DUYURU PANOSU
FORUMUMUZDA TİVİBU, D-SMART ,DİGİTURK-BEİN KANALLARI YERLİ - YABANCI PLATFORMLARLA İLGİLİ ,KART PAYLAŞIMI ,İPTV ,SERVER PAYLAŞIMDA BULUNMAK,HACK İLE KONULAR ve SPONSORLARIMIZ DIŞINDA HERHANGİ BİR ÜRÜN SATIŞI YAPMAK YASAKTIR 

İletişim


 WHATSAPP +905354035843


ERK@L


onlineuydudestek@gmail.com

×

NOTICE Bilgilendirme : Bu konu 3329 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....

Zülkarneyn Aleyhisselâm ordusuyla gece yolda giderken ordusuna: - Ayağınıza takılan şeyleri toplayın, diye emir verir. Ordu bu emri duyunca; içlerinden bir grup: -Çok yürüdük, çok yorgunuz. Gece vakti bir de ayağımızı takılan şeyleri toplayarak boşuna ağırlık mı yapacağız. Hiçbir şey toplamayalım, diyerek hiçbir şey toplamıyorlar. İkinci grup ise; - Madem Komutanımız emretti, birazcık toplayalım, emre muhalefet etmeyelim. Zira ordun komutanına itaat etmek gerekir, diyerek az bir şey

Bu konu 20685 kez görüntülendi 10 yorum aldı ...
Zülkarneyn Aleyhisselâm ordusuyla gece yolda giderken , 20685 Reviews

    Konuyu Değerlendir: Zülkarneyn Aleyhisselâm ordusuyla gece yolda giderken ,

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 20685 kez incelendi.

 
Sayfa 2/2 İlk ... 2
  1. #1
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Zülkarneyn Aleyhisselâm ordusuyla gece yolda giderken ,

    Zülkarneyn Aleyhisselâm ordusuyla gece yolda giderken ordusuna:
    - Ayağınıza takılan şeyleri toplayın, diye emir verir.
    Ordu bu emri duyunca; içlerinden bir grup:
    -Çok yürüdük, çok yorgunuz. Gece vakti bir de ayağımızı takılan şeyleri toplayarak boşuna ağırlık mı yapacağız. Hiçbir şey toplamayalım, diyerek hiçbir şey toplamıyorlar.
    İkinci grup ise;
    - Madem Komutanımız emretti, birazcık toplayalım, emre muhalefet etmeyelim. Zira ordun komutanına itaat etmek gerekir, diyerek az bir şey topluyorlar.

    Üçüncü grup ise;
    -Komutanımız bir şeyi boşuna emretmez. Muhakkak bildiği bir şey vardır. Bir hikmete vardır, diyerek bütün abalarını ağzına kadar doldururlar.
    Sabah olduğunda bir de bakıyorlar ki, meğer bir altın madeninden geçmişler de, ayaklarına değen şeylerin altın olduğunun farkına varamamış.

    Bunu anlayınca:
    Hiç almayan birinci grup;
    -Ah niçin almadık! Nasıl dinlemedik komutanımızın sözünü. Keşke alsaydık! Bir tane bari alsaydık diyerek pişman oluyorlar.

    Az alan ikinci grup ise;
    -Ah ne olaydı da biraz daha fazla alsaydık. Ceplerimizi, abalarımızı hınca hınç doldursaydık diye sitem ediyorlar kendilerine.

    Çok alan üçüncü grup ise:
    - Keşke gereksiz, lüzumu olmayan eşyalarımı atsaydım, daha çok toplasaydım. Her şeyimizi doldursaydık, daha fazla alsaydık diyerek, fazla almalarına rağmen üzülüyorlar.


    İşte bu misalde olduğu gibi, Ahirette bütün insanlarda bunun gibi ağıtlarda bulunacak.

    Kafir olan;
    - Keşke iman etseydik, keşke inansaydık da hiç olmasa Cehenneme girdikten sonra iman etmemiz sonucunda Cennete girseydik, ebedi cehennemden kurtulsaydık,

    Mümin, fakat az sevabı olan;
    -Keşke biraz daha sevap işleseydim de, biraz daha ikrama mazhar olsaydım.

    Mümin,çok sevabı olan ise;
    -Ah ne olaydı da Makamımı biraz daha yükseltecek bir vakit daha namaz kılsaydım, biraz daha fazla sadaka verseydim,oruç tutsaydım, biraz daha sevap işleyecek ameller yapsaydım... diyeceklerdir.

    Rabbim bu misallerden ders almak nasip etsin...(Amin ecmain)


    Selam ve Dua ile..

  2. #9
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Yavuz Sultan Selim

    NİÇİN SAVAŞIRIZ

    Yavuz Sultan Selim Mısır Seferinden başarılı dönmüştü. Bütün halk toplanmış
    onu şehre girerken alkışlamak için sabırsızlanıyordu. Ama Padişah gece olmadan şehre girmek istemiyordu. Bunun sebebini herkes merak ettiği halde hiç kimse sormaya cesaret edemiyordu.

    Sonunda büyük alimlerden olan İbni Kemal:
    Padişahım bir maruzatım var dedi.

    Padişahın:
    Efendi ne istediğin varsa hiç çekinmeden söyle demesi üzerine İbni Kemal cevabı merak edilen soruyu şöyle sordu:
    Askerler merakta bütün halk sokağa dökülmüş sizi alkışlamayı beklerken siz hala şehre girmezsiniz. Bunun sebebi hikmeti nedir?

    Yavuz şu şahane cevabı verdi:
    Efendi sen bizi hala tanıyamadın mı? Biz; şan şöhret ve alkış toplamak için değil
    Allah rızasını kazanmak için savaşırız.


    Selam ve Dua ile..

  3. #10
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Standart Dört mevsim

    Dört Mevsim,

    Bir zamanlar Toprak Ana, evinde yalnız yaşıyormuş. Yalnız yaşamak zormuş, bu yüzden canı çok sıkılıyormuş. Bir gün kalkmış, gök kralına misafirliğe gitmiş. Sarayın kapısına varınca, gürültüler, patırtılar duymuş. Kapıdaki nöbetçiye, bunların ne olduğunu sormuş.

    Nöbetçi:
    Ne olacak, demiş. mevsim
    kardeşlerin gürültüsü. İkisi kız, ikisi oğlan Dört yaramaz çocuk var. Kavga edip duruyorlar.

    Toprak Ana :
    *Onları bana gönderin, demiş. Ben yalnızım, biraz da benimle otursunlar.

    Nöbetçi Toprak isteğini krala söylemiş. Kral da Pekidemiş. Toprak Ana bunun üzerine evine dönmüş, mevsim
    kardeşleri beklemeye başlamış.

    Önce en küçük kardeş gelmiş. Pembe, beyaz saçlı, güzel bir çocukmuş. Toprak Anaya :

    * Benim adım İlkbahar, demiş. Size ufak bir armağan getirdim.

    İlkbahar, çantasını açmış, çantasından tomurcuklanmış dallar, renk renk çiçek demetleri, cıvıl cıvıl ötüşen kuşlar çıkarmış.

    Çok geçmeden ikinci kardeş gelmiş. Tombul, kırmızı yanaklı bir kızmış. Adı da Yaz mış. Kardeşine :

    *Haydi çekil bakalım, bak, ben geldim, demiş. Sonra o da çantasından çilek, kiraz, şeftali, erik gibi meyveler çıkarmış, bunları Toprak Anaya sunmuş.

    Derken üçüncü kardeş gelmiş. Sarı sapsarı bir çocukmuş.

    Toprak Ana ya :
    * Ben sonbaharım demiş. Yalnızlığı, sessizliği çok severim, demiş. Sonra da kuşları kovmuş, her yeri sarıya boyamış. Ortalığa bir sessizlik çökmüş. Tam bu sırada dördüncü kardeş gelmiş. Çiçekleri, meyveleri dağıtmış, cebinden beyaz bir su çıkarmış, bu suyla her yeri beyaza boyamış. Bir yandan da :

    *Benim adım kış, benim adım kış diye bağırıyormuş.

    Dört kardeş de Toprak evinden gitmek istememiş. Kavgaya tutuşmuşlar. Ortalık alt üst olmuş. Toprak Ana kızmış :

    *Beni dinleyin, demiş. Ya sırayla gelin, evimde üçer ay misafir kalın, ya da çekilip gidin. Hepinizi birlikte istemiyorum.

    *Bunun üzerine mevsim
    kardeşler düşünmüşler. Aralarında anlaşıp Toprak Anaya, peki. demişler. İşte o günden beri sırayla geliyor, Toprak Anada üçer ay misafir kalıyorlar.


    Selam ve Dua ile..

  4. #11
    Dadaloglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 15638
    Üyelik tarihi
    27 Aralık 2014
    Konum
    Yurtdisi
    Mesajlar
    2.142
     
     Uydu Alıcısı
     
     Korax ipplus HD 

    Icon14 Kıssadan Hisse

    Bir gün iki kişi, Râbia-tül Adeviyye'yi (ra)ziyârete geldiler. İkisi de açtı.

    Yemeği helâldir

    diye içlerinden yemek yemek geçti. O anda kapıya biri gelerek, Allah rızâsı için bir şeyler istedi. Râbia hazretleri evdeki iki ekmeğini buna verdi. Gelen sevinerek gitti. Bir saat kadar sonra bir kişi kucağında bir yığın ekmekle geldi. Râbia hazretleri ekmekleri saydı. On sekiz ekmek vardı. Dedi ki;


    Ekmekler yirmi olsa gerektir.


    Ekmeği getiren, ikisini saklamış.
    Çıkarıp iki ekmeği de verdi. Oradakiler hayretle sordular.
    Bu ne sırdır? Biz senin ekmeğini yemeye gelmiştik. Önümüze koyacağın ekmekleri kapıya gelene verdin. Ardından ekmek geldi. Eksik olduğunu söyledin.

    Cevâbında şöyle buyurdu:

    Siz ikiniz gelince karnınızın aç olduğunu anladım. Önünüze koyacağım o iki ekmeği kapıya gelene verdim. Allahü teâlâdan bu ekmeklerin misâfirlerin karnını doyuramayacağını, bunun için bir yerine on vermesini istedim. Çünkü Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde (En'âm sûresi 160. ayet-i kerîmesinde) bire on vereceğini bildiriyor. Ben O'nun bu vâdine güvendim. İki ekmek yerine yirmi ekmek geleceğini bildiğim için de ekmeklerin noksan olduğunu söyledim.


    selam ve dua ile..

Sayfa 2/2 İlk ... 2

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Benzer Konular

  1. Binbir Gece, tekrarlarıyla Kanal D'de
    Türksat 3A/4A (42.0°E) forum içinde, yazan cann2
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 07.Kasım.2018, 19:40
  2. Lâcivert Gece - Hüsrev Hatemi
    Şiirler forum içinde, yazan pokker1
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 01.Eylül.2017, 11:00
  3. Frontozo Balığı (GECE AVCISI)
    Akvaryum Dünyası forum içinde, yazan Nukas
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 04.Eylül.2014, 09:00

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Facebook platformu Giriş