DUYURU PANOSU
FORUMUMUZDA TÝVÝBU, D-SMART ,DÝGÝTURK-BEÝN KANALLARI YERLÝ - YABANCI PLATFORMLARLA ÝLGÝLÝ ,KART PAYLAÞIMI ,ÝPTV ,SERVER PAYLAÞIMDA BULUNMAK,HACK ÝLE KONULAR ve SPONSORLARIMIZ DIÞINDA HERHANGÝ BÝR ÜRÜN SATIÞI YAPMAK YASAKTIR 

Ýletiþim


 WHATSAPP +905354035843


ERK@L


onlineuydudestek@gmail.com

×

NOTICE Bilgilendirme : Bu konu 810 gün önce baþlatýldý . Konu baþlangýnç tarihi güncel deðilse Konu güncelliðini yitirmiþ yada bu konu ile ilgili son cevap yazýlmýþ olabilir. Eðer yazýnýz doðrudan bu konu ile ilgili deðil ise yeni bir konu baþlatmanýzý tavsiye ederiz....

RESSAM VAN GOGH ÝLE SERDAR YILDIRIM Zaman gezgini olarak bir araya geldik. Ben bu hikayenin yazarý Serdar Yýldýrým ve dünyanýn gelmiþ geçmiþ en büyük ressamý olarak adý anýlan Hollandalý Van Gogh. Paris'te bir müzayede salonunda Van Gogh'un "Kafede Akþam" adýndaki tablosu satýldý. Yüzden kapý açýldý. Yüz on, yüz yirmi derken, iki yüz milyon dolara alýcý buldu. Van Gogh her pey sürüþte vay be, vay be dedi, durdu. Ben: " Sayýn Van Gogh, bu bir dünya rekoru. Bugüne kadar hiçbir ressamýn

Bu konu 19255 kez görüntülendi 30 yorum aldý ...
Serdar Yýldýrým Hikayeleri 19255 Reviews

    Konuyu Deðerlendir: Serdar Yýldýrým Hikayeleri

    5 üzerinden | Toplam: 0 kiþi oyladý ve 19255 kez incelendi.

 
Sayfa 1/4 1 ... Son
  1. #1
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Post Serdar Yýldýrým Hikayeleri

    RESSAM VAN GOGH ÝLE SERDAR YILDIRIM
    Zaman gezgini olarak bir araya geldik. Ben bu hikayenin yazarý Serdar Yýldýrým ve dünyanýn gelmiþ geçmiþ en büyük ressamý olarak adý anýlan Hollandalý Van Gogh. Paris'te bir müzayede salonunda Van Gogh'un "Kafede Akþam" adýndaki tablosu satýldý. Yüzden kapý açýldý. Yüz on, yüz yirmi derken, iki yüz milyon dolara alýcý buldu. Van Gogh her pey sürüþte vay be, vay be dedi, durdu.

    Ben: " Sayýn Van Gogh, bu bir dünya rekoru. Bugüne kadar hiçbir ressamýn tablosu böylesine astronomik fiyata satýlmadý. "
    Van Gogh: " Arkadaþ, bilmem inanýr mýsýn, ben birkaç tablomla birlikte bu tablomu da mahalle bakkalýna býrakmýþtým. Tanesine on gulden dersin demiþtim. O zamanlar on gulden iki dolar ediyordu. Tablolarý alan olmadý. Biri satýlsa zeytin, peynir ve ekmek alacaktým. Zaman bana çok zalim davrandý. Yetenek var ama açsýn, býrak Van Gogh'un aklý kaçsýn. Çýldýrmak iþten deðil. "
    Ben: " Sayýn Van Gogh, siz ortaya çýksanýz, ben bu tabloyu yapan ressam Van Gogh'um deseniz. Tablonuzu satýn almak için, fiyat artýran þu dolar milyonerleri, size yüz dolar baðýþ yapmazlar. "
    Van Gogh: " Sen de abarttýn ama yüz dolar vermezlermiþ? Ben de elli dolar isterim. Vermezlerse intihar ederim. "
    Van Gogh müzayede salonunun orta yerine çýktý. Ellerini havaya kaldýrdý. Kendini tanýttý. Salondakilerin aðzý açýk kaldý. Doðru dediler, bu Van Gogh. Rica etsem bana elli dolar verebilir misiniz? dedi. Baþlar öne eðildi.
    " Neden ama ? " dedi, Van Gogh. " Herkes bir dolar verse elli dolar toplanýr. Bana karþý bu cimrilik neden? "
    Sessizlik bir süre devam etti. Sonunda ön sýrada oturan bir holding sahibi, þimdi size o parayý verirsek hayatýn sýkýntýsýndan kurtulur, rahatlarsýnýz. Bir daha böylesine üst düzeyde resimler yapamazsýnýz diye endiþe ediyoruz, dedi.

    Serdar Yýldýrým ayaða fýrladý ve gür sesiyle haykýrdý: " Hayýr, " dedi. " Yalan söylüyorsun. Van Gogh yaþarken parasal yardým yapýlsaydý çok daha üst düzeyde, çok daha kaliteli resimler yapardý. O zamanýn insanlarý, nasýlsa bu da ötekiler gibi tarihin karanlýklarý arasýnda kaybolup gider, diyerek yardým etmediler. Kim bilir nice ressam, heykeltraþ, yazar, þair, sporcu, besteci ve diðer sanatsal uðraþ içinde olanlar karanlýklarda kaybolup gitti. Binde bir böyle kaybolmayanlardan biri olan Van Gogh'un eseri milyon dolara satýlýyor. Siz aslýnda insanlýðýn geleceðini satýyorsunuz ve gelecek yok oluyor, bunu fark edemiyor musunuz? "

    Serdar'ýn haykýrýþýna cevap veren olmadý. Müzayede salonunda birkaç dakika sonra iki adam kalmýþtý. Sessizliði Van Gogh bozdu: " Sen haklý çýktýn Serdar, intihar etmeye gidiyorum. "
    Serdar: " Dur Van Gogh. Yýl 2018. Senin kadar olmasa da ben de zor durumdayým. Bir iþ bulmaya kalksam, hikaye yazma iþini býrakmam gerekir. Otuz dört yýllýk bir uðraþtan vazgeçemem. Bak ben intihar etmem, sen de intihar etme. "
    Van Gogh: " O zaman gel beraber intihar edelim. "
    Serdar: " Hayýr. intihar yok. Acýlara birlikte göðüs gereceðiz ve galip geleceðiz. Þimdiye kadar hiç yenilmedim ve sen de yenilmezsin. Önümüze çýkarýlan engelleri yýkýp geçelim. "
    Serdar anlattýkça Van Gogh'un yüzü bembeyaz kesildi. O'nun anlattýklarýný baþýný indirip kaldýrarak tasdik etti. Sen haklýsýn, ben bir ellerimi yýkayýp geleyim, dedi. Yerinden kalktý, lavaboya doðru yürüdü.

