Bugüne, yarýna, hayata ve dünyaya Yunusça bakmaya ne çok ihtiyacýmýz var… Ne hikâyeler yazýldý benim için, ne þiirler okundu adýma. Sözler söylendi, fetvalar mühürlendi namýma. Her yazan kendince bir Yunus hayal etti, kâh âþýk Yunus diye anýlýr oldum, kâh miskin Yunus diye okunur oldum. Kimi þiirlerime tahammül gösteremedi. Kimi ayrýlýk gayrýlýk aradý kanýmdan cana gelen kelimelerde. Ne âþýk Yunus'um, ne de miskin bir derviþ. Herkes kendince bir isim verdi ömrüme. Oysa ben Tapduk'un Yunus'uyum. Herkes bin Yunus anlattý… Herkes yüz Yunus yazdý… Ben ise bir Yunus bildim bir Yunus yazdým. Ýþte bu da benim hikâyem. Doðum ile ölüm arasýnda sessizliðe çarpan kanadý kan külüne dönmüþ hikâyem. Ýnsanýn kendisine doðru yürüdüðü ama varamadýðý bir hikâye... Senin hikâyen... Yunusça bir hikâye…