DUYURU PANOSU
FORUMUMUZDA TÝVÝBU, D-SMART ,DÝGÝTURK-BEÝN KANALLARI YERLÝ - YABANCI PLATFORMLARLA ÝLGÝLÝ ,KART PAYLAÞIMI ,ÝPTV ,SERVER PAYLAÞIMDA BULUNMAK,HACK ÝLE KONULAR ve SPONSORLARIMIZ DIÞINDA HERHANGÝ BÝR ÜRÜN SATIÞI YAPMAK YASAKTIR 

Ýletiþim


 WHATSAPP +905354035843


ERK@L


onlineuydudestek@gmail.com

×

NOTICE Bilgilendirme : Bu konu 809 gün önce baþlatýldý . Konu baþlangýnç tarihi güncel deðilse Konu güncelliðini yitirmiþ yada bu konu ile ilgili son cevap yazýlmýþ olabilir. Eðer yazýnýz doðrudan bu konu ile ilgili deðil ise yeni bir konu baþlatmanýzý tavsiye ederiz....

RESSAM VAN GOGH ÝLE SERDAR YILDIRIM Zaman gezgini olarak bir araya geldik. Ben bu hikayenin yazarý Serdar Yýldýrým ve dünyanýn gelmiþ geçmiþ en büyük ressamý olarak adý anýlan Hollandalý Van Gogh. Paris'te bir müzayede salonunda Van Gogh'un "Kafede Akþam" adýndaki tablosu satýldý. Yüzden kapý açýldý. Yüz on, yüz yirmi derken, iki yüz milyon dolara alýcý buldu. Van Gogh her pey sürüþte vay be, vay be dedi, durdu. Ben: " Sayýn Van Gogh, bu bir dünya rekoru. Bugüne kadar hiçbir ressamýn

Bu konu 19200 kez görüntülendi 30 yorum aldý ...
Serdar Yýldýrým Hikayeleri 19200 Reviews

    Konuyu Deðerlendir: Serdar Yýldýrým Hikayeleri

    5 üzerinden | Toplam: 0 kiþi oyladý ve 19200 kez incelendi.

 
Sayfa 2/4 Ýlk ... 2 ... Son
  1. #1
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Post Serdar Yýldýrým Hikayeleri

    RESSAM VAN GOGH ÝLE SERDAR YILDIRIM
    Zaman gezgini olarak bir araya geldik. Ben bu hikayenin yazarý Serdar Yýldýrým ve dünyanýn gelmiþ geçmiþ en büyük ressamý olarak adý anýlan Hollandalý Van Gogh. Paris'te bir müzayede salonunda Van Gogh'un "Kafede Akþam" adýndaki tablosu satýldý. Yüzden kapý açýldý. Yüz on, yüz yirmi derken, iki yüz milyon dolara alýcý buldu. Van Gogh her pey sürüþte vay be, vay be dedi, durdu.

    Ben: " Sayýn Van Gogh, bu bir dünya rekoru. Bugüne kadar hiçbir ressamýn tablosu böylesine astronomik fiyata satýlmadý. "
    Van Gogh: " Arkadaþ, bilmem inanýr mýsýn, ben birkaç tablomla birlikte bu tablomu da mahalle bakkalýna býrakmýþtým. Tanesine on gulden dersin demiþtim. O zamanlar on gulden iki dolar ediyordu. Tablolarý alan olmadý. Biri satýlsa zeytin, peynir ve ekmek alacaktým. Zaman bana çok zalim davrandý. Yetenek var ama açsýn, býrak Van Gogh'un aklý kaçsýn. Çýldýrmak iþten deðil. "
    Ben: " Sayýn Van Gogh, siz ortaya çýksanýz, ben bu tabloyu yapan ressam Van Gogh'um deseniz. Tablonuzu satýn almak için, fiyat artýran þu dolar milyonerleri, size yüz dolar baðýþ yapmazlar. "
    Van Gogh: " Sen de abarttýn ama yüz dolar vermezlermiþ? Ben de elli dolar isterim. Vermezlerse intihar ederim. "
    Van Gogh müzayede salonunun orta yerine çýktý. Ellerini havaya kaldýrdý. Kendini tanýttý. Salondakilerin aðzý açýk kaldý. Doðru dediler, bu Van Gogh. Rica etsem bana elli dolar verebilir misiniz? dedi. Baþlar öne eðildi.
    " Neden ama ? " dedi, Van Gogh. " Herkes bir dolar verse elli dolar toplanýr. Bana karþý bu cimrilik neden? "
    Sessizlik bir süre devam etti. Sonunda ön sýrada oturan bir holding sahibi, þimdi size o parayý verirsek hayatýn sýkýntýsýndan kurtulur, rahatlarsýnýz. Bir daha böylesine üst düzeyde resimler yapamazsýnýz diye endiþe ediyoruz, dedi.

    Serdar Yýldýrým ayaða fýrladý ve gür sesiyle haykýrdý: " Hayýr, " dedi. " Yalan söylüyorsun. Van Gogh yaþarken parasal yardým yapýlsaydý çok daha üst düzeyde, çok daha kaliteli resimler yapardý. O zamanýn insanlarý, nasýlsa bu da ötekiler gibi tarihin karanlýklarý arasýnda kaybolup gider, diyerek yardým etmediler. Kim bilir nice ressam, heykeltraþ, yazar, þair, sporcu, besteci ve diðer sanatsal uðraþ içinde olanlar karanlýklarda kaybolup gitti. Binde bir böyle kaybolmayanlardan biri olan Van Gogh'un eseri milyon dolara satýlýyor. Siz aslýnda insanlýðýn geleceðini satýyorsunuz ve gelecek yok oluyor, bunu fark edemiyor musunuz? "

    Serdar'ýn haykýrýþýna cevap veren olmadý. Müzayede salonunda birkaç dakika sonra iki adam kalmýþtý. Sessizliði Van Gogh bozdu: " Sen haklý çýktýn Serdar, intihar etmeye gidiyorum. "
    Serdar: " Dur Van Gogh. Yýl 2018. Senin kadar olmasa da ben de zor durumdayým. Bir iþ bulmaya kalksam, hikaye yazma iþini býrakmam gerekir. Otuz dört yýllýk bir uðraþtan vazgeçemem. Bak ben intihar etmem, sen de intihar etme. "
    Van Gogh: " O zaman gel beraber intihar edelim. "
    Serdar: " Hayýr. intihar yok. Acýlara birlikte göðüs gereceðiz ve galip geleceðiz. Þimdiye kadar hiç yenilmedim ve sen de yenilmezsin. Önümüze çýkarýlan engelleri yýkýp geçelim. "
    Serdar anlattýkça Van Gogh'un yüzü bembeyaz kesildi. O'nun anlattýklarýný baþýný indirip kaldýrarak tasdik etti. Sen haklýsýn, ben bir ellerimi yýkayýp geleyim, dedi. Yerinden kalktý, lavaboya doðru yürüdü.

    Aradan zaman geçti. Tabanca sesi duyuldu. Serdar lavaboya koþtu. Van Gogh yerde yatýyordu. Serdar gözyaþlarý içinde kaldý. Elli dolar verseler ne yapar eder Van Gogh'a iki tablo yaptýrýrdým. Bu iki tablo onlarýn elli dolarýný fazlasýyla karþýlardý. Van Gogh gerçek hayatýnda tabanca ile yaþamýna son verdiðinde otuz yedi yaþýndaydý ve hep otuz yedi yaþýnda kaldý. 1853-1890 yýllarý arasýnda yaþamýþ yoksul bir ressamdý. Kendisini saygýyla anýyorum.

    SON

  2. #9
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    SÝMÝTÇÝ ÇOCUK
    1970 yýlýnýn mayýs ayýnýn bir öðleye doðru vaktinde herkes kendi alemindedir. Büyük soðuklarýn hüküm sürdüðü, kar yaðýþýnýn manzarayý beyaza boyadýðý, tipinin, fýrtýnanýn bol olduðu bir kýþ mevsimi etkisini kaybetmiþtir. Yaz gelmiþtir. Aðaçlar dallanmýþ, kovanlar ballanmýþtýr. Yemyeþil çimenler bitmiþtir. Tomurcuklar ilk nefeslerini derin derin içlerine çekmektedirler. Kýrlar, parklar, bahçeler, insanla dolmuþtur. Kýþýn sokaklarýnda hayaletlerin, cinlerin kartopu oynadýklarý, kardan adam yaptýklarý bu þehir yazýn gelmesiyle birden bire heyecanlanmýþtýr. Dam altlarýný, kapý eþiklerini, insan nefesini bir heyecan kasýrgasý etkilemektedir.

    Ýskender, 11 yaþýnda iþ almak için Beyaga'nýn fýrýnýna gelir. Kapý ardýna kadar açýk hemen kapýnýn bitiþiðinde geniþ ve uzun raflar vardýr. Kapýnýn üzerinde - Ýþi olmayan girmesin - yazýlý tabela bulunuyordu. Fýrýnýn orta yerinde tahminen bir metre yüksekliðinde geniþçe göbek taþý, bu taþýn üzerinde de üç tane uzunlu kýsalý fýrýn küreði ve koklayanýn ah ettiði taptaze, bol susamlý si mitler duruyordu. Fýrýn ocaðýnýn baþýnda 40 yaþlarýnda, orta boylu, saçlarýnýn önü tamamen dökülmüþ, topluca yüzü ateþin etkisiyle kiremite çalan bir tavýr takýnmýþtý. Ýçeride ayrýca gençten dört kiþi vardý. Ýkisi si mit satmak için bekleyen seyyar si mitçi diðer ikisi hamur açýp si mite þekil veren fýrýnda çalýþanlardý.

    Ýskender içeri doðru birkaç ürkek adým atýp Ali Dayý'ya sordu: ---- Ben, dedi, si mit alýp satmak için gelmiþtim. Þöyle bir yutkundu. Eðer satýcýya ihtiyacýnýz varsa çalýþmak istiyorum, dedi. Ali Dayý þöyle bir göz ucuyla çocuðu süzdü. Kýsa saçlý, esmer yüzündeki buruk ifade onun bundan önce geçen hayatýnýn pek kolay olmadýðýný gösteriyordu. Normal boylu, hafif zayýftý. Üzerinde eski ve siyah renkte biraz bol ve uzunca bir ceket ve pantolon vardý.
    Ali Dayý: ---- Simitçilerimizden birisi gelmedi. Onunkileri sen satarsýn. Simitler 25 kuruþ. Simit baþýna 10 kuruþ kar veriyoruz. Söyle bakalým kaç si mit almak istiyorsun?

    Ýskender þöyle bir düþündü. Kararýný verememiþti. Hamurcu Cafer söze karýþtý:---- Ýstersen 50 si mit al. Bugün pazar. Yýldýz Sinemasý saat 2' ye doðru daðýlýr. Ayrýca bugün top sahasýnda maç var. Oraya gidersin, dedi. Ýskender, Cafer'in konuþmasýndan güç alarak þöyle gerindi. Ali Dayý'ya dönerek " Tamam " dedi. " 50 tane satarým. "
    Fýrýnda bir yandan si mitler fýrýna verilirken diðer yandan da sohbet koyulaþýyordu.