    Aradan zaman geçti. Tabanca sesi duyuldu. Serdar lavaboya koþtu. Van Gogh yerde yatýyordu. Serdar gözyaþlarý içinde kaldý. Elli dolar verseler ne yapar eder Van Gogh'a iki tablo yaptýrýrdým. Bu iki tablo onlarýn elli dolarýný fazlasýyla karþýlardý. Van Gogh gerçek hayatýnda tabanca ile yaþamýna son verdiðinde otuz yedi yaþýndaydý ve hep otuz yedi yaþýnda kaldý. 1853-1890 yýllarý arasýnda yaþamýþ yoksul bir ressamdý. Kendisini saygýyla anýyorum.

    SON

  2. #2
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    ALTIN ELMA
    Genç bir adam bisikletiyle, dedesini görmek için, Elmalý Köyü’ne gidiyormuþ. Genç, uzun süre yol aldýktan sonra toprak yola girmiþ. Toprak yolda giderken, bisikletin lastiði patlamýþ. Bisikletini ilerideki çalýlýklara saklamýþ, dönerken bisikletini almayý umuyormuþ. Kestirme olsun diye patika yola girmiþ ve sonunda yolunu kaybetmiþ. Genç adam günün ilerleyen saatlerinde gördüðü elma aðacýna doðru yürümüþ. Iþýl ýþýl, sapsarý bir elmayý koparmak için uzandýðýnda: “ Dur insanoðlu! O altýndan bir elmadýr, sakýn koparma! “ diyen elma aðacýnýn sesini duymuþ. Genç adam hangi elmayý koparmak istese ayný sesi duyuyormuþ.
    Bunun üzerine genç adam: “ Elma aðacý, iyi, güzel diyorsun da, senin dallarýnda altýn olmayan elma yok mudur? “ Diye sormuþ.
    Elma aðacý: “ Yoktur. Elmalarým altýndandýr, çünkü ben altýndan elmalar üreten bir elma aðacýyým. Bu kadar altýn elmayý görüp de altýn olmayan elma aramaný þaþkýnlýkla karþýladým. Demek ki, gözü tok bir gençsin. Elmalarýn hepsi senin olabilir ama üç þartýmý yerine getirmen gerekir. “
    Genç adam: “ Neymiþ o üç þartýn çabuk söyle. “ demiþ.
    Elma aðacý: “ Birincisi, kanaat et; ikincisi, yalan söyleme; üçüncüsü, canlýlarýn hayatýna saygý duy. Bu þartlarýmý kabul ediyorsan elmalarý toplamaya baþlayabilirsin. Sakýn unutma, gölgem seni takip edecek. “


    Genç adam þartlarý kabul etmiþ ve altýn elmalarý toplamaya baþlamýþ. Oralarda bulduðu bir çuvala elmalarý doldurmuþ ama elli elmayý yeterli görmüþ, kalan on dört elmayý dallarda býrakmýþ, kanaat etmiþ. Genç adam yolda giderken, önüne eþkiyalar çýkmýþ. Eþkiyalarýn reisi, çuvalda ne olduðunu sormuþ. O da, çuvalda altýndan elmalar var, demiþ. Yalan söylememiþ. Eþkiyalar, gencin cevabýna gülmüþler, sonra üstünü aramýþlar ama para-pul bulamamýþlar. Çuvalýn içine bakmak akýllarýna gelmemiþ. Al çuvalýný git yoluna, demiþler. Genç adam daha sonra yolun iyice daraldýðý bir yerde yüzlerce karýnca görmüþ. Ýleriye gitmek için yürümesi pek çok karýncanýn hayatýna mal olacaðý için, çuvalý yere býrakmýþ, karýncalarý seyre dalmýþ. Canlýlarýn hayatýna saygý duymuþ. Karýncalar az sonra yuvalarýna girip gözden kaybolmuþlar. Aðacýn gölgesi, üç þart yerine geldi, altýn elmalar senin oldu, yolun açýk olsun, demiþ ve geri dönmüþ.


    Genç adam yolda bir köylüye rastlamýþ ve dedesinin köyünü sormuþ. Þansa bak, köylü dedesinin köyündenmiþ. Tanýþa, konuþa köye varmýþlar. Dede, torununun ziyaretine gelmesine çok sevinmiþ. Gözlerinden akan iki damla yaþý fark ettirmemeye çalýþmýþ. Yaþlýlar böyleymiþ iþte, bir küçük ziyaret onlarý duygulandýrýrmýþ. Akþam komþular dedenin evinde toplanmýþlar. Genç adam baþýndan geçenleri anlatmýþ. Anlattýklarýna kimse inanmamýþ. Þehir hayatý sana yaramamýþ. Gel, bu köyde yaþa, demiþler. Genç adam ispat için, çuvaldaki altýn elmalarý odanýn orta yerine dökmüþ. Altýn elmalarý gözleriyle gören komþular, çaresiz fikir deðiþtirip, genci övmüþler, göðsünü kabartmýþlar: “ Biz sana þaka yapmýþtýk, beyim. Yoksa anlattýklarýna tastamam inanmýþtýk. Ýnsanýn bir çuval altýn elmasý olur da, onun dediklerine inanýlmaz mý? Her dediði doðrudur ve peþinden gidilir. Sen komutanýmýz ol, biz seninle savaþa gideriz. “


    Bunun üzerine genç adam, dedesine ve komþulara birer altýn elma vermiþ. Hepsi mutlu olmuþ. Dede tef çalmýþ, komþular oynamýþ. Genç adam ertesi gün öðle vakitleri uyanmýþ. Bakmýþ dýþarýda bir gürültü var. Olayý duyan köy halký, biz de altýn elma isteriz, diyerek kapýnýn önünde uzun kuyruklar oluþturmuþ. Genç adam, dedesini uyandýrýp kalan kýrk altýn elmayla birlikte arka bahçeden kaçýp gitmiþler. Þehirde gencin babasý, annesi ve iki kardeþi olanlara çok sevinmiþler. Neleri varsa eski evlerinde býrakýp, malikâne satýn almýþlar ve uzun yýllar mutlu ve zengin olarak yaþamýþlar. Bu masalý okuyan herkesin bir çuval altýn elmasý olmasý dileðiyle Serdar Yýldýrým saygýlar sunar.


