Bilgilendirme : Bu konu 3608 gün önce baþlatýldý . Konu baþlangýnç tarihi güncel deðilse Konu güncelliðini yitirmiþ yada bu konu ile ilgili son cevap yazýlmýþ olabilir. Eðer yazýnýz doðrudan bu konu ile ilgili deðil ise yeni bir konu baþlatmanýzý tavsiye ederiz....
ANZAC'LAR KÝMDÝR ?
Avustralya, yüzyýlýn baþýnda, Britanya Ýmparatorluðu’nun kendi kendini idare eden dominyonlarýndan biriydi. Bir ulus olduklarýný 1 Ocak 1901’de Melbourne’da ilan etmiþlerdi. Parlamento üyeleri seçmenlerce seçiliyor, federal hükümet "göstermelik" bir Ýngiliz Genel Vali tarafýndan atanýyordu. Ancak, o sýralarda çoðu Avustralyalý, bugünün tersine, hala kendini Avustralyalý’dan çok Ýngiliz kabul ediyordu. Ayný yýllarda kýtanýn nüfusu, genellikle sahillerde toplanan 5 milyon
Bu konu 4684 kez görüntülendi 0 yorum aldý ...
Anzac'lar kimdir ?
4684 Reviews
-
- Offline
Uye No : 22809
Anzac'lar kimdir ?
ANZAC'LAR KÝMDÝR ?
Avustralya, yüzyýlýn baþýnda, Britanya Ýmparatorluðu’nun kendi kendini idare eden dominyonlarýndan biriydi. Bir ulus olduklarýný 1 Ocak 1901’de Melbourne’da ilan etmiþlerdi. Parlamento üyeleri seçmenlerce seçiliyor, federal hükümet "göstermelik" bir Ýngiliz Genel Vali tarafýndan atanýyordu. Ancak, o sýralarda çoðu Avustralyalý, bugünün tersine, hala kendini Avustralyalý’dan çok Ýngiliz kabul ediyordu. Ayný yýllarda kýtanýn nüfusu, genellikle sahillerde toplanan 5 milyon kiþi kadardý. Kýta içlerinde yaþayan 200.000 kadar da Avustralya yerlisi (Aborigine) vardý.
Avustralya ordusu da 1901’de kuruldu. Baþta küçük bir güçtü ama, kýsa zamanda gönüllülerden oluþan düzenli bir ordu haline geldi. 1914’te sayýsý 45.000’e ulaþmýþ olan bu ordu, kanunla silahlý eðitim altýna alýnmýþ yetiþkin erkeklerden oluþuyordu. 1914’e kadar Avrupa’da geliþen olaylar sonucu, Almanya’ya savaþ ilan eden Büyük Britanya'nýn isteði ve eski baðýmlýlýðý nedeniyle Avustralya, “son ferdine ve son kuruþuna kadar Büyük Britanya’yý destekleyeceðine ve 20.000 kiþilik bir güç göndereceðine" söz verdi.
Bunun üzerine, Avustralya’da binlerce genç erkek, asker olabilmek için askerlik þubelerinin önünde uzun kuyruklar oluþturdu. Bu gençlerin bir kýsmý, Britanya’yý bir düþman iþgalinden kurtarmak için baþka bir seçenek olmadýðý fikrindeydi. Büyük çoðunluðu da, bu fýrsatýn, insanýn yaþamý boyunca ancak bir kez karþýlaþabileceði bir macera olduðunu düþünüyor ve bu fýrsatý kaçýrmak istemiyordu. Sadece ülkeyi savunma amacýyla kurulmuþ olan düzenli ordudan ayrýlan bu güce de Avustralya Kraliyet Güçleri (Australian Imperial Forces-AIF) adý verildi.
Yeni Zelanda’da ise her erkek, zaten 12 yaþýndan itibaren askeri eðitim alýyordu. 1911’de ülke, 25.000 kiþilik bir milis gücüne sahipti. Aðustos 1914’te, Yeni Zelanda Seferi Kuvvetleri (New Zealand Expeditionary Forces-NZEF) adýyla oluþturulan güce katýlanlar, bu milis gücünden gönüllü olarak gelenlerdi… NZEF de AIF’e katýldý. Ýlk AIF ve NZEF birliklerini taþýyan gemi, Avustralya’yý 7 Kasým 1914’te terk etti. Gemi küpeþtesinden neþe içinde el sallayan bu gençler annelerine, sevgililerine, karýlarýna “Merak etmeyin...” demiþlerdi, “Yýlbaþýna kadar biter bu iþ…”
Mýsýr'a indirilen bu birlikleri çöldeki kamplarda eðiten Ýngiliz subaylarý, onlara kýsaca ANZAC demeye baþladýlar. Çünkü, gemilerden inen malzeme sandýklarýnýn üzerinde birlik adlarýnýn baþharflerinden oluþan bu isim yazýlýydý. (Australian & New Zealand Army Corps-Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu)
O sýralarda Osmanlý Ýmparatorluðu diye bilinen ülke, savaþa Almanya yanýnda girmiþti. Ýngiliz generaller de, eðer bu ülkenin baþkenti Ýstanbul’u ele geçirirlerse, Osmanlýlar’ý devre dýþý býrakacaklarýný; Almanya’yý zayýflatacaklarýný; Karadeniz'de mahsur kalmýþ 100'den fazla ticaret gemisini serbest býrakacaklarýný ve Rusya'ya yardým gönderebileceklerini düþünüyorlardý. Ancak, 18 Mart 1915'te bu amaçla Çanakkale Boðazý'ný zorlayan güçlü donanmadan birkaç Ýngiliz ve Fransýz gemisini Türkler batýrýnca planlar deðiþti; Ýstanbul’a karadan gitmeye karar verdiler. Tek yol, bir ordunun Gelibolu adlý yarýmadaya indirildikten sonra donanmayla birlikte Ýstanbul’a yürümesiydi… Bu iþe en uygun askerler de, o sýrada en yakýnda bulunan ANZAC’lardý; eðitimlerini yeni tamamlamýþlardý ve savaþmak istiyorlardý. Çok heyecanlýydýlar; savaþmak için gelmiþlerdi ve nasýl iyi savaþtýklarýný da göstereceklerdi…
ANZAC’lar, Mýsýr’dan getirilmiþler ve 25 Nisan 1915 günü, güneþ doðmadan bir saat kadar önce, ayak basacaklarý sahillere savaþ gemileriyle taþýnmýþlardý.. Bu gemilerden sessizce küçük teknelere indiler. Bu tekneler de, onlarý yaklaþabildikleri kadar yaklaþtýrdý sahile… Bu iþi Mýsýr’da yüzlerce kez denemiþlerdi… Ama hala heyecanlýydýlar. Acaba Türkler uyanýk mýydý? Kaç kiþiydiler? Geldiklerini görmüþler miydi?
Tek bildikleri, bir sahile inecekleri ve indikten sonra hýzla iç bölgelere ilerleyerek geriden gelenlere yer açacaklarýydý… Kendilerine anlatýlan plan buydu…
ANZAC birlikleri, çýkartma öncesi, getirildikleri gemilerin güvertelerinde küçük teknelere indirilmeyi bekliyorlar...
Gecenin karanlýðýnda, birdenbire gökyüzünü bir ýþýk aydýnlattý. ANZAC’lar daha sahile ayak basmamýþlardý. Iþýðýn ardýndan tüfek ve makineli tüfek sesleri iþittiler. Teknelerden suya indikleri andan itibaren etraflarýnda výzýldayan kurþunlarla da tanýþtýlar… Çoðu, daha sahile varamadan bu kurþunlarla öldü. Kimileri teknelerden bile inemedi.. Tekneden atlayanlar da derinliðin öyle az-buz olmadýðýný fark etmiþti. Yüzme bilmeyenlerin çoðu boðulup gitti; çünkü sýrtlarýndaki çantalarý çok aðýrdý. Sahile ulaþabilenler daha da fena þaþýrdýlar. Düz bir plaja çýkacaklarý söylenmiþti ama, ayak bastýklarý bu yer, sarp kayalarýn eteklerinde bir karýþlýk bir sahildi… Yanlýþ bir yere çýkarýlmýþlardý…
O sabah, ayak bastýklarý sahili korumakla görevli Osmanlý 5. Ordusu'nun 9. Tümeni'ne baðlý 27. Alay'ýn komutaný Yarbay Þefik Aker, 1935 yýlýnda Askeri Mecmua'ya yazdýðý deðerlendirmede, ANZAC'larý þöyle tarif etmiþti:
Ýngiltere Kralý V. George'un Anzac'lar hakkýnda övgü dolu sözlerini aktaran bir afiþ...
"Bu ahali o kýt'alarýn yerli ahalisi zannedilmesin. Bunlarýn kýsmý küllisi bir asýrdan beri Britanya, Ýrlanda adalarýndan ve diðer küçük kýsmý Danimarka, Hollanda ve Ýskandinav ve hatta Alman memleketlerinden Avustralya ve Newzeland büyük adalarýna hicret etmiþ hatta ettirilmiþ adamlarýn Anglo-Sakson terbiyesiyle yetiþtirilmiþ evlatlarý ve torunlarý idi. Sekiz ay bir zaman bunlar ile burun buruna mücadele halinde yaþamýþ olduðumuz için kendilerini iyi tanýmýþ idik. Umumi bir bakýþla; vücudca sýhhatli, sportmen, uyanýk adamlardý. Aralarýnda uzun boylu, gösteriþli. tüvana adamlar çokça göze çarpýyordu, belki hepsi de okur yazar ve mühim bir kýsmý orta tahsil görmüþ kimselerdi. Sureti umumiyede muharebede sebatkâr ve vazifeye baðlý idiler. Ýçlerinde mahir niþancýlar az deðil idi. Tavýr itibariyle kýsmý azamý maðrur ve bir kýsmý da kurnaz ve açýkgöz ve bir kýsmý da mülâyim ve saf görünüþlü idiler. Sekiz ay süren muannidane savaþ neticesinde onlarýn bizim üzerimizde bir takdir hissi býraktýklarýný kendimde sezmekle beraber, onlarýn da elimize geçen mektuplarýndan ve hatýra defterlerinin münderecatýndan ve giderlerken býraktýklarý bazý levhalardan; bize karþý ayni hissi alýp ***ürmüþ olduklarýný tahmin ediyorum.
Çanakkale muharebesinden sonra Avustralya kýtaatýnýn bir kýsmý Fransa-Almanya cephesine nakledilmiþlerdi. Avustralyalýlarýn o cephede emsaline faik bir cengâverlik þöhreti kazanmýþ olduklarýný iþittik idi...."
O günden sonra olanlarý da Scott Brown adlý bir yazar þöyle tarif etti:
"Gelibolu savaþý tek bir kelimeyle tanýmlanabilir; vahþet... Türkler vatanlarýný savunuyorlardý; Anzac'lar da kanýtlayacak birþeyleri olan genç bir ulusun mensubuydular; savaþ boyunca sadece 70 esir verdiler... "
Konu Bilgileri
Bu Konuya Gözatan Kullanýcýlar
Þu an 1 kullanýcý var. (0 üye ve 1 konuk)
Benzer Konular
-
Fýkra & Karikatür forum içinde, yazan pro42gs
Yorum: 1
Son Mesaj: 26.Mart.2015, 20:45
-
Efsane forum içinde, yazan kaptan3888
Yorum: 0
Son Mesaj: 04.Þubat.2015, 20:27
Bu Konudaki Etiketler
Yetkileriniz
- Konu Acma Yetkiniz Yok
- Cevap Yazma Yetkiniz Yok
- Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
- Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
-
Forum Kurallarý