SULTAN ALPARSLANIN VASİYETİ

Kısa zamanda örneğine az rastlanan zaferler kazanan Cihan Sultanı, Malazgirt’te mağrur Bizans ordusunu yenen, Anadolu’yu Türklere ikinci Anayurt yapan Türk Hakanı Sultan Alpaslan 1029 yılında doğdu. Babası Çağrı Bey’di. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in ölümü üzerine 1063’de Hakan oldu. Azerbaycan, Gürcistan, Doğu Karadeniz’den sonra Aral gölünü de aşarak, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Cuma namazından sonra beyaz elbisesini giydi,“Şaman usulü” atının kuyruğunu bağladı ve askerlerine hitaben;
Şehit olursam beni olduğum yere gömün. Bu beyaz elbisem kefenim olsun. Eğer içinizde korkan varsa geri dönsün, karısının kucağına girsin. Ölmek isteyenler, arkamdan gelsin” dedi ve neticede de zafere erdiler. Bu başarıdan sonra Türk ve Müslüman olan Karahanlı devletini ziyarete giden Alpaslan, arkasından bir kale komutanının ani saldırısı sonucu hançerlendi. Her türlü çabaya rağmen kurtarılamadı. Ölümünden önce yaptığı vasiyetinde;
Rabbim! Seni kendime vekil yapıyorum. Azametin karşısında yüzümü yere sürüyorum. Senin uğruna savaştım, bana yardım ettin. Çünkü, sözümde hilaf yoktu. Akıllı ve tecrübeli bir adam bana; ”Kimseyi küçümseme, kendi gücüne de güvenme” diye nasihat etti. Ama ben bu sözleri ihmal ettim, hata yaptım. Ölüm döşeğinde bunu daha iyi anladım. Ordumun çokluğundan, gücünden, askerlerimin coşkusundan, altımda yerin titrediğini hissettim ve kendi kendime; ”Ben dünya Sultanıyım, bana kimsenin gücü yetmez. Bu ordu ile Çin’i ve birçok ülkeyi fethederim.” dedim. Bu gurur yüzünden, şimdi bu aciz duruma düştüm. Her bir işe başlarken, Allah’tan yardım dilerdim. Şimdi, oğlum Melikşaha bağlılık yemini edin. Vezirim Nizam-ül Mülk de ona biat edecektir. Çünkü biz Türkler temiz Müslümanlarız, bid’ad bilmeyiz. Hepiniz Allah’a emanet olunuz.” Dedi gözlerini yumdu.