    SON

  3. #3
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    GEZGÝN ÞEHMUZ ÝZNÝK'TE
    Gezgin Þehmuz bir gün Ýznik'e gitmiþ. Ýznik sokaklarýnda bir süre dolaþtýktan sonra göl kýyýsýna gelmiþ. Atýný bir aðaca baðlayýp, kýyýdaki büyük taþlarýn bulunduðu yere gidip oturmuþ. Aradan yarým saat geçmiþ geçmemiþ, suyun içinde bir deniz kýzý peydah olmuþ. Gezgin Þehmuz þaþýrmýþ, þimdi bu deniz kýzý da neyin nesi, diye düþünmüþ.
    Deniz kýzý: " Selam Gezgin Þehmuz, nasýlsýn? " deyince Gezgin Þehmuz daha çok þaþýrmýþ. Öyle ya hadi gölden deniz kýzý çýktý, bu olabilir gibiymiþ ama deniz kýzýnýn kendisine adýyla hitap etmesi olacak þey deðilmiþ. Nereden tanýyormuþ ki, bu deniz kýzý Gezgin Þehmuz'u?
    Gezgin Þehmuz kendini toparlayýp þöyle demiþ: " Sað ol güzel deniz kýzý. Ýyiyim de þu anda epey þaþkýn durumdayým. Ben deniz kýzlarýnýn sadece masallarda var olduðunu bilirdim. Daha önceden tanýþýk olmadýðýmýz halde adýmý bilmeniz beni çok þaþýrttý. Konuyu açýklýða kavuþturmanýzý istemek hakkým sanýrým. "

    Deniz kýzý gülümsedikten sonra þunlarý söylemiþ: " Tabii Gezgin Þehmuz, bu senin hakkýn. Gölün altýnda büyük bir yeraltý þehri var. Dipteki su kanallarýndan geçilerek yeraltý þehrine inilir. Sokaklar ve evler suyun içinde kurulmuþtur. Su kanallarýnýn kapaklarý özel bir durum yoksa daima kapalýdýr. Ender olarak bizden biri göle çýkar. Biz oradan burayý yani dünyadaki insanlarýn yaþayýþlarýný inceleriz. Daha doðrusu sizi seyrederiz. Konuþmalarýnýzý duyarýz. Sizleri tanýrýz, biliriz. Yaþantýnýza karýþmayýz. Olaylara müdahale etmeyiz. Bu bir çeþit sihirli aynalar aracýlýðýyla gerçekleþir. Ben yeraltý þehri kralýnýn kýzý Prenses Ýrona'yým. Gezgin Þehmuz'un göl kýyýsýna geldiðini görünce durur muyum? Hemen çýkýp geldim. Ne dersin, gelmekle iyi etmedim mi sence? "

    " Ýnan bana deniz kýzý gelmene çok sevindim. Ayrýca anlattýklarýn düþünce ufuklarýmý geniþletti. Ýnsanlar çoðunlukla günübirlikçidir, günü yaþamaya, günü kurtarmaya bakarlar. Gelecek hýrs vermez, geçmiþ ders vermez. Düþünceler belli kalýplar içinde sýnýrlanmýþtýr. Bu dar kalýplar içindeki düþünceler körelmiþtir. Ýleri gitme þansý yoktur, tersine daima geriye gider. Bu dar kafa zihniyetinden kendini kurtarabilen, düþüncelerini belli kalýplarýn dýþýna taþýrabilen özgün düþünme yeteneðini elde eder. Özgün düþünme, kiþiye özel sadece o kiþinin beyinsel fonksiyonlarýnýn ürünü olan bir sistemdir. Bu yeteneðin kazanýlabilmesi için, önce okuyup öðrenmek sonra da öðrendiklerini doðru olarak yorumlayýp, öðretebilecek duruma gelmek gerekir. Gezip dolaþmanýn, yeni insanlar tanýmanýn konu üzerindeki önemi inkar edilemez. "

    " Gezgin Þehmuz, sen bir söz ustasýsýn, bir filozofsun. Þu anda yeraltý þehrinde konuþmalarýmýz dinleniyor ve yazýcýlar bunlarý kaleme alýyorlar. Az önce söylediklerin bizlere hayatýmýz boyunca yol gösterici olacaktýr, yolumuzu aydýnlatacaktýr. Bir önerim olacak, bilmem nasýl karþýlarsýn? Bu konuþmalar masal havasý içinde kitap olarak hazýrlansa, torbalara konup buraya getirilse, sen atýna yükleyip, bu þehirde ve gideceðin þehirlerde, köylerde halka parasýz olarak daðýtýr mýydýn? Bitince geçerken uðrar, yenilerini alýrdýn. Ýnsanlara faydasý büyük olurdu bu fikirlerin. "

    " Prenses Ýrona, gerçekten asilce bir davranýþ içindesiniz. Karþýlýk beklemeden insanlara iyilik yapmak güzel bir duygudur. Önerini kabul ediyorum. "
    Daha sonraki günlerde Prenses Ýrona'nýn getirdiði torbalar dolusu kitabý Nicea'da ( Ýznik'te ) ve çevre köylerde daðýtan Gezgin Þehmuz mutlu bir þekilde oradan ayrýlmýþ. Yeni þehirler görmek üzere yola düþmüþ.

