DUYURU PANOSU
FORUMUMUZDA TİVİBU, D-SMART ,DİGİTURK-BEİN KANALLARI YERLİ - YABANCI PLATFORMLARLA İLGİLİ ,KART PAYLAŞIMI ,İPTV ,SERVER PAYLAŞIMDA BULUNMAK,HACK İLE KONULAR ve SPONSORLARIMIZ DIŞINDA HERHANGİ BİR ÜRÜN SATIŞI YAPMAK YASAKTIR 

İletişim


 WHATSAPP +905354035843


ERK@L


onlineuydudestek@gmail.com

×

NOTICE Bilgilendirme : Bu konu 3977 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....

KOYUNLARIN KÖPEKLERDEN FAZLA OLMASININ NEDENİ..! Hz.Mevlana seher vakti uykusunu şöyle izah eder: Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir. Sabahın nasıl bir bereket vakti olduğunu, sabahta uyanık olanların nasıl bir berekete nail olduklarını Hz.Mevlana verdiği bir cevapta şöyle ifade eder. Adamın biri sorar ? Efendim der, koyun nesli hem kasaplık hem de kurbanlık olarak kesildiği halde bir türlü tükenmez, aksine daha da çoğalıp devam eder. Ama köpek nesli hem de birkaç tane birden

Bu konu 398607 kez görüntülendi 298 yorum aldı ...
Kıssadan Hisse 398607 Reviews

    Konuyu Değerlendir: Kıssadan Hisse

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 398607 kez incelendi.

 
Sayfa 5/38 İlk ... 515 ... Son
  1. #1
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Icon14 Kıssadan Hisse

    KOYUNLARIN KÖPEKLERDEN FAZLA OLMASININ NEDENİ..!
    Hz.Mevlana seher vakti uykusunu şöyle izah eder:
    Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir.
    Sabahın nasıl bir bereket vakti olduğunu, sabahta uyanık olanların nasıl bir berekete nail olduklarını Hz.Mevlana verdiği bir cevapta şöyle ifade eder.
    Adamın biri sorar ?
    Efendim der, koyun nesli hem kasaplık hem de kurbanlık olarak kesildiği halde bir türlü tükenmez, aksine daha da çoğalıp devam eder.
    Ama köpek nesli hem de birkaç tane birden yavruladığı ve kasaplık olarak kesilmeyip korunduğu halde bir türlü çoğalmaz.
    Koyun gibi sürüler haline acaba neden gelemez..?
    Hz.Mevlana'nın cevabı şöyle olur:
    Sabaha karşı seher vakti bereket vaktidir.
    Bu bereket vaktinde koyunlar asla uyumaz, hep uyanık olurlar.
    Köpekler ise hiç uyanık olmaz hep uykuya dalar, gaflette olurlar.
    Onun için koyun nesli seherin bereketine nail olur.
    Köpekler ise bereketsizliğine maruz kalırlar..!


    Selam ve Dua ile....
    denizci56, Mest, satcom888 Bunu beğendi.

  2. #33
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Vee Aşk;
    Kör Kuyulardan Çıktığında Dahi Affetmektir Kardeşleri...

    Züleyhavari Parmaklara Bıçak Vurduran
    Bir Güzelliğin Ardındaki Hakiki Güzel Ya Cemil Olan Allah'ı Görebilmektir...
    İsmail Olup Kesmeyen Bıçağa Yanarken,
    İbrahim Olup Emre İtaat Etmektir En Sevdiğini Kurban Etme Pahasına...
    Aşk Hasrettir,
    Hz. Hacer Gibi Bir Çocukla Allah'a Emanet Yaşamaktır...
    Aşk Güvendir,
    Hz. İbrahim Gibi En Sevdiklerini Allah Ismarlamaktır...
    Hayadır Aşk,
    Hz. Adem Gibi Tam Kırk Yıl Semaya Bakamadan Utanarak Yaşamaktır Allah'tan...
    Her Kötülüğüne Rağmen Herkese Kapıyı Açık Tutmaktır...
    Hz. Vahşi'yi "Yahşi" Görmektir Aşk...

    selam ve dua ile..

  3. #34
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Nasip diye bir şey var.
    Sen istediğin kadar konuş.
    İstediğin kadar koştur.
    İstediğin kadar kovala Boş.
    Nasibi takdim edene kalmış herşey.
    O dilerse eğer ne koşmana,
    Ne konuşmana nede koşturmana gerek yok.
    Çokça dua etmek lazım...

    selam ve dua ile..

