DUYURU PANOSU
FORUMUMUZDA TİVİBU, D-SMART ,DİGİTURK-BEİN KANALLARI YERLİ - YABANCI PLATFORMLARLA İLGİLİ ,KART PAYLAŞIMI ,İPTV ,SERVER PAYLAŞIMDA BULUNMAK,HACK İLE KONULAR ve SPONSORLARIMIZ DIŞINDA HERHANGİ BİR ÜRÜN SATIŞI YAPMAK YASAKTIR 

İletişim


 WHATSAPP +905354035843


ERK@L


onlineuydudestek@gmail.com

×

NOTICE Bilgilendirme : Bu konu 3881 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....

KOYUNLARIN KÖPEKLERDEN FAZLA OLMASININ NEDENİ..! Hz.Mevlana seher vakti uykusunu şöyle izah eder: Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir. Sabahın nasıl bir bereket vakti olduğunu, sabahta uyanık olanların nasıl bir berekete nail olduklarını Hz.Mevlana verdiği bir cevapta şöyle ifade eder. Adamın biri sorar ? Efendim der, koyun nesli hem kasaplık hem de kurbanlık olarak kesildiği halde bir türlü tükenmez, aksine daha da çoğalıp devam eder. Ama köpek nesli hem de birkaç tane birden

Bu konu 392964 kez görüntülendi 298 yorum aldı ...
Kıssadan Hisse 392964 Reviews

    Konuyu Değerlendir: Kıssadan Hisse

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 392964 kez incelendi.

 
Sayfa 31/38 İlk ... 2131 ... Son
  1. #1
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Icon14 Kıssadan Hisse

    KOYUNLARIN KÖPEKLERDEN FAZLA OLMASININ NEDENİ..!
    Hz.Mevlana seher vakti uykusunu şöyle izah eder:
    Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir.
    Sabahın nasıl bir bereket vakti olduğunu, sabahta uyanık olanların nasıl bir berekete nail olduklarını Hz.Mevlana verdiği bir cevapta şöyle ifade eder.
    Adamın biri sorar ?
    Efendim der, koyun nesli hem kasaplık hem de kurbanlık olarak kesildiği halde bir türlü tükenmez, aksine daha da çoğalıp devam eder.
    Ama köpek nesli hem de birkaç tane birden yavruladığı ve kasaplık olarak kesilmeyip korunduğu halde bir türlü çoğalmaz.
    Koyun gibi sürüler haline acaba neden gelemez..?
    Hz.Mevlana'nın cevabı şöyle olur:
    Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir.
    Bu bereket vaktinde koyunlar asla uyumaz, hep uyanık olurlar.
    Köpekler ise hiç uyanık olmaz hep uykuya dalar, gaflette olurlar.
    Onun için koyun nesli seherin bereketine nail olur.
    Köpekler ise bereketsizliğine maruz kalırlar..!


    Selam ve Dua ile....
    denizci56, Mest, satcom888 Bunu beğendi.

  2. #241
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    İNSANIN GÖZÜNÜ ANCAK TOPRAK DOLDURUR !..
    Şeyh Sâdî anlatır: “Yüz elli deve yükü ticâret malı, kırk köle ve hizmetkâra sâhip bir tüccar gördüm. Bir gece beni İran’ın Hürmüzgan eyâletine bağlı Kiş Adası’ndaki çadırına ***ürdü. Bütün gece susmak bilmedi, boş laflar konuştu. “Falanca ortağım Türkistan’da, falanca sermayem Hindistan’da, bu kâğıt falanca yerin kâğıdıdır, falanca şeye falanca kefildir.” diye anlatıp durdu. Bazan, “İskenderiye’ye yolculuk yapmaya niyetliyim.” diyor, bazan da “Mağrib Denizi (Atlas Okyanusu) kâfirler ve korsanlar sebebiyle tehlikelidir.” diyordu.
    - Ey Sâdî! Bir yolculuğum daha var. Eğer o yolculuğu yapabilirsem geri kalan ömrüm boyunca bir köşede oturup ticâreti bırakırım, dedi.
    - O yolculuk hangi yolculuktur? diye sordum.
    Şöyle dedi:
    - Fars kükürtü Çin’de değerliymiş. Onu Çin’e ***ürmek istiyorum. Oradan Çin porselenini Anadolu’ya, Anadolu ipeğini Hind’e, Hint çeliğini Halep’e, Halep camını Yemen’e ve Yemen kumaşını da Fars’a ***ürdükten sonra ticâreti bırakıp bir dükkân köşesinde oturacağım, dedi.
    Nihâyet konuşmaya gücü kalmayınca:
    - Ey Sâdî! Sen de görüp duyduklarından anlat, dedi.
    Ben de şöyle dedim:
    - Bir kervanbaşı Gûr çölünde bindiği hayvandan düşünce şöyle dedi:
    “Dünya heveslisinin aç gözünü ya kanâat ya da mezar toprağı doldurur.”