    SON

    Yazan: Serdar Yýldýrým

  4. #4
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    KÝRPÝ ÝLE TÝLKÝ
    Güneþli bir günde anne kurbaða ile yavrusu dere kenarýnda gezintiye çýkmýþtý. Yavru kurbaða yerinde duramýyor, oradan oraya hopluyordu. Bir kayanýn yan tarafýna dönerken olan oldu. Aniden önüne çýkan kirpi ile çarpýþtý. Kirpinin arkasýna bile bakmadan uzaklaþtýðýný gören anne kurbaða kirpinin üstüne atýldý. Kirpinin sýrtýndaki dikenlere çarptý ve boðuk bir ses çýkararak yere yuvarlandý. Yaralanmýþtý. Olup bitenler karþýsýnda kayýtsýzca yürüyüp gitmekte olan kirpinin arkasýndan, “ Hain kirpi, yavrumdan ne istedin? Onun sana ne zararý vardý? Yaptýðýn yanýna kalmayacak “ diyerek baðýrdý.


    Üç genç maymun kardeþ bir aðacýn altýna oturmuþlar, öðle yemeði yiyorlardý. Yemeðin sonlarýna doðru en küçük maymun arka tarafýndaki otlarýn üzerinde bir hýþýrtý duydu. Süratle baþýný çevirdiðinde koþar adým üstüne doðru gelmekte olan kirpiyi fark etti. Kaçmak istedi, fakat çok geç kalmýþtý. Belinde sözle anlatýlamayacak kadar müthiþ bir acý duydu. Gözleri karardý ve yüzü koyun yere kapaklandý. Kardeþlerinin acý içinde kaldýðýný gören iki maymun, kirpinin peþine düþtü. Ormanda çok aramalarýna karþýn kirpiyi bulamadýlar.


    Karýnca yuvasýnýn etrafý bayram yeri gibiydi. Karýncalar yuvalarýna yiyecek taþýyorlardý. Ýþlerin en yoðun olduðu bir sýrada karýnca beyi arkasýndan gelen gürültüye doðru döndüðünde neredeyse küçük dilini yutacaktý. Kirpi hýzlý adýmlarla yürüyor, önüne çýkan karýncalarý ezip geçerek yuvaya yaklaþýyordu. Baðýrmalar, haykýrýþlar arasýnda kirpi yuvanýn kenarýndan geçti. Ýlerideki otlarýn arasýnda kayboldu. Karýnca beyi ve diðer karýncalar þaþkýn vaziyette kalakaldýlar. Ortalýk savaþ alanýna dönmüþtü. Elliden fazla yaralý vardý.
    Karýnca beyi: “ Kirpiye biz ne yaptýk? Neden üstümüze yürüdü? Demek anlatýlanlar doðruymuþ. Kirpi son zamanlarda orman sakinlerine büyük acýlar yaþatmaya baþladý. Ben bu yaptýklarýný onun yanýna býrakmam. Servetimi kirpiden öç almak için harcarým. Yarýn orman fedaisi kurtla görüþüp kirpiyi cezalandýrmasýný saðlayacaðým “ dedi.


    Karýnca beyi ertesi gün kurtla buluþtu. Kurda kirpinin sebep olduðu felaketi anlattý. Kurt karýnca yuvasýnda inceleme yaptý. Yaralýlarýn durumunu yakýndan gördü. Daha önce de kirpinin sebep olduðu birkaç olay duymuþtu. Kirpiyi cezalandýrmak için yola koyuldu. Aradý, araþtýrdý, sordu, soruþturdu, iki gün sonra kirpiyi ilerideki otlar arasýnda giderken gördü. Kirpinin önüne çýktý.” Bana bak kirpi, nedir senden baþkalarýnýn çektiði. Kurbaða yavrusu ile küçük maymunu yaraladýn. Karýncalara saldýrdýn, birçok karýncaya zarar verdin. Yaptýðýn kötülükler cezasýz kalmamalý. Kolla kendini “ diye haykýrdý.
    Kirpi kurdun önüne aniden çýkmasýndan þaþkýna dönmüþtü. Kendisini çabucak toparladý: “ Ben senin dediðin karýncalarý, kurbaðalarý tanýmam bile. Ne demek istediðini anlamadým. “
    “ Ne demek istediðimi þimdi anlarsýn “ dedi kurt ve kirpinin burnuna kuvvetli bir tekme savurdu. Kirpi birkaç takla attýktan sonra yere kapaklandý. Burnuna yediði tekmeden caný yanmýþtý. Ýçgüdüsel bir hareketle kafasýný ön ayaklarý arasýna soktu. Þimdi kirpi dikenli bir top haline gelmiþti. Kurt o kýzgýnlýkla kirpiye ikinci bir tekme daha savurdu. Savurmasýyla uluyarak geriye çekildi. Ayaðýný kirpinin sýrtýndaki dikenlere vurmuþtu. Kurdun kýzgýnlýðý son haddine çýktý. Yerde kalýn bir sopa buldu. Bunu alýp kirpiye vurmaya baþladý. Kurt belli kirpiyi defterden silmiþti. Kirpi birden arka ayaklarý üzerinde doðruldu. Geriye doðru iki perende attý. Hýzla koþarak yakýnýndaki kayanýn üstüne çýktý. Peþinden gelen kurdun üstüne uçarcasýna atýldý. Kirpinin yan tarafýndaki dikenler kurdun göðsüne battý. Kirpi ile baþ edemeyeceðini anlayan kurt son bir silkiniþle kirpiden kurtuldu. Mücadele gücü kýrýlan kurt ormana doðru kaçarak uzaklaþtý.


    Daha sonraki günleri kurt maðarasýndaki yatakta yatmakla geçirdi. Yaralarý biraz iyileþmiþti. Yanýnda anne kurbaða, karýnca beyi ve iki maymun kardeþ vardý. Günlerdir düþündükleri halde bir çýkýþ yolu bulamamýþlardý. Kurt kirpiyi periþan etmek için gitmiþti, fakat periþan olan kendisiydi. Yani diyorlardý, kirpinin yaptýklarý yanýna mý kalacaktý? Kurnaz tilki kurdun yaralandýðýný duymuþ ve geçmiþ olsun demek için uðramýþtý. Olaylarý ayrýntýlarýyla dinleyince çok þaþýrdý: “ Kirpi çok sakin, kendi halinde biridir. Bu iþin içinde mutlaka baþka þeyler vardýr. Durumu araþtýrýp en kýsa zamanda sonucu sizlere bildiririm “ dedi.