  4. #35
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Allah Yolunda Çekilen İlk Kılıç

    Zübeyr b.Avvâm (ra.) müslüman olmuştu ve o sıralarda on iki yaşlarındaydı. Bir gün şeytandan gelen bir ses ona,
    “Muhammed yakalandı”dedi. Bunun üzerine Hz. Zübeyr kılıcını çekerek sokağa fırladı. Mekke’nin yukarı mahalllelerinde oturmakta olan Hz. Peygamber’in (sav.) evine kadar koştu. Bu arada da kılıcı hep elindeydi. Onu gören Resûlullah (sav.)
    “Nedir bu hakin? Sana ne oldu? diye sordu. O da
    “Seni yakaladıklarını duydum” dedi.
    Hz. Peygamber bu sefer,
    “Şayet öyle olmuş olsaydı ne yapacaktın?” diye sordu. Hz. Zübeyr,
    “Seni yakalayan kimseyi bulup öldürecektim” cevabını verdi. Bunun üzerüne Resûl-i Ekrem (sav.) hem ona ve hem de kılıcına dua da bulundu. Hz. Zübeyr’e eve gitmesini emretti.
    İşte Allah Yolunda çekilen ilk kılıç budur.
    (Hayâtü’s-Sahabe)

    selam ve dua ile..

  5. #36
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    ERMİŞ’e SORMUŞLAR,

    Bir gün sormuşlar ermislerden birine: …’Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?’diye.
    ‘Bakın göstereyim’ demiş ermis.

    Önce sevgiyi dilden gönlüne indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.
    Ermiş ‘Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz’ diye bir de şart koymuş. ‘Peki’ demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan ***üremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
    Bunun üzerine ‘ Şimdi…’ demiş ermiş.
    ‘Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. ‘ Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. ‘Buyurun’ deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını.
    Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan. ‘İşte’ demiş ermiş.
    ‘Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz.
    Şunu da unutmayın:
    Hayat pazarında Alan değil, Veren kazançlıdır her zaman..

    selam ve dua ile..

  6. #37
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Bir Parmak Fark,
    Günün birinde vezir padişah ile samimiyetine güvenerek; padişahın neşeli bir zamanında sorar:
    - Hünkarım, bildiğiniz üzere sürekli yanınızdayım ve her konuda size yardımda bulunmaktayım. Akıllıca düşünmek ve sorunlara çözüm bulma konusunda da sizden aşağı kalır yanım yok! Lakin siz padişahsınız ben ise vezirinizim. Aramızda ne fark var?
    Bu soru üzerine padişah, işaret parmağını uzatmasını ister; kendi de işaret parmağını vezire uzatır. Vezire "Isır!" der, kendisi de vezirin parmağını ısırmaya başlar. Bir müddet cebelleşmeden sonra vezir; dayanamayarak bağırır. Bunun üzerine padişah vezire dönüp:
    - Eğer sen feryat etmesen, ben de takatimin sonunda idim. Ama sen feryat ettiğine göre ben demek ki senden daha dayanıklıyım.
    Demiş ve eklemiş:
    - Bırak da aramızda bir parmak fark olsun!

    selam ve dua ile..

  7. #38
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Üzülme..!
    Daha önce çok şeye üzüldün; faydası olmadı.
    Çocuğun başarısız olunca üzüldün ; başardı mı ?
    Sevdiğin bir yakının ölünce üzüldün; canlanıp döndü mü?
    Ticarette zarar edince üzüldün; zararların kâra dönüştü mü?
    Üzülme !
    Felakete üzüldün; felaketler çoğaldı.
    Fakirlikten dolayı üzüldün; huzursuzluğun arttı.
    Seni sevmeyenlerin dedikodularına üzüldün; onları sevindirdin.
    Üzülme !
    Çünkü üzüntü ; sana
    Geniş bir ev,
    Güzel bir eş,
    Bol bir servet,
    Yüce bir makam,
    Hayırlı bir evlat vermez!..
    Üzülme !
    Çünkü üzüntü;
    Saf suyu zakkum gibi acı,
    Gülü dikenli bir ot,
    Güzelim bahçeyi bir çöl,
    Nurlu hayatı da yaşanmaz bir hapishaneye dönüştürür.
    Üzülme !
    Ve haline şükret ! Çünkü;
    Sağlam iki gözün, kulakların, dudakların var.
    İki elin – kolun, ayakların, konuşan dilin var.
    Kendine güvenin ve sağlam bir vücudun var !.
    Üzülme !
    Ve haline şükret ! Çünkü;
    Sağlam bir inancın, bir dinin var.
    İçinde huzur bulacağın bir evin, bir ailen var.
    Yiyecek ekmeğin, içecek suyun, giyecek giysin var.
    Ve yanında huzur bulacağın insanlar var !

    selam ve dua ile..