    Ýskender gün boyu sinema, maç, kahvehane, mahalle, sokak demeden dolaþmýþ ve elindeki si mitleri satmýþ fakat oldukça yorulmuþtu. Eline hesap kitaptan sonra kalan 5 lirasýný aldý. Hava iyice kararmýþtý ve sokaklar hala insan doluydu, çünkü o akþam pazar akþamý olduðu için üç-dört yerde birden düðün vardý. Ýskender ele güne aldýrmadan evinin yolunu tuttu. Yol üstündeki bakkaldan içeri girdi. Tanesi bir lira olan ekmekten iki tane aldý. Koltuðunun altýna ekmekleri sýkýþtýrarak dýþarýya çýktý. Evleri þehir merkezinden oldukça uzaktý. Ýnegöl Belediyesi'nin göçmen evleri olarak yaptýrdýðý ayný tipte evlerden oluþan þehir kenarýnda kurulmuþ bir mahalleydi. Halký fakir insanlardý. Evlerde iki oda mevcuttu. Ayrýca evin yanýnda tuvalet ve çitle çevrilmiþ küçük bir bahçesi vardý. Bahçeye daha çok mýsýr, domates, biber, fasulye ekerlerdi. Daracýk, tenha sokaklar karanlýktý. Daha elektrik gelmemiþti. Mahalleli odalarýný kandil veya gaz lambalarýyla " eh iþte " aydýnlatarak karanlýðý kovuyorlardý. Ýskender evin kapýsýný çaldý. Kapýyý anasý açtý. Çocuðunun elinde iki tane ekmek görünce gözleri ýþýdý: ---- Oðlum, ekmekleri nasýl aldýn? diye sordu.

    Ýskender buruk bir þekilde: ---- Ana bugün si mit sattým. Kazandýðým paranýn bir kýsmýyla bu ekmekleri aldým, dedi. Annesi kapýyý kapadý. Birlikte odaya girdiler. Ýskender'in babasý, sedirin üstünde köþeye büzülmüþ, oturuyordu. Sobanýn üzerinde tencere kaynýyordu. Oda mis gibi kuru fasulye kokuyordu. Koku, Ýskender'in açlýðýný bir kat daha arttýrdý. Çünkü sabah içtiði çorbadan sonra aðzýna lokma koymamýþtý. Ekmekleri anasýna verdi ve sobanýn yanýna oturdu. Bahar aylarýnda olmasýna raðmen üþümüþtü. Geceleri nispeten soðuk oluyordu. Ýskender'in babasý, 38 yaþýnda ve orta boylu idi. Çektiði sýkýntýlar onu yaþýndan 10 yaþ daha yaþlý gösteriyordu. Sýrtý hafif çökmüþ, saçlarý kýrlaþmaya yüz tutmuþ, beti benzi solmuþtu. Gençliðinden beri tarlalara çapaya gider, ne iþ bulursa çalýþýrdý. Yaptýðý iþin karþýlýðýný alamamýþ, devamlý ezilmiþti. Bilirdi ki kendisinden çok daha mutlu ve rahat yaþayanlar vardý. Bilirdi ki nefes almak, üç beþ kuruþ kazanýp anca karýn doyurmak yaþamak deðildi. Ama ne yapsýndý ki ne yapsýn!

    2 yýl sonra: Sonbaharda yavaþ yavaþ soðuklar baþlamakta kýþ gelmektedir. Ýskender'in anasý hamile kalmýþtýr. Fakat diðer yandan soðuktan iyi korunamamýþ, grip olmuþ, devamlý öksürmektedir. 1972 yýlý ocak ayýnda evinde doðum yapar, bir oðlu olmuþtur. Çocuðun adýný Ýsmail koyarlar. Yaptýðý doðum ve gýdasýzlýk nedeniyle kadýn çok halsiz düþmüþtür. Doktora gidecek, ilaç alacak paralarý yoktur. Bir hafta sonra hastalýk zatürreye çevirmiþ ve hasta periþan olmuþtur. O gece devamlý sayýklamýþ, inlemiþtir. Sabahý komþulardan birkaç kiþi aralarýnda para toplarlar. Öðleye doðru baba kadýný sýrtlar, Ýskender de beraber Ýnegöl Devlet Hastanesi'nin yolunu tutarlar. Kapýdan içeri girerken, ayakkabýlarýnýn çamurunu kenarda silerler. Ýçeride görevli adama doktoru sorarlar, yukarýda sola sapýn, ilerde, diye tarif eder. Baba zor zahmet merdivenleri çýkar. Doktorun kapýsýný çalar, içeri bir adým atar ki, ayaðý kenardaki masaya takýlýr. Zaten yorgunluktan bitmiþ, tükenmiþ olan baba sendeler ve sýrtýnda karýsýyla beraber yere yuvarlanýr. Kadýnýn kafasý sert zemine çarpar ve kanlanýr. Ýskender anasýnýn üstüne kapaklanýr: ---- Ana, ana, diyerek feryat eder. Seslere birkaç doktor ve hemþire gelir. Baba yerinden yavaþça doðrulur, þaþkýndýr. Ne yapacaðýný bilemez. Oðlunu tutar, kaldýrýr.
    Doktor: ---- Kadýn zaten çok hastaydý. Adam birden düþtü. Adamýn bu iþte bir suçu yok, der. Polise haber verilir.

    Anasýnýn hastalýðý ve hastanede vefat ediþi Ýskender'in tertemiz yüreðinde derin yaralar açmýþtý. Kolay deðil yýllarca insanlýk tarafýndan terk edilmiþ vaziyette ipe sapa gelmez kaderinle baþ baþa yaþa, tam yeni iþe girmiþ az buçuk ekmeðini kazanmaya baþlamýþ ve kardeþ sahibi olmuþken, anacýðýný, o hep iyiyi düþünen, yaþamýnýn en güzel yýllarýný onu büyütmek için feda eden anasýný kaybetmek... Babasý ve kardeþi Ýsmail ile yalnýz kalmýþlardýr. Kardeþi daha küçüktür ve bakýma ihtiyacý vardýr. Þefkate ihtiyacý vardýr. Yakýn komþularýnýn yardýmýyla durum birkaç gün idare edilir ve komþu mahalleden kocasý 1 yýl önce kýzý Kisme ile yüzüstü býrakýp kaçmýþ olan Ardüþ Haným'ý Ýskenderlerin evine getirirler. Kadýn çocuða bakacak, ev iþlerini yapýp o evin hanýmý olacaktýr. 1 yýldýr kýzýyla birlikte yalnýz yaþamaktadýr. Hayat þartlarý zordur. Kýzý Kisme 7 yaþýnda, zayýf ve siyah saçlýdýr. Eve üç yaþlý kadýnla Ardüþ Haným ve Kisme misafir gibi gelirler, konuþurlar,anlaþýrlar. Akþam üstü kadýnlar giderler ve Kisme anasýyla yeni evinde kalýrlar. Kisme çok sever Ýsmail'i, Ýskender'i de sever. Ýskender ne olduðunun farkýndadýr. Eve yeni bir kadýn gelmiþtir. Acaba iyi insan mýdýr? Ana diyebilecek midir? Sorularý kafasýndan geçerken sofra kurulur, babasýnýn sesini duyar. ---- Haydi bakalým oðlum, gel de yemeðimizi yiyelim. Ýskender oturduðu yerden kalkar, sofraya oturur.

    Ýskender ertesi gün erkenden fýrýna gelir. Ýskender'i gören Ali Dayý:---- Ooo Ýskender, kaç gündür nerelerdesin? Seni çok özledik... Gel bakalým, þöyle azýcýk konuþalým, diye seslenir. Ýskender usul usul, mahsun tavýrla Ali Dayý'nýn yanýna yaklaþýr.
    Durumu fark eden Ali Dayý: ---- Ne o, yoksa kötü bir þey mi oldu? Söylesene oðlum, der. Ýskender o gün annesinin çok hastalandýðýný, babasýyla hastaneye gö türdüklerini, orada anasýnýn vefat ettiðini aðlayarak anlatýr.
    Bu duruma Ali Dayý çok üzülmüþtür: ---- Her neyse, baþýnýz sað olsun, istersen bugün si mit satma da yarýn baþlarsýn, diye söylenir. Fakat Ali Dayý düþünmeden konuþur.

    Ýskender: ---- Öyle deme Ali Dayý, akþam evdekiler ekmek bekler. Ne yer, ne içeriz sonra, der. Yarým saat sonra Ýskender si mitleri tablaya doldurup yola çýkýnca " Haydi, sýcak sýcak si mitler, isteyen yok mu? diye baðýrýr. Son kelimesinde laf aðzýnýn içinde düðümlenir. Anasý, babasý, evi, kardeþi aklýna gelir. Gözleri dolar. Þöyle etrafýna bakýnýr. Ohoo kimin umurundadýr, anasý vefat etmiþ, babasý, kardeþi aç, kendisi aç, soðuktan küçücük elleri, kulaklarý, burnu, ayak parmaklarý mosmor olmuþtur. Kimse duymaz sanki onun sesini, belki de duymak istemezler.

    Herkesin iþi gücü var, geçim dünyasýdýr, menfaat dünyasýdýr, bu dünya... Elma Ýskender, kurt da kederi içini hýzla sömürmekte ve çürümektedir. Ýskender, gözlerindeki yaþlarý siler buz kesmiþ parmaklarýyla. Memur vardýr, iþçi, köylü dertleri farklýdýr. Hepsinde dert tonla ekmek fakirde umuttur. Kasalar vardýr, cüzdanlar vardýr. Mis gibi hayat yaþamaktadýrlar. Fakir fukaranýn hakký olan ekmeðin bir parçasý toplanýr toplanýr, onlarýn boyunlarýna gerdanlýk, kollarýna bilezik, parmaklarýna yüzük olur. Eþitlik bu deðildir. Hak bu deðildir. Kardeþlik bu deðildir.

    SON

    Yazan: Serdar Yýldýrým ( 1984 )

  3. #10
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart




    BOKSÖRKANGURU DASAvustralyaKýtasý’nda pek çok kanguru yaþarmýþ. Bazý zamanlarkangurularýn sayýsýnýn dört milyonu bulduðu olurmuþ. Ormanda,daðda, bayýrda, çölde nereye baksan kanguru görürmüþsün.Kangurular, denizin ortasýnda büyük bir ada olan AvustralyaKýtasý’nda öylesine çoðalmýþlar ki, bu durum bazý gençkangurularý yeni yaþam sahalarý aramaya yönlendirmiþ. Ýþte bugenç kangurulardan biri de Das’mýþ. Das’ýn yakýnda birgemiye binerek Kanada’ya gideceði haberi kangurular arasýndahýzla yayýlmýþ. Das’ýn iki yýl sonra geri döneceði ve neleranlatacaðý merakla bekleniyormuþ.Dasbir gece Sydney Limaný’na gelerek, Kanada’ya giden gemiyegizlice binmiþ ve geminin ambar dairesine saklanmýþ. Buradayiyecek, içecek depolarý bulunuyormuþ. Gemi, Büyük Okyanus’tangeçerek günler sonra Kanada’daki Prince Rupert Limaný’navarmýþ. Das geceleri þehrin karanlýk sokaklarýnda gezmiþ,dolaþmýþ. Ama bir gece oradan geçmekte olan, kangurulara boksyapmayý öðretip, onlarý ringlerde birbiriyle dövüþtüren birmenajerin dikkatini çekmiþ. Menajer, Das’ý, adamlarýnayakalatýp, ringe çýkarmýþ. Das boks öðrendikçe bu konudakiyeteneði ortaya çýkmýþ. Çok güçlüymüþ ve yumruklarý demirgibiymiþ.

    Dasdaha sonraki aylarda ringde kangurularla pek çok maça çýkmýþ.Rakiplerini birer birer yenen Das, final maçýna çýkmaya hakkazanmýþ. Þimdiki þampiyonu yenerse dünya þampiyonu olacakmýþ.Þampiyonluk maçý tam da Das’ýn Avustralya’dan yola çýktýðýgünün ikinci yýldönümüne denk gelmiþ. Arkadaþlarý, birkaçgündür Das’ýn dönüþünü Sydney Limaný’nýn karþýsýndakitepede bekliyormuþ. O gün gelen gemilerin hiçbirisinden Dasçýkmamýþ. O akþam kangurular arasý dünya þampiyonluðumaçýný pek çok ülke televizyonu yayýnlýyormuþ. Bunlardan biride Avustralya televizyonuymuþ. Prince Rupert’ten gelen gemiyolcularýný boþaltmýþ ve limanda demirlemiþ. Kaptan ve gemiçalýþanlarý boks maçýný televizyondan seyrediyormuþ.Arkadaþlarý, Das’ýn bu gemiyle mutlaka gelmesi gerektiðinidüþünerek, acaba ambarda kilitli mi kaldý yoksa bir aksilik olduda yakalandý mý, diyerek gece karanlýðýnda gemiye çýkmýþlarve televizyondaki boks maçýný görmüþler. Arka ayaklarý üstündeduran ve ön ayaklarýnda eldiven olan iki kanguru birbirlerinekýyasýya yumruk atýyormuþ. Bazen uzun kuyruklarýyla yeretutunarak, arka ayaklarýyla rakibinin karnýna tekme vuruyormuþ.Bir kanguru, þu sarý eldivenli bizim Das deðil mi, deyince,ötekiler, evet, demiþler, bu bizim Das.

    Maçsonunda rakibini yenen Das, dünya þampiyonu olmuþ ve altýnmadalya boynuna takýlmýþ. Seyirciler, çýlgýnca Das’ýalkýþlamýþlar. Omuzlarda taþýmýþlar. Yumruklarýný havadasallayan ve göðsüne vuran Das, hayatýndan memnun görünüyormuþ. Das’ýn dünyanýn öbür ucunda olduðunu bilen arkadaþlarýgece yarýsýndan sonra yola çýkýp sabaha kadar koþmuþlar veertesi gün nerede bir kanguru görseler Das’ý anlatmýþlar.Das’ýn dünya çapýnda þöhrete ulaþtýðýndan bahsetmiþler.Onun geri gelmesini ister misiniz, sorusuna kangurular: “ Hayýr,gelmesin. Das, kangurularýn spor elçisi olsun ve bizi dünyayatanýtsýn. Burada kanguru sürüsüne katýlmadýðý için, ayrýdururdu. Ayrýþmak istedi, bir, tek olmak istedi ve aramýzdanayrýldý. Bizden koptu. Das þimdi hak ettiði yerde, zirvede.Zirvedeki yerini uzun yýllar koruyacaktýr. “

    SON

    Yazan:Serdar Yýldýrým


    Konu Serdar Yýldýrým tarafýndan (04.Aralýk.2023 Saat 15:50 ) deðiþtirilmiþtir.

  4. #11
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    HÝKAYE YAZARI ÖMER SEYFETTÝN ÝLE SERDAR YILDIRIM
    Tarih 4-Aðustos-2023 Bursa'da bir kitap maðazasýnda çok deðerli yazarlarýmýzdan Ömer Seyfettin ile beraberim: " Sayýn Ömer Seyfettin, bakýn burasý üç katlý bir kitap satýþ maðazasý. Ýçinde binlerce kitap var. "
    Ömer Seyfettin: " Ya Serdar, beni buraya neden getirdin? Ben 1920 yýlýný hatýrlýyorum. O zamanlar 36 yaþýndaydým. Ýstanbul'da bir lisede öðretmenlik yapýyordum. "
    " Evet doðru, bunlarý ben de biliyorum ama sizin bilmediðiniz bir þey var. 1920 dediniz. O zamandan þimdiki zamana 103 yýl geçti. 103 yýl sonra siz neredesiniz, hikayeleriniz nerede? "
    " Ben o hikayeleri yazdým, durdum. Bir Ýstanbul gazetesinde bunlar her gün tefrika halinde yayýnlanýrdý. Biliyor musun Serdar, yurdumuzu düþmanlar istila ettiðinde ben subaydým. Çanakkale taraflarýnda askeri ciple gidiyorduk. Gökyüzünde bir yazý belirdi. Fethun karib. ( Çanakkale’ye cephesini ziyarete giden heyeti edebiye içerisinde bulunan Ömer Seyfettin, yolda karþýlaþtýklarý fevkalade bir hadiseyi Müjde adýný verdiði hikayesinde anlatmýþtýr. Gün aðardýðýnda heyet gökyüzünde ince bir duman ile “fethun karib” yazdýðýný müþahede etmiþtir. Fethun karib, yakýn bir fetih anlamýndadýr. )
    1915 yýlý baþlarýydý. Ne oldu? Neler oldu? Yolda gelirken ben Türküm dedin. Türkiye Cumhuriyeti dedin. Türkiye Cumhuriyeti'ne bravo da Osmanlý ne oldu? Býrak Osmanlý Ýmparatorluðu'nu Anadolu ne oldu? "

    " Mustafa Kemal 19-Mayýs-1919 tarihinde Samsun'a çýktý. "

    " Bunu biliyorum. "
    " Türk Ordusu ve Mustafa Kemal bir buçuk yýl Sakarya Irmaðý doðusunda konuþlandý. Mustafa Kemal onlara savaþ öðretti. Türk Ordusu Mustafa Kemal önderliðinde ileri atýldýðýnda yunan askerleri þehirleri, köyleri yakarak kaçtý. Kurtuluþ Savaþý'ný kazanan Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Tarihe ismini altýn harflerle yazdýrdý. "
    " Mustafa Kemal adýný daha önce defalarca duymuþtum. Cumhuriyet yýllarýna ömrüm vefa etmedi. Þu an çok sevinçliyim ve çok mutluyum. "
    " Mustafa Kemal kurduðu Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaþkaný oldu. 10-Kasým-1938 'e kadar 15 yýl bu görevini devam ettirdi. 24 Kasým 1934 yýlýnda Atatürk soyadýný aldý. Artýk O Mustafa Kemal Atatürk'tü. "
    " Serdar, Atatürk hakkýnda kitaplar var mý burada? "
    " Evet var. "

    Atatürk kitaplarý reyonuna gittik ve Ömer Seyfettin'e kitaplarda yazýlanlarý okudum. Her iki dakikada bir Ömer Seyfettin tarafýndan, Atatürk ayakta alkýþlandý. Daha sonra birlikte Ömer Seyfettin kitaplarý reyonuna yöneldik. Ýki elime birer kitap aldým. Bakýn, dedim, bu kitapta Kaþaðý hikayeniz var. Bu kitapta da Kütük hikayeniz bulunuyor.

    Ömer Seyfettin: " Vay benim canlarým, ciðerlerim. Aradan 103 yýl geçmiþ ve hikayelerim unutulmamýþ. Bir yazar aradan 50 yýl geçmiþ ve hatýrlanýyorsa unutulmamýþ demektir. Artýk o yazar olmuþtur. Ey Serdar Yýldýrým, ben artýk yazar oldum mu? "
    " Evet oldunuz, hem de çok deðerli, unutulmaz bir yazar oldunuz. "
    " Yaþasýn, ben þimdi çok mutluyum. "
    Ömer Seyfettin tansiyon ve þeker hastasýydý. Atina'da 10 ay esir kaldý. Ýstanbul'a geldikten sonra tansiyon ilaçlarý kullanmaya baþladý ama þeker ilacý yoktu. 6 Mart 1920 yýlýnda aramýzdan ayrýldýktan 2 yýl sonra þeker ilacý icat edildi. Þu þeker ilacýný 4-5 yýl önce icat etseydiniz olmaz mýydý? Ömer Seyfettin size nice yeni hikayeler armaðan ederdi.

    SON

  5. #12
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: HARAMÝ
    Hacivat pencereye çýkar ve karþý mahalledeki evinin bahçesinde bulunan Karagöz'ün üstüne atlar. Ýkisi birlikte yere yuvarlanýr. Aralarýnda boðuþma baþlar. Daha sonra Hacivat ayaða kalkar. Karagöz yerdedir ve gözleri kapalý durumdadýr. Buna karþýn, saða sola yumruklar, tekmeler savurmaktadýr. Hacivat, Karagöz'ün omzuna, koluna dokunarak uyarmak ister ama durmadan baðýrýp çaðýran Karagöz'dür.
    -- Beþ deðil on olsanýz hakkýnýzdan gelirim. Haramiler sizi. Adama evinin bahçesinde bile rahat yok.
    Hacivat: Karagözüm, ben geldim. Eski dostun Hacivat'ý nasýl tanýmazsýn?
    Karagöz: De git harami baþý! Elleme kolumu, bacaðýmý.
    Hacivat: Karagöz, Karagöz kapkaragöz
    Sen dediðimi yap Karagöz
    Tekme, yumruk atma Karagöz
    Aç gözünü bak Karagöz.
    Hacivat'ýn sesini duyan Karagöz önce sol sonra sað gözünü açar. Hacivat'tan baþka kimseyi göremez. Ayaða kalkar. Sen de kimsin böyle, diye sorar.
    Bunun üzerine Hacivat: Aman Karagözüm, beni nasýl tanýmazsýn? Hacivat adýný nasýl unutursun?
    Karagöz: Hacivat mý? Hacivat adýnda bir arkadaþým yok benim.
    Hacivat: Ama benim Karagöz adýnda bir arkadaþým var.
    Karagöz: Olmaz olsun senin gibi arkadaþ der, yerdeki kazmayý alýr ve Hacivat'ýn üstüne yürür. Uzun süre kovalar. Sonunda Hacivat bahçe duvarýndan atlayýp kaçar. Altý ay Karagöz'ün adýný anmaz.


    -----------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: KAPLAN VE ASLAN
    Karagöz ile Hacivat hayvanat bahçesinden birer kaplanla aslan yavrusu satýn alýrlar. Evlerinin bahçesine yaptýklarý demir kafeste besleyip büyütürler. Ýki yýl sonra Karagöz kaplanýný, Hacivat aslanýný kapýþtýrýr. Kaplanla aslan, alt alta, üst üste mücadeleye baþlar.
    Hacivat: Aslaným, o kaplaný parçala, ez, diye baðýrýr.
    Bunun üzerine Karagöz: Haydi, güçlü kaplaným, bir vur, bir de yer vursun, diye baðýrýr.
    Hacivat: Sen ne diyorsun Karagözüm, yer senin kaplaný vurdu. Bak sýrtý yerden kalkmýyor.
    Vay, sen bana bunu nasýl dersin, diyen Karagöz, Hacivat'ýn üstüne atýlýr, boðuþmaya baþlarlar. Onlarýn boðuþtuðunu gören kaplanla aslan kavga etmeyi býrakýp Karagöz ile Hacivat'ý ayýrýr.
    Kaplan, Karagöz'e: Olur mu aðam, neden kavga edersiniz? Bizi birbirimize düþürdünüz iyi de siz niye vuruþursunuz?
    Karagöz: Hacivat, bak duydun mu? Ýlk sen baþlattýn.
    Hacivat: Hayýr, Karagözüm. Ben aslanýmý gayrete getirmeye çalýþtým. Ýlk sen saldýrdýn.
    Aslan, Hacivat'a: Olmaz ki beyim, siz kavga etmeyin. Sadece bizi seyredin.
    Hacivat: Bizim kavga etmeye hakkýmýz yok mu?
    Aslan: Var tabi ama siz sahiden vuruyorsunuz.
    Hacivat: Biz sahiden vuruyoruz da siz þakacýktan mý vurdunuz?
    Aslan: Tabi þakacýktan. Ýlk kapýþýnca konuþtuk, danýþýklý dövüþtük. Pençemizi hýzlý kaldýrýp en yavaþýmýzla vurduk.
    Aslanýn sözleri üzerine Karagöz kaplana döner. Kaplaným, ne diyor bu? Doðru mu bütün bunlar?
    Kaplan: Aslanýn dediði her bir þey doðrudur. Pençe sert inerse kafada oluþan þey aðrýdýr.
    Karagöz: Bravo lan kaplan, sonunda galip geldin ya. Ben seni iki yýl þu Hacivat'ýn aslanýný yen diye tavuk suyu çorbalarla besledim.
    Hacivat: Nee? Tavuk suyu çorba mý? Ama kaplan et yer. Tavuk eti de yer ama tavuk suyu çorba ne alaka?
    Karagöz: Ýþin sýrrý burada. Herkesin aklý ermez. Sanki sen neyle besledin þu aslaný?
    Hacivat: Etle ve sütle. Eti kasaptan, sütü mandýradan özel getirdim. Sonuçta, benim aslan senin kaplaný çarptý, geçti.
    Yalan söylersen ben seni çarparým, diyen Karagöz yine Hacivat'ýn üstüne atýlýr. Tekmeler, yumruklar havada uçuþur. Ýkisi birlikte yere yuvarlanýr. Bir süre sonra yorulan ve dövüþmeyi býrakan Karagöz ile Hacivat'ý kaplan ile aslan kucakladýklarý gibi evlerine ***ürür.
    Karagöz'ün Hanýmý: Ne oldu buna? Attan mý düþtü, diye sorunca kaplan, Hacivat'ý dövdü, der.
    Karagöz'ün Hanýmý: Pek dövdüye benzemiyor ya neyse. Yatýr þu yataða uyusun, der. Kaplan, Karagöz'ü yataða yatýrýr ve bahçeye çýkar. Derin bir nefes alýr. Ýki yýldýr þu bahçedeyim, böyle deðiþik bir gün yaþamadým, diye düþünür. Bugün sakin geçen günlerimin deðerini daha iyi anladým.
    Diðer tarafta Hacivat'ýn Hanýmý: Aslan, kim o? Hacivat mý? diye sorar.
    Aslan: Evet Hacivat, Karagöz'ü yerlerde sürükledi.
    Hacivat'ýn Hanýmý: Bu mu Karagöz'ü sürükledi? Üstü toz, toprak içinde. Tanýyamadým, der. ***ür odasýna yatýr.
    Hacivat'ý odanýn ortasýnda yere yatýran aslan bahçeye çýkar. Yandýk ki hem ne yandýk. Kavgadan gürültüden hoþlanmýyorum. Bu Hacivat Karagöz'le kanlý býçaklý olmuþ. Her gün kavga etmeden duramazmýþ. Beni de kendi gibi kavgacý yapacak. Kaplan ile beni her gün dövüþtürürse yandým ki hem ne yandým.


