KEÇECÝZADE MEHMET FUAT PAÞA’ NIN VASÝYETÝ [1815-1869]

Fuat paþa;“En kuvvetli devlet, bizim devletimizdir. Zira siz dýþardan, biz içerden yýkmaya çalýþýyoruz, yinede yýkýlmýyor” diyen Türk diplomatýdýr. Bu sözleri; yabancý sefirlerle yapýlan bir toplantýda, büyük devletlerin gücünden söz edildiði sýrada, “Osmanlý devleti bitti” diyenlere karþý sert tepkidir.
Mehmet Fuat Paþa, zeki ve zarif bir devlet adamý idi. Çok çalýþkan ve baþarýlý olduðu için Hariciye Nazýrlýðý’na getirildi. Açýk fikirli olduðu için Sadrazamla ters düþtü ve görevinden ayrýldý. Ali Paþa sadaret makamýna gelince, yeniden Hariciye Vekaletine atandý. Açýk sözlü olmanýn bedelini azledilerek ödedi. Bu gidiþ, geliþ tam altý kez oldu. O, vatanýný çok sevmektedir.
Fuat Paþa zayýf, seyrek sakallý, uzun boylu, güzel konuþan, hazýr cevap, iyi giyinen, biriydi. 54 yaþýnda olmasýna raðmen 80 yaþýnda görünüyordu. Birden hastalandý, Fransa’ya tedavi için gitti. Vefatýndan iki gün önce, hasta yataðýnda Sultan Abdülaziz Han’a hitaben gönderdiði mektubunda:
“Hünkarým! Þurada yaþayabileceðim birkaç gün yada birkaç saatim kaldý. Size önemli bir konuyu arz etmek istiyorum. Bu kaðýt parçasý huzuru Alinize sunulduðunda, ben bu dünyayý terk etmiþ olacaðým. Sözüm sana sadakatimdendir. Yüce Allah sizi þerefli olduðu kadar, tehlikeli bir vazife ile görevli kýlmýþtýr. Çevrenizde olan tehlikeleri görmeniz ve düþünmeniz gerekir. Vatansever geçinen bazý cahiller, modasý geçmiþ fikirlerle çevrenizde tehlike arz etmektedir, bunu bilesiniz. Bana dinsiz diyenler, dini anlamayan, istismarcýlardýr. Büyük dinimizi terakkiye mani diyenler, þuursuz ve cahil kimselerdir. Ben deniz Ýslam’ýn özünü inceledim. Müfterilere inanmayýn. Gerçek hakim olan, ilahi huzura çýkmak üzereyim. Bu dünyayý terk etmek için hazýrlanýyorum. Padiþahýma, memleketime, dinime karþý nankörlük etmeyeceðimi bilesiniz Yanýnýzda gerçek dost, vatansever, Osmanlý hayraný, vatanýný devletini canýndan daha aziz bilen, hakanýna baðlý, Ali Paþa’ya güveniniz. Bu devleti cahil insanlarýn yönetimine býrakmayacaðýnýza inancým tamdýr.
Gayrý Müslim milletlerden olan paþalarýmýzýn kimler olduðunu siz biliyorsunuz. Ermeni, Musevi, Hýristiyan, kökenlilerdir, özellikle Kostantiniye, Yahudi ya da Ermeni devleti için gizli çalýþmalar yapýlmaktadýr. Onlar arasýnda eþitlik prensibi ile idare edilirse isyan önlenebilir. Maarif çöküntü içindedir. Büyük dinimizin yüksek hükümlerinin aksine, bizde maarif aðýr aksak gitmektedir. Çok deðerli müderrislerimiz vardýr. Onlardan yararlanmak gerekir.
Ben deniz bu hizmeti yerine getirmeyi baþaramadým. Bu uðurda birçok engelle karþýlaþtým. Bana dinsiz damgasý basanlarýn hilafýna, kurallara uyarak, Ýslamiyet’in haþmetini korumaða gayret ettim.
Artýk titreyen kalemimle, fazla yazamaz oldum. Dünyayý terk etmeðe hazýrlandýðým þu anda, iyi niyetimi, düþüncelerimi, dikkat-i nazarýnýza almanýzý, zatý Hümayununuzdan talep ve istida ederek sözlerime son veririm” diyerek mektubunu bitiriyor.
Bu tarihi gerçekleri bilmeden, yarýnlarýmýza güvenle bakmamýz yanlýþ olur. Doðuda Eðitim Gönüllüleri, ya da Barýþ Gönüllüleri adý altýnda, Hizbullah’ý “din gibi gösterip, dün olduðu gibi bugün de, Türkiye Cumhuriyeti Devletini parçalamak niyetiyle, isim deðiþtirerek aynen devam etmektedirler. Bu konuda millet olarak duyarlý ve uyanýk olmalýyýz diye düþünüyorum.