Sadece Çinlilerin deðil Japonlarýn, Orta ve Güneydoðu Asya'da yaþayanlarýn hatta Eskimolarýn bile gözleri çekiktir. Aslýnda 'çekik gözlü' olmak tanýmý kesinlikle yanlýþtýr. Göz yapýsý dünyada bütün insanlarda aynýdýr. Farký yaratan göz kapaklarýdýr.

Çekik gözlü diye nitelendirilen ýrklarda gözün üzerindeki göz kapaðýnýn ikinci kývrýmý, gözün üstüne doðru daha fazla inmiþtir ve bu durum gözün sanki daha darmýþ gibi görünmesine sebep olur.


Peki bu, niçin böyledir? Bir teoriye göre göz kapaðýnýn üzerinde katlý olarak duran bu ikinci kývrýmý, bu insanlarýn gözlerini yoðun olan kar tabakasýnýn, göz kamaþtýran ýþýðýndan korumak için, bir nevi kar gözlüðü gibi geliþmiþtir.


Her ne kadar yukarýda belirtilen bölgelerin bazýlarýnda kar hiç yaðmýyorsa bile bilim insanlarý bugün çekik gözlü diye nitelendirdiðimiz insanlarýn atalarýnýn son buzul çaðýnda Sibirya'dan, yani Asya'nýn kar ve buzla kaplý en soðuk bölgesinden güneye, bugün yaþadýklarý yerlere göç ettiklerine inanýyorlar.


Bu kadar soðuk iklimde yaþayanlarýn vücutlarýnýn iklime uyum saðlamaktan baþka çareleri yoktu. Sadece gözler deðil, burun da rüzgara en az maruz kalacak þekilde küçülmüþ, burun delikleri, solunan hava ciðerlere gidene kadar ýsýnsýn diye daralmýþtýr. Ciltleri de bu nedenle yaðlýdýr.


Göz kapaklarý da daha yaðlý olduðundan, daha sarkýk durur ve bu oluþum gözü ve iç tabakalarýný kara ve buza karþý korur. Yani 'çekik gözlü' deðil 'düþük göz kapaklý' tanýmýný kullanmak daha doðrudur.


alýntý