DUYURU PANOSU
FORUMUMUZDA TİVİBU, D-SMART ,DİGİTURK-BEİN KANALLARI YERLİ - YABANCI PLATFORMLARLA İLGİLİ ,KART PAYLAŞIMI ,İPTV ,SERVER PAYLAŞIMDA BULUNMAK,HACK İLE KONULAR ve SPONSORLARIMIZ DIŞINDA HERHANGİ BİR ÜRÜN SATIŞI YAPMAK YASAKTIR 

İletişim


 WHATSAPP +905354035843


ERK@L


onlineuydudestek@gmail.com

×

NOTICE Bilgilendirme : Bu konu 3923 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....

Peygamberimiz aleyhis-salâtü ves-selâm buyurmuş ki:insana yoksulluk yirmi dört şeyden hasıl olur: 1. Ayakta bevl etmek (işemek), 2. Cünüp iken taam etmek (yemek), 3. Ekmek ufağın(ı) hor tutup basmak, 4. Soğan ve sarımsak kabuğun(u) ateşe yakmak, 5. Alimlerin önünce yürümEk, 6. Atasına ve anasına adıyla çağırmak, 7. Rast geldiği ağaç ve süpürge çöpüyle dişin(i) kurcalamak, 8. Elin(i) balçık yumak, 9. Eşik üzerine oturmak,

Bu konu 36745 kez görüntülendi 17 yorum aldı ...
insana yoksulluk yirmi dört seyden hasil olur 36745 Reviews

    Konuyu Değerlendir: insana yoksulluk yirmi dört seyden hasil olur

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 36745 kez incelendi.

 
Sayfa 2/3 İlk ... 2 ... Son
  1. #1
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart insana yoksulluk yirmi dört seyden hasil olur

    Peygamberimiz aleyhis-salâtü ves-selâm buyurmuş ki:insana yoksulluk yirmi dört şeyden hasıl olur:
    1. Ayakta bevl etmek (işemek),
    2. Cünüp iken taam etmek (yemek),
    3. Ekmek ufağın(ı) hor tutup basmak,
    4. Soğan ve sarımsak kabuğun(u) ateşe yakmak,
    5. Alimlerin önünce yürümEk,
    6. Atasına ve anasına adıyla çağırmak,
    7. Rast geldiği ağaç ve süpürge çöpüyle dişin(i) kurcalamak,
    8. Elin(i) balçık yumak,
    9. Eşik üzerine oturmak,
    10. Bevl ettiği (işediği) yerde abdest almak,
    11. Çanağı ve çömleği yumadan (yıkamadan) taam (yemek) koymak,
    12. Esvabını (elbisesini) üstünde dikmek,
    13. Yüzünü eteği ile silmek,
    14. Aç iken soğan yemek,
    15. Evinde örümcek komak,
    16. Sabah namazın(ı) kılıp mescitten ivelik çıkmak,
    17. Erken pazara varıp ve pazardan geç çıkmak,
    18. Yoksul kimseden ekmek satın almak,
    19. Çıplak yatmak,
    21. Kapkaçağı örtüsüz komak,
    22. Çerağı üfürmek,
    23. Her şeyi bismillah demeden işlemek,
    24. Şalvarını ayakta giymek.
    Bunlar cümle yoksulluk getirir, müminler hazer etmek (sakınmak) lazımdır.


    Selam ve Dua ile...

  2. #9
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Şeytan Nedir ?

