Ahmet Altan Ekşioğlu Şiirleri

[kaptan-8]

Aceleye Geldik....

Haksızlık ediyorsun ama
Beni eleştirirken.
Aslında
Başka bir haksızlık da var işin içinde.
Haksızlık ta en baştan
Harcamış tüm zamanını,
Seni yaratırken Tanrı.
Ardından
Bana sıra geldiğinde,
O yorgun argın haliyle,
Ve kısıtlı zaman içinde, aceleyle
Tanrı ne yapsın?
Nasıl daha güzel birşey yaratsın?

[kaptan-8]

Can....

O can bedenini boşu boşuna işgal ediyor.
Ne beynini, ne kalbini besliyor.
Üstelik kira da vermiyor.
Ne diye katlanırsın bu gereksiz işgale.
Diyorum ki artık bu komedi bitsin
Söyle o ‘Can'a toplasın pılısını pırtısını
İttirsin gitsin.

[kaptan-8]

Cehennem Bana Uzak....

O güzeli yaratan da Tanrı,
Bana bu gözleri veren de.
Bu duyguları içimde kıpraştıran,
O güzeli algılama gücü veren de,
Hep Tanrı.
Durum böyle olunca,
Sevmeyip de ne yapacaksın?
Ve bunun için de beni,
Tanrı cehenneminde
Neden yaksın?

[kaptan-8]

Cennet....

Uzanmışım kanapeye
Yastık yumuşak.
Kumaş uzerinde oynuyor parmaklarım
Keyfim yerinde.
Bir de yastık yerine sen olsaydın

[kaptan-8]

Cinayet....

Tetiği çekenle, tetik çekilen karşı karşıya
Yuvalarından fırlamış gözler kıpırtısız
Bir patlama, bir daha, ve bir daha...
Artık yaşam bir anı
Fırtınaya tutulmuş yaprak gibi düşer beden umarsız
Savrulan ceketinin altındaki gömlekte
Bir zambak üzerine düşmüş kor gibi
Fışkırır kanı.

[kaptan-8]

Çağır Beni Gelirim....

Neden yalnız oturuyorsun arkadaş?
Dalgın, kederli, yorgun .
Yok mu dostun?
Çağır beni, gelirim.
Gelmezsem şerefsizim.
Öyle fazla hazırlık yapman da gerekmez,
Misafirsem yeterlidir bulduğum.
Bir parça beyaz peynir, iki dilim domates.
Varsa bir de kavun kes.
Rakıyı ben getiririm.
Ser gazeteyi masaya ben gelinceye kadar,
Boşver.
Örtü falan gerekmez.
Sen oynarsın oynayabildiğin kadar,
Ben sazımı tıngırdatırım,
Çok iyi çalmasam da yine idare eder.
Başlarız memleketi kurtarmaya.
Göreceksin.
Bir iki dübleden sonra,
Ne sıkıntı kalır ne keder.

[kaptan-8]

Çocukça İşler....

Yüzü pancar gibi kızarmış,
Gözleri yumuk
İskemle altında kalmış,
Eski ıslak çarık gibi yayar ağzını,
Gırtlağını yırtarcasına.
Duyurur avazını,
Yaramaz çocuk,
Öyle ağlarken, inadına,
Parlak bir nesneyi uzat burnuna
Hemen açar gözlerini,
Keser ağlamayı
Bakar uzattığın nesneye
Biraz şaşkın, biraz meraklı, fakat ikircikli,
Koklar iyicene,
Gerekirse bakar tadına,
Yenir mi, yenmez mi?..
Beğenmezse fırlatıp atar,
Kolunu iter,
Ve yeniden başlar ağlamaya,
Eskisinden de beter.

İşte sen de,
Beni görmeden önce ağlıyordun,
Beni gördünce durdun.
Şimdi yine ağlıyorsun…

[kaptan-8]

Çok Akıllı Bir Adam....

Çok akıllı bir adammış,
Öyle diyorlar.
IQ sü çok yüksekmiş, çok yüksek,
Anlatıyorlar.
Tam sekiz dil bilirmiş, su gibi.
Bilgi dersen onda ara.
Yelkenler fora.
Ekonomide doktora,
Çürütmüş nice dirsek,
Gözlüklerinden belli.
Üstü başı iyi gibi,
Bir de ne yediğini bilebilsek.

[kaptan-8]

Çok Yazık....

Hani mutfağa girmiştik ya birlikte.
Anımsarsın.
İki bardak almak için ikimiz.
Yeni bir konuk gelmişti de.
Taze boyalı kıpkızıl dudaklarınla
bir güzel öpmüştün beni.
Sonra dönmüştük arkadaşların yanına,
Ve kahkahadan yıkılmıştı masa.
Sen de gülmüştün bana…
Bense rezil olmuştum.
İşte o saatten beri,
Kimse öpmedi beni.
Kimse de gülmüyor yüzüme artık,
Bu yüzden ben de gülemiyorum.