zülfü Livaneli kırk dört yıllık dostluğun penceresinden Yaşar Kemal’i anlatıyor. İnceleme, anılar ve köşe yazılarından oluşan kitap için Livaneli şöyle diyor: “Okurlar, gönderdikleri çok sayıda iletiyle, Yaşar Kemal’le dostluğumuzu, düşüncelerimi okumak istediklerini belirtiyorlardı. Bunun boynuma borç olduğunu anlayarak kitaba başladım; onunla ilgili yazmış olduğum yazıları da önüme koydum; böylece yarı incelemelerden, yarı anılardan oluşan bir kitap çıktı ortaya. Bence biri olmasa eksik kalacaktı.” Edebiyat sohbetleri, türküler, anılar birbirini kovalarken, Yaşar Kemal’in edebi kişiliği ile siyasi duruşu da ayrıntılı bir şekilde yer alıyor bu kitapta. Okurların heyecanla beklediği kitap önümüzdeki hafta itibariyle raflardaki yerini alacak...


Yaşar Kemal’in çevresinde esen, sanki kişiliğinin ve bedeninin ayrılmaz parçası olan, gittiği her yere, girdiği her mekâna, sanki onunla doğmuş gibi farkında olmadan taşıdığı bir rüzgâr vardı. İster yabancı ister bizden, ister köylü ister kentli, ister kadın ister erkek, herkesi etkisi altına alan bir rüzgârdı bu. Unutulmaz roman kahramanlarından Yel Veli gibi sürekli koşarak ölümden kaçmak istediği için oluşmuyordu bu rüzgâr. Koca gövdesiyle onu da, yanındakileri de bazen lodos gibi sersemletiyor, bazen garbi yeli gibi ferahlatıyor, bazen şiddetlenip çevresinde ne varsa önüne katıp sürüklüyordu.”