    Şeytan Nedir ?
    Kötü ruhun, kötü birinin, kötülüge tesvik edenin, kötülügün temsilcisinin, karanlik ve delàletin önderinin,
    Allah'in ve O'nu seven, O'na kullukta bulunan herkesin büyük düsmaninin müsahhaslastirilmis sekli veya kötülügün sembolü olmus varlik.
    Seytan (Satan) Ibranice asilli bir kelime olup, rakip, muhalif gibi anlamlara gelir.
    Hz. Adem(aleyhisselam.) topraktan yaratilan ve ilim ile nimetlenen, akil günesi ile aydinlanan Adem(aleyhisselam.)'in her vechile
    üstünlügü meydana çikmisti. Güzel melekler artik o pàyenin Adem (aleyhisselam.)'a verilmesindeki hikmeti anlamis bulunuyorlardi. Güzel ve masum melekler Hz. Adem'e hürmetlerin en güzelini gösteriyorlardi. Fakat Iblis Hz. Adem'i kiskandi. Birden kibir ve gurur ile doluvermisti. Bu gurur onun felaketi olacakti.
    Hz. Adem'e ilk secde eden Cebràil'dir. Pesinden Mikàil, sonra Israfil ve daha sonra da Azràil...
    Ve en sonra mukarrebin denilen yakinlik melekleri.
    Hz. Adem (aleyhisselam.)'e edilen secde kulluk secdesi degil, tàzim secdesidir. Ve Adem'in kadrini sànini ilàndir.
    Ve meleklerin emri ilàhiye ne kadar muti olduklarinin delilidir.
    Hz. Adem (aleyhisselam)'a secdeyi kabul etmedigi andan itibaren, "hayirdan ümidini kesmis, pismanlik ve üzüntü duyan" anlaminda Iblis; secde etmeyis sebebi olarak da "beni dumansiz atesten, onu ise çamurdan yarattin" diyerek hükümsüz bir bahane ve kendisince geçerli bir gerekçe gösterdigi ve Adem'i Cennet'ten çikarmaya çalistigi andan itibaren de Seytan adini almistir.
    SEYTAN Arapça "setane" kökünden rahmetten uzaklasti, Hak'dan uzak oldu; "Sata" kökünden ise, öfkeden tutustu, helak olacak hale geldi gibi manalara gelip insanlardan, cinlerlerden ve hayvanlardan isyan eden ve zarar veren her seyin adi olmustur. Haset, öfke gibi insana mahsus olan her kötü huy ve davranis da seytan diye isimlendirilmistir.
    Seriat örfünde ise, Yüce Allah'in Adem'e secde emrine karsi gelip isyan ettigi için ilàhi rahmetten kovulan ve insanlarin amansiz düsmani olan, cin taifesinin inkarci kesiminden gizli bir varliktir. (el-Kehf, 18/50)
    Diger isimleri ise Gaur, Vesvs, Hannàs, Kàfir, Sagir, Marid, Tàif, Fàtin Mel'un, Medhur, Mekzu, Kefr, Hazul, Adüvv, Mudill, Merid'dir.
    Yaratilisi ve Hz. Adem'e secde emrinden önceki durumu: Evrende Adem (aleyhisselam.)'den önce yaratilmis melek ve cin adinda iki varlik mevcuttu (el-Bakara, 2/31; el Hicr, 15/26-29).
    Seytan, cin denen varlik grubuna mensup idi (el-Kehf, 18/50).
    Hz. Adem'e secde emrine kadar hissiyatina dokunan bir teklif yapilmamis ve imtihan olunmamisti. Onun bu ana kadar, Allah'in emirlerine göre mi, yoksa öz nefsinin isteklerine göre mi hareket ettigi bilinmiyordu. Adem'e secde emri onun hissiyàtina ters düstü. Emri yerine getirmekten kaçindi. Gerekçe, kendisinin atesten, Adem'in ise topraktan yaratilmis olmasiydi. Böylece o, itiraf ve özür dileme yerine itirazi ve hayati tercih etti. Ona göre atesten yaratilmis olmak bir üstünlük sebebiydi. (Sàd, 38/71-58)
    Böylece o, atesin topraktan üstünlügü gibi iki madde arasinda, aslinda olmayan bir farklilik
    görmüstü. Her iki madde yaraticisinin da Allah oldugunu itiraf etmesine ragmen Adem'in yeryüzünde Allah'in ha****si olmasi, Allah'tan bir ruh tasimasi gibi asil üstünlükleri bilmezden gelmisti (el-Hicr, 15/29; Sàd, 38/72).
    Bu anlayis Seytan'a, Allah'in huzurundan kovulma, rahmetinden ümit kesme ve kiyamete kadar
    O'nun lànetini hak etme disinda hiç bir sey kazandirmadi. Çünkü o dar görüslüydü, maddenin ötesini görememisti.
    Maddeyi tek ve gerçek ölçü sanmakla seytanca bir yanilgiya düsmüstü.
    His ve duygulariyla hareketi sonucu kendi nefsinden kaynaklanan yanilgisini Allah'in emrine tercih etmekle insanin üstünlügü gerçegini kabul etmemisti. Çünkü bu secde emri yalniz Adem'in sahsina degil, zürriyeti de dahil, insan nev'ine verilen bir seref ve imtiyazdi.
    Seytan'in bu itirazi, büyüklük taslamaya ve neticede kendisini inkàra ***üren bir isyana dönüstü. Çünkü o,
    neticede sahibini alçaltacak olan bir büyüklük anlayisina sahipti.
    Nihayet Allah'tan su hitap geldi: In oradan! Orada büyüklenmek sana düsmez, defol!...
    Sen alçagin birisin! Defol oradan. Sen artik kovulmus birisin. Dogrusu hesap gününe kadar lànet sanadir.
    (el-A'raf, 7/13; el-Hicr, 15/34-35; Sàd, 38/77-78)
    Böylece Hz. Adem'e karsi büyüklük taslamasi ve secde emrine isyani neticesinde ilàhi rahmetten ebediyen kovulusu "Iblis" adini almasina sebep oldu. Hz. Adem'e secde emri karsisinda isyan eden ve hakikatle ilgili bütün baglari koparilan ve melekler arasindaki yerini de kaybederek tamamen yalniz kalan seytan bu defa intikam pesine düstü. Bir baska deyisle seytanca tutum içerisine girdi. Hedefi insandi. Çünkü insan yüzünden ilàhi rahmetten uzaklastirilmisti. Amacina ulasabilmek için de Allah'tan kiyamete kadar mühlet istedi.
    ***
    --Hay aksi seytan !...
    Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bunu duyunca söyle buyurdu:
    --Öyle deme.Öyle deyince seytani büyütmüs olursun.O kadar ki bir evi doldurmus olur.
    Söyle de: "Bismillah" O zaman seytan bir sinek kadar küçülür
    .
    "

