 Bilgilendirme : Bu konu  3468 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....
Bilgilendirme : Bu konu  3468 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....
 
	
		
	
		
                            
		
		 Miraç Kandili, nedir,  peygamberimiz niçin  miraca çıkmıştır, en iyi  şekilde nasıl  değerlendirilir?    
   İçindekiler 
 
 
1. Miraç  Kandili 
2. Miraç  Nasıl Oldu? 
3.  Peygamberimiz neden  mirac'a çıktı? 
4.  Peygamberimiz Allah ile  nasıl görüşebilir? 
5. Bir  insan göklere nasıl  çıkabilir? 
6.  Peygamberimiz sadece  ruhuyla gitse olmaz  mıydı?
		
                 Bu konu 8244 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
	
 
 
    
        
						
		
		
		
		
		
  
       
           MİRAÇ HADİSESİ HAKKINDA DETAYLI BiLGİ
                  
                   
        
       
                 
   8244 Reviews 
    
	
		
		 
	 
	
	
 
 
    
 
		
		
	
          
	
	
	
		
			
- 
	
	
		
			
			
			
				  
-   Online 
  Uye No : 14995 Uye No : 14995
 
			
				
				
				
					 MİRAÇ HADİSESİ HAKKINDA DETAYLI BiLGİ MİRAÇ HADİSESİ HAKKINDA DETAYLI BiLGİ
					
						
							 Miraç Kandili, nedir,  peygamberimiz niçin  miraca çıkmıştır, en iyi  şekilde nasıl  değerlendirilir?   
 İçindekiler
 
 
 1. Miraç  Kandili
 2. Miraç  Nasıl Oldu?
 3.  Peygamberimiz neden  mirac'a çıktı?
 4.  Peygamberimiz Allah ile  nasıl görüşebilir?
 5. Bir  insan göklere nasıl  çıkabilir?
 6.  Peygamberimiz sadece  ruhuyla gitse olmaz  mıydı?
 7.  Peygamberimiz kısa  zamanda nasıl gidip  geldi?
 8. Miraçın  benzeri bir olay var  mıdır?
 9. Miraçla  gelen hediyeler
 10. Miraç  Gecesi Namazı
 11. Miraç  Gecesinin Gündüzünde  Kılınacak Namaz
 12.  Kaynaklar
 
 MİRAÇ  KANDİLİ
 Feyiz ve bereketin  coştuğu mübarek  gecelerimizden biri de  Miraç Gecesidir. Miraç  bir yükseliştir, bütün  süfli duygulardan,  beşeri hislerden ter  temiz bir kulluğa, en  yüce mertebeye terakki  ediştir. Resulullahın  ( .m.) şahsında  insanlığın önüne açılmış  sınırsız bir terakki  ufkudur. .m.) şahsında  insanlığın önüne açılmış  sınırsız bir terakki  ufkudur.
 Bu ulvi seyahat,  mucizelerin en  büyüğüdür. Miraç  mucizesi Kur'ân-ı  Kerimde âyetlerle  anlatılmış ve varlığı  inkâr edilemeyecek bir  şekilde ortaya  konmuştur. Bu îlâhî  yolculuğun ilk merhalesi  olan Mescid-i Aksâya  kadarki safha Kur'ân'da  şöyle anlatılır:
 *********Âyetlerimizden bir  kısmını ona göstermek  için kulunu bir gece  Mescid-i Haram'dan alıp  çevresini mübarek  kıldığımız Mescid-i  Aksâ'ya seyahat ettiren  Allah, her türlü  noksandan münezzehtir.  Şüphesiz ki O her şeyi  hakkıyla işiten, herşeyi  hakkıyla görendir.*********  (İsra Suresi, 1)
 Miraçın ikinci merhalesi  de Mescid-i Aksâdan  başlayarak semânın bütün  tabakalarından geçip tâ  İlâhi huzura varmasıdır.  Bu safha da Necm  Sûresinde şöyle'  anlatılır:
 *********O  ufkun en yukarısında  idi. Sonra indi ve  yaklaştı. Nihayet  kendisine iki yay kadar,  hatta daha da yakın  oldu. Sonra da  vahyolunacak şeyi Allah  kuluna vahyetti. O*********nun  gördüğünü kalbi  yalanlamadı. Şimdi O*********nun  gördüğü hakkında onunla  mücadele mi edeceksiniz?  And olsun ki onu bir  kere daha hakiki  suretinde gördü. Sidre-i  Müntehâda gördü. Ki,  onun yanında Me'vâ  Cenneti vardır. O zaman  Sidre'yi Allah'ın nuru  kaplamıştı. Gözü ne  şaştı, ne de başka bir  şeye baktı. And olsun ki  Rabbinin âyetlerinden en  büyüklerini gördü.*********  (Necm Suresi, 7-18.)
 Miraç  nasıl oldu?
 Miraç, Receb ayının 27.  Gecesi Cenab-ı Hakkın  daveti üzerine Cebrail  Aleyhisselâmın  rehberliğinde Peygamber  Efendimiz Aleyhissalâtü  Vesselamın Mescid-i  Haramdan Mescid-i  Aksâ'ya, oradan semaya,  yüce âlemlere, İlâhî  huzura yükselmesidir.
 Peygamber Aleyhissalâtü  Vesselam Mescid-i  Haramdan (Mekke'den),  Mescid-i Aksâ'ya  (Kudüs'e) ata benzer  beyaz bir Cennet bineği  olan Burak ile geldi.  Kudüs'e gelmeden yol  üzerinde Hz. Musa'nın  makamına uğradı, orada  iki rekât namaz kıldı,  daha sonra Mescid-i  Aksâ'ya geldi. Orada  bütün peygamberler  kendisini karşıladı.  Miraçını kutladılar.  Peygamber Aleyhissalâtü  Vesselam burada  peygamberlere iki rekat  namaz kıldırdı, bir  hutbe okudu.
 Bir rivayette Hz.  İsa'nın doğduğu yer olan  Betlaham'a uğradı, orada  da iki rekât namaz  kıldı. Ve bugün  Kubbetü's-Sahra'nın  bulunduğu yerden Muallak  Taşının üzerinden Miraça  yükseldi.
 
 
 Semanın bütün  tabakalarına uğradı.  Sırasıyla yedi sema  tabakalarında bulunan  Hz. Adem, Hz. Yahya ve  Hz. Îsa, Hz. Yusuf, Hz.  İdris, Hz. Harun, Hz.  Musa ve Hz. İbrahim gibi  peygamberlerle görüştü,  Onlar kendisine *********Hoş  geldin********* dediler, tebrik  ettiler.
 Bundan Sonra Hz. Cebrail  ile birlikte imkân ile  vü-cub ortası (kâinatın  bittiği yer)  Sidretü'l-müntehâ'ya  geldiler. Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam  orada ikisi gizli, ikisi  açıktan akan (Nil,  Fırat) dört nehir gördü.  Sonra hergün yetmiş  meleğin ziyaret ettiği  Beytü'l-Ma'mur'u ziyaret  etti.
 Hz. Cebrail'in buradan  öteye gitmesi mümkün  değildi. Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam  bundan sonra Refref  adında bir vasıta ile  zaman ve mekândan  münezzeh (uzak) olan  Cenab-ı Hakkın cemaliyle  müşerref oldu.
 Süleyman Çelebi'nin  dediği gibi
 
 
 *********Aşikâre gördü  Rabbü'l-izzeti/Âhirette  öyle görür ümmeti*********  İnşaallah...
 Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam  Rabbinin huzurundan  döndükten sonra Hz. Musa  ile karşılaştı., *********Allah  ümmetine neyi farz  kıldı?********* diye sorunca,  Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam  *********50 vakit namaz*********  buyurdu.
 
 
 Hz. Musa'nın, *********Rabbine  dön, azaltması için  Rabbinden niyazda bulun,  ümmetin buna güç  yetiremez********* demesi  üzerine, Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam,  beş sefer Cenab-ı Hakka  niyazda bulundu, her  seferinde 10 vakit indi,  sonunda beş vakitte  karar kıldı.
 
 
 Daha sonra Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam  Hz. Cebrail'in  rehberliğinde Cenneti,  Cehennemi, âhiret  menzillerini ve bütün  âlemleri gezdi, gördü,  Mekke'ye döndü.
 
 
 Sabah olunca Kabe'nin  yanında Mekkelilere  Miraçı anlattı. Onlar  Peygamberimizden delil  istediler. Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam  de onlara yolda gördüğü  kafilelerinden haber  verdi. Kureyşliler hemen  kafileleri karşılamak  için Mekke dışına  çıktılar. Gelenleri  aynen Peygamberimizin  Aleyhissalâtü Vesselam  haber verdiği gibi  gördüler, ama iman nasip  olmadı.
 
 
 Ama yine de  Peygamberimizden üst  üste Miraça çıktığına  dair delil istediler.  Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam  Kudüs'e, Mescid-i  Aksâ'ya uğradığını  anlatınca Kureyşliler,  *********Bir ayda gidilebilen  Bir yere Muhammed nasıl  bir gecede gidip  gelebilir?********* diye itiraz  ettiler, ardından da  Mescid-i Aksâ'yı görmüş  olanlar, *********Mescid-i  Aksâ'yı bize anlatır  mısın?********* diye  Peygamberimize soru  yönelttiler.
 Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam  şöyle anlattı:
 *********Onların  yalanlamalarından ve  sorularından çok  sıkıldım. Hatta o ana  kadar öyle bir sıkıntı  hiç çekmemiştim. Derken  Cenab-ı Hak birden  Beytü'l-Makdis'i bana  gösterdi. Ben de ona  bakarak her şeyi birer  birer tarif ettim. Hatta  bana, *********Beytü'l-Makdis'in  kaç kapısı var?********* diye  sordular. Halbuki ben  onun kapılarını  saymamıştım.  Beytü'l-Makdis karşımda  görününce ona bakmaya ve  kapılarını teker teker  saymaya ve anlatmaya  başladım.*********
 
 
 Bunun üzerine müşrikler:
 *********Vallahi dos doğru tarif  ettin********* dediler, ama yine  de iman etmediler.
 
 
 O esnada Hz. Ebû Bekir  çıkageldi, müşrikler  durumu ona haber  verdiler. Hz. Ebû Bekir,  *********Eğer bu sözleri ondan  duymuşsanız ****iz  şüphesiz doğrudur*********  diyerek hemen tasdik  etti ve bundan sonra Hz.  Ebû Bekir *********Sıddîk,  tereddütsüz inanan*********  ünvanını aldı.
 Peygamberimiz neden  mirac*********a çıktı?
 Bir padişahın iki türlü  konuşması vardır. Biri,  bir vatandaşla telefon  ederek küçük bir  meseleyi görüşmesi.  Diğeri de devlet  başkanı, ha****lik yönü  ve milletin idarecisi  olarak, emirlerini her  tarafa duyurmak için  özel bir elçisi ile  konuşması, sohbet  etmesi, onun aracılığı  ile ferman  yayınlamasıdır.
 Bu örnekte olduğu gibi  Cenab-ı Hakkın da  kulları ile iki tarzda  muhatap olması vardır.  Biri, özel ve cüz'i,  diğeri de geniş ve genel  mahiyette bir konuşması.  Cenab-ı Hakkın bazı  velilerle özel ve cüz'i  anlamda ilham etmesi  birinciye örnektir.
 
 
 Ama Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam  bütün velayet  mertebelerinin üstünde  bir büyüklük ve  yücelikte, kâinatın  Rabbi, bütün varlıkların  Yaratıcısı olarak  Cenab-ı Hakkın sohbetine  müşerref olması ise  ikinci ve mükemmel  olanına misaldir.
 
 
 Peygamber Aleyhissalâtü  Vesselam elçiliği iki  taraflıdır. Birisi  halktan Hakka, diğeri de  Haktan halka. Birisi  mi'râcin bâtıni tarafı  olan velayet yönüdür,  diğeri de zahiri tarafı  olan risalet yönüdür.
 
 
 Yani Peygamber  Aleyhissalâtü Vesselam  bizi temsilen Cenab-ı  Hakkın huzuruna çıktı,  başta insanlar olmak  üzere bütün varlıkların  ibadet, kulluk, tesbih  ve zikirlerini toplu  olarak (askerin komutana  tekmil vermesi gibi) arz  etti. Bu yönüyle Miraç  halktan, insanlardan,  varlıklardan Hakka bir  gidiştir. Diğeri de  Cenab-ı Hakkın biz  kullarından  istediklerini, emir ve  yasaklarını Resul olarak  getirmiştir. İbadetlerin  özü ve esası olan beş  vakit namazı Miraç  hediyesi olarak  getirmesi gibi...
 Peygamberimiz, Allah ile  nasıl görüşebilir?
 Soru: *********Bize herşeyden  daha yakın olan Cenab-ı  Hakka binlerce senelik  mesafeyi aşarak yetmiş  bin perdeyi geçtikten  sonra Rabbiyle görüşmesi  ne demektir?*********
 Cenab-ı Hak herşeye  herşeyden daha yakındır,  fakat herşey O********* na  sonsuz şekilde uzaktır.
 Meselâ, güneşin insan  gibi aklı olsa da  bizimle konuşacak olsa,  elimizdeki ayna  aracılığıyla bizimle  konuşabilir.
 Diğer taraftan biz bir  çeşit ayna olan  gözümüzle güneşe  yaklaşabiliyoruz. Oysa  güneş bize 150 milyon  km. uzaklıkta bulunuyor,  hiçbir şekilde ona  yanaşamayız. Güneşe bir  derece yaklaşmak için  ancak Ay kadar büyümek  lazım. Bu da mümkün  değildir.
 Bu misalde olduğu gibi,  gerçek anlamda Cenab-ı  Hak herşeye yakındır,  ama herşey ona sonsuz  derece uzaktır. Ancak  Peygamber Aleyhissalâtü  Vesselam, Cenab-ı Hakkın  lütfuyla bir anda  binlerce perdeyi geçerek  Miraça yükselmiş; bütün  manevi mertebeleri  aşarak huzura varmıştır.
 Bir  insan nasıl göklere  çıkabilir?
 Soru: *********Bunun bir örneği  var mıdır? Bir uçak  ancak 10-15 bin metre  yukarı çıkabiliyor, bir  uzay gemisi ancak Ay'a  ve Venüs'e ulaşabiliyor.  Bir insan birkaç dakika  gibi kısa bir sürede  milyonlarca metre  uzaklara nasıl gidip  gelebilir?*********
 
 
 Yerküremiz, yani Dünya  bir yılda yaklaşık 188  saatlik bir mesafeyi bir  dakikada döner, yirmi  beş bin senelik mesafeyi  bir senede alır. Bu  muazzam hareketi ona  yaptıran ve bir sapan  taşı gibi döndüren bir  Kudret, bir insanı Arş-ı  Âlâya getiremez mi?  Güneşin çevresinde o  ağır cisim olan dünyayı  gezdiren bir hikmet bir  insan bedenini şimşek  gibi Rahman'ın Arşına  çıkaramaz mı?
 Peygamberimiz sadece  ruhuyla gitse olmaz  mıydı?
 Soru: "Öyleyse ise neden  Miraça çıktı? Ne lüzumu  var? Evliya gibi ruhu ve  kalbi ile gitse yetmez  miydi?"
 
 
 Cenab-ı Hak görünen ve  görünmeyen âlemlerdeki  güzellikleri göstermek  için, kâinat fabrikasını  ve merkezini gezdirmek,  insanlığın amel ve  ibadetlerinin âhiretteki  neticesini göstermek  için Efendimiz  Aleyhissalâtü Vesselamı  oralara davet etmesi  gayet makuldür. Sadece  ruhu ve kalbi ile değil,  bu seyahate bedeninin de  iştirak etmesi gerekir.
 
 
 Görünen âlemin anahtarı  olan gözünü, işitilen  âlemin anahtarı olan  kulağını Arşa kadar  birlikte alması  gerektiği gibi, ruhunun  sayısız görevlerini  üstlenen âlet ve  makinesi hükmünde olan  mübarek bedenini Arşa  kadar çıkarması akıl ve  hikmet gereğidir.
 
 
 Zaten Cenab-ı Hak  Cennette bedeni ruha  arkadaş ediyor. Çünkü  pekçok kulluk görevine  ve sınırsız lezzetlere  ve acılara beden  kaynaklık etmektedir.
 Öyle ise bu mübarek  beden ruha arkadaşlık  edecektir. Cennette ruh  bedenle birlikte  olacaksa  Cennetü'1-Me'vâ'nın  gövdesi olan  Sidretü'l-Müntehaya  Efendimiz Aleyhissalâtü  Vesselamın zatının  arkadaşlık etmesi  hikmetin tâ kendisidir.
 
 
 Peygamberimiz Miraça  sadece ruhen çıkmış  olsaydı, zaten mucize  olmazdı. Çünkü her veli  ruhen ve kalben o  âlemlere çıkabiliyor.
 Peygamberimiz kısa  zamanda nasıl gidip  geldi?
 Soru: "Birkaç dakikada  binlerce yıllık mesafeye  gidip gelmek aklen  mümkün müdür?"
 
 
 Cenab-ı Hakkın sanatında  hareket ve hızın  derecesi farklı  farklıdır. Sesin hızı  ile ışığın hızı,  elektriğin hızı, hatta  ruhun ve hayalin hızı  birbirinden bütünüyle  farklıdır. Gezegenlerin  hızları da birbirinden  farklıdır. Meselâ ışığın  hızı 300.000 km/sn iken  sesin hızı 360  km/sn'dır.
 
 
 Acaba Peygamberimizin  lâtif bedeninin yüce  ruhuna tabi olması, ruh  hızında hareketi nasıl  akla ters gelebilir?
 
 
 Yine bir insan on dakika  uyusa bazı olur ki, bir  yıllık iş görebilir.  Hatta bir dakikada  insanın gördüğü rüyayı,  rüyada işittiği sözleri,  konuştuğu kelimeleri  toplansa uyanıkken bir  gün, belki daha fazla  bir zaman gerekir.
 
 
 Demek ki bir zaman  dilimi iki kişiye göre  değişebiliyor, birisine  bir gün, diğerine de bir  yıl hükmüne geçebilir.
 
 
 İşte Peygamber Efendimiz  Aleyhissalâtü Vesselam,  Burak'a binerek şimşek  gibi bütün kâinatı gezip  İlâhi huzura çıkıp  Rabbiyle sohbet şerefine  ermiş, Onun cemalini  görmüş, emirlerini alıp  dönüp gelmiştir.
 Miraçın  benzeri bir olay var  mıdır?
 Soru: "Peygamberimizin  Miraça çıkması  mümkündür. Fakat her  mümkün gerçekleşmiyor.  Bunun bir benzeri var mı  ki kabul edelim?"
 Miraçın çok örnekleri  vardır:
 Bir insan, gözüyle bir  saniyede Neptün  gezegenine çıkabilir.
 Bir bilim adamı,  astronomi kanunlarına  binerek tâ yıldızların  arkasına bir dakikada  gidebilir.
 İman sahibi her insan,  namazın hareketlerine  düşüncesini bindirerek  bir çeşit Miraçla  kâinata arkasına alarak  İlâhî huzura girebilir.
 Kalb gözü açık bir veli,  İlâhî sırlara kırk günde  ulaşabilir. Hattâ  Abdülkadir Geylânî ve  İmam-ı Rabbanî gibi bazı  evliyanın bir dakikada  Arş-ı Âlâya kadar ruhen  çıktıkları bildiriliyor.
 Yine nurlu bir cisme  sahip olan melekler bir  anda yerden Arşa, Arştan  yeryüzüne gidip  geliyorlar.
 Cennette, Cennet ehli  mü'minler, Cennet  bahçelerine kısa bir  zamanda çıkabiliyorlar.
 Bu  kadar örnekler  gösteriyor ki, bütün  evliyanın sultanı, bütün  mü'minlerin imamı, bütün  Cennet ehlinin reisi ve  bütün meleklerin makbulü  olan Resul-i Ekrem  Efendimizin bir anda  Miraça çıkması, dönmesi,  bütün yüce âlemleri  gezip görmesi gayet  makuldür ve şüphesizdir.
 Miraçla  gelen hediyeler
 Birincisi:  Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam  bütün iman hakikatlerini  gözleriyle gördü.  Melekleri, Cenneti,  âhireti, hattâ Cenab-ı  Hakkın cemâlini  gözleriyle müşahede  etti. Sözlerinde ve  vaadinde en küçük bir  hilafı, aksi beyanı  olmayan o yüce insan  mü'min ruhlara manen  şöyle diyordu: *********Sizin  inandığınız, melekleri,  âhireti, Rabbinizin Nur  cemâlini bizzat gördüm;  bu iman esasları vardır,  mevcuttur; tereddüt ve  şüphe etmeyiniz.*********  Böylece mü'minler sonsuz  bir imana ermenin  saadetine kavuştular.
 İkincisi: İnsan  herşeyi merak ediyor.  Ayda hayat var mı, yok  mu diye araştırıyor.  Halbuki Ay O Ezelî  Sultanın memleketinde  ancak bir sinek kadar  yer kaplıyor.
 Mü'minler merak  ediyorlar. *********Rabbimiz  bizden ne istiyor? Acaba  ne yaparsak Rabbimiz  bizden razı olur? Bir  yolunu bulsak da  doğrudan doğruya  Rabbimizle muhatap  olsak, bizden ne  istiyor, anlasaydık*********  derken, İki Cihan  Serveri yetmiş bin perde  arkasından ezel ve ebed  Sultanının razı olacağı  amelleri Miraç meyvesi  olarak getirdi beşere  hediye etti. Bu hediye  başta namaz olmak üzere  İslâmın diğer esasları  ve ibadetleridir.
 Üçüncüsü:  Peygamberimiz  Aleyhissalâtü Vesselam  ebedî saadet definesinin  anahtarını alıp  getirmiş, cinlere ve  insanlara hediye  etmiştir. Peygamber  Efendimiz kendi gözüyle  Cenneti görmüş, sonsuz  saadetin varlığını  müşahede etmiş ve bu  büyük müjdeyi haber  vermiştir. Öyle ki, bir  adama idam edileceği  anda affedilerek  padişahın yakınında bir  saray verilse ne kadar  sevinir.
 Öyle de bütün cinler ve  insanlar sayısınca toplu  bir müjde olan bu sevinç  ne kadar önemli ve  değerlidir.
 Dördüncüsü:  Peygamber Efendimiz  Miraçta Cenab-ı Hakkın  cemalini görme nimetini  tattı. Bu manevi nimetin  Cennette mü'minlere de  nasip olacağı müjdesini  verdi. *********Ayın on dördünü  nasıl açıkça gözünüzle  görüyorsanız, Rabbinizi  de öyle Cennette apaçık  göreceksiniz********* buyurarak  bu ezelî müjdeyi bizlere  hediye olarak getirdi.
 Beşincisi: İnsan  kâinatın en kıymetli bir  meyvesi ve Kâinat  Sahibinin en nazlı bir  sevgilisi olduğu Miraçla  anlaşıldı. Kâinata  nisbetle küçük bir  varlık, zayıf bir canlı  olan insan bu meyve ile  öyle bir dereceye çıktı  ki, bütün varlıklar  üzerinde bir makam ve  mevki kazandı. Çünkü  rütbesiz bir askere,  *********Sen paşa oldun********* dense  ne kadar sevinir.
 Öyle de âciz, fani,  devamlı ayrılık ve zeval  tokadını yiyen biçare  insana birden, "Sonsuz  ve baki bir Cennette  Rahman ve Rahîm olan  Allah'ın rahmetine  gireceksin" dendiğinde o  insan ne kadar büyük bir  mevki ve makama çıkar.  Cennette hayal hızında,  ruh genişliğinde, akıl  akıcılığında, kalbin  bütün arzularında  Cenab-ı Hakkın ebedi  mülkünde seyir ve  seyahate erecektir.  Cenab-ı Hakkın nur  cemalini seyretme  nimetini tadacaktır.  Böyle bir insanın kalb  ve ruhu ne kadar büyük  bir sevince kavuşur  değil mi? Miraçın bu  meyvesi insanın en büyük  arzu ve hedefidir.  (Bediüzzaman Said Nursî,  Sözler, 31. Söz.)
 Miraç  Gecesi Namazı
 Miraç gecesi kılınacak  namaz on iki rekattır.  İki rekatte bir selam  verilerek kılınacak olan  namaz on iki rekat ile  bitirilir. Her rekatte  Fatihadan sonra on kere  ihlas okunur. Kılınma  zamanı yatsı namazı  kılındıktan sonra, imsak  vaktine kadar ki  herhangi bir vakit  olabilir. Bu oniki rekat  namaz bittiği zaman  selamdan sonra yüz defa  :
 
 
 *********Sübhanallahi vel  hamdülillahi vela ilahe  illallahü vallahü ekber  vela havle vela kuvvete  illa billahil aliyyül  azim********* duası okunur.
 
 
 Ardından da yüz kere  istiğfar yapılır.
 Miraç  Gecesinin Gündüzünde  Kılınacak Namaz
 Miraç gecesinin  gündüzünde öğlen  namazını kıldıktan sonra  sonra dört rekat namaz  kılınır.
 Bu namazın;birinci  rekatında Fatiha********* dan  sonra bir kere Felak  suresi, ikinci rekattan  sonra bir kere Nas  suresi, üçüncü rekatta  üç kere Kadr suresi,  dördüncü rekatta elli  kere İhlas suresi  okunur.
 
 Kaynaklar:
 1. Bediüzzaman Said  Nursi, Risale-i Nur  Külliyatı, Sözler, 31.  Söz
 2. Mübarek Aylar Günler  ve Geceler
 3. Üç Aylar İbadet  Rehberi
 
 
  Sorularla İslamiyet  Ekibi 
 
 
 
 
 
 
 
   
 
 
 
- 
 
	
	
	
	
	
     
	
	Konu Bilgileri
	
		
			Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar
			
				Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)
				
					
				
 
		 
	 
	
	
	
		Benzer Konular
		
			
			- 
  
    
    
      Redline TS 7500 HD forum içinde, yazan acemi59
     
 
    Yorum: 3
       
        Son Mesaj: 14.Eylül.2017, 16:32
       
 
- 
  
    
    
      Kültür & Sanat forum içinde, yazan ilhan_0047
     
 
    Yorum: 0
       
        Son Mesaj: 12.Nisan.2017, 11:58
       
 
- 
  
    
    
      Redline TS 7500 HD forum içinde, yazan acemi59
     
 
    Yorum: 1
       
        Son Mesaj: 25.Aralık.2016, 13:37
       
 
- 
  
    
    
      Diğer İptv Box Cihazlar forum içinde, yazan SAGANE58
     
 
    Yorum: 1
       
        Son Mesaj: 03.Ağustos.2016, 02:44
       
 
- 
  
    
    
      Mübarek gün ve geceler forum içinde, yazan zarali58
     
 
    Yorum: 0
       
        Son Mesaj: 03.Mayıs.2016, 19:29
       
 
 
	 
	
	
	
	
	Bu Konudaki Etiketler
	
	
	
		
		
			
				 Yetkileriniz
				Yetkileriniz
			
			
				
	
		- Konu Acma Yetkiniz Yok
- Cevap Yazma Yetkiniz Yok
- Eklenti Yükleme Yetkiniz  Yok
- Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz  Yok
-  
Forum Kuralları