Avrupa'da Rönesans baþlangýcýna, diðer bir deyiþle insanlarýn titizliðin ve temizliðin farkýna varmalarýna kadar, bütün bir tarih boyunca yemek yerken eller kullanýldý. Tabii bunun da bir adabý vardý.

Yemek yerken kullanýlan parmak sayýsý o kiþinin statüsünü gösteriyordu. Normal insanlar beþ parmaklarýný kullanýrlarken asiller üç parmaklarýný -yüzük parmaðý kesinlikle kullanýlmadan- kullanýyorlardý. Aslýnda Latince çatal anlamýna gelen kelime, çiftçilerin hasadý havaya atýp savurmada kullandýklarý dev çatallarýn isminden türemiþtir.


Bunlarýn çok küçükleri Türkiye'de Çatal Höyük'de yapýlan kazýlarda bulunmuþ ama ne iþe yaradýklarý, milattan 400 yýl öncesinde sofralarda yemek yemede kullanýlýp kullanýlmadýklarý tam anlaþýlamamýþtýr. Çatal konusunda kesin bilinen bir þey, ilk defa 11. yüzyýlda Toskana'da (Ýtalya) ortaya çýktýðýdýr. Ýki uçlu olan bu çatallara insanlar "Tanrýnýn bahþettiði yiyecek yine Tanrýnýn verdiði parmaklarla yenilebilir" diye þiddetle karþý çýktýlar. Ýnsanlarýn yüzyýllar boyu süren, yemek yerken çatal kullanmaya karþý direnme gibi tavýrlarýn tarihte örneði azdýr. 17. Yüzyýla kadar süren bu direnmenin bir baþka cephesi daha vardý. Yiyeceði býçakla tutup, ýsýrarak yemeye alýþmýþ erkekler çatal kullanmayý kadýnsý bir davranýþ olarak görüyorlardý.


Bu arada Fransýz ihtilalinin biraz öncesinde Fransa'da yavaþ yavaþ dört uçlu çatallar kullanýlmaya baþlandý. Zamanla çatal kullanmak lüks, asalet ve statü göstergesi oldu. Çatalla birlikte sofralarda her insan için ayrý tabak ve bardak kullanmak adeti de geliþti, toplumun tüm sýnýflarýna ve giderek dünyanýn diðer yerlerine de yayýldý. Kaþýðýn kullanýlmaya baþlanmasý ise tarih kadar eskidir. Ýnsanlar, çatala karþý gösterdikleri direnci kaþýða göstermemiþlerdir. Bu, þüphesiz sývý bir þey içmek için eli kullanmanýn iyi bir alternatif olmamasýndan kaynaklanmýþtýr.


En eski zamanlara ait kazýlarda bile, taþ, kemik, aðaç veya madenden yapýlmýþ kaþýk veya benzeri þeylere rastlanmaktadýr. Kaþýktaki en önemli geliþmeler sapýnýn þeklinde olmuþtur.


alýntý