    Tilki kirpinin evine gitti. Kapýyý defalarca çalmasýna karþýn kapý açýlmadý. Evde olmadýðýna kanaat getirdi. Oturup beklemeye baþladý. Aradan bir saat geçti. Kirpinin kapýsý açýldý. Tilki yerinden kalkýp kirpiye seslendi: “ Alacaðýn olsun. Demek evdeydin. Öyleyse kapýyý niye açmadýn? “
    Tilkinin þaþkýnlýðý biraz sonra daha da arttý. Kirpi seslenmesine aldýrýþ etmeden yürüyüp gidiyordu. Hemen koþup kirpinin önüne çýktý: “ Kirpi kardeþ, nasýlsýn? Nereye böyle? “ dedi.
    “ Efendim, ne dediniz? Biraz yüksek sesle baðýrýr mýsýnýz? Anlayamadým “ dedi kirpi.
    “ Nereye gidiyorsun dedim? “ diye tilki baðýrdý.
    “ Yiyecek toplamaya gidiyorum. Oh, sen miydin tilki kardeþ! “
    Bunun üzerine tilki: “ Ben de seni arýyordum. O kadar kapýný çaldým. Neden açmadýn? “ diye sordu.
    Kirpi: “ Kapýyý mý çaldýn? Sahiden hiç duymadým. Zaten son zamanlarda kulaklarým çok aðrýyor. Ayrýca gözlerim eskisi gibi iyi görmez oldu. Bazen yürürken kulaklarýmýn aðrýsý artýyor, bakýþlarým bulanýyor. Ýnanýr mýsýn bilmem. O zaman önümü bile görmeden yürüyorum “ dedi.
    “ Demek önünü görmeden yürüyorsun? Bu çok tehlikeli deðil mi kirpi kardeþ? Baþkalarýna zarar verebileceðini hiç düþünmedin mi? “
    “ Elbette düþündüm. Durunca aðrýlar o kadar dayanýlmaz oluyor ki, hýzlý yürümek zorunda kalýyorum. Kulaklarýmýn aðrýsý hafifliyor. Hem þimdiye kadar kime zarar verdim? “
    “ Tabii caným, kimseye zarar vermedin. Sen kötülük nedir bilmezsin. “


    Tilkinin eski dostu, kendi halinde, sakin birisi olarak tanýdýðý kirpiye baþka türlü bir cevap vermesi düþünülemezdi. Zaten üzülenler bu kadar fazla iken. Birlikte doktora gittiler. Doktor, kirpinin kulaklarýný temizledi. Aðrýlar için hap verdi. Gözlerini muayene etti. Ýleri derecede bozukluk tespit etti. Kirpiye bir gözlük verdi. Kirpi sanki yeniden dünyaya gelmiþ gibi oldu. Tilki kirpiyi evine ***ürdü. O gece misafir kaldý. Ertesi gün yine geleceðine söz vererek evden çýktý. Anne kurbaða, karýnca beyi ve iki maymun kardeþe haber verdi. Kurdun maðarasýnda toplandýlar. Tilki durumu en ince ayrýntýlarýna kadar anlattý. Doktor raporunu gösterdi. Kirpinin olmuþ olan olaylarda tarafsýz düþünülürse pek de fazla bir suçu bulunmayacaðýný, olaylarýn þanssýz birer tesadüf sonucu meydana geldiðini söyledi. Kendisine inanmalarýný istedi. Oradakiler kirpinin durumunu göz önünde bulundurarak meseleyi konuþtular. Ýki maymun kardeþle tilki arasýnda sert tartýþmalar oldu. Tilki maymun kardeþleri ikna edebilmek için çok uðraþtý. Sonunda orada bulunanlar kirpi ile bir alýp veremediklerinin kalmadýðýný söyleyerek evlerinin yolunu tuttular.


    SON


    Yazan: Serdar Yýldýrým


    -------------------------------------------


    Bir sitede bir okuyucumun yazdýðý mesaj:
    Sevgili Serdar,
    bu hikayeni de cok begendim, ellerine saglik can kardesim
    on yargiyi ve ihmalkarligi almissin ele bakiyorum
    onyargili olmak maalesef cogu insanin yaptigi birsey, birini tanimadan hakkinda fikir uretmek veya bir etiket yapistirmak
    ihmalkarliga gelince , o da hit'lerden dunyamizda
    her ikiside buyuk felaketler kotu sonlara sebep olabiliyor
    hikayelerinin devamini bekliyorum,
    merak ettigim birsey var; cevrendeki cocuklara okuyormusun?ilk onlarin tepkisine mi bakiyorsun?
    ve hic bir yayin evi ile gorustunmu?ileriye donuk birseyler yapabilme adina
    Benim hayatim hep Fransizca hikayeler, romanlar , bilimsel kitaplar okumakla gecti
    Turkcem pek iyi degildir, zorda begenirim karakterim dolayisiyla (Turkce yazilardan )samimi soyluyorum cok begendigim tarzlardan birisisin
    ilerledikce yurt disina bile acilabilecegini dusunuyorum

  5. #5
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    BABA KOÇ ÝLE KIZIL KURT
    Baba koç sürüden ayrýlýp dere kenarýna gitmiþ. Bakmýþ ki, bir yavru kurt su içiyor. Hemen bir aðacýn arkasýna saklanmýþ. Yavru kurt su içtikten sonra baba koç ortaya çýkmýþ. Baba koçun sivri boynuzlarýný gören yavru kurt kaçmaya baþlamýþ. Baba koç ilerideki kayalarýn arasýnda yavru kurdu sýkýþtýrmýþ. Çaresiz kalan yavru kurt þöyle demiþ: “ Ama baba koç, ben sana ne yaptým ki? Neden beni öldürmek istiyorsun? Suçum neyse söyle de bileyim? “
    Baba koç: “ Senin suçun kurt yavrusu olman. Belki þimdilik koyun sürülerine saldýramýyorsun ama kýsa bir süre sonra can almaya baþlarsýn. Kurt milletini bilirim ben, acýmasýzca saldýrýrlar sürülere. Yýllardýr ne koçlar, ne koyunlar, ne kuzular parçalandý gözlerimin önünde. Þimdiye kadar hep bizden gitti, bir de sizden gitsin. Öleceksin yavru kurt “ demiþ.
    Baba koçun üstüne doðru geldiðini gören yavru kurt: “ Senin yanlýþýn var baba koç. Kimseye zararým dokunmadý benim “ demiþ.
    Bunun üzerine baba koç baðýrmýþ: “ Dokunmadý ama dokunacak. Sen de sürülere saldýrýp can alacaksýn. “
    Yavru kurt: “ Baba koç, sen kendinle çeliþki içindesin. Hem can alanlara düþmansýn, hem de can almak istiyorsun. Fikirlerin birbirini tutmuyor. Sorarým sana beni öldürürsen katil olmayacak mýsýn? O zaman sana ne derler: Katil baba koç. Haydi, þimdi gücün yeterse gel öldür beni “ demiþ. Yavru kurt, hoplayýp-zýplarken baba koçun þaþkýnlýðýndan faydalanýp kaçmýþ.


    Baba koç tekrar sürüye dönmüþ. Onu gören Çoban Osman kaval çalmayý býrakýp: “ Ne haber, baba koç? Hiç saðýna, soluna bakmýyorsun? Bir selam vermek de mi yok? “ diye sormuþ. “ Sen benim kusuruma bakma Osman Efendi. Öyle dalmýþ gidiyordum iþte. “
    “ Boþ ver þimdi dalgýçlýðý baba koç. Gel otur þöyle yamacýma. Söyle bakalým, nerelere gider, nerelerden gelirsin? “
    “ Ha þu mesele. Biraz susamýþtým da, dere kenarýna gitmiþtim. “
    “ Eee, sonra? “
    “ Sonrasý gittim, döndüm iþte. “
    “ Onu biliyoruz gittin, döndün ama canýný sýkan her neyse oralarda bir þeyler olmuþ. Gözün dünyayý görmüyor. Haydi, anlat be baba koç, ne olur, bak yalvarýyorum sana. Anlatýver gitsin, sen sýkýntýdan kurtul, ben de meraktan. “
    “ Aslýnda bir þey olmadý gibi, ama oldu gibi de. “
    “ Yaþa be baba koç, kulaklarýmý dört açtým seni dinliyorum. “
    Baba koç olanlarý anlatmýþ. Yavru kurdu elinden kaçýrdýðý için üzüntüsünün sonsuz olduðunu söylemiþ. Çoban Osman ise, üzülmemesini, olanlarý birkaç gün sonra unutacaðýný söyleyip, baba koçu teselli etmiþ.


    Aradan iki yýl geçmiþ. Bu sürede kurtlarýn koyun sürülerine saldýrýlarý aralýksýz devam etmiþ. Önceleri küçük gruplar halinde gelen kurtlar son bir yýldýr sayýlarý yüzü bulan tek bir grup halinde gelerek ölüm saçmaya baþlamýþ. Bu kurtlarýn baþkaný kýzýl kurdun adýný anmak yüreklerde korku uyandýrmaya yetiyormuþ. Kýzýl kurt, çevredeki son koyun sürüsüne saldýrý için, kurtlarýna emir vermiþ: “ Söylediðim gibi, sadece baba koç sað kalacak, diðer koyunlar, çoban köpekleri ve çoban parça parça edilecek. Haydi kurtlarým, hücum..”


    Kurtlar tarafýndan sarýldýklarýný gören Çoban Osman’ýn içi cýz etmiþ: “ Olacaðý buydu, sonunda kýzýl kurt bizi de buldu. Ama mecburduk be, günlerdir aðýlda kapalýydý koyunlar. Yeter ki, kýzýl kurttan uzak duralým, aç kalalým da canýmýz var olsun diyorlardý, diyorlardý da, nereye kadar? Bir koyun kaç gün açlýða dayanýr? Sonunda birkaç saatliðine çýktýk meraya ve yakalandýk. Belki milyonda bir kurtuluþ þansýmýz var ama bakarsýn o milyonda bir þans bize güler. Daha her þey bitmedi. “
    Bu düþünceler birkaç saniyede Çoban Osman’ýn aklýndan geçmiþ ve elinde tuttuðu tüfeðini kaldýrýp tetiðe basmýþ. Bir kurt cansýz yere düþerken, sesten irkilen çoban köpekleri ve koyunlar savunma durumuna geçmiþler. Meradaki tek aðacýn üstünde bulunan Çoban Osman bir yandan tüfeðini ateþlerken, diðer yandan da sürüye komut vermeye baþlamýþ. Aðacýn dibinde kuzular, kuzularýn çevresinde koyunlar, koyunlarýn çevresinde koçlar, koçlarýn çevresinde on tane çoban köpeði birer daire çizmiþ. Çoban köpekleri, dört bir yandan dalgalar halinde gelen kurtlarýn üstüne kahramanca atýlmýþ. Korkunç bir savaþ baþlamýþ. Bu sýrada aradan sýyrýlan kurtlar koçlarla burun buruna gelmiþ. Koyunlar melemiþ, kuzular meleþmiþ. Çoban köpeklerinin ölmesi kurtlarý galeyana getirmiþ. Kurtlar, çýðlýklar atarak sürüye dalmýþ. Koçlar, koyunlar, kuzular birer birer parçalanmýþ ve koca sürüden yalnýzca baba koç kalmýþ. Çevresi kurtlar tarafýndan sarýlan baba koç, gözlerinin kararmasýna, baþýnýn dönmesine karþýn, güçlükle ayakta duruyor ama bazen dizlerinin üstüne düþerek kurtlarýn alaylarýna hedef oluyormuþ. Az sonra kýzýl kurt aðýr adýmlarla karþýki tepeden aþaðý inerken, baba koç: “ Korktuðum baþýma geldi. Kýzýl kurt yavru kurtmuþ “ demiþ içinden.


    Kýzýl kurt iki yýl önceki yavru kurt olduðunu söylemiþ ve þöyle demiþ: “ Baba koç, eðer beni yenersen kurtlarým sana dokunmayacaklar ve daðlara dönecekler. Benim diþlerim varsa senin de boynuzlarýn var. Yaþamýn sana baðlý, kolla kendini. “ Yorgun baba koç, aðzýndan köpükler saçarak gelen kýzýl kurdun ilk ataklarýný güçlükle karþýlamýþ. Geçen zaman baba koçun yararýnaymýþ ve sivri boynuzlarýný kýzýl kurdun karnýna takan baba koç, onu kaldýrdýðý gibi yere vurmuþ. Kýzýl kurdun cansýz yere serildiðini gören kurtlar çekip gitmiþler. Daha sonra pek çok kurt avlayan fakat kurþunlarýnýn bitmesi üzerine çaresiz kalan Çoban Osman aðaçtan inmiþ ve periþan durumdaki baba koçu sýrtýna alarak birlikte köye dönmüþler.


    SON


    Yazan: Serdar Yýldýrým

  6. #6
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    ÇÖP TENEKESÝ
    Ben bir çöp tenekesiyim
    Çöpü bana at sevineyim
    Yerde bir tek çöp göreyim
    Ýster misiniz üzüleyim

    Benim adým çöp tenekesi
    Kulaðýný aç duy bu sesi
    Yerleri temiz tutmaya
    Davet ederim herkesi

    Ýþte yeni bir gün baþlýyor. Bugün yine güzel bir gün olacaða benzer. Her taraf pýrýl pýrýl, her taraf yemyeþil. Ben parkýn ortasýnda bulunan büyük bir havuzun yanýnda bulunuyorum. Yan tarafýmda oturacak yerler var. Daha ileride aðaçlar var, çiçekler var, çocuklar için salýncaklar var. Tanýtým için bu kadarý yeterli herhalde. Ben bir çöp tenekesiyim.
    Þu an sabahýn erken saatleri olduðu için parkta kimse yok. Birkaç saat sonra çocuklar bu parka gelmeye baþlarlar. Bir ay oluyor, okullar kapanalý, yaz tatili baþlayalý. O günden bu yana park gündüzleri hiç boþ kalmadý. Bu böyle iki ay devam eder, eylül ayýnda okullar açýlýnca park yine tenhalaþýr. Bu parka oyun oynamak için, salýncaklarda sallanmak için gelen çocuklar kavga etmezler, iyi geçinirler. Zaten kavga etmek için bir neden yok ki caným. Park çocuklar neþeli vakit geçirsinler, eðlensinler diye yapýlýr. Ben çocuklarýn kavga etmeleri için park yapýldýðýný duymadým. Kardeþ kardeþ, güzel güzel geçinin çocuklar. Birbirinize kötü söz söylemeyin. Daima iyi iliþkiler kurun. Davranýþlarýnýzda samimi olun. Bakýn o zaman her þey ne kadar güzel olacak. Hayatýnýz bir tat, bir anlam kazanacak. Eðer þimdiden iyi bir çocuk olmak için çaba sarf ederseniz, büyüdüðünüz zaman iyi bir insan olacaksýnýz demektir. Ýyi insan, terbiyeli, faziletli, güzel ahlaklý insandýr. Bu parka gelen çocuklarýn evde, okulda, sokakta aynen buradaki gibi iyi birer çocuk olduklarýna yürekten inanýyorum.

    Ben düþünceye daldým mýydý zamanýn nasýl geçtiðinin farkýna varamam. Þu þöyleydi, bu böyleydi diye düþünürken bir de bakarým aradan saatler geçmiþ. Ýþte canlarým, ciðerlerim gelmeye baþladýlar. Aman hem de üç tane. Üç tane tombik. Gelin çocuklar gelin, gelin de sallanýn salýncaklarda, özgürce sallanýn, kimse size karýþamaz burada, çünkü bu park sizin, buranýn sahibi sizlersiniz. Çöp tenekesi böyle düþünürken aniden düþüncesi yarýda kaldý. Bunun nedeni neydi? Çocuklar ellerinde bisküvi olduðu halde çöp tenekesinin yanýndan geçerken en küçük çocuk bisküvi ambalajýný yere atýverdi. Bu durum çöp tenekesinin þaþýrmasýna neden olmuþtu. Þaþkýnlýðý geçmeden düþüncesinde bir soru iþareti beliriverdi. Tahminen on yaþlarýndaki diðer iki çocuk nasýl bir davranýþ biçimi göstereceklerdi? Büyük çocuklardan biri çöp tenekesini merakta býrakmadý ve ambalajý yerden alýp küçük çocuðu incitmemeye, gururunu kýrmamaya özen göstererek:

    -- Caným kardeþim, biz yerleri temiz tutmak için çaba sarf etmezsek sonra her taraf çöpten geçilmez olur. Bunun zararý yine bizedir. Çevremizin temiz olmasýný istiyorsak çöpleri yere deðil, çöp tenekesine atmalýyýz. Ýþte, bak böyle, dedikten sonra ambalajý çöp tenekesine attý. Büyük çocuðun olasý davranýþ biçimlerinden en iyisini göstererek ambalajý yerden alýp çöp tenekesine atmasý takdir edilmesi gereken bir hareketti. Hele hele kardeþini son derece nazik bir þekilde uyarmasý, kelimelerle anlatýlamayacak güzellikteydi. Çocuklar, salýncaklarýn bulunduðu tarafa doðru giderken, çöp tenekesi olanlar hakkýnda ne düþünüyordu? Dilerseniz bunu öðrenelim.
    -- Kýzmadým caným, hiç kýzmadým. Ben küçük çocuða sahiden de hiç kýzmadým. Bilemedi, bisküvilerini yemek isterken, ambalajý ne yapacaðýný bilemedi. Ambalajý yere atýverdi. O daha çok küçük, aklý ermiyor onun daha. Öðrenecek, çöpleri yere deðil de çöp tenekesine atmasý gerektiðini öðrenecek. Yoksa beni üzmek isteyeceðini hiç sanmýyorum.

    SON

    Yazan: Serdar Yýldýrým

  7. #7
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    FATOÞ'UN BEBEÐÝ
    Fatoþ, annesiyle birlikte alýþveriþe çýkmýþtý. Oyuncak satan maðazanýn yakýnýna geldiklerinde,
    Fatoþ: “ Anneciðim, sýnýfýmý geçince bana alacaðýn oyuncak bebeði görmek istiyorum “ dedi. “ Onu ne kadar sevdiðimi bilemezsin, anneciðim. O çok þirin, çok tatlý bir bebek. O bebek mutlaka benim olmalý. Sýnýfýmý geçince o bebeði bana alacaksýn, deðil mi anneciðim?..”
    Bunun üzerine annesi: “ Tabii kýzým.“ dedi.“ Sen yeter ki, sýnýfýný geç. Karneni aldýðýn gün, o bebeði sana alacaðým.”
    Biraz sonra Fatoþ’ la annesi maðazanýn vitrini önünde durdular. Fatoþ, ilk anda vitrindeki bebeði gördü. Ýþte oradaydý, ayný yerde.‘ Nasýlsýn Ülkü? ‘diyerek bebeðin hatýrýný sormak ihtiyacýný hissetti düþüncesinde. ‘ Ýyi misin Ülkü? Merak etme güzel bebek, pek yakýnda birbirimize kavuþacaðýz. Ben, seni çok seviyorum ve inanýyorum ki, sen de, beni çok seveceksin. Bu nasýl olacak diye sorma bana güzel bebek çünkü ben sana her zaman iyi davranacaðým, seninle güzel güzel konuþacaðým, sana tatlý sözler söyleyeceðim, senin kalbini kýrmayacaðým. ‘ Annesinin “ Fatoþ..” demesiyle düþüncelerinden sýyrýldý, Fatoþ. “ Haydi kýzým, gidelim artýk. Sonra geç kalacaðýz ama. “
    Fatoþ: “ Tamam anneciðim, özür dilerim “ dedi. “ Bir an daldým!..” Daha sonra Fatoþ, annesinin elinden tutarak, yürüdü.

    Aradan günler geçti, ders yýlý sonu geldi ve Fatoþ karnesini alarak 3. sýnýfa geçti. Ayný gün annesi Fatoþ’ u oyuncak satan maðazaya ***ürdü ve bebeði satýn alarak kýzýna verdi. Fatoþ, bu güzel armaðan için annesine teþekkür etmeyi unutmadý. Fatoþ, bir süre evde bebeðiyle oynadýktan sonra, sokaða çýktý. Fatoþ’ u gören Burcu, onun yanýna gelerek, “ Fatoþ, bu bebeði yeni mi aldýnýz? “ diye sordu.
    Fatoþ: “ Evet Burcu..” dedi. “ Sýnýfýmý geçtiðim için, annem bana bu bebeði aldý. Ne kadar sevindim bilemezsin. Çok þirin bir bebek deðil mi? Adýný ben koydum. Adý Ülkü…”
    “ Adý da kendi gibi güzelmiþ bebeðinin. “ dedi Burcu. “ Ülkü’ yü sevmeme izin verir misin? “
    “ Tabii olur Burcu, al sev Ülkü’ yü “ dedi Fatoþ ve bebeði arkadaþýna verdi. Daha sonra Fatoþ, sýnýf arkadaþý olan Burcu’ ya, sýnýfýný geçti diye bir armaðan alýnýp alýnmadýðýný sordu. Burcu da, nasýl bir armaðan istemesi gerektiðine bir türlü karar veremediðini söyledi. Bunun üzerine Fatoþ, Ülkü’ yü satýn aldýklarý maðazanýn vitrininde çok güzel bir bebeðin daha olduðunu, yarýn annesiyle gidip o bebeði görebileceðini, eðer beðenirse, bebeði satýn alabileceklerini ve birlikte evcilik oynayabileceklerini anlattý. Fatoþ’ un fikrini olumlu bulan Burcu, bu konuyu akþam yemeðinden sonra anne ve babasýna açacaðýný söyledi.
    Vakit gece yarýsýný geçeli biraz olmuþtu ki, Fatoþ'un bebeði ayaða kalktý. Baktý Fatoþ derin uykuda. Odadan çýktý. Bu iþ buraya kadardý. Daha fazla dayanamayacaktý. Ne güzel maðazanýn vitrininde diðer bebekle sohbet ediyordu. Ya þimdi ne vardý? Konuþacak kim vardý? Yapayalnýz, sessiz sessiz, bekle dur. Olacak þey miydi bu? Konuþmadan öylece beklemekten býkmýþtý. Doðruca maðazaya gidecek ve arkadaþýna kavuþacaktý. Koridordan geçtikten sonra sokak kapýsýný açtý. Kapýyý kapatýp yola çýktý. Issýz ve yarý karanlýk yolda hýzlý adýmlarla yürümeye baþladý. Ancak sabaha karþý maðazanýn vitrini önüne gelen Fatoþ'un bebeði, arkadaþýnýn yerinde yeller estiðini görünce olduðu yere çöküverdi. Arkadaþý vitrinde yoktu, demek ki, satýlmýþtý, alan da kim bilir kimdi?

    Fatoþ'un bebeði bir süre maðazanýn vitrini önünde çaresizlik içinde kalakaldýktan sonra, toparlandý ve gerisin geriye dönerek, Fatoþlarýn evine doðru yürümeye baþladý. Evin önüne geldiðinde, öðle üzeri olmuþtu. Sokak kapýsý kapalýydý. Kapýnýn önündeki çöp bidonunun arkasýna saklanýp, beklemeye baþladý. Aradan on beþ-yirmi dakika geçmiþti ki, karþýdaki evin sokak kapýsý açýldý ve Burcu dýþarý çýktý. Burcu’ nun kucaðýndaki bebeði hemen tanýdý. Çok sevindi o anda. Vitrindeki arkadaþýný, demek ki, Burcu almýþtý. Burcu gelerek kapýnýn zilini çaldý. Kapýyý Fatoþ açtý. Fatoþ’ la Burcu konuþurken, aralýk kalan sokak kapýsýndan içeri süzüldü. Fatoþ’ un onu gece yatmadan önