSIZLIK edemez, İÇKİ içemez. Bunları yapan İslam halkasını boynundan çıkarmış olur. TEVBE ederse, Allah tevbesini kabul eder"(2)...
    “Her Sarhoşluk veren şey içkidir ve her sarhoşluk veren şey haramdır"(3)...
    “İçki bütün kötülüklerin anasıdır. Günahların en büyüğüdür"(4)...
    “Üç kişi vardır Cennete giremeyecektir;
    Anne ve Babasının hukukuna RİAYET etmeyen kimse, ÎÇKİ düşkünü olan kimse ve Verdiğini başa KAKAN kimse"(5)...

    “Alkolik olan Cennete giremez"(6)...
    "İçki içenlere Allah Cehennemde “TÎNETU’L HİBÂL” (Cehennemliklerin vücudundan çıkan irin) içirmeyi ahdetmiştir"..
    Hz. Cabir (ra) buyurdular ki:
    “Allah sarhoş ediciyi içen kimseye tînetu’l hibâl içirmeye ahdetmiştir” ..
    “Tînetu’l hibâl nedir?” diye sorulunca;
    “Cehennemliklerin (vücutlarından çıkan) terleridir!” diye cevap verdi.(7)

    "Allah içkiyi, içeni, alanı, satanı lanetlemiştir ....
    İçki içen İslam halkasını boynundan çıkarır ..
    İçkili ölen cahiliye ölüsü gibi ölmüş olur..
    İçki içen puta ibadet eden gibidir"(8)...

    1-)Tirmizî
    2-)Nesaî
    3-)Müslim
    4-)Taberânî
    5-) Nesaî
    6-)Hakim
    7-)Müslim
    8-)İbn-i Mâce



    Selam ve dua ile..

  2. #2
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    KADINLARIN ŞEHİT OLMASI!
    Müslüman kadının Cennete girmesi, şehit olması kolaydır. Bir kadın salih kocasına itaat ederse cihad sevabı kazanır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
    (Müslüman bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar kocasına itaat edip namusunu muhafaza ederse, Cennete istediği kapıdan girer.) [İbni Hibban]

    (Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir.) [Taberani]
    (Koca hakkına riayet, Allah yolunda cihad etmek gibidir.)[Taberani]
    (Hamile iken, doğururken veya lohusa iken ölen müslüman kadın şehittir.) [Taberani]
    (Müslüman kadın, hamilelikten doğuma kadar ve çocuğu memeden kesene kadar Allah yolundaki mücahid gibi olup ölürse şehit sevabı verilir.) [Taberani]
    (Müslüman kadın, hamile iken, gündüz saim, gece kaim ve Allah korkusu kendisinde galip olan bir mücahid sevabı hak eder. Onu ağrı tuttuğunda kendisine verilecek sevabı hiç kimse bilmez.
    Bebeğin her emişinde bir can ihya etmiş gibi sevap alır. Sütten kestiğinde ise, bir melek, onu takdir ederek, “haydi bir daha” der.) [Ebuşşeyh]
    Saim = oruçlu demektir, kaim = gece kalkıp namaz kılmak, ibadet etmek demektir.

    (Bir kadının kocası kendisinden razı olduğu halde hamile kaldığında Allah yolunda gündüz oruç tutup gece ibadet eden bir kişinin sevabı kadar ona sevap verilir.
    Doğum sancısı tutunca ona verilecek sevabı ancak Allahü teâlâ bilir. Doğum yapınca çocuğun emdiği her yudum süte karşılık kendisine bir sevap yazılır.
    Gece çocuk onu uykusuz bırakınca Allah rızası için 70 köle azat etmiş gibi sevap kazanır. Ey Selâme, bunları söylemekteki maksadımı biliyor musun? Namusunu muhafaza eden, kocasına itaat eden ve kocasından gördüğü iyilikleri inkâr etmeyen saliha hanımları kastediyorum.) [Taberani]

    selam ve dua ile..


  3. #3
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Dedim.....Dedin...!!!
    Dedim: Çok yalnızım.

    Dedin: … ; Ben ki sana çok yakınım. Bakara-186
    Dedim: Evet biliyorum sen bana yakınsın ama ben senden uzagım, keske ben de sana yakın olabilseydim.
    Dedin: Rabbini sabah aksam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Araf-205
    Dedim: Bu da senin yardımını ister
    Dedin: ; ALLAH’ın sizi bagıslamasını istemez misiniz? Nur-22
    Dedim: Tabii ki, beni affetmeni çok isterim.
    Dedin: (Öyleyse)Rabbinizden bagıslanma dileyin, sonra O’na tövbe edin. Gerçekten benim rabbim, esirgeyendir, sevendir. Hud-90
    Dedim: Çok günahkârım, bu kadar günahla ben ne yaparım?
    Dedin: ALLAH’ın, kullarının tövbesini kabul edecegini.. ve ALLAH’ın tövbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen oldugunu hâlâ bilmezler mi? Tevbe-104.
    Dedim: Defalarca tövbe edip tövbemi bozdum, artık yüzüm kalmadı.
    Dedin: ALLAH aziz ve bilendir, o günahlari bagislayan ve kullarinin tövbesini kabul edendir. Gafir-2/3.
    Dedim: Bunca günahım var,hangisinin tövbesini yapayım?!
    Dedin: ALLAH bütün günahları bagıslayandır. Zümer-53.
    Dedim: Yani yine gelsem yine beni bagıslar mısın?
    Dedin: ALLAH’tan baska günahları bagıslayacak olan yoktur. Ali ımran-135.
    Dedim: Ne kadar güzelsin ALLAH’ım! Bilmiyorum bu sözlerin karssında niçin böylesine içim içime sıgmıyor ve erimeye baslıyorum, seni çok seviyorum.
    Dedin: 1614; Süphesiz ki ALLAH tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.
    Birden “Ilahım ve Rabbim benim senden baska kimim var” dedim.
    Sen de : “ALLAH kuluna yetmez mi?” (Zümer-36) dedin.
    Dedim: Sen ki beni bu kadar çok seviyorsun ve bana karsi bu kadar iyisin ben ne yapabilirim?
    Dedin: Ey inananlar! ALLAH’ı çokça zikredin. Ve O’nu sabah-aksam tesbih edin. Sizi karanlıklardan aydınlıga çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen Odur. Melekleri de size istigfar eder. ALLAH, müminlere karsı çok merhametlidir. Ahzap-41/43.
    Kendi kendime dedim: ALLAH’ım seni çok seviyorum…

    selam ve dua ile..

  4. #4
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    YAŞANMIŞ BİR OLAY!
    "Bir gün öğlen namazını kıldıktan sonra camiye kravatlı bir adam geldi; 'Kadın cenazemiz var, buradan kaldıracağız, ikindi vakti bir sala verir misiniz?' dedi. 'Tabi' dedim.
    İkindi vakti oldu, cenazeyi getirdiler. O zamanlar böyle cenaze arabaları yoktu. Ortaköy mezarlığına omuzlarımızda ***ürdük. Cenazeyi gömdük, herkes taziyede bulundu, gitti.
    Bir ben, bir o kravatlı adam, iki de mezar işçisi orada kaldık. Euzü besmele çektim, dua okuyacaktım, yer bir sallandı böyle!.. Ben gencecik imamdım, ayakta duramayıp düşecektim neredeyse... Sonra kabrin içinden acı bir ses çıktı. Sanki etlerini koparıyorlar, öyle bir acı sesti.
    Cenaze sahibi adam dedi ki; 'Bu sallantı zelzele olabilir, peki bu ses ne oluyor?' Sonra da; 'Biz bunu morgdan aldık, acaba bayıldı da öldü diye getirdik mi?' dedi.
    İşçilere mezarı açmalarını söyledi. 'Açamayız' dediler. 'Ancak savcılıktan izin kâğıdı olursa açabiliriz' dediler.
    Adam 'Evladım ben hakimim, bütün sorumluluğu üstüme alıyorum, aç bakalım' dedi.
    Mezarı açtılar. Baş tarafını açtık, bir de ne görelim, yüzü simsiyah kömür gibi olmuş.
    Saç filan kalmamış, kömür kesmiş. Adam hayretler içinde benim yüzüme baktı.
    Ben de 'Bu kadın ne günah işlemiş? Bu herkese olmaz, kesin çok büyük bir şirk var bu işin içinde' dedim.
    Adam bana dedi ki: 'Bizim hanım ben hâkim olduğum için saçını kapamazdı, açık gezerdi. Ben emekli olunca ona başını kapa demiştim.
    O da bana: 'Müslümanlık baş kapamayla oluyorsa böyle Müslümanlık olmaz olsun' demişti."
    Ömer Nasuhi Bilmen "Ramazan'da anlat" dedi
    "Bu olaydan sonra Süleymaniye'ye İstanbul Müftüsü Ömer Nasuhi Bilmen Efendi'nin yanına gidip ona bu olayı anlattım. Bana 'molla' derdi o da... 'Molla, Ramazan'da kızlarımıza anlat bu olayı, ibret alsınlar' dedi. Ben de bunu her yerde anlatıyorum.
    Tabi ben kimsenin örtüsüne karışamam. Ben de o salahiyet yok. Ben sadece başımdan geçen bu hadiseyi anlatıyorum.
    İsteyen ibret alsın, isteyen almasın. Ama kimsenin bunda kuşkusu olmasın, bunu aynen böylece yaşadım.
    Başkalarıda okusun diye bir kez paylaşırmısın.!

    selam ve dua ile..


  5. #5
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Son Pişmanlık Fayda Vermez !!!!
    Evladı Olan Anne Babalar Ve Tüm Kardeşlerim Mutlaka Okuyun.

    Bir baba vardı, oğluna çok düşkündü. Etrafındakilere sık sık şunu derdi;
    “ Göreceksiniz ileri de benim oğlum büyük adam olacak”
    çocuk ilkokula başlamıştı. Dersleri iyi, okula gidip gelmesi düzenliydi. Birgün babası oğlunun camiden çıktığını görünce şöyle dedi:
    - Bak oğlum, sen daha küçüksün. şimdi aklın ermez. ikisini beraber yürütemezsin. önce okul, karne, diploma. Büyüyünce camiye de gidersin, namaz da kılarsın. Sen şimdi dersten başka bir şey düşünme
    Halbu ki Cuma vaazında hocaefendi cemaatine hitaben 7 yaşına gelen çocuklarınıza namaz kılmayı öğretin. 1O yaşına gelince kılmazsa terbiye niyeti ile hafifce döğün ve yatak odalarını ayırın Cuma da vaiz efendiyi dinleyen fakat ; Namazın henüz gerçek manasını kavrayamayan,
    sadece emekliye ayrıldıktan sonra veya yaşlıların kıldığını sanan bu yüzdende hocaefendinin yapmış olduğu vaaz bir kulağından girip öbür kulağından çıkan bizim kapitalist düşünceli baba eve gelince, hocaefendinin dediğinin tam tersini yapıyordu.
    ilk, orta ve lise bitti. Sıra üniversite de. Bizim çocuk büyümüş erginlik çağını bile geçmişti
    Akşamları ayrı odalarda kız arkadaşları ile ders çalışır. Gece yarılarına kadar alemler düzenlenirdi.
    Baba ne de olsa ihtiyarlamıştı. Oğlunun mürüvvetini görmek istiyordu. Tanıdığı bir dostunun kızını isteyecek oldu. Fakat oğlu kabul etmedi.
    çünkü anlaştığı kız vardı. Babanın bir tesiri kalmamıştı artık. Oğluna şöyle dedi :
    Ben seni böyle olasın diye mi okuttum. Bir lafımı bile dinlemiyorsun. Anneni dövdün. Beni azarlıyorsun. Allah’tan da mı korkmuyorsun? Dedi.
    Oğul :
    Ne Allah’ı, hangi Allah. Beni sadece vicdanım sorumlu tutar, diyordu
    Babası ağlıyordu. Fasık baba ağlıyordu. Vicdansız baba ağlıyordu. Daha küçükken aklın namaza ermez diyen maddeci baba, kapitalist baba ağlıyordu. Ağlamasına karşılık, o ağlamak kadınlara yakışır diyen bir ses ve hızla örtülen bir kapı sesi
    Babanın kulaklarında ise hala yıllar önce vaiz efendiden dinlemiş olduğu sözler çınlıyordu; “ Ey cemaat peygamberinize kulak verin.
    Buyuruyor ki; çocuklarınız 7 yaşına gelince namazı öğretin. 10 yaşına gelince hala kılmazsa terbiye gayesiyle hafifce sıkıştırın . Atalarımızın da dediği gibi “ Ağaç yaş iken eğilir “ UNUTMAYIN! UNUTMAYIN!. Yoksa son pişmanlık fayda vermez —

  6. #6
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    ÖLÜMDEN Korkuyorsun ! KORKMA!..
    Toprak altına girmek düşüncesi seni rahatsız ediyor.
    Allah'ı razı edecek bir hayat yaşadıysan,KORKMA..!
    Nasıl sana zerre kadar bir zahmet vermeden,
    seni bu gördüğün kesecikte besledi, büyüttü, rahmeti ile seni korudu..
    Ve en sonunda dünya cennetine misafir etti.
    Binlerce nimetin içinde buldun kendini..
    Hiç merak etme,
    Allah kabirde de seni aynı anne karnı gibi hiç bir zahmet vermeden,
    bir müddet bekletecek ve seni CENNETİNE misafir edecek.
    Ve sonsuza kadar sevdiklerinle mutlu yaşayacaksın
    Tek bir şart ile...
    Allah'ın istediği gibi bir hayat yaşadıysan...

    "Siz şükredip iman ettikten sonra Allah ne diye sizi cezalandırsın ki? Allah şükredenlerin mükâfatlarını bol bol verir ve her şeyi hakkıyla bilir." (Nisa, 4/147)

    selam ve dua ile..

  7. #7
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Öğretmen Olmak !!!

    Bir öğretmenin öğrenciyi değerlendirmesi ile ilgili çok duygusal bir hikaye. Mutlaka dikkatlice okuyun!

    Okulun ilk gününde 5.sınıfın önünde dururken, öğretmen çocuklara bir yalan söyledi.
    Çoğu öğretmen gibi, öğrencilerine baktı ve hepsini ayni derecede sevdiğini söyledi.
    Ancak, bu imkansız idi, çünkü ön sırada, oturduğu yerde bir yana kaykılmış, ismi Teddy Stoddard olan küçük bir oğlan vardı. Bayan Thompson bir yıl önce Teddy´yi izlemişti ve diğer çocuklarla iyi oynamadığını, elbiselerinin kirli olduğunu ve sürekli olarak kirli dolaştığını gözlemişti. İlave olarak, Teddy tatsız olabiliyordu. Bu öyle bir noktaya geldi ki, bayan Thompson onun kağıtlarını büyük kırmızı bir kalemle işaretlemekten, kalın çarpılar (X) yapmaktan ve kağıdının üstüne büyük “F” (en düşük derece) koymaktan zevk alır oldu.
    Bayan Thompson´un okulunda, her çocuğun geçmiş kayıtlarını incelemesi gerekiyordu ve Teddy´nin kayıtlarını en sona bıraktı. Ancak, onun hayatini gözden geçirdiğinde, bir sürpriz ile karşılaştı.

    Teddy´nin birinci sınıf öğretmeni söyle yazmıştı, “Teddy gülmeye hazır parlak bir çocuk. Ödevlerini derli toplu ve temiz yapıyor ve çok terbiyeli… Onun etrafta olması çok eğlenceli.
    İkinci sınıf öğretmeni söyle yazmıştı, “Teddy mükemmel bir öğrenci, sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor, ama annesinin ölümcül bir hastalığı olduğu için sıkıntı içinde ve evdeki yaşamı mücadele içinde geçiyor.”
    Üçüncü sınıf öğretmeni söyle yazmıştı, “Teddy´nin annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Teddy elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor, ama babası ona ilgi göstermiyor ve eğer bazı adımlar atılmazsa evdeki yasamı yakında onu etkileyecek.”
    Teddy´nin dördüncü sınıf öğretmeni söyle yazmıstı, “Teddy içine kapanık ve okulda derslere çok fazla ilgi göstermiyor. Çok fazla arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor.”
    Şimdiye kadar, Bayan Thompson problemi kavradı ve kendinden utandı.Öğrencileri ona güzel kurdelelerle ve parlak kağıtlarla sarılmış Noel hediyeleri getirdiğinde bile çok kötü hissetti, Teddy´nin ki hariç. Teddy´nin hediyesi bir marketten aldığı kalın, kahverengi ambalaj kağıdı ile beceriksizce sarılmıştı, Bayan Thompson onu diğer hediyelerin ortasında açmaktan acı duydu. Bayan Thompson paketten taşlarından bazıları düşmüş yapma elmas taşlı bir bilezik ve çeyreği dolu olan bir parfüm şişesi çıkarınca çocuklardan bazıları gülmeye başladı… Ama o bileziğin ne kadar güzel olduğunu haykırdığında çocukların gülmesini engelledi,bileziği takti ve parfümü bileklerine sürdü.
    Teddy Stoddard o gün okuldan sonra öğretmenine şunu söylemek için kaldı, “Bayan Thompson, bugün ayni annem gibi kokuyordunuz”. Çocuklar gittikten sonra, bayan Thompson en az bir saat ağladı. O günden sonra, okuma, yazma ve aritmetik öğretmeyi bıraktı. Bunun yerine, çocukları eğitmeye başladı. Bayan Thompson Teddy´e özel dikkat gösterdi.Onunla çalışırken, zihni anlamaya başlıyor görünüyordu. Onu daha fazla teşvik ettikçe, daha hızlı karşılık veriyordu. Yılın sonuna kadar, Teddy sınıftaki en zeki çocuklardan biri oldu ve tüm çocukları aynı derecede sevdiği yalanına rağmen, Teddy onun gözdelerinden biri idi.
    Bir sene sonra, Bayan Thompson kapısının altında Teddy´den bir not buldu, ona hala tüm yaşamında sahip olduğu en iyi öğretmen olduğunu söylüyordu. Altı yıl sonra Teddy´den bir not daha aldı. Liseyi bitirdiğini, sınıfında üçüncü olduğunu ve onun hala hayatındaki en iyi öğretmen olduğunu yazmıştı. Bundan dört yıl sonra, bazı zamanlar zor geçmesine rağmen okulda kaldığını,sebatla çalışmaya devam ettiğini ve yakında kolejden en yüksek derece ile mezun olacağını yazan başka bir mektup aldı. Yine Bayan Thompson´un tüm yaşamındaki en iyi ve en favori öğretmen olduğunu yazmıştı. Sonra dört yıl daha geçti ve başka bir mektup geldi. Bu kez fakülte diplomasını aldıktan sonra, biraz daha ilerlemeye karar verdiğini açıklıyordu. Mektup onun hala karsılaştığı en iyi ve en favori öğretmen olduğunu açıklıyordu. Ama simdi ismi biraz daha uzundu…Mektup söyle imzalanmıştı, Theodore F. Stoddard, MD. (tıp doktoru).
    Öykü burada bitmiyor. Görüyorsunuz, ortaya çıkan başka bir mektup var. Teddy bir kızla tanıştığını ve onunla evleneceğini söylüyordu. Babasının birkaç hafta önce vefat ettiğini açıklıyordu ve evlenme töreninde Bayan Thompson´un damadın annesine ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu.Şüphesiz Bayan Thompson bunu kabul etti. Ve tahmin edin ne oldu? Taşları düşmüş olan o bileziği taktı. Dahası, Teddy´nin annesinin süründüğü parfümden sürdü.Birbirlerini kucakladılar ve Dr. Stoddard, Bayan Thompson´un kulağına söyle fısıldadı,
    “Bana inandığınız için teşekkür ederim Bayan Thompson. Bana önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve bir fark yaratabileceğimi gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim”
    Bayan Thompson, gözlerinde yaslarla fısıldadı, söyle dedi, “Teddy, yanlış şeylere sahiptin. Bir fark yaratabileceğimi bana öğreten sensin. Seninle tanışıncaya dek, nasıl öğreteceğimi bilmiyordum”.
    kaynak : kisiselbasari

    selam ve dua ile.

  8. #8
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    DÖRT EŞLİ KRAL…
    Bir zamanlar, büyük ve güçlü bir ülkeyi yöneten kralının 4 eşi varmış. Kral en çok dördüncü eşini severmiş, bir dediğini iki etmez, her şeyin en güzelini en iyisini ona verirmiş. Kral üçüncü eşini de çok severmiş.
    Bu güzelliğin bir gün kendisini terk edebileceğinden korktuğu için, onu çok kıskanır, üzerine titrermiş. İkinci eşini de severmiş kral. Kendisine karsı her zaman iyi ve sabırlı davranan eşi, kralın ne zaman bir derdi olsa daima onun yanında bulunur sorunun çözümünde ona destek verirmiş.
    Kraliçe olan birinci eşiymiş kralın. Onu en çok seven, karşılık beklemeden seven, sağlığına ve hükümranlığına en büyük katkıyı sağlayan bu eşi olmasına rağmen, kral birinci eşini sevmezmiş ve onunla hiç ilgilenmezmiş.
    Bir gün kral ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Yakında öleceğini anladığı ve öldükten sonra yapayalnız kalmaktan çok korktuğu için, eşlerinden hangisinin ölüm yalnızlığını kendisi ile paylaşmak isteyebileceğini öğrenmek istemiş.
    En çok sevdiği dördüncü eşine ölüm yolculuğunda kendine eşlik etmek ister mi diye sorduğunda aldığı cevap kalbine bıçak gibi saplanan kısa ve net :
    – "Mümkün değil" olmuş...
    Hayatım boyunca seni sevdim. Sen benimle birlikte ölmeyi kabul eder misin sorusuna üçüncü eşi de :
    – "Hayır, hayat çok güzel. Sen ölünce ben yeniden evleneceğim" diye cevap vermiş.
    Kral bir kez daha yıkılmış. Her sorunumda her zaman yanımda olan bana yardım eden sendin, bu sorunumda da bana yardımcı olur musun talebine karşı ikinci eşinden;
    – "Bu sorunun için hiç bir şey yapamam, olsa olsa sana mezarına kadar eşlik eder, güzel bir cenaze töreni yaptırır ve yasını tutarım" karşılığını almış.
    Büyük bir hayal kırıklığı yasamakta olan kral birinci eşinin sesi ile irkilmiş.
    – "Nereye gidersen git seninle olurum, seni takip ederim...

    Hayatta hepimiz 4 eşliyiz aslında.
    * Dördüncü eşimiz; Vücudumuz. Onun güzel görünmesi için ne kadar zaman, kaynak ve çaba harcarsak harcayalım öldüğümüzde bizi terk edecektir.
    * Üçüncü eşimiz; Sahip olduğumuz servetimiz ve statümüzdür. Ölür ölmez başkalarına yar olacaktır.
    * İkinci eşimiz; Ailemiz ve dostlarımızdır. Bütün sorunlarımızı paylaştığımız bu kişilerin en son yapabilecekleri şey bu dünyadan gözleri yaşlı bizi uğurlamak olacaktır.
    * Birinci eşimiz ise; Ruhumuzdur. Bizimle gelir. O halde yatırım yapacaksak ruhumuza yapalım. Ruhumuzun gıdası ise bellidir; dua, ibadet ve tevekkül…

    selam ve dua ile..


Sayfa 28/38 İlk ... 1828 ... Son

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Facebook platformu Giriş