Bilgilendirme : Bu konu 3681 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....
Ey Kalbim!!!
Kuyularda mı kaldın, ''Yusuf'' gelir üzülme.
Ateşlere mi daldın ''İbrahim'' gelir üzülme.
Dalgalar mı boğuyor ''Yunus'' bulur üzülme.
Güneş yakmaya mı başladı ''Şems'' gelir üzülme....
Yaraların mı çoğaldı ''Eyyüp'' gelir üzülme.
Bütün kapılar mı kapandı;
Bir kapıyı kapatan bin tane açar üzülme!!!
Bu konu 193194 kez görüntülendi 198 yorum aldı ...
Hüzünlü Mısralar...
5,00
193194 Reviews
-
25.Ağustos.2015, 02:35
#1
- Offline
Uye No : 18487
Hüzünlü Mısralar...
Ey Kalbim!!!
Kuyularda mı kaldın, ''Yusuf'' gelir üzülme.
Ateşlere mi daldın ''İbrahim'' gelir üzülme.
Dalgalar mı boğuyor ''Yunus'' bulur üzülme.
Güneş yakmaya mı başladı ''Şems'' gelir üzülme....
Yaraların mı çoğaldı ''Eyyüp'' gelir üzülme.
Bütün kapılar mı kapandı;
Bir kapıyı kapatan bin tane açar üzülme!!!
-
29.Ağustos.2015, 15:16
#89
- Offline
Uye No : 18487
Aramadığın yerlerde olmayı seçiyorum nedense.
Karşılaşma ihtimalimizin olmadığı... Olamayacağı.
İlk ışıktan sağa dönüyorum hep.
Senden değil, seninle karşılaşmaktan korkuyorum.
Şekil değiştirmişiz biz.
Ben giderken, sen gelirken değişen ne varsa bilmediğim;
Karşılaştığımızda bir şamar gibi inecek yüzüme sanırım.
O yüzden kaçıyorum karşılaşmalardan.
Korkmak değil bu.
Korkudan korkmak benimkisi...
Ve anladım ki ayrılığa değil, ayrı kalmaya yeniliyor insan…
-
-
29.Ağustos.2015, 15:17
#90
- Offline
Uye No : 18487
Tam da gönlümü duâya açmıştım ki “aşk” diye bir şey çıktı karşıma.
Herkesin kendince yaşadığı bir muammâ…
Bir de baktım, aşkın kuralları sayılmış;
ama heyhât, o da ne, şu âlemde en kuralsız kimseler âşıklarmış.
Çünkü aşk, ne şekle girermiş, ne kaba sığarmış, ne de kalıba konarmış…
Gülerken ağlar, severken kaş çatar, içine işlerken kaçarmış...
-
29.Ağustos.2015, 15:18
#91
- Offline
Uye No : 18487
Bazen bir ağacın gölgesidir GÜVEN...
Bazen bir dost gülücüğü,
Bazen annenin sıcacık kucağıdır,
Bazen de bir dost merhabası,
Bazen güvendiğimiz dağlara kar yağar,
Bazen de kardelenler açar güvendiğimiz dağlarda,
Bazen bir tebessümdür,
Bazen, ihanete, umutsuzluğa inat,
Bazen, ellerimizdir hayata güvenle bakmamızı sağlayan,
Bazen de, gözlerimiz,
Aslında bunların hepsi boş,
GÜVEN sensin yüreğin,
Sol göğsünün altında sakladığın cevher..!!
-
29.Ağustos.2015, 15:21
#92
- Offline
Uye No : 18487
Sular yükselince, balıklar karıncaları yer...
Sular çekilince de karıncalar balıkları yer...
Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir...
Çünkü kimin kimi yiyeceğine.. "Suyun akışı" karar verir...
-
29.Ağustos.2015, 15:21
#93
- Offline
Uye No : 18487
Duyduk, ama biz göze alamadık uzakları...
o yüzden hep başkaları boyadı gökyüzünü, bize alkışlamak düştü...
El salladık, uzak düş ülkelerinin gezginlerinin ardından...
Ve yenik bir ordu gibi küçük kumdan kalelerimize döndük... ...
Yakınlarda bir yerde...
-
29.Ağustos.2015, 15:22
#94
- Offline
Uye No : 18487
İnsan sükut ederek söylemediklerini dile getirir.
Sükut kalpte aşkın ayak sesleridir.
Hiç bir şey diyemezsin tek bir kelime bile
Gözler konuşur , sükutla aşkı akıtır kalbine
Gözler , gözlediği yoldan yarin haberini bildirir.
Şaşarsın , gözler sessiz dil midir ?
Edeple başını eğersin gözlerin susar.
Aşk habersiz kalbine kendini indirir.
Bazen kalem kağıda aşık olur bilmezsin
Kağıdın yapıldığı ağaca değen meltemleri hissedersin.
Sen de kağıda kalemle aşkını işlersin.
Aşkı sözler anlatamaz ama hissettirir...
-
29.Ağustos.2015, 15:24
#95
- Offline
Uye No : 18487
Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz.
Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır.
Tramvaylardaki tutamaklar gibi, uzanır tutunurlar...
Kimi zenginliğine tutunur;
Kimi müdürlüğüne; kimi işine sanatına…
Çocuklarına tutunanlar vardır.
Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır.
Gülünçlüğünü fark etmez...
-
29.Ağustos.2015, 15:24
#96
- Offline
Uye No : 18487
Dünde kalmıştır umutla beklediğimiz yarınlar.
Hüzünlere dair çizgiler düşer suretimize,
Ve aynalar eskisi kadar gülmez yüzümüze.
Yirmili yaşlardaki delikanlıyı görmek ister hoyrat kalbimiz çürüyen aynalarda...
Ve buruşan bir ruh kalır yorgun bedende siyah aklar çoktan beyaza vurmuş.
Ve o dem anlarız zaman trenini nasıl kaçırmışız avuçlarımızdan.
Artık gülemeyiz hayata asi bakışlar kalır.
Çünkü dünde kalmıştır yarınlar.
Bir teselli ararız bir süre sonra.
Ve umutsuzca açarız ellerimizi yıkılan bir mabet önünde
Bir martı kanadında büyüterek yalnızlıktan türettiğimiz umutlarla.
Çünkü dünde kalır yarınlar, çünkü dünde bıraktık yarınki düşlerimizi.
Konu Bilgileri
Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar
Şu an 4 kullanıcı var. (0 üye ve 4 konuk)
Bu Konudaki Etiketler
Yetkileriniz
- Konu Acma Yetkiniz Yok
- Cevap Yazma Yetkiniz Yok
- Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
- Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
-
Forum Kuralları