Ashâb-ý Bedir. EBÛ EYYÛB EL-ENSÂRÎ

Ebû Eyyûb Hazretleri, Ensâr'dan ve Hazrec kabilesindendir. Ýsmi Hâlid bin Zeyd bin Küleyb en-Neccârî'dir.
Hicretten iki sene kadar önce Hac mevsiminde Mina'da Medînelilerden 73 kiþi, canlarý uðruna Resûlullah Efendimizi (sav.) koruyacaklarýna bey‘at etmiþti. Ýkinci Akabe Bey‘ati denilen bu bey‘atte Ebû Eyyûb Hazretleri de vardý. Medîne'ye döndüðünde Müslüman olduðunu ilan etti. Onunla birlikte zevcesi Ümmü Eyyûb de Müslüman oldu. Ýkisinin de Peygamber Efendimize büyük hizmetleri vardýr. Peygamberimizin hicretini iþitince geliþini beklediler, ona yardýmcý olmak için hazýrlýklar yaptýlar.
Peygamberimiz (sav.) hicrette Medîne'yi teþrîf ettiklerinde Ebû Eyyûb Hazretlerinin evine müsâfir oldu. Mescid-i Nebevî ve hâneleri yapýlýncaya kadar (takriben yedi ay) orada kaldýlar. Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), Ebû Eyyûb'u (ra.), Mus‘ab bin Umeyr (ra.) ile kardeþ yapmýþtý.
Ebû Eyyûb Hazretleri, Ashâb-ý Kirâm'ýn büyüklerinden ve Kur'ân-ý Kerîm tefsîrini, haram ve helâli en iyi bilenlerinden idi. Daima nefsiyle cihâd ederdi. Son derecede mütevâzi idi. Bir vâizin: “Muhakkak dirilerin, amelleri, ruhlar âleminde ölülere gösterilir” dediðini iþitince “Âh, -evvelce vefât etmiþ olan- Ubâde bin Sâmit ve Sa‘d bin Ubâde amellerimi gördüklerinde nasýl mahcûb olurum” dedi. Hâlbuki kendisi Ashâb-ý Kirâm'ýn en çok ibâdet edenlerindendi.
“Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ‘Kostantýniyye surlarý (yanýnda) salih bir zat defnolunur' buyurdular. Ebû Eyyûb el-Ensârî bu hadîs-i þerîfi naklettikten sonra: ‘Umulur ki o salih zat ben olurum.” demiþtir. (Ikdü'l-Ferîd)
Allah yolunda devamlý cihâd ederdi. Bedir'den itibaren Peygamberimizle birlikte bütün gazâlara iþtirâk ettiði gibi Hulefâ-yý Râþidîn devirlerinde de birçok gazâlarda bulunmuþtur.
Aslâ riyâset peþinde olmamýþtýr. Þehîd olduðu son Ýstanbul gazâsýna henüz genç yaþtaki Yezîd'in kumanda ettiði ordu ile gitmiþti. Þöyle derdi: “Allâhü Teâlâ yüce kitâbýnda -meâlen-: ‘Gerek hafif, gerek âðýr (hangi halde olursanýz olun) Allah yolunda canlarýnýz ve mallarýnýzla cihâda çýkýn. Bu sizin için daha hayýrlýdýr.' (Tevbe Sûresi, âyet 41) diye buyuruyor. Ben de bakýyorum, cihâdýn kendime bazan hafif, bazan da aðýr geldiðini görüyorum ve hep gazâya çýkýyorum.” (Cilâülkulûb ve Keþîü’l-Kürûb bi-Merâkýb-i Eyyûb)

selam ve dua ile..