    -------------------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: AKREP
    Hacivat: “ Selam Karagözüm, bana bir akçe borç verebilir misin? “
    Karagöz: “ Hý.. “
    Hacivat: “ Bana bir akçe borç verebilir misin, dedim. “
    Karagöz: “ Nerde bende bir akçe? O kadar param olsa burada iþim ne? “
    Hacivat: “ Aman Karagözüm, hayatýmda ilk defa birinden borç istedim. “
    Karagöz: “ Kimden borç istersen iste. “
    Hacivat: “ Senden istedim. Bir akçe. “
    Karagöz: “ Bende akçe falan yok. “
    Hacivat: “ Yarým akçe. ”
    Karagöz: “ Yok. ”
    Hacivat: “ On kuruþ da mý yok? “
    Karagöz: “ Kuruþ yok. “
    Hacivat: “ Vardýr, ceplerini karýþtýr, vardýr. “
    Karagöz: “ Al karýþtýrayým. Of anam, elimi bir þey soktu. Akrep? “
    Hacivat: “ Akrep mi? Yere at, üstüne bas. ”
    Karagöz: “ Attým ve bastým. Parmaðým yanýyor, Hacivat. “
    Hacivat: “ Parmaðýný sýk, zehir çýksýn. ”
    Karagöz: “ Of of.. “
    Hacivat: “ Tamam zehir çýktý. Korkma Karagözüm, bir þey olmaz. Zaten akrep küçüktü. “
    Karagöz: “ Akrep küçük ama acýsý büyük. Tabi akrep seni sokmadý. “
    Hacivat: “ Senin cebinde akrebin iþi ne? “
    Karagöz: “ Bilmem. Git akrebe sor. “
    Hacivat: “ Cimri olanýn cebinde akrep olur derler. “
    Karagöz: “ Sen þimdi bana cimri mi diyorsun? “
    Hacivat: “ Yok, lafýn geliþi öyle söyledim. “
    Karagöz: “ De git Hacivat, tepemin tasýný attýrma þimdi. “
    Karagöz'ü daha fazla kýzdýrmak istemeyen Hacivat koþar adým oradan uzaklaþýr. “


    ---------------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: SAKALLI BEBEK
    Karagöz: Hacivat, biliyor musun, Yaþar bana bugün bebek dedi.
    Hacivat: Yaþar kime bebek dedi.
    Karagöz: Bana dedi, bebek dedi.
    Hacivat: Yaþar þimdi kaç yaþýnda?
    Karagöz: Benim oðlan üç yaþýnda.
    Hacivat: O yaþta bir çocuk herkesi bebek görebilir.
    Karagöz: Ama aynaya baktým. Çok gencim. Yüzüm tertemiz. Aynen bir bebek.
    Hacivat: Tabi caným, sakallý bebek.


    ---------------------------------------------------------------


    KARAGÖZ'ÜN YAZDIÐI ÞÝÝR
    Dünyaya geldim almaya nefes
    Yaptýrdým ben bir güvercin kafes


    Komþular gördü olur dediler
    Þu Karagöz ne de cin dediler.


    Ýki güvercin aldým pazardan
    Bakmaya baþladým heyecandan


    Köse geldi bana olmaz dedi
    Böyle güvercin bakýlmaz dedi.


    Güvercinleri korumak gerek
    Kafese bir kedi koymak gerek


    Dediðini yaptým ben kösenin
    Kedi koydum içine kafesin.


    Sabaha baktým kafes tüy dolu
    Nedir bu kafesin böyle hali.


    Dedim kedi, nerede güvercinler
    Dedi kedi, onlarý yedim ben.


    Dedim alacaðýn olsun, köse
    Þimdi beni güldürdün herkese.


    Yakaladým köseyi pazarda
    Kapadým kediyle bir odada.


    Dedim kedi, ye sen bu köseyi
    Dedi kedi, yenmiþ bil köseyi.


    Kapýyý kilitleyip gittim ben de
    Çok keyifliyim, neþem yerinde.


    Üç gün sonunda kapýyý açtým
    Odada köseyle karþýlaþtým.


    Kedi ortada yok köse yemiþ.
    Dostlarým, ben bu iþe çok þaþtým.


    -------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: HAMAMA GÝREN TERLER
    Karagöz: Dün salý hamamýna gittim. Çok soðuktu. Üþüdüm.
    Hacivat: Olur mu Karagözüm, hamamda üþünmez. Hamama giren terler, derler.
    Karagöz: Ama ben hamama gittim. Üþüdüm.
    Hacivat: O zaman hamamcý külhaný yakmamýþ.
    Karagöz: Külhan hamamý yakmamýþ mý? Keþke yaksaydý da hamam kül olsaydý.
    Hacivat: Öyle demedim Karagözüm, hamamcýlar külhaný yakar. Odun ateþinde hamam ýsýnýr. Kirin kabarýnca kese olursun.
    Karagöz: Kirim kabarmadý. Çeþmelerden akan su soðuktu.
    Hacivat: Ben o hamamý bilirim. Galiba sen erken gittin. Külhandaki ateþ harlamamýþtýr.
    Karagöz: Külhan ateþi yakmýþ, hamam kül olmuþ. Demek ben çýktýktan sonra hamam yandý.
    Hacivat: Hamam falan yanmadý. Uyduruyorsun Karagözüm.
    Karagöz: O zaman hamam külhaný yakmýþ.
    Hacivat: Yanma yok. Hepsi yalan, uydurma. Ýnsanlarý kandýrýyorlar.
    Karagöz: Beni kimse kandýramaz. Hamam yanmýþ mý? Külleri savrulmuþ mu?
    ( Hacivat konu kapansýn diye mecburen he der. )
    Hacivat: He yanmýþ, külleri savrulmuþ.
    Karagöz: Savrulmuþ külleri, ötmez bülbülleri.
    Hacivat: ....
    Karagöz: Hamamýn külleri, öttü bülbülleri.
    Hacivat: ....
    Karagöz: Hamamýn bülbülleri, öttü külleri.


    SON


    Yazan: Serdar Yýldýrým

  6. #13
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: ÝKÝ ELÝN NESÝ VAR
    Karagöz ile Hacivat yolda karþýlaþýr.
    Hacivat: Dur Karagözüm, nereye böyle?
    Karagöz: Oh, sen miydin Hacivat. Ben de seni arýyordum.
    Hacivat: Beni mi arýyordun?
    Karagöz: Evet, sizin eve gidiyordum.
    Hacivat: Bizim eve mi? Ama bizim ev o tarafta deðil ki.
    Karagöz: Ya ne tarafta?
    Hacivat: Bu tarafta. Ters yöne gidiyorsun.
    Karagöz: Ters yöne mi?
    Hacivat: Belki de az önce bizim evin önünden geçtin.
    Karagöz: O zaman beni neden uyarmadýn?
    Hacivat: Aman Karagözüm, evde deðildim ki.
    Karagöz: Bir daha aradýðýmda evde ol.
    Hacivat: Sen de aradýðýnda haber ver. Eve gelirim.
    Karagöz: Hacivat, bugün bir atasözü öðrendim.
    Hacivat: De bakalým , söyle.
    Karagöz: Bir elin nesi var, iki elin takkesi var.
    Hacivat: Böyle atasözü olmaz.
    Karagöz: Nasýl olmaz, var iþte.
    Hacivat: Sen bunu kimden duydun, Karagözüm?
    Karagöz: Adamýn biri söyledi.
    Hacivat: Söylemiþ ama yanlýþ söylemiþ, sonu yanlýþ.
    Karagöz: Sonu mu yanlýþ? Bir elin nesi var, iki elin tekkesi var.
    Hacivat: Yanlýþ.
    Karagöz: Ýki elin teknesi var.
    Hacivat: Takkesi, tekkesi, teknesi falan yok.
    Karagöz: ....
    Hacivat iki elini birbirine vurur. ( Hani clap, clap )
    Karagöz: Buldum, iki elin alkýþý var.
    Hacivat: Çok yaklaþtýn, alkýþý ses olarak söyle. Ýki elin sesi gibi.
    Karagöz: Buldum. Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
    Hacivat: Hah, þimdi doðru söyledin. Deðil mi ya? Doðrusu bu.
    Karagöz: Ben onun öyle olduðunu biliyordum. Kafamý karýþtýrmasan doðrusunu söylerdim.
    Hacivat: Kafaný ben mi karýþtýrdým?
    Karagöz: Artýk size gitmeme gerek kalmadý. Gitsem de evde bulamazdým. Belki yarýn bulurum seni. Haydi, hoþça kal, Hacivat.
    Hacivat: Güle güle Karagözüm.


    -------------------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: SÜR EÞEÐÝ BURSA'YA
    Hacivat, Karagöz'ün kapýsýný çalar. Karagöz kapýyý açar.
    Hacivat: Selam Karagözüm, gel tartýþalým.
    Karagöz: Taþlaþalým mý? Ne gerek var. Hangi taþ büyükse git kafaný ona vur.
    Hacivat: Öyle demedim. Tartýþma baþlatalým yani münakaþa edelim.
    Karagöz: Münaþaka ne demek? Cevizli lokum olmasýn?
    Hacivat: Yok pastýrmalý yumurta.
    Karagöz: Paspaslý yumurta mý? Yumurta paspasýn üstünde mi piþti?
    Hacivat: Hayýr, laf olsun diye bir þeyler söyle. Fikir yarýþtýralým.
    Karagöz: Ha öyle söylesene. Geçti Ýnegöl'ün pazarý sür eþeði Bursa'ya.
    Hacivat: Kýrk yýlda bir laf ettin ama doðrusunu söyleyemedin.
    Karagöz: Yanlýþ laf ettiysem, doðrusunu sen söyle?
    Hacivat: Geçti Bor'un pazarý sür eþeði Niðde'ye.
    Karagöz: Sen zor gidersin eþekle Bursa'dan Niðde'ye.
    Hacivat: Bursa'dan Niðde'ye neden gideyim?
    Karagöz: Demin dedin ya geçti Bursa'nýn pazarý sür eþeði Niðde'ye.
    Hacivat: Bravo sana, tartýþmayý nereden nereye sürükledin.
    Karagöz: Öyle olduðu doðrudur. Adým Karagöz. Adamý gözünden anlarým. Deðer biçerim.
    Hacivat: Bana ne deðer biçtin, hemen söyle?
    Karagöz: Benim paramla beþ para etmezsin.
    Hacivat: O zaman dört para ederim. Ama sen benim gözümde hiç para etmezsin.
    Seni gidi beni bilmez seni diyen Karagöz Hacivat'ýn üstüne hamle yapar. Hacivat geri dönüp kaçmaya baþlar. Karagöz peþinden koþar ama yetiþemez. Daha sonra Karagöz evine döner.


    -------------------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: SAKSI
    Hacivat: Karagözüm, senin evde fazla saksý var mý?
    Karagöz: Evde sakýz var.
    Hacivat: Sakýz deðil, saksý. Çiçek dikecektim.
    Karagöz: Saksýya çilek mi dikeceksin?
    Hacivat: Saksýya çilek dikilmez.Çilek bahçeye dikilir.
    Karagöz: Senin bahçe çilek dolu o zaman.
    Hacivat: Yok Karagözüm, ne çileði ne bahçesi?
    Karagöz: Çilek kokulu çilek, bahçe armut bahçesi.
    Hacivat: Armut da nereden çýktý?
    Karagöz: Hamam kesesinden çýktý.
    Hacivat: Hamam kesesinden ne çýktý?
    Karagöz: Örümcek.
    Hacivat: Örümcek mi çýktý?
    Karagöz: He ya örümcek.
    Hacivat: Örümcek sonra ne oldu?
    Karagöz: Kaçtý, yakalayamadým.
    Hacivat: Bir daha kaçýrma?
    Karagöz: Neyi kaçýrmayayým?
    Hacivat: Keçileri þey yani örümceði.


    ---------------------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: EN BÜYÜK KARAGÖZ
    Hacivat gelir, kapýyý çalar. Karagöz pencereye çýkar.
    Hacivat seslenir: Karagözüm, senin evde çaydanlýk var mý?
    Karagöz: Gerdanlýk hanýmýn boynunda.
    Hacivat: Hanýmýn boynunda olan nedir?
    Karagöz: Gerdanlýk. Var mý diye sordun ya.
    Hacivat: Gerdanlýk demedim, çaydanlýk dedim. Anla iþte misafir geldim.
    Karagöz: Safir gerdanlýk mý? Bizimkisi o kadar pahalý deðil.
    Hacivat: Aç Karagözüm, aç
    Hemen kapýyý aç
    Çay demle içelim
    Sohbet edelim.
    Karagöz pencereden Hacivat'ýn yanýna atlar.
    Sus, Hacivatým sus
    Hemen þimdi sus
    Kavgalýyýz hanýmla
    Anla halimden.
    Halden anlayan Hacivat koþar adým oradan uzaklaþýr. Karagöz duvardan týrmanýr, pencereden eve girer.
    Karagöz'ün Hanýmý sorar: Kimdi o, Hacivat mýydý?
    Karagöz: He ya Hacivat. Gelmiþ kafa ütülüyor. Neþesi yerinde. Tuzu kuru tabi.
    Hanýmý: Onun tuzu kuru da seninki yaþ mý?
    Karagöz: Aramýzda iki yaþ fark var. Ben büyüðüm!
    Hanýmý: Sen herkesten büyüksün. Haydi, gel sofraya. Þu bulguru kaþýkla, daha da büyü.
    Karagöz sofraya oturur. Bulgura çala kaþýk giriþir. Bir tencere bulgur pilavýný bitirir. Üstüne yayýk ayraný içer. Sonra yatar uyur. Bu güzel hikaye de burada sona erer.


    -----------------------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: ÇAM YARMASI
    Ayla ile Bursa Kapalý Çarþý'da Kozahan'a gittik. Çay bahçesine oturduk, çay içiyorduk. Ayla cep telefonumla bir fotoðrafýný çekeyim, dedi. Çekti. Bir daha, bir daha çekti. Fotoðrafýný Facebook’a koyayým, dedi. Ben, tamam, dedim. Fotoðrafýn altýna çam yarmasý ile birlikteyim, diye yaz. Bu sýrada Karagöz ile Hacivat yanýmýza gelmiþ de haberimiz yokmuþ.
    Karagöz: Çam yarmasý deðil de biber dolmasý yaz, dedi.
    Hacivat: Olur mu Karagözüm, patlýcan musakka yazsýn.
    Karagöz: En iyisi yaprak sarmasý yazsýn.
    Bu müthiþ ikili beni dolmalara doldurdular, yapraklara sardýlar. Oysa benim çorbam iyi olur, deyince kahkahalarla güldüler. Ayla da onlarla birlikte güldü. Karagöz ile Hacivat gidince Ayla, iyi ki geldiler, bize neþe verdiler, dedi. Bu hikaye de burada bitti.


    ---------------------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: SATILIK AKIL
    Karagöz ile Hacivat yolda karþýlaþýr.
    Karagöz: Selam Hacivat.
    Hacivat: Selam Karagöz.
    Karagöz: Hacivat bana on akçe borç versene.
    Hacivat: Aman Karagözüm, on akçeyi ne yapacaksýn?
    Karagöz: Pazarda adamýn biri, kiloyla akýl satýyor.
    Hacivat: Akýl para ile satýlmaz.
    Karagöz: Ya ne ile satýlýr?
    Hacivat: Akýl doðuþtandýr, sonradan elde edilmez.
    Karagöz: Kilosu bir akçe.
    Hacivat: Senin aklýn var ya Karagözüm.
    Karagöz: Var ama yetmiyor. Daha akýllý olmak istiyorum.
    Hacivat: Alýp da faydasýný gören var mýymýþ?
    Karagöz: Köylü tarlada ýrgatmýþ. Akýl almýþ, okumuþ, kadý olmuþ.
    Hacivat: Baþka.
    Karagöz: Adamýn oðlu akýlsýzmýþ. Oðluna akýl almýþ. Þimdi çalýþýyormuþ, yakýnda evlenecekmiþ.
    Hacivat: Vay canýna! Doðru mu bütün bunlar?
    Karagöz: Doðru. Komþularýyla konuþtum.
    Hacivat: Olay gerçek ha.
    Karagöz: Yürü Hacivat, bitmeden þu akýldan alalým.
    Hacivat: Bana bir kilo al, kendine de bir kilo al.
    Karagöz: Yetmez, bana bir kilo yetmez. On kilo alacaðým.
    Hacivat: On kilo mu? Sen o kadar akýlla aya gidersin.
    Karagöz: Aya da giderim, güneþe de giderim. Yeter ki daha akýllý olayým.


    SON


    Yazan: Serdar Yýldýrým

  7. #14
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: KARAGÖZ BÝLMECE SORUYOR
    Karagöz: Hacivat bir bilmecem var.
    Hacivat: Sor Karagözüm, sor da bileyim.
    Karagöz: Bir elin sesi var, iki elin nesi var.
    Hacivat: Bilmeceyi yanlýþ sordun. Bir elin nesi var, iki elin sesi var diyecektin.
    Karagöz: Laf kalabalýðýný býrak Hacivat. Sen benim sorduðuma cevap ver.
    Hacivat: Bir elin sesi olmaz ki.
    Karagöz: Olmaz mý? Bak orta parmak baþ parmak nasýl da þýklýyor.
    Hacivat: Ama bu atasözü, deðiþmez ki.
    Karagöz: Deðiþti iþte. Atasözüydü oldu þimdi Karagöz sözü.
    Hacivat: O zaman bilmecenin cevabý ne?
    Karagöz: Hay kabak kafa. Ýki elin nesi alkýþtýr, alkýþ.
    Hacivat’ýn sarýmsak yemiþ bülbüle döndüðünü gören Karagöz bu fýrsatý kaçýrmak istemez. Hacivat’ý periþan etmeye kararlýdýr.
    Karagöz: Bir diðer bilmecem de þu: Ak akçe ne içindir?
    Hacivat: Bundan kolay ne var. Ak akçe kara gün içindir.
    Karagöz: Bilemedin.
    Hacivat: Ne bilemedim mi?
    Karagöz: Ak akçe Karagöz içindir.
    Beyninden vurulmuþa dönen Hacivat’ýn gözlerinin karardýðýný gören Karagöz, O’nu tutar, yavaþça yere oturtur. Biraz kendine gelince yeni bir bilmece sorar: Çivi çiviyi ne yapamaz?
    Hacivat: Soruyu yanlýþ sordun. Çivi çiviyi ne yapar diyecektin. Çivi çiviyi söker.
    Karagöz: Bunu da bilemedin. Çivi çiviyi sökemez.
    Hacivat: Sökmesi gerekir.
    Karagöz hazýrlýklý gelmiþtir. Cebinden iki çivi çýkarýr. Birini yerdeki taþla tahtaya çakar. Öteki çiviyle uðraþýr, çiviyi sökemez.
    Hacivat saða sola bakar. Bir tanýdýk gelse de þu Karagöz’ün dilinden beni kurtarsa der. Gelen giden yoktur. Su almýþ kayýk gibi yan yatmýþ Hacivat’ýn yanýna çömelen Karagöz son darbeyi vurur: Söyle bakalým Hacivat: Kendi düþen ne yapar.
    Zorlukla konuþan Hacivat: Kendi düþen aðlamaz, der.
    Karagöz: Hayýr, kendi düþen aðlar. Dün benim oðlan koþarken düþtü ve aðladý.
    Bunun üzerine Hacivat sýrtüstü düþer. Bayýlmýþtýr. Karagöz savaþ kazanmýþ bir komutan edasýyla omuzlarýný gerer, Hacivat’ý orada býrakýr ve evinin yolunu tutar.


    -----------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: GEL KEÞKÜL YÝYELÝM
    Hacivat Karagöz’ün evinin kapýsýný çalar, Karagöz kapýyý açar.
    Hacivat: Aman Karagözüm, koþ gel. Haným keþkül piþirdi. Gel keþkül yiyelim. Aðzýmýz tatlansýn dilimiz ballansýn.
    Karagöz: Yazýn þu sýcaðýnda Eþkel’de ne iþin var?
    Hacivat: Eþkel demedim Karagözüm, keþkül dedim. Keþkül piþti, soðuk düþtü. Gel bize keþkül yiyelim.
    Karagöz: De git Hacivat, iyi diyorsun da ben yüzme bilmem ki.
    Hacivat: Eþkel’i boþ ver, keþküle gel. Gel Karagözüm, gel gel.
    Karagöz: Eþkel’e gideriz, gezip döneriz. Yüzme bilmem, denize girmem. Bunu iyice kafana sok.
    Hacivat: Senin için, balýk gibi yüzer dediler.
    Karagöz: Gençken öyleydi, sonradan yüzmeyi unuttum.
    Hacivat: Ama yüzme unutulmaz ki.
    Karagöz: Unuttum diyorsam unutmuþumdur. O kadar.


    --------------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: TAHTA KAÞIK
    Hacivat Karagözün evinin önüne gelir:
    “ Aman Karagözüm, koþ gel. Pazardan tahta kaþýk aldým. “
    Karagöz pencereye çýkar: Bizim evde bulaþýklarý haným yýkar.
    Hacivat: “ Aman Karagözüm, koþ gel. Tahta kaþýklar bak gel. “
    Karagöz: “ De git Hacivat, bulaþýklarý yýkýyorsan kime ne. “
    Hacivat: “ Bulaþýk demedim, kaþýk dedim. Pazardan tahta kaþýk aldým. “
    Karagöz: “ Tahta kurusunu kaþýkla mý ezdin? O kaþýkla bana yemek mi yedireceksin?
    Hacivat: “ Aman Karagözüm, etme eyleme. Ben öyle bir þey söylemedim. “
    Karagöz: “ Seni gidi beni bilmez. Çaðýrayým zaptiyeleri de seni falakaya yatýrsýnlar. “
    Hacivat: “ Dur, zaptiyeleri çaðýrma. Gel bize gidelim, ayran içelim. “
    Karagöz: “ Lafý karýþtýrma, bayrama daha çok var. “
    Hacivat: “ Yeni halý aldým, üstünde yatarýz. “
    Karagöz: “ Demek beni çalý üstünde yatýracaksýn? Her yanýma diken batar. “
    Hacivat: “ Pazardan iki tavþan aldým. Görmeye gidelim. “
    Karagöz: “ Pazar günü Keþan’a mý gidiyorsun? “
    Hacivat: “ Þey yani evet, dayým hastalanmýþ. “
    Karagöz: “ O zaman bir an önce git. Hasta ziyareti deyince akan sular durur. “
    Hacivat, Karagöz’ün evinin önünden koþar adým uzaklaþýr. Geçen sene Karagöz’ün çaðýrmasýyla gelen kendisini falakaya yatýran zaptiyeler aklýna gelir. Tabanlarý sýzlar. Býrak iki günü iki ay Karagöz’ü arayýp sormaz.


    -------------------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: GÜREÞ
    Hacivat: “ Gel Karagözüm, güneþlenelim. Öðle sýcaðý iyice bastýrdý. “
    Karagöz: “ Güreþelim mi? Tamam güreþelim. “
    Hacivat: “ Güreþelim demedim, güneþlenelim dedim. “
    Karagöz: “ Ben senden korkmam Hacivat. Yoksa sen benden korktun mu? “
    Hacivat: “ Ben hiçbir þeyden korkmam bilirsin. Sen benden korktun mu? “
    Karagöz: “ Bre Hacivat, senden niye korkayým? 60 kilo ya çekersin ya çekmezsin.”
    Hacivat: “ Doðru korkmazsýn. Yýllar önce þu Pýnarbaþý Meydaný’nda 70 kiloluk halinle 120 kiloluk Hulusi’yi paramparça ettiðini gözlerimle gördüm. “
    Karagöz: “ Az görmüþsün. Ne insan azmanlarýna þu meydanýn çimenlerini yoldurdum. “
    Hacivat: “ Keþke geçmiþe dönebilsem ve senin güreþlerini seyredebilsem. “
    Karagöz: “ Dünyanýn gelmiþ geçmiþ en büyük güreþçisi benim. “
    Hacivat: “ Onun orasý öyle de gelecekte seni pes ettirecek güreþçiler çýkar. O güreþçi seni hamur gibi yoðururken hiç yalvarma Hacivat gel kurtar beni diye. “
    Ben kimseye yalvarmadým sana mý yalvaracaðým diyen Karagöz, Hacivat’ýn elini yakalar. Hacivat gözlerini kapatýr. Karagöz kaldýrdýðý gibi Hacivat’ý yere vurur. Yaz günü taþlaþmýþ topraktan bir toz bulutu yükselir. Hacivat’ý yerde hareketsiz gören adamlar, yardýma koþar. Hacivat’ý kucakladýklarý gibi yakýndaki hekimin evine kuþ gibi uçururlar. Hekim , Hacivat’ýn göðsünün sol tarafýna uzun süre baský yapar ve sonunda Hacivat kendine gelir. Etrafýna bakýnýr, Karagöz orada yoktur: “ Aman aðalar, Karagöz’e güneþlenelim dedim, güreþelim, dedi. Sonunda beni bu hale getirdi. Bunun gençliðinde bir boðayý kaldýrdýðýný gördüm. Boyu iki buçuk arþýndýr. ( 1.70 cm. ) Ama bir o kadar da yeraltýnda vardýr. Karþýsýna çýkacak olanlar bunu iyice düþünsün. “


    -----------------------------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: SÝNEK ÇORBASI
    Hacivat: “ Karagözüm, gel bize gidelim, süt içelim. “
    Karagöz: “ Süt mü? Ne sütü? “
    Hacivat: “ Süt iþte, inek sütü. “
    Karagöz: “ Git baþýmdan Hacivat, sinek sütü içilmez. “
    Hacivat: “ Sinek sütü demedim, saðýr kulaklý, inek sütü dedim. “
    Karagöz: “ Sinek sütü içilmez ama çorbasý güzel olur. “
    Hacivat: “ Çorbasý mý? Neyin çorbasý? “
    Karagöz: “ Sinek çorbasý. Dün içtiydin, güzel dediydin. “
    Hacivat: “ Ben sinek çorbasý falan içmedim. “
    Karagöz: “ Dün çorba içerken tabaðýna sinek düþtü. “
    Hacivat: “ Eee.. “
    Karagöz: “ Sen bir kaþýkta sineði yuttun. “
    Hacivat: “ Aman Karagözüm, uyarsaydýn, çorbanda sinek var deseydin. “
    Karagöz: “ Benim öyle dememe vakit kalmadan sen sineði mideye indirdin. “
    Hacivat: “ Sinek þimdi neremdedir? “
    Karagöz: “ Dünden beri hiç dýþarý çýktýn mý? “
    Hacivat: “ Çýktým, hem de iki kere. “
    Karagöz: “ O zaman sinek sende deðildir, gökyüzünde uçuyordur. “
    Hacivat: “ Neyse kurtuldum ya þu sinekten. Keyfim yerine geldi. “


    ---------------------------------------------------------


    KARAGÖZ ÝLE HACÝVAT: PENCEREDEN BAKSAN NE GÖRÜRSÜN?
    Karagöz ile Hacivat yolda karþýlaþýr.
    Hacivat: “ Karagözüm, sana bir soru sorayým da bil. Benim evin penceresinden baksan ne görürsün? “
    Karagöz: “ Tencerede ne varsa onu görürüm. Dolma, pilav gibi. “
    Hacivat: “ Tencere demedim, pencere dedim. “
    Karagöz: “ He öyle söylesene. Sokak görürüm. “
    Hacivat: “ Baþka. “
    Karagöz: “ Ev görürüm. “
    Hacivat: “ Baþka. “
    Karagöz: “ Adamlar, kadýnlar görürüm. “
    Hacivat: “ Baþka, baþka. “
    Karagöz: “ Gökyüzü, bulut görürüm. “
    Hacivat: “ Bilemedin. Keþiþ Daðý’ný ( Uludað ) görürsün. “
    Karagöz: “ Hacivat, senin pencereden Keþiþ Daðý görünmez ki. “
    Hacivat: “ Görünür, görünür. Ben her gün görüyorum. “
    Hacivat kafasýný saða çevirip bakar. Üç adam gelmektedir. Biraz sonra adamlarý çevirip, göz kýrpar ve sorar: “ Benim evin penceresinden Keþiþ Daðý görünür, öyle deðil mi dostlar? “
    Adamlar: “ Evet, görünür, derler ve gülerler. “
    Hacivat: “ Bak gördün mü, görünüyormuþ. “
    Karagöz: “ Hayret, ben neden göremedim acaba? “
    Bunun üzerine adamlar, kahkahalarla güler. Karagöz alay edildiðini anlar. Ders vermek için, Hacivat’a döner: “ Hacivat, benim de sana bir sorum var. Sen benim evin penceresinden baksan ne görürsün? “
    Hacivat: “ Bahçe görürüm, insan görürüm, ev görürüm, “ der ama Karagöz bunu kabul etmez. Karagöz’den kaçan bir Hacivat görürsün der ve Hacivat’ýn üstüne atýlýr. Hacivat geri dönüp kaçmaya baþlar. Karagöz, gel buraya, diye baðýrarak Hacivat’ý sokaklarda kovalar. Evinin önüne gelen Hacivat kapýnýn açýk olmasýndan yararlanýp eve dalar, bahçeye çýkar. Peþindeki Karagöz’ün nefesini ensesinde hisseder. Son bir hamleyle bahçedeki tuvalete girer ve kapýyý kapatýr. Hacivat’ýn oturduðunu gören Karagöz, korkak seni, þimdi de alaycý konuþsana der ve evden çýkýp gider.


    SON


    Yazan: Serdar Yýldýrým

  8. #15
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    Kardeþlik Hikayeleri - Serhat Yýldýrým
    SIRTLAN ZOBO
    Sýrtlan gruplarýnýn dýþladýðý, aralarýnda barýndýrmadýðý Zobo adýndaki sýrtlan bir þehrin çok yakýnlarýna gelmiþti. Çayýrýn ortasýnda toparlak bir þey dikkatini çekti. Bu neydi? Zobo, onu kokladý. Burnuyla ittirdi. Yuvarlanýyordu. Biraz daha, biraz daha derken, o yuvarlandýkça, Zobo zevk aldýkça, oyun sürdü. Daha sonra oyunu býraktý. Yorulmuþtu. Çimenlere yattý. Uyuyakaldý.
    Zobo gürültüye uyandý. Tatlý tatlý gerindi. Anýnda gerinmeyi býrakýp büzüþtü. Vitesi geri taktý. Geri geri gitti. Az sonra çalýlarýn arasýnda görünmez oldu. Ama görüyordu. Ne olup bittiðini anlamaya çalýþýyordu. Bu dünyanýn sahipleri yani insanlar, o yuvarlanan þeyin peþinden koþuyordu. Arada bir durup baðýrýþýyorlar sonra yine oyuna devam ediyorlardý. Tahta direklerin arasýnda biri o yanda, biri bu yanda, iki insan sabit bekliyordu. Eðer vuruþ direklerin arasýndan geçerse gool diye baðýrýyorlardý. Galiba bunlar iki ayrý takýmdý ve maç yapýyorlardý. Bunlarý düþünürken toparlak þey yuvarlandý ve yanýna geldi. Zobo fýrladý, topu burnuyla ittirdi, ayaklarýyla vurdu, sahanýn ortasýna geldi. Zobo'yu görünce önce korkan insanlar, sonra alýþtýlar. Gol atýnca onu alkýþladýlar. Koþtu, koþtu, insanlarla çoþtu, baþroldeydi ve kalýplaþmýþ bir takým fikirleri kýrmak mümkündü.
    Sonra insanlar gittiler, Zobo yalnýz kaldý. Daha sonraki günlerde çok bekledi insanlar gelir diye ama kimse gelmedi. Güçlü çenesiyle ýsýrarak topu patlattý. Ses yüksek frekanslýydý, çok korktu. Hýzla koþarak oradan uzaklaþtý. Daðlara gitti. Ýnsan yapýsý top patlýyor ve korkutuyordu. Demek ki, insan da patlar ve korkuturdu. Bunun üzerine bir daha insanlarla karþýlaþmamaya söz verdi.


    SON


    ---------------------------------------------------------


    PANTER
    Panterin biri, bir ovanýn ortasýna bakkal dükkaný açmýþ. Özellikle su, sulu gýdalar ve et satýþlarý çok oluyormuþ. Panter bire almýþ, ona satmýþ. Parasýna para katmýþ, zengin olmuþ. Ovada yaþayanlarýn eðitim eksikliði panterin dikkatini çekmiþ. Bakkal dükkanýnýn karþýsýna ticaret okulu yaptýrmýþ. Pek çok yavru hayvan bu okulda okumaya baþlamýþ. Ticaret dersine panter girerek ders vermiþ. Onlara ticaretin kurallarýný, ticarette nelerin yapýlmasý ve nelerin yapýlmamasý gerektiðini öðretmiþ.
    Bir yýl sonra okul ilk mezunlarýný vermiþ. Yavru ayý, yavru kurt, yavru tilki... þimdi kocaman olmuþlar. Mezun olur olmaz ovadaki tek ticarethane olan bakkala yönelmiþler. Panter, suyu, eti kaça alýp kaça satýyor, araþtýrmýþlar. Okulun masraflarýný karþýlamak için, karýný giderek artýran ve bire alýp yirmiye satmaya baþlayan panterden þikayetçi olmuþlar. Orman mahkemesi panteri suçlu bularak hapse atmýþ. Panterin ilk ziyaretçileri öðrencileri olmuþ. Toplu halde gelen öðrenciler panterden özür dilemiþler. Panter onlarý sessizce dinlemiþ.
    Ertesi gün panteri odasýna çaðýran hapishane müdürü, öðrencilerinizi iyi yetiþtirmiþsiniz, deyince, panter, ne demezsin, demiþ. Hem biraz fazla iyi yetiþtirmiþim. Ticaret geliþsin, bölge kalkýnsýn derken, bu gidiþle ticaret yok olacak.
    Hapishane müdürü: " Yok caným, öðrencileriniz bakkalý iþleteceklermiþ. Ticaret neden yok olsun? "
    Panter: " Bakýn ben sýfýrdan zirveye çýktým. Sýkýntýlar yaþadým, fýrtýnalara göðüs gerdim. Onlar hazýra kondular. Paraþütle zirveye çýktýlar. Küçük bir esinti karþýsýnda direnemezler. Zirvede tutunamazlar. "
    Aradan bir ay geçmemiþ. Ýflas eden bakkal dükkaný kapýsýna kilit vurmuþ. Okul zaten kapanmýþ, öðrenciler daðýlmýþ. Kuraklýðý yaþayan ovada bir damla suya hasret kalýnmýþ. Ova mahkemesi davayý gözden geçirmiþ ve panteri serbest býrakmýþ. Panter bakkal dükkanýný yeniden açmýþ. Dükkan müþterilerle dolup taþmýþ. Panter kar marjýný artýrarak bire alýp elliye satmaya baþlamýþ.
    Panter okulu da açmýþ. Yeni öðrencilerine ticaret dersi vermeye baþlamýþ. Derslerinde giriþimci olmanýn yararlarýný ve giriþimcinin korunmasý gerektiðini vurgulamýþ. Bir daha panteri hiçbir öðrencisi þikayet etmemiþ.


    SON


    ----------------------------------------------------------------


    ANNE KANGURU
    Bir kanguru varmýþ. Kesesinde yavrusunu taþýrmýþ. Zamanla yavru büyümüþ, keseye zor sýðar olmuþ. Ayrýlýk vakti gelmiþ, çatmýþ.
    Anne kanguru: " Benim güzel yavrum, artýk büyüdün, kocaman oldun. Ayrýlacaðýz, sen yoluna ben yoluma. "
    Bunun üzerine yavru kanguru: " Anne, ne olur beni býrakma. Ben sensiz ne yaparým? "
    Anne kanguru: " Ama caným, ben senin kadarken çoktan yalnýz kalmýþtým. Canýmý diþime taktým, zorluklarý alt ettim, hayatýn kötülüklerine göðüs gerdim. Savaþtým ve kazandým. "
    " Anneciðim, caným benim. Ne olur, bir süre daha seninle kalayým. Geliþeyim, güçleneyim. O zaman hýzlý koþarým. Dingolar, ( Avusturalya'da yaþayan bir köpek türü. ) beni yakalayamaz.
    " Güzeller güzeli, Esat'ým benim. Aman, aðzýndan rüzgar alsýn. Seni dingolara teslim etmem. Gerekirse birkaç ay daha sana bakarým. "
    Ertesi gün yavrusuyla birlikte otlamakta olan anne kanguru ilerden gelmekte olan dingolarý görmüþ. Dingolar geliyor deyince yavru kanguru annesinin kesesine girmiþ. Hýzla kaçmaya baþlayan anne kangurunun peþine dingolar takýlmýþ. Giderek yaklaþmakta olan dingolardan kurtulamayacaðýný anlayan anne kanguru, yavrusuna þöyle demiþ: " Esat, dingolar yaklaþýyor. Þu köþeyi dönünce aðaçlarýn arasýna seni býrakacaðým. Yere yat, sessizce bekle. Ben peþimdekilerden kurtulunca seni almaya gelirim. "
    " Tamam oldu. "
    Biraz sonra hafifleyen anne kanguru dingolarla arasýný giderek açmaya baþlamýþ. Sonunda dingolar, anne kangurunun peþini býrakmýþlar. Anne kanguru çok uzaklardan geniþ bir yay çizerek yavrusunu býraktýðý yere sabaha karþý gelebilmiþ. Aramýþ, taramýþ, çalý diplerine, aðaç kovuklarýna bakmýþ, baðýrmýþ, yavrusu yokmuþ. Günler sonra yavrusunu bulmaktan ümidini kesmiþ ve aðlayarak bölgeyi terk etmiþ. Yavrusunu baþka bölgelerde arayacakmýþ.
    Annesi Esat'ý býrakalý birkaç saat olmuþtu ki, oradan geçmekte olan kangurularýn kralý, Esat'ý görmüþ ve yanýna almýþ. Yavrusu olmayan kral, Esat'ý tahtýnýn varisi olarak yetiþtirecekmiþ.
    Böylece aradan on yýl geçmiþ. Yaþlanan kral tahtýný Esat'a býrakmýþ. Esat, kral olmuþ. Kangurularý doðruluk ve adalet ilkelerine baðlý kalarak yönetmeye baþlamýþ. Kralýn evlatlýðý Esat'a tahtýný býraktýðý haberini duyan anne kanguru çok heyecanlanmýþ. Yeni kral acaba onun yavrusu olabilir miymiþ? Adý da yaþý da aynen tutuyormuþ.
    Anne kanguru saraya gitmiþ. Görevlilere durumu anlatmýþ. Görevliler, olanlarý krala söyleyince kral hýzla koþarak saray kapýsýnda yaþlý gözlerle bekleyen annesine sýkýca sarýlmýþ.
    Esat uzun yýllar krallýk yapmýþ. Annesini yanýndan ayýrmamýþ. Bu zaman süresince kangurular çoðalmýþlar. Dingolarla çetin bir uðraþ içine girmiþler ve onlarý yenmiþler. Sayýlarý azalan dingolar, uzak diyarlara göç etmiþler. Böylelikle kangurular dingo korkusu olmadan yaþamaya baþlamýþlar.


    SON


    -------------------------------------------------------------------


    LAMA VE PUMA
    Güney Amerika Kýtasý'ndaki And Daðlarý'nda bir lama yaþýyormuþ. Bu lamanýn adý Heman'mýþ. Heman bazen sürüyle birlikte otlar, bazen yalnýz gezermiþ. Hayat güzelmiþ, yaþamak güzelmiþ, otlamak güzelmiþ. Nereden gelmiþ bilinmez bir puma ( Dað aslaný ) ortaya çýkmýþ. Puma avlanmaya baþlamýþ. Lamalar saða sola kaçýþmýþlar ama puma her defasýnda bir lamayý yakalamýþ. Lamalarda bir korku, bir telaþ; geceleri bile uyuyamaz olmuþlar. Bir pumanýn karný doyacak diye yüz lama can pazarýnda, doðru mu bu?
    Aradan yýllar geçmiþ. Puma belasý birkaç günde bir tepedeki maðarasýndan inerek lamalarý avlamýþ. Son yedi yýlda yedi yavrusu olan Heman'ýn yavrularýný puma almýþ. Heman, seneye yavrulamak istemiyormuþ. Nasýlsa puma kapacak diye öteki lamalara da yavru yapmamalarýný söylemiþ. Belki o zaman puma açlýktan ölürmüþ.
    Günlerden bir gün Heman tepedeki maðaranýn önünde oynaþan dört puma yavrusu görünce, bela bir iken yakýnda beþ olacak. Bunlar bir büyürse vah bana, vahlar size, demiþ arkadaþlarýna. Yandýk ki hem ne yandýk, soyumuz kuruyacak, demiþ arkadaþlarý.
    Bir yýl sonra avlanmaya baþlayan beþ puma kýsa sürede lamalarý kýrýp geçirmiþ. Geriye sadece Heman kalmýþ. Heman koþarak zirveye çýkmýþ. Ulu Kartal Kondor'a seslenmiþ. Kondor gelmiþ. Heman olanlarý anlatmýþ. Yardým dilemiþ. Kondor, Heman'a acýmýþ. Dileðini kabul etmiþ. Sonraki günlerde pumalarý birer birer avlamýþ. Heman oralardan çok uzaklara giderek baþka bir lama sürüsüne katýlmýþ. Aradan zaman geçmiþ bir yavrusu olmuþ. Pumasýz ortamda yavrusunu büyütmüþ. Birlikte kýrlarda özgürce koþup oynamýþlar.


    SON


    Fikir: Serhat Yýldýrým
    Yazan: Serdar Yýldýrým

  9. #16
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart






    MAGOSA ZÝNDANINDA NAMIK KEMAL ÝLE BÝRLÝKTEYÝM
    Zaman gezgini olarak 150 yýl önceye gitmeyi düþledim ve Kýbrýs'ta bulunan Magosa zindanýnda olmayý istedim. Namýk Kemal yerde, taþ üstünde oturuyordu ve beni görünce ayaða kalktý. Ýlerici, çaðdaþ fikirlerle donanmýþtý ve bir devlet yönetiminin tek bir kiþinin tekelinde olmasýný istemezdi. Bana seslendi: " Dur bakalým, aslaným, sen de kimsin böyle? Burada ne iþin var? "
    " Ben, gelecekten geldiðimi, söyledim. Tarih 9-2-2024. Adým Serdar Yýldýrým, dedim.
    Namýk Kemal: " Bak bu çok iyi. Yüz bilmem kaç yýl sonrasýndan geçmiþe dönülüyorsa insanlýk çað atlamýþ demektir. Ben þimdi burada olmamý özgürlük, baðýmsýzlýk, halkýn kendi kendini yönetmesi dememe borçluyum. Arkadaþ, sen boþ biri deðilsin ama dolu biri de deðilsin. Senden þüphelendim. Doðrusu ne ise, sen onu söyle. "
    Serdar: " Her sözünüzün altýna imzamý atarým. Hepsi doðrudur. Boþ deðilim ama dolu da deðilim. Bir gün dolduðumda dinamit gibi patlayacaðým. "
    Namýk Kemal: " Ben patladým da ne oldu? Sonradan kendimi bu zindanda buldum. Sen patlama. Sessiz ve derinden git. Bakýþlarýndan anladým. Sen bana saygý duyuyorsun. "
    Serdar: " Sizin fikirleriniz gelecek nesilleri etkiledi. Bu fikirlerden etkilenen çaðdaþ özgürlük savaþçýlarý, Anadolu'da Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Mustafa Kemal ve arkadaþlarý, bunu baþardý. Osmanlý sizden 35 yýl sonra Türkiye Cumhuriyeti oldu. "


    Namýk Kemal: " Kardeþlik, gel yamacýma sokul biraz. Ben aylardýr bu taþ üstünde yatýyorum. Sen bir süre burada otursan güç kaybýna uðramazsýn. "
    Serdar: " Vatan Yahut Silistre adýndaki tiyatro oynanýrken, sizi yakaladýlar ve göz hapsine aldýlar. Senaryosunu sizin yazdýðýnýz bu oyun neden bazý kesimlerin iþine gelmedi? "
    Namýk Kemal: " Özgürlük ve baðýmsýzlýk benim karakterimdir. Padiþah 1. Abdülaziz'in hafiyeleri geldi ve seni bu oyundan ötürü tutuklamak zorundayýz, dedi. Ben baðýrarak oynanan tiyatronun konusu hakkýnda konuþmaya baþlayýnca iki adým gerilediler. Konuþmam bitince bileklerime kelepçe takmadýlar. Öylesine karakola ***ürüp gözaltýna aldýlar. Sonrasý iþte bu Magosa ve zindan. "


    Serdar: " Ben padiþahýn yerinde olsam, sizi yönetim üstünde tutar, devlet yapardým. Deðiþen çaða ayak uydurur, Osmanlý Ýmparatorluðu'na çað atlatýrdým. Böyle gelmiþ böyle gider olmaz. Diðer devletler koþarken, Osmanlý'ya yürümek yakýþmaz. Yakýþmadý zaten. "
    Serdar: " Ey vatan ve özgürlük þairi Namýk Kemal. Gelin þöyle dýþarý çýkalým. Çayýrda yürüyelim. "
    Namýk Kemal: " Aman Serdar, sen ne diyorsun? Burasý babanýn çiftliði deðil. Öyle istediðin zaman dýþarý çýkamazsýn. Sen istedin diye bu iþ olmaz. "
    Serdar: " Sayýn Namýk Kemal, ben istediðim zaman biz dýþarý çýkarýz. Ben istemedikçe onlar bizi göremezler. Buyrun önden siz yürüyün. Ben sizi takip ederim. "


    Serdar Yýldýrým'ýn öz benliði, Namýk Kemal'in silüeti dýþarý çýktý. Magosa Zindaný' nýn karþýsý çayýrlýk, çimenlikti. O yöredeki veya o ülkedeki güç sahipleri, defalarca uyarýlmalarýna karþýn, yanlýþlarýndan dönmüyorsa bunda bir sorun var demektir. Cumhuriyet ve özgürlük demeleri için, daha bir süre beklemek gerekir. Bunlar sonradan Cumhuriyet'in ve kiþisel özgürlüklerin rahatýný gördükçe biz neden bu fikirlere karþý çýktýk diye kendilerine kýzacaktýr.
    Namýk Kemal çayýrda, çimende yürüdü, koþtu. Bazý zamanlar, ben O' na yetiþmekte zorlandým. Sonra bir aðacýn dibine oturduk.
    Ben: " Sayýn Namýk Kemal, ben gelecekten geldiðime göre, sizin daha sonraki yaþantýnýz hakkýnda bilgi sahibiyim. Siz isterseniz bunlarý anlatayým. "
    Namýk Kemal: " Aman Serdar, ne demek? Kim öðrenmek istemez geleceðinin nasýl olacaðýný? Anlat bakalým, ben hep burada mý kalacaðým? "
    " Siz ne kadardýr buradasýnýz? "
    " 2.5 yýl oldu. "
    " Burada 8 ay daha kalacaksýnýz. Sonrasýnda kurtulacaksýnýz. "
    " Neden? "
    " Çünkü sizi buraya atan padiþah 1. Abdülaziz tahttan indirilip yerine 5. Murat gelecek. O da pek çok tutuklu gibi sizi serbest býrakacak. Midilli Adasý'na mutasarrýf tayin edileceksiniz. "
    " Bak bu çok iyi. Demek ki, ben bu zindanda çürümeyeceðim. "
    " Siz Kýbrýs'a sürgün edildikten sonra da Vatan Yahut Silistre sahnelenmeye devam etti. Ýlk 2 ay süresince bu oyun 47 defa oynandý. Daha sonra Ýzmir ve Selanik'te üç yýl içinde 500 defa sahnelendi. "
    " Ya Serdar, biliyor musun, iyi ki geldin. Bana sevinç ve huzur verdin. Buradan kurtulup özgürlüðe adým atacaðým günleri bekler oldum. "


    Daha sonra Namýk Kemal'e yaþadýðým güne gitmeyi teklif ettim. Saniyesinde evet dedi ve evimde belirdik. Namýk Kemal evin salonunda saða sola bakýndýktan sonra, Serdar, bu ne deðiþik bir ev? Bu, þu, o bunlar nedir?
    " Bu buzdolabý, þu çamaþýr makinesi, o televizyon. Þaþýrmakta haklýsýnýz. Bunlar sizin zamanýnýzda yoktu. Hepsi sonradan icat edildi. Buyurun bu odaya geçelim. Orada internet var.
    " Geçelim bakalým. Yeniliðe meraklýyým. Sen de beni þaþýrtmaya devam et. "
    " Sayýn Namýk Kemal, bu internet. Televizyon gibi. Televizyonda baþkalarý oynatýr, sen seyredersin. Ýnternette sen oynatýrsýn baþkalarý seyreder. Bakýn az sonra ekranda görünecek. Namýk Kemal yazýyorum. Görüyor musunuz, sizin resimleriniz ve hayat hikayeniz çýkýyor. Ben sizin kadar meþhur olsam baþka ne isterim. "
    " Gerçeði söylemek gerekirse sen benim kadar meþhur olamazsýn. Gelecek nesillerin beyninde benim kadar iz býrakamazsýn. Sen bir kartal olsan her yýl ayný yerde yuva kurardýn. Ben her yýl deðiþik bir yerde yuva kurdum ve ilk yuvamý özlemedim. "
    " Görsellere giriyorum, resimleriniz çýkýyor. Sizden 150 yýl sonra resimleriniz gözlerde, gönüllerde. "
    " Aradan bir buçuk asýr geçmiþ. Dünya eskiyi özler, geleceði gözler olmuþ. Ey Serdar Yýldýrým, senin amacýn nedir? Neden beni rahatsýz ettin? "
    " Benim amacým, yaþadýðým çað insanýna Namýk Kemal adýndaki kaliteli bir beyin yapýsýnýn tanýtýmýný yapmaktý. O yüce bir beyindir ki, þiirden kapý açmýþ, hikaye derken, roman yazmaya yönelmiþ. Ben de iþe þiirden baþladým. Þiir öksüzdür, arayan soran olmaz. Sonra masal, hikaye yazmaya yöneldim. Ben roman yazmaya yönelmeyeceðim. Anlatýlmak istenen, kýsa ve öz olarak anlatýlmalý. "


    " An geliyor ki, 5-10 sayfa hikaye yazmak yetmiyor. Olayý kesin, kati ve detaylý anlatmak gerekiyor. Belki okuyucu hikayedeki karakterin saç þeklini, þapkasýný, giyimini, kuþamýný merak edecektir. Sen hikaye yazarken bunlarý aklýna getirmez misin? "
    " Tabii ki getirmem. Konuyu kýsa keserim. Sonuçta, okuyucunun beyninde ne, neden, niçin ve sebep kalýr. Bence 4 sayfalýk hikaye 200 sayfalýk romana bedeldir. "
    " Eee sýktýn ama? Durup dururken kendini övüyorsun. Konu ben deðil miyim? Ayný davranýþý tekrar edersen, seninle öyle bir kavgaya tutuþurum ki, dünya gelse seni kurtaramaz. Padiþah bile benden korktuðundan bu zindana attýrdý. "


    Aradan bir dakika geçti. Sertleþen havayý Namýk Kemal yumuþattý: " Evde çay var mý, çay? Bir çay demle de içimiz ýsýnsýn. "
    " Evet var. Beþ dakikada çayýnýz hazýr olur. Yanýnda yiyecek bir þeyler de getiririm. Þu an evin ikinci katýndayýz. Siz isteyin ben pencereden aþaðý atlarým. "


    Dünya tarihi boyunca pek çok fikir ve düþünce sistemi insanlarý etkilemiþtir. Bunlarýn bazýlarý kýsa ömürlü olmuþtur. Bazýlarý ise, uzun ömürlü olmuþtur. Gelecek yüzyýllarý þekillendirmiþtir. Fakir biri, çaðýnýn çok ilerisinde fikirler öne sürse de taraftar bulamamýþtýr. Tarihin karanlýklarý arasýnda kaybolup gitmiþtir. Adam zengindir. Taraftarý, inananý çoktur. Bunlarýn fikirleri bin yýl sonrasýna bile ulaþýr. Böyleleri dünya tarihinde vardýr. Ýnsanlar, zengini sever. Zenginlik hayranlýk uyandýrýr. Saraylar, köþkler, yalýlar vardýr. Bunlar hayatlarýný sorunsuz yaþar. Alamama durumlarý yoktur. Parasýyla deðil mi, her þeyi alýrlar. Gün gelir geleceklerini satýn alýrlar. Sonunda bize ayrýlan zaman doldu. Ayrýlýk vakti geldi. Magosa zindanýna geri döndük.


    Namýk Kemal: " Serdar, gel gitme, dedi. Burada benimle kal. "
    Serdar: " Ama, dedim, Sayýn Namýk Kemal burada kalamam. Daha önce de bizimle burada kal diyenler oldu. Onlarla birlikte kalsaydým, size gelemezdim. Þimdi burada kalýrsam geleceðe gidemem. En uzun paylaþýmým sizinle olan olacak. Varýn izin verin ben gideyim ve yaþadýklarýmýzý insanlara ulaþtýrayým. Ýnanýn sevenleriniz milyonlarý aþacaktýr. "
    Namýk Kemal: " Dediðin gibi olsun, varsýn taraftarým çok olsun. Özgürlük ve baðýmsýzlýk savaþçýsý Namýk Kemal diye araþtýrma yapsýnlar. Acýsýný biz çektik sefasýný onlar sürsün. O dediðin Mustafa Kemal ve Türkiye Cumhuriyeti vizyonunu kaybetmesinler. "


    Bebeklik çaðlarý hariç aðlamayan Namýk Kemal'in göz pýnarlarýndan iki damla yaþ süzüldü:
    " Ama, dedim, aðlýyorsunuz? "
    " Yok be Serdar, gözüme bir þey mi kaçtý, nedir? Beni rahatsýz etti. Ben aylardýr bu Magosa zindanýndayým. Hep ayný gardiyan ve ayný sessiz gemi. Bu gardiyan benimle bir kelime konuþmadý. Yasakmýþ! Var git yoluna internet midir nedir, bu hikayeyi hazýrla ve okuyucunun ilgisine sun. "
    Sonunda Namýk Kemal ile vedalaþtýk. Evime geri döndüm. Þimdi tarih: 9-5-2024. Ben 90 gün uðraþtým bu hikayeyi hazýrladým. Okurlar, en çok 9 dakikada okur, bitirirler. Bu onlarýn çabukluðundandýr. Onlarýn arasýndan çýkanlar, Namýk Kemal'i benden çok daha iyi anlatacaklardýr.


    SON

Sayfa 2/4 Ýlk ... 2 ... Son

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanýcýlar

Þu an 1 kullanýcý var. (0 üye ve 1 konuk)

Benzer Konular

  1. O Cesur Yürekte Yüzlerce Aslan Yatar - Serdar Yýldýrým
    Þiirler forum içinde, yazan Serdar Yýldýrým
    Yorum: 4
    Son Mesaj: 31.Ekim.2024, 18:28
  2. Türk Askeri Çanakkale'de - Serdar Yýldýrým
    Þiirler forum içinde, yazan Serdar Yýldýrým
    Yorum: 2
    Son Mesaj: 29.Eylül.2023, 21:02
  3. Atatürk'ün Gölgesi Yeter - Serdar Yýldýrým
    Þiirler forum içinde, yazan Serdar Yýldýrým
    Yorum: 1
    Son Mesaj: 16.Aðustos.2023, 00:36
  4. Ben Mustafa Kemal Olsaydým - Serdar Yýldýrým
    Þiirler forum içinde, yazan Serdar Yýldýrým
    Yorum: 1
    Son Mesaj: 07.Aðustos.2023, 23:43
  5. Yýldýrým nasýl düþüyor
    Bunlarý Biliyormusunuz forum içinde, yazan kaptan-8
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 05.Nisan.2014, 08:41

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriþ

Facebook platformu Giriþ