    MÜHLET VERILISI

    Hz. Adem (aleyhisselam.)'a secde emri karsisinda büyüklük taslamasi sonucu ilàhi rahmetten ümidini kesen ve tamamen yalniz
    kalan seytan, hayatindan da endise etmeye basladi. "-Insanlarin tekrar dirilecekleri güne kadar,
    bana mühlet ver" diye Allah'a yalvardi (el-A'raf, 7/14).
    Insanlarin tekrar dirilecekleri günden maksat ise sur'a ikinci üfürülüs zamanidir. (ez-Zümer, 39/68; el-Mutaffin, 83/6)
    Bu sekilde mühlet istemekle tekrar dirilmeden sonra artik ölümün olmayacagini biliyor ve böylece ölümden kurtulacagini saniyordu. Onun bu ölümsüzlük istegi, " ...belirli bir zamana kadar"
    (el-Hicr, 15/38) kaydiyla, "Sen mühlet veri-lenlerden sin!." (el-A'raf, 7/15) seklinde cevaplandirildi. Belirli bir zamandan maksat ise, sur'a birinci üflenis zamanidir (en-Neml, 27/87). Bununla o, zillet ve hakaret dolu bir hayati ölüme tercih etti. Onun için esas düsüs de bu oldu.

    GÖREVI
    Belirli bir zamana kadar mühlet verilen seytan, hatasini anlayip tövbe ederek suçunu affettirme yoluna gitmedi.
    Bilakis daha da azginlasti.
    Kendisine, kiyamete kadar mesgul olabilecegi bir hedef seçti. Bu hedef, Ilàhi rahmetten uzaklastirilmasina sebep olan insandi. Gönlünü intikam duygulari bürümüstü.
    Cüretkàr bir edà ile bu duygularini Yüce Allah'a söyle açikladi:
    "-Beni azdirdigin için yemin ederim ki, yeryüzünde kötülükleri onlara güzel gösterecegim." (el-Hicr, 15/39)
    Görüldügü gibi, Yüce Allah isyanindan dolayi seytani hemen huzurundan kovmamis, önce ona konusma firsati vermis, hatasini anlayip tövbe etme imkàni tanimis fakat o, inat ve küfründe israr edince, bulundugu makamdan indirmis ve tasarladigi plànlarini söylece sinirlayivermistir:
    "Halis kullarim üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapiklar bunun disindadir" (el-Hicr, 15/42).
    -Yerilmis ve kogulmus olarak defol. Yemin olsun ki, insanlardan sana kim uyarsa; sizin hepinizi Cehennem'e dolduracagim." (el-A'raf, 7/18)

    HAVVA'NIN YARATILISINDAN SONRA
    Bilindigi gibi ilk insan olarak yaratilan Hz. Adem erkekti;
    Adn Cenneti'nde ikamet ediyordu. Burasi Adem'in ilk vücut Nimetine mazhar oldugu hilkat bahçesiydi. Kendi cinsinden ve nefsinden esi de yaratildi. (er-Rum, 30/21)
    Esinin adi Havva idi. Artik evrende iki insan vardi: Adem ve Havva. Böylece insanin Cennet hayati baslamisti, devam ediyordu. Öte yanda, Adem'i kendi felaketine sebep bilen seytan, ondan öç almayi planliyordu. Bunun üzerine Adem ve esini Allah söyle uyardi: "Ey Adem! Esin ve sen Cennette kal, orada olandan istediginiz yerde bol bol yiyin, yalniz su agaca yaklasmayin; yoksa zalimlerden olursunuz. .." (el-Bakara, 2/35, Tàhà, 20/117-119)
    Simdi imtihan edilme sirasi Adem'e gelmisti. Aslinda Adem'e ve esine yaklasmamasi tavsiye edilen agaç, ayni zamanda bir imtihan sahasiydi. Onun meyvasindan yemek ise, yasak bir fiilin islenmesi, sorumluluk sahasinin disina çikilmasi ve Allah'in koydugu bir yasagin çignemesi demekti.
    Nihayet "seytan" oradan ikisinin de ayagini kaydirtti..." ve onlarin yanilmalarini sagladi (el-Bakara, 2/36). Adem ve esi, melek olma veya Cennet'te ebedi kalma ihtimallerini duyunca, seytanin kendile- rine düsman oldugunu unuttular. "Agaca yaklasmayin" emrine sabirsizlik edip ondan yediler (Tàhà, 20/115). Agaçtan meyve tadinca ayip yerleri kendilerine açiliverdi. (Tahà, 20/121)
    Allah Adem'e görevini hatirlatarak "Ben sizi o Agaçtan men etmemis miydim? Seytanin size apaçik bir düsman oldugunu söylememis miydim?" diye seslendi (el-A'raf, 7/22).
    Nimetin devamliligi ve Cennet'te ebedi kalma arzusu onlarin bu duruma düsmesine ve seytana uymalarina sebep olmustu. Fakat hatalarini çok çabuk anladilar, meleklerin yolunu seçerek derhal tövbe ettiler (el-A'raf, 7/23). Allah da tövbelerini kabul etti (el-Bakara, 2/37 Tàhà, 20/122).
    Fakat cennette daha fazla kalmalarina müsaade etmedi ve su emri verdi:
    Birbirinize düsman olarak inin, siz yeryüzünde bir müddet için yerlesip geçineceksiniz. Orada yasar, orada ölür ve oradan dirilip çikarilirsiniz" (el-A'raf, 7/24-25).
    "Ey insanlar! Yeryüzündeki temiz ve helàl seylerden yiyin, seytana ayak uydurmayin, zira o sizin için apaçik bir düsmandir. Muhakkak size kötülügü, hayasizligi, Allah'a karsi da bilmediginiz seyi söylemenizi emreder"(el-Bakara, 2/168-169).
    Seytanin kendilerine te'sir edemeyecegi kimseler de ayetlerde su sekilde belirtilmistir: "Seytan seni dürtecek olursa Allah'a sigin, dogrusu O isitir ve bilir. Allah'a karsi gelmekten sakinanlar, seytan tarafindan bir vesveseye ugrayinca, Allah'i anarlar ve hemen gerçegi görürler" (el-A'raf, 7/200-201).
    "Kur'àn okuyacagin zaman, kovulmus seytandan Allah'a sigin. Dogrusu seytanin, inananlar ve yalniz Rablerine güvenenler üzerinde bir nüfuzu yoktur. Onun nüfuzu sadece, onu dost edinenler ve Allah'a ortak kosanlar üzerindedir." (en-Nahl,16/98-100)
    Allah'in hàlis kullarina tesir edemeyecegini, seytan, bizzat kendisi de itiraf etmistir.
    (el-Hicr, 15/28-43; el-Isra, 17/61)

    HER INSANA BIR SEYTAN VERILISI

    Yüce Allah insani, yol gösteren bir melekle destekledigi gibi, onun yanina, kendisine vesvese veren, kötülügü süslü gösteren, münkere tesvik eden ve fitneye çagiran birde seytan vermistir.
    Bu konuda Peygamberlerle diger insanlar arasinda hiç bir ayirim yapilmamistir.
    Söyle ki: Böylece biz her Peygambere insan ve cin seytanlarini düsman yaptik.
    Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldizli (içi bozuk disi süslü ve aldatici) sözLer söylerler" (el-En'àm, 6/11/2-113).
    Yani vahyeder gibi seri bir ima ve isaretlerle öyle süslü, yaldizli sözler telkin ederler ki bunlarin sade disindaki süsüne bakanlar aldanir ve onlarin seytanliklarina meftun olurlar.
    Hz. Peygamber de bir soru üzerine: "Her insanin yaninda bir seytan vardir" buyurmus, "seninle de mi ey Allah'in Elçisi?" diye soruldugunda, "Evet, fakat Rabbim ona karsi bana yardim etti de, o da bana teslim oldu" demistir. (Müslim)

    Ey insan ogullari,
    ben size, seytana tapmayin, o sizin için apaçik bir düsmandir, diye bildirmedim mi ? (Yâsin, 36/60)

    İNSANI SEYTANA TUTSAK EDEN NEFSI HASTALIKLAR

    Zayiflik, ümitsizlik, emelsizlik, simariklik, asiri sevinç, kendini begenmislik, yersiz övünme, zülüm, azginlik, inkàr, nankörlük, acelecilik, basibosluk, serserilik, cimrilik, aç gözlük, hirs, münakasa, gösteris, süphe, kararsizlik, cehalet, gaflet, düsmanlikta katilik, aldatma, yalan, iddià, sabirsizlik, sikàyet ve yakinma, infak etmeme, isyankàrlik, inatçilik, tahakküm, haddi asma, mala düskünlük ve dünyaya dört elle sarilma.
    Bu Nefsi hastaliklardan kurtulup mutmain olunca içini Allah'in zikri, seytandan sakinma, güç ve gayretin Allah ile mümkün oldugunu itiraf etme, gökleri ve yeri ayakta tutan ve yok olmaktan koruyan Allah'a yönelme gibi, insanin maneviyatini güçlendiren ve ruhi kalitesini yükselten faziletlerle dolar.
    Bu durumda yükselen insandan seytan artik çekinmeye baslar ve onunla karsilastigi yolunu degistirir.
    Nitekim Hz. Ömer bunun en güzel örnegidir. Hz. Peygamber ona hitaben söyle demistir:
    "Ey Hattâboglu Ömer, seytan aslâ seninle karsilasamaz. Sen bir yoldan giderken, o muhakkak senin yolundan baska bir yola yönelir gider."

    Seytanin özellikleri;
    Şeytan her insanın hayatı boyunca binlerce defa karşılaşacağı en büyük düşmanıdır. Düşmandır çünkü, insan yüzünden Allah katındaki makamını kaybetmiştir. Yeryüzünde bulunmasının tek nedeni de insanları saptırmak için Allah'tan aldığı izindir. Kıyamete kadar, bu izin doğrultusunda olabildiği kadar çok insanı cehennem ateşine sürükleyecek, bunu başarmak için her türlü yolu deneyecektir. Bu amaçla şeytan, insanları her an gözler (Araf Suresi, 27), insana zarar verecek planlar ve oyunlar hazırlar.

    Çoğu insan şeytanın ne kadar büyük bir tehlike olduğunun farkında bile değildir. Şeytan bu insanların mantığına göre, uzak, hatta hayali bir varlıktır. Onlara göre yalnızca çok büyük kötülükleri yapan, vahşi, cani kimseler şeytana uyarlar. Kendilerini ve kendileri gibi normal insanları zaten temiz kalpli görürler. Ancak arada yapılan ufak tefek hatalar için "şeytana uydum" denir.

    Oysa bu gaflet, insanın hayatı boyunca yapabileceği en büyük hatalardan biridir. Çünkü şeytan iman eden küçük bir grup dışında insanların tam yakınını kendi kontrolü altına almıştır. Bu insanlar farkında olmadan en büyük düşmanları olan şeytanın istediği hayatı yaşar ve onun peşinden cehenneme giderler. Oysa insanların yapması gereken, şeytanı çok iyi tanımak ve onu düşman edinmektir. Allah bunu insanlara Fatır Suresi'nde emretmiştir:
    Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin Suresi, 6)
    Şeytanın farkına varmak, onu bir düşman olarak kavramak insanı kurtuluşa ***üren adımlardan biridir. Bunun için öncelikle şeytanın özelliklerini, daha sonra da kullandığı taktikleri bilmek gerekir. Birçok Kuran ayetinde ayrıntılı olarak tarif edilen bu özellikler aşağıda ana başlıklar altında sıralanmıştır.

    Sinsi ve Yalancıdır


    Şeytan, insanları doğru yoldan alıkoyabilmek için öncelikle gerçekleri örter. Bunun en geçerli yolu ise sinsice yalan söyleyerek insanları kandırmaktır. Yalan yoluyla, sahte ve boş vaadler vererek insanları kendi tarafına çekmeye çalışır. Daha iyi bir sosyal statü, daha çok para, daha çok cinsellik, daha rahat bir hayat, hatta ahirette daha üstün bir konum bile vaad eder. Ancak yalan söylediğini ve boş vaadlerde bulunduğunu ahirette kendisi itiraf edecektir:
    İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: "Doğrusu, Allah, size gerçek olan vaadi vaadetti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim(İbrahim Suresi, 22)
    Fakat bu itiraf ancak dünya hayatı sona erdikten sonra, şeytan ve dostları kıyamet günü haşredildikleri zaman gerçekleşir. Elbette bu gerçeği öğrenmek şeytanın dostlarına hiçbir fayda sağlamaz. Hepsi tarih boyu şeytana tabi olan diğer insanlarla beraber cehenneme girerler.

    İtaatten Çıkmış, Saygısız ve Nankördür

    Şeytan kendisini yoktan var eden ve sahip olduğu bütün özellikleri veren Allah'a karşı büyük bir nankörlük içindedir. (İsra Suresi, 27) Bu nankörlük ve kendini bilmezlik içinde kendi yaratıcısına başkaldırmış ve itaatten çıkmıştır.

    Azgın ve Kaypaktır

    Şeytanın dikkat çekilen bir başka özelliği de hem azgın, hem de kaypak (Hac Suresi, 3) oluşudur.

    İtaatten Düzeni İnanlar İçin Çok Zayıftır


    Şeytanın iman edenlere karşı kurduğu tuzaklar ve hileli düzenler dıştan bakıldığında güçlü gibi gözükse de bu aslında bir aldanıştır. Çünkü gerçekte şeytanın hileli düzeni zayıftır ve yıkılmaya mahkumdur:
    İman edenler Allah yolunda savaşırlar; inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar, öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır. (Nisa Suresi, 76)
    Gücü Yalnızca Çağırmaya Yeter


    Şeytanın insan üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktur. O yalnızca insanları davet eder. Bu davete uyan insanın kendisidir. Yani insan bir vicdansızlık yaptığında, bunun sorumluluğunu şeytana yükleyip bırakamaz. Asıl kınaması gereken şeytana uyan nefsidir. Şeytan bu gerçeği ahirette kendisini suçlayan inkarcılara karşı şöyle bildirecektir:
    nim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. (İbrahim Suresi, 22)
    İnsanların Düşmanıdır


    Şeytan'ın insanın başdüşmanı olduğu birçok ayette belirtilmiştir. (En'am Suresi 142, Kehf Suresi 50, Yasin Suresi 60) Çünkü şeytanın insana vermek istediği zarar, yeryüzünde hiç kimsenin veremeyeceği kadar büyüktür. Şeytan insanın cehennemde sonsuza kadar yanmasını ister. Bu sebeple de insanın en büyük düşmanıdır. Bu gerçek ayetlerde bildirilmektedir:
    Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır. (Bakara Suresi, 168) Çünkü şeytan, insan için apaçık bir düşmandır. (Yusuf Suresi, 5)

    İyilikten ve Hayırdan Yana Hiçbir Yönü Yoktur

    Varlığını insana zarar ve sıkıntı vermeye adamış olan şeytan, insanlar için hiçbir hayır ve iyilik sahibi değildir. Şeytanın bu özelliği ayetlerde de "her türlü hayırla ilişkisi kesilmiş" (Nisa Suresi, 117) olarak bildirilmiştir.

    İnsanlar Üzerinde Bir Pisliktir


    Şeytanın insan üzerindeki etkisi, Kuran'da "pislik" olarak tanımlanır:
    kendisiyle tertemiz kılmak, sizden şeytanın pisliklerini gidermek, kalplerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı (arz üzerinde) sağlamlaştırmak için size gökten su indiriyordu. (Enfal Suresi, 11)

    Allah Katından Kovulmuştur


    Şeytan itaatsizliği ve nankörlüğü yüzünden Allah katından aşağılanarak ve horlanarak kovulmuştur. Zaten "şeytan" kelimesi de bizzat bu kovulmuşluk anlamını içermektedir. Şeytanın bu özelliği Al-i İmran Suresi 36, Tekvir Suresi 25 ve Hicr Suresi 17.

    (alintidir)



    Rabbim bizi şeytanın hilelerinden korusun AMİN.



    Selam ve Dua ile..











  3. #10
    Yakutix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2843
    Üyelik tarihi
    02 Mayıs 2014
    Konum
    Türkiye
    Mesajlar
    443
     
     Uydu Alıcısı
     
     Gigablue 800 UE 

    Standart

    @Dadaloğlu.
    Vermiş olduğun bilgiler için teşekkürler ama kopyala yapıştır yaparken lütfen yazdıklarımızı kontrol edelim çoğu okunmamakta.
    Ve ALINTIDIR yazısı alta ekleyiniz.
    Resimlerinizi sildim çünkü resimler belli etmemekte.
    Teşekkürler iyi forumlar ve bol paylaşımlar.

  4. #11
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart

    Gereken düzeltmeleri yaptim , uyarin icin sagol yakutix kardesim.

  5. #12
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart üzüm ve şarap hikayesi

    * ÜZÜM VE ŞARAP HİKAYESİ *
    Hz. Ali aleyhisselam bir Hristiyana misafir oldu.Adam üzüm getirdi.
    Hz. Ali aleyhisselam üzümü yedi.Sonra üzümden yapılmış şarap getirdi.
    Hz. Ali aleyhisselam buyurdu ki : Haramdır.
    Hristiyan dedi ki : Siz Müslümanlara şaşarım.Üzüm helal ,içki haram.
    Halbuki bu, bundan yapılıyor.
    Hz. Ai aleyhisselam buyurdu ki : Eşin var mı? dedi.
    Adam var dedi.
    Kızın var mı? dedi.
    Adam O da var dedi.
    İkisi de gelsin buraya.
    Eşi ve Kızı gelince,Hz. Ali (r.a.) buyurdu ki :
    Bu kız bu annedendir, ama görüyorsun ki ALLAH annesini sana helal, kızını ise
    haram kılmıştır.
    Hristiyan dedi ki : Şehadet ederim ki ALLAH birdir ve Muhammed O'nun Resulüdür ve Sen Onun ha****si sin.Elinden öpüp müslümanlığını ilan etti...


    Selam ve Dua ile..

  6. #13
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Sultan 3.Murat Han

    Uyan Ey Gözlerim
    Sultan III. Murat Han bir sabah namazını kaçırmış.
    Üzüntüsünden Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan'ı yazmış.
    Biz hergün kaçırıyoruz ama ne yazik ki o parçayı dinlemiyoruz bile.
    Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
    Uyan uykusu çok gözlerim uyan
    Azrailin kastı canadır, inan.
    Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
    Uyan uykusu çok gözlerim uyan!!!...


    Selam ve Dua ile..

  7. #14
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Hayat nicedir?



    Dervişe sormuşlar: Hayat nicedir?
    Demiş ki derviş: Hayat bilmecedir.
    Attığın her adım bir hece; çözene gündüz, çözemeyene gece!
    Ömür dediğin düne benzer. Yeşil yaprak gibi açar, sonra da solar.
    Hazan misali gazele döner ve kelebek misali yitip gider.


    Selam ve Dua ile...




  8. #15
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Malkcom X'in 1964 Mekke'den yazdigi Mektup.!

    Hac'ın İnsanlar üzerindeki Etkisine güzel bir örnek!

    Malcom X'in (al-Hacc, Malik al-Shabazz)' ın 1964 yılında yaptığı Hac ziyareti sırasında Harlem'deki arkadaşlarına Mekke'den yazdı...

    MALCOM X ' DEN ( al-Hajj, Malik al-Shabazz) MEKKE'DEN MEKTUP VAR...!

    Ömrümde, her renkten, her ırktan insanların birlikte kaynaştığı, İbrahim'in, Muhammed'in ve semavi klitaplardaki bütün peygamberlere ev sahipliği yapan, şimdi bulunduğum bu mukaddes topraklardaki kadar, insanlar arasında böylesine coşkulu ve içtenlikli bir konukseverlik, böylesine yüreklerden taşan gerçek bir kardeşlik hiç görmedim.

    Geçen hafta çevremde her renkten insanların oluşturduğu asil ve anlatılamaz ihtişamdan büyülenmiş bir halde ve konuşmaktan aciz kaldım.

    Beni Yaratan Allah beni Mukaddes Mekke'yi ziyaret etmekle ödüllendirdi. Kâbe'nin çevresini yedi kere döndüm. İnsanlığın dertlerine deva İslâm'ın Kutsal suyu Zemzem'den kana kana içtim. Safa ve Merve tepeleri arasında yedi defa gittim ve geldim. Adem''in yurdunda tarihin en eski kenti Mina'da, Arafat'ta dua ettim.

    Dünyanın dört bucağından onbinlerce hacı ile ile birlikteydim. Mavi gözlü sarışınlardan siyah derili Afrikalıya kadar bütün renkler kaynaşmıştı. Fakat hepsi insanların birlikteliğini, tek bir ruh halinin ibadeti içinde idiler. Bu benim Amerika'da siyah ile beyaz arasında göremediğim, fakat görülmesi kaçınılmaz olan ve olanaklı olan bir manzaraydı.

    Amerika, İslâm'ı tanımalı, anlamalı ve bilmelidir. Çünkü sadece bu din toplumdaki ırk, renk, insanlar arasındaki ayırımı kökten reddetmektedir. İslâm ülkelerine yaptığım gezilerde konuştuğum insanlar ve hatta beraber yemek yediğim beyaz Amerikalılar kafalarındaki beyaz ayırımcılığın İslâm ile tanıştıktan sonra yok olduğunu söylediler.

    İnsanların renklerine bakılmaksızın birlikte içiçe oldukları böylesine içtenlikli ve gerçek bir kardeşlik bir manzarasını bundan önce hiç görmemiştim.

    Bu sözcükleri benden işitmekle belki şaşıracaksınız. Bu Hac sırasında gördüğüm ve yaşadığım bu gerçekler benim daha önceden eriştiğim düşünce biçimini yeniden temellendirmede büyük etkisi oldu ve bazı varsayımlarımı terketmeye karar verdim.

    Bu benim için hiç de zor olmayacak. Sıkı ve kesin kabul ettiğim düşüncelerime rağmen ve ben her zaman gerçeğin arayışı içinde oldum ve karşılaştığım her yeni gerçeği yeni bir aşama, yeni bir bilginin açılımı olarak kabul ettim.

    Gerçeğin yetenekle aranmasının önemli ve belki de ilk şartı olan beynimi ve aklımı daima açık tuttum. Bu Kutsal yerlerde geçirdiğim 11 gün içinde bu Müslüman kardeşlerimle Tek ve aynı Allah'a ibadet ve dua ederken onlarla birlikte aynı tabaktan yedim, aynı bardaktan içtim, aynı kilimin üstünde uyudum. Gözleri mavilerin en mavisi, saçları sarıların en sarısı ve derileri beyazların en beyazı idi.

    Ve beyaz Müslümanların sözcükleriyle ben Nijerya'dan, Sudan'dan ve Gana'dan siyah Afrikalı Müslümanlar arasında ayni ve gerçek içtenliği ve duyarlılığı yaşadım. Biz gerçekten kardeşlerdik, kardeştik. Çünkü inançlarımız tek Allah'a idi ve aramızda renkler kalmamış ve Beyaz renk, Amerika'da var olan tutum ve davranışlarıyla düşüncelerimizden sökülüp atılmıştı.

    Eğer beyaz Amerikalılar Allah'ın tekliğini kabul ettiklerinde insanın da Birliği gerçeğini kabul edecekler, insanlar arasında antropolojik üstünlük ölçülerine, farklı renklere farklı muamelede bulunmaya son vereceklerdir.

    Amerika'daki ırkçılık tedavi kabul etmez bir kanser salgınıdır. Beyaz Amerikalı'nın Hıristiyan kalbi böylesine yıkıcı bir hastalığın tedavisinde kanıtlanmış bir gerçeği kabul etmesi kaçınılmazdır. Irkçılık Almanya'da Almanları içeren vurmuş ve yıkmıştır.

    Bu kutsal topraklarda geçen her saat bana Amerika'daki siyah-beyaz çatışmasına yaklaşımda çok daha güçlü bir iç zenginliği kazandırıyor. Amerikan zencileri ırkçı kinleri nedeniyle asla suçlanamazlar. Onların tepkileri Amerikan beyazlarının 400 senelik bilinçli ırkçı davranışlarına karşı oluşan bir bilinçaltının doğal sonucıdur.

    Irkçılık Amerikayı bir intihar yolunda sarmalayarak yürütmektedir. Gözlemlerime dayanarak çeşitli zaman ve mekânlarda kolej ve üniversitelerde birlikte olduğum yeni nesil beyaz gençlerin duvarlardaki yazıları görüp okuduktan sonra birçoğunun Amerika'yı tümden bir yıkıma ***ürecek ırkçılık hastalığından kurtaracak tek doğru yolu bulmaları kadar doğal bir şey olamazdı.

    Hiç de öyle çok yüksekten bir saygınlık görmedim ve bunu beklemiyordum da. Kendimi o kadar saygıya değer veya değersiz de hissetmedim...! Birkaç gece önce Amerikada kendisini beyaz olarak gören bir beyaz adam, Birleşmiş Milletler'de bir diplomat, bir elçi, kralların bir arkadaşı kendi dairesini, kendi yatağını bana verdi .

    Amerika'da böyle bir muamele göreceğim aklımın ucundan geçmesi bir yana rüyalarımda bile olası değildir. Böyle saygınlık ve şerefli bir muamele Amerika'da değil bir zenciye bir krala bile yapılması şaşkınlık yaratacak bir gelişmedir.

    Bütün övgüler yerin, yedi kat semanın ve evrenlerin yegâne yaratıcısı ve sahibi Yüce Allah'a aittir.


    Selam ve Dua ile.

  9. #16
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Fatih Sultan Mehmed Han

    Hasta Olursun Diye Korktum !
    Fatih Sultan Mehmed bir Anadolu seferi dönüşünde, Balıkesir'den geçiyordu. Hava oldukça sıcaktı. Bu sıcaktan herkes gibi Fatih Sultan Mehmed de nasibine düşeni almıştı. Öylesine yorgundu ki,
    Kendisini bu halde gören bir köylü kadını bir tas içerisinde ona ayran ikram etti. Fatih, ayranın üstündeki saman çöplerini üfleye üfleye ayranı içti. Sonra da kendisini bir ana şefkatiyle seyreden ihtiyar köylü kadına:
    -Allah razı olsun, dedi. Ama şu saman çöpleri ayranı bir nefeste içmeme engel oldu.
    İhtiyar kadın Fatih'in bu sözlerine anne şefkatinin boyutlarını gözler önüne seren, şu cevabı verdi:
    -Oğul, ben onları ayranın üzerine kasıtlı koydum.Sen uzak yoldan geliyorsun. Sonra terlemişsin de. Soğuk ayranı bir yudumda içersin de hasta olursun diye koydum. Hasta olmayasın diye böyle yaptım
    .

    Selam ve Dua ile..

Sayfa 2/3 İlk ... 2 ... Son

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Benzer Konular

  1. SCISHION V88 TV Box Oynatıcı Rockchip 3229 Dört Çekirdekli
    Diğer İptv Box Cihazlar forum içinde, yazan onerpol
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 30.Nisan.2017, 01:30
  2. Dört büyük mezhep imamlari
    İslam Büyüklerimiz forum içinde, yazan Dadaloglu
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 03.Şubat.2015, 16:50
  3. Boks ringleri neden dört köşedir
    Bunları Biliyormusunuz forum içinde, yazan kaptan-8
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 05.Nisan.2014, 07:45

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Facebook platformu Giriş