    Selam ve dua ile..
    Mest, Yakutix Bunu beğendi.

  3. #242
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    “GIYBET, KARDEŞİNİ HOŞLANMAYACAĞI ŞEYLERLE ANMANDIR”

    Peygamber Efendimiz (sav.) “Gıybetin ne olduğunu bilir misiniz?” buyurunca Sahâbe ‘Allâh ve Resûlü daha iyi bilir.’ dediler. Buyurdu ki: ‘Din kardeşin hakkında onun hoşlanmayacağı şeyler söylemendir.’ ‘Söylediklerim onda varsa?’ diye sorulduğunda,
    “Onlar din kardeşinde varsa gıybet etmiş olursun. Şâyet onda yoksa iftirâ etmiş olursun.” buyurdular.
    Falanın elbisesi kısa veya uzun demek dahi gıybettir.
    Peygamber Efendimiz (sav.) buyurdular:
    Mîraca çıkarıldığım gece bir topluluğa rastladım. Sağlarından sollarından etleri kesiliyor, sonra da kendilerine yediriliyordu. Kendilerine “Dünyada kardeşlerinizin etini yediğiniz gibi şimdi kendi etlerinizi yiyiniz.” deniliyordu.
    Ben “Yâ Cebrâil! Bunlar kimlerdir?” diye sordum.
    Cebrâil (as.) “Bunlar senin ümmetinden, insanların ayıp ve kusurlarını arayan, onları başkalarına söyleyen (gıybet eden)lerdir.” dedi.
    Câbir bin Abdullah (ra.) naklediyor: Resûlüllah (sav.) zamanında kötü kokulu bir rüzgâr esti. Peygamber Efendimiz (sav.) “Bazı münafıklar, Müslümanları gıybet ettiler. Bu kötü kokunun sebebi işte budur.” buyurdular.
    Hikmet ehli bir zâta, ‘Resûlullah (sav.) zamanında gıybetin kötü kokusu ortaya çıkıyordu. Fakat günümüzde bu koku ortaya çıkmıyor. Bunun hikmeti nedir?’ denildi. Şöyle cevap verdi: Günümüzde gıybet o kadar çoğaldı ki, burunlar o kokularla doldu, artık kötü koku belli olmuyor.
    Bu şuna benzer: Derilerin işlendiği tabakhaneye ilk defa giren adam derilerin pis kokusundan orada duramaz. Hâlbuki oranın çalışanları, burunları o kokuyla dolup ona alıştığından bu kötü kokuyu hissetmezler. İşte günümüzde gıybet böyledir. (Tenbîhü’l-Gâfilîn)

    selam ve dua ile..

    Mest, Yakutix Bunu beğendi.

  4. #243
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    DEVRİŞ VE MÜRŞİT
    Bir derviş mürşit kapısına hizmet için gelir. Hizmetin ilk basamağı nefsin terbiyesi olan tekke temizliğinde görev alır.
    Bir gün kalbinden "Allah'ım nedir bu çektiklerim" diye geçirir. Bu düşüncesi mürşidine malum olduğu için, münasip bir dille o tekkeden kovulur. Bizimki düşer yollara...
    Akşama doğru bir şehrin ışıkları görülür. Bu şehre varır varmasına fakat bu şehre girmenin üç şartı vardır.
    1- Allah’ın işine karışılmayacak.
    2-Kulun işine karışılmayacak.
    3-Yalan konuşulmayacak.
    Bu şehrin adı EYVALLAH' tır.
    Bizimki şartları kabul eder ve girer bu şehre. Hoş geldin derler "eyvallah" der. Kalacak yer gösterirler "eyvallah" der. Hizmet verirler "eyvallah" der. Evlendirirler "eyvallah" der.
    Adam bir gün yolda yürürken sade giyimli bir genç kız ve süslü giyimli orta yaşlı bir kadın görür. Kalbinden "şu kadının haline bakın bu ne hal" der.
    Kadınlar bağırmaya başlar:
    - "YETİŞİNN KULUN İŞİNE KARIŞAN VARRR".
    Etraftan gelirler bir güzel döverler. Her tarafını kırarlar ve kan revan içinde hamalın küfesine koyup evine gönderirler.
    Küfede adam "Ey Allah’ım nedir bu basıma gelen" diye kalbinden geçirir. Hamal küfeyi yere atar ve bağırır:
    - "YETİŞİNNNN ALLAH'IN İŞİNE KARISAN VARRRR" etraftan koşup gelenler adamın sağlam kalan yerlerini de kırıp iyice döverler. Orada bırakırlar.
    Sürünerek evine giden adama kapıyı karısı açar:
    - "Noldu sana böyle" diye sorar. Bizimki:
    - "Çok kötüyüm hanım, soran olursa evde yok de" der. Der demez kadın cama cıkıp:
    - "YETİŞİİİNNNN YALANN SÖYLEYENN BİRİ VARRR" diye bağırır. Etraftan koşup gelenlerden üçüncü bir dayak daha yer, bu sefer bayılıncaya kadar.
    Meğer bu şehirde kalpten geçenler karşıdakine malum olur hiç bir şey gizli kalmazmış. Adam acılar içinde bayılır ve bir müddet sonra mürşidinin huzurunda adap tutarken ayılır. Mürşidi ona tebessümle bakmaktadır:
    - "EVLADIMM" der, "DAHA EYVALLAH ŞEHRİNDE YAŞAMASINI BİLMİYORSUN, RIZA KAPISINDAN NASIL GEÇERSİN? RIZA KAPISINDAN GEÇENLER, RIZAYA RAZI OLMAKTAN GEÇERLER."

    selam ve dua ile..
    Mest Bunu beğendi.

  5. #244
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    İPİN HESABI
    Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş. "Öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum" diye vasiyet etmiş. Öldüğünde "Kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?" diye araştırmışlar. Kimse çıkmamış. Nihayet bir hamal,
    -Benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. Sabaha kadar durursam zengin olurum." diye düşünerek kabul etmiş.
    Vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler. Sorgu sual melekleri gelmiş. Bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var. "Nasıl olsa bu ölü elimizde... Biz şu canlı olandan başlayalım" demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar.
    -O ip kimin? Nereden aldın? Niye aldın? Nasıl aldın? Nerelerde kullandın?"
    Sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş. Sabahleyin kabirden çıkmış.
    - Tamam, servetin yarısı senin, demişler.
    - Aman, demiş hamal, istemem, kalsın. Ben, sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. O kadar servetin hesabını nasıl veririm?

    Hayatını ve hayatın içerisinde istifade edilen lütufların hesabını vermek hafife alıncak şey değildir!

    selam ve dua ile..

    Mest Bunu beğendi.

  6. #245
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Zünnûn Mısri hazretlerine sorarlar:
    −İnsan Allah’ın halis kullarından olduğunu nasıl anlar.
    Şöyle cevap verir:
    −İnsan bu durumu şu dört şeyle bilir:
    1) Rahatı terk edebiliyorsa,
    2) Az da olsa elindeki imkânlar ölçüsünde verebiliyorsa,
    3) Maddi durumunun kötüye gitmesi kendisini üzmüyorsa,
    4) Övülmesi ya da kötülenmesi kendisi için eşitse.

    selam ve dua ile..
    Mest Bunu beğendi.

  7. #246
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    SEN DOĞRU OL,KEM BELASINI BULUR

    Dervişin biri eski İstanbul sokaklarında :
    ‘-Sen doğru ol kem belasını bulur.Sen doğru ol kem belasını bulur.’Diye diye dolaşıyormuş.Padişahın biri tebdil-i kıyafet çarşıda gezerken dervişin sözlerini duymuş,ilgisini çekmiş ve dervişe :
    -Hergün sarayıma gel seninle muhabbet ederiz ‘demiş.
    Dervişimiz ertesi gün ……
    Sarayın kapısına gitmiş padişahın karşısına çıkarılmış sohbet muhabbet zaman geçmiş saraydan ayrılırken padişah dervişin cebine bir altın konulmasını emretmiş.
    Sarayın dışında dervişimizi takip eden sahte derviş kılıklı biri yanına yanaşmış ,
    -Ya arkadaş ,Padişah seni neden saraya davet etti ?Derdi neymiş?’falan filan bir yığın sorgu suale tutmuş.Her gün bir altın aldığını da öğrenince.’Onun yaptığı işi ben de yaparım’ diye düşünmüş.Sormuş,
    -Ya kardeş, hergün ben de seninle gelsem rahatsız olmazsın değil mi?’ demiş belki Padişah bana da bir altın verir çoluk çocuğum nasiplenir.’
    İyi dervişimiz:
    -Padişahım kabul ederse neden olmasın sende gelirsin tabii ‘demiş.
    Gel zaman git zaman padişah her muhabbet sonrası bir ona bir öbürüne birer altın verdirir olmuuuş.
    Sahte derviş bir sabah gerçek dervişimizi çorba içmeye davet etmiş.Garsona da gizlice arkadaşının çorbasına bol sarmısak koymasını tembihlemiş.Gerçek dervişin
    -Padişah’ımla muhabbet ederken kötü kokarım ‘sözlerine sözüm ona çare de üretmiş
    -ağzına mendil tutarsın kardeşim ‘demiş.O gün aynen böyle olmuş bizim derviş ağzını mendille örterek padişahla söyleşisini sürdürmüş.Bu arada sahte derviş fırsat bulduğunda Padişahın kulağına eğilip,
    - efendim arkadaşım ağzını mendille neden kapatıyordu biliyormusunuz ,ağzınız kokuyormuş o kokuyu duymamak için’ demiş.
    Padişah çok sinirlenmiş çağırın o dervişi demiş. gerçek dervişimize sarayın fırıncısına verilmek üzere bir pusula vermiş ve ,
    -Al bunu fırıncıya ***ür’ demiş.okuma yazması yok tabii tam kapıdan çıkıp fırıncıya gidecekken sahte derviş :
    -İstersen ver o pusulayı ben ***üreyim fırıncıya , belki Padişah ekmek lütfetmiştir çocuklara ***ürürüm senin ekmeğe ihtiyacın mı olur?’ demiş.
    Onunda okuması yok,pusula böylece sahte dervişin elinden fırıncıya ulaşmış.fırıncı kağıtta yazılan ‘bunu sana getireni kızgın fırına at’ emrini hemen yerine getirip sahte dervişi küt ,alev alev yanan kızgın fırına yollamış.Ertesi gün gerçek derviş yine saraya gelmiş.Padişah şaşırmış:
    - Hayrola sen dün fırıncıya gitmedinmi ?’diye sormuş..Derviş de olanları birbir anlatmış.Padişah dervişin kulağına eğilmiş:
    -SEN DOĞRU OL ,KEM BELASINI BULUR ‘demiş.


    Selam ve dua ile..
    Mest Bunu beğendi.

  8. #247
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    KARARMIŞ KALBİN ALAMETLERİ
    Kalbim temiz diyenlere, kalplerini görme fırsatı! Bakalım kalplerimiz gerçekten nurlu ve temiz mi yoksa zifiri karanlık ve kirli mi?
    Kararmış bir kalbin 3 tane alameti vardır:
    1- Kişinin günah işlemekten rahatsızlık duymaması
    2- Yaptığı ibadetlerden kalbinin lezzet duymaması
    3- Nasihatlerin fayda vermemesi
    (Ebu Turab En-Nahşebi kuddise sirruhu)
    --
    Rabbim! Kalplerimizi kararmaktan muhafaza eyle!Amin..


    selam ve dua ile..
    Mest Bunu beğendi.

  9. #248
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Doğru Düşünen Bir Dostun Olması

    Bir gece Medine sokaklarında Ha**** Hazreti Ömer ve Abdurrahman bin Avf hazretleri gezerken bir evin içinden karışık seslerin geldiğini duyarlar. Biraz yaklaşınca sorar Ha****:
    – Ey Abdurrahman, bu evin kime ait olduğunu biliyor musun?
    Abdurrahman bin Avf, “Bilmiyorum” der. Şöyle açıklama yapar.
    – Burası Rebi’a bin Ümeyye’nin evidir. İçindekiler de sarhoşlar, içmişler bağırıp çağırışıyorlar. Ne dersin, bunlara ne türlü bir ceza uygulayalım? Gecenin bu saatinde bu haldeler…
    Abdurrahman bin Avf der ki:
    – Bana kalırsa ceza uygulanacaklar onlar değil, biziz!
    İrkilir Ha****.
    – Neden? diye sorar. Şöyle izah eder büyük sahabe:
    – Allah’u Azimüşşan ”İnsanların gizli ayıplarını araştırmayınız” buyuruyor. Biz ise gecenin bu saatinde evinin içindeki ayıplarını araştırıp meydana çıkarmakla meşgulüz. Aslında cezalık işi biz yapıyoruz demektir!
    Bunun üzerine düşünmeye başlayan Ha****, elini Abdurrahman bin Avf’ın eline uzatarak der ki:
    – Tut şu elimden de bir an evvel buradan uzaklaşalım; yoksa biz onlara değil, onlar bizden ceza isteyebilirler.
    Oradan hızla uzaklaşırken de söylenmekten kendini alamaz Ha****!
    – Allah insanları doğru düşünen dostlardan mahrum etmesin. Kimseyi de kendi kanaatinde ısrarcı eylemesin. Kendi kanaatini dostlarına kontrol ettirmek, daha doğrusunu duyunca da hemen kabul etmek ne güzeldir!

    selam ve dua ile..

Sayfa 31/38 İlk ... 2131 ... Son

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •