DEDE KORKUT’ UN ÖĞÜTLERİ

Dede Korkutun, on ikinci asrın sonu ve on üçüncü asrın başlarında yaşadığı rivayet edilir. Oğuzların Bayat boyundandır. O, alimdir ve koyu bir Türkçüdür. Onun öğütlerinden bir bölümünü nakletmek istiyorum;
“Ağız açıp över olsam, Allah demeyince işler düzelmez. Kadir Tanrı vermeyince, er zengin olmaz. Ezelden yazılmazsa, kul başına kaza gelmez. Ecel vakti ermeyince kimse ölmez, ölen adam dirilmez, çıkan can geri gelmez. Bir yiğidin, kara dağ tepesinde malı olsa yığar, derer, ister amma, nasibinden fazlasını yiyemez. Çağıldayan sular taşsa, deniz dolmaz. Büyüklük taşıyanı Tanrı sevmez. Gönlüne benlik yerleşen kişide devlet olmaz. El oğlunu besleyip, büyütmekle oğul olmaz, büyüğünce bırakıp gider. Külden tepecik olmaz. Güveyi oğul olmaz. Kara eşek başına başlık vursan, katır olmaz. Cariye’yi süsleyip giydirsen, hanım olmaz. Lapa, lapa karlar yağsa, yaza kalmaz. Zümrüt gibi yeşil çimen, güze kalmaz. Gittiği yerin otlaklarını geyik bilir. Yeşermiş çimenlerin yerini yaban eşeği bilir. Değişik yolların izini deve bilir. Yedi dere kokularını tilki bilir. Gece vakti kervan göçünü çayır kuşu bilir. Oğul’un kimden olduğunu ana bilir. Erin ağırını, hafifini, at bilir. Ağır yüklerin zahmetini katır bilir. Nerede sızılar varsa, çeken bilir. Gafil başın ağrısını beyin bilir. Azıp gelen kazayı Tanrı sevmez. Tanrı ilmi Kuran güzel, Tanrı evi Mekke güzel, Günlerden Cuma güzel, bir de helal kadın güzel. Şakağından ağarsa baba güzel. Ak sütünü emdiğin ana güzel. Sevgili kardeş güzel, oğul güzel. Her şeyi yaratan Tanrı güzel. Bilesiniz ki, eski pamuk bez olmaz. Kalleş düşman dost olmaz. Kız anadan görmeyince öğüt almaz. Oğul babadan görmeyince sofra çekmez. Oğul babanın sırrıdır. İki gözünün biridir. Devletli oğul olsa, ocağını gönendirir. Devletsiz oğul olsa, ocağını söyündürür. Oğul da neylesin, babası ölüp malı kalmazsa? Babanın malından ne fayda, başta devlet olmazsa? Devletsizliğin şerrinden Allah saklasın, cümlemizi. Hanım hey! Beyim hey !” demektedir