  8. #39
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Yaşlı Değirmenci

    Uzak, çok uzak şehirlerden birinin çok fakir bir köyü varmış. Bu köyün adı da fakir köymüş. Fakir köyün toprağı çorak, havası kurakmış. Bitki yetişmez, hayvan barınmazmış. Hal böyle olunca köydeki herkes bir dilim ekmeğe muhtaçmış. Bu köyde fakir ve yaşlı bir değirmenci varmış. Toprakta buğday yetişmiyormuş ki, insanlar buğdayını değirmene getirsin, öğütsün, un olarak geri alsın.

    Yaşlı değirmenci erkenden kalkar, elini, yüzünü yıkar, sanki öğütülecek çuvallar dolusu buğday varmış gibi, hevesle değirmenin başına geçer, dereden topladığı kumları buğdaymış gibi değirmen taşının altına döker, kendini avuturmuş. Günler böylece geçip giderken, fakirlik iyice boğazlarına kadar dayanmış. Bir dilim ekmek bulamaz olmuşlar.

    Değirmencinin hanımı: “ Bey, herkes gibi biz de açlıktan ölmeden bu köyden gidelim,” demesine rağmen, yaşlı değirmenciye söz geçiremezmiş.

    “ Ölürsem değirmenimin başında ölürüm. Sen istiyorsan git,” dermiş de başka bir şey demezmiş.

    Yaşlı değirmenci yine bir sabah erkenden kalkmış, değirmenin başına geçmiş, dereden topladığı kumları değirmen taşının altına dökmüş. Biraz sonra değirmen gürültüyle çalışmaya başlamış. Değirmenden farklı sesler gelmeye başlamış. Değirmenci de şaşırmış, bakmış, elini uzatmış, bir de ne görsün? Unun aktığı yerden çil çil altınlar akmıyor mu? Yaşlı değirmenci gözlerine inanamamış, avucuna alıp bakmış, yanlış görmüyormuş, bunlar gerçekten altınmış. Sevinçle hanımının yanına koşmuş. Olanları anlatmış. Kocasına ilk anda inanmayan hanımı altınları görünce inanmış. Çok mutlu olmuşlar, artık yoksulluktan kurtulmuşlar.

    Yaşlı değirmenci ve karısı altınların bir kısmını alıp kasabaya inmişler. Kendilerine elbiseler, ayakkabılar ve yiyecekler alıp, köylerine dönmüşler. Onların bu durumunu gören köylüler olanlara bir anlam verememişler.

    Gel zaman git zaman yaşlı değirmenci ve karısı zengin olmuşlar. İyi yürekli yaşlı değirmenci altınları sadece kendine ayırmayıp köylülere dağıtmaya başlamış. Köy fakirlikten kurtulmuş artık fakir köyün adı zengin köy olmuş. Ancak köylülerin arasındaki iki adam bu duruma tahammül edemiyormuş. Yaşlı değirmenci bu altınları nerden buluyor, diye merak etmişler.

    Bir sabah erkenden değirmene giderken, yaşlı değirmenciyi yakalamışlar ve değirmene getirip bağlamışlar. Altınları nerden bulduğunu sormuşlar fakat bir türlü söyletememişler. Yaşlı değirmenci, ben size de altın verdim, yardım ettim, deyince adamlar, verdiğin on altın bize yetmedi, biz altınların hepsini istiyoruz. Adamlar, değirmenciye altınların yerini söyletmek için, odunla dövünce yaşlı değirmenci oracıkta ölmüş. Bunun üzerine adamlar korkup kaçmışlar. Daha sonra adamları kolcular yakalayıp zindana atmışlar.

    Yaşlı değirmencinin karısı, aynı yöntemle altın elde etmek istemiş ama bu mümkün olmamış.

    Aradan zaman geçtikçe köy giderek fakirleşmiş ve adı tekrar fakir köy olmuş.


    selam ve dua ile..

  9. #40
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Birgün yaşlı bir derviş, bir kucak dolusu elma ile bayırlar aşan bir genc kıza rastlamış…
    … Bozkırın sıcağında yorgunluktan al almış kızın yanakları.
    “Nereye gidersin? Ne doldurdun kucağına?” diye sormuş derviş.
    Uzak bir tarlayı işaret etmiş kız.
    “Sevdiğim çalışıyor orada. Ona elma ***ürüyorum.”
    “Kaç tane” diye soruvermiş baba derviş.
    Kız şaşkın:
    “İnsan sevdiğine ***ürdüğü şeyi sayar mı hiç?”
    .....................?
    Usulca kırıvermiş elindeki tesbihi derviş…

    selam ve dua ile..

Sayfa 5/38 İlk ... 515 ... Son

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu an 3 kullanıcı var. (0 üye ve 3 konuk)

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş