HZ. EBÛBEKR-İ SIDDÎK’IN BİR HUTBESİ

“…Allah’tan korkmanızı ve sizi hidâyete ulaştıran Allâh’ın emirlerine sımsıkı sarılmanızı tavsiye ediyorum. İhlâstan sonra İslâmiyet’in başlıca hidâyeti, Hz. Allâh’ın başınıza getirdiği kimselerin emirlerini dinlemek ve onlara itâat etmektir. Çünkü, Allâh’a ve emr-i bi’l-ma‘rûf ve nehy-i ani’l-münkerin ehli olan Ülül-emre itâat eden, hakîkaten felâha ermiş ve üzerine düşen vazîfesini de yapmıştır.
Aman dikkat, sakın nefsinizin hevâ ve hevesine uymayın. Felâha erenler, hevâ ve hevesine uymaktan, hırs ve öfkeden korunanlardır.
Sakın övünmeyin! Topraktan yaratılıp sonra tekrar toprağa dönecek, sonra vücûdunu haşerâtın yiyeceği kimse neye övünür. O, bugün hayattadır, yarın ölecektir. Her gün ve her saat ölüme hazırlanarak hayırlı ameller işleyin. Mazlûmun bedduâsından sakının. Kendinizi dünyada bir müsâfir, rûhu da emânet görün kendinizi ölmüşlerden sayın. Sabredin. Muhakkak amellerin hepsi sabır ile olur…
Fıkıh öğrenin ve onunla amel edin. Takvâyı da öğrenip takvâlı olun. Allâhü Teâlâ sizden önce geçenlerin ne yüzden helâk olduklarını ve ne ile kurtulduklarını bildirmiştir. Kitabında helâl ve haramları, hangi amellerin makbul olduğunu ve hangilerinin makbul olmadığını beyan etmiştir…
Bilmiş olunuz ki, siz amellerinizi Allah için ihlâsla yaptığınız müddetçe, Rabb’inize itâat etmiş, -İslâm’dan- nasîbinizi korumuş olursunuz. Dîniniz için yaptığınız nâfile ibâdetleri önünüzde bir hazırlık olarak görün. Amellerinizdeki noksanlarınız oradan tamamlanır.
Sonra, ey Allâh’ın kulları! Sizden önce geçen kardeşlerinizi ve ahbâbınızı düşününüz. Onlar, işledikleri amellerin karşılığını hakkıyla buldular ve buldukları ile kaldılar.
Allâhü Teâlâ’ya yakınlık ancak ona ibâdet ve emrine itâat etmekledir...” (Târîhu’l-Hulefâ, İmam Suyûtî)

selam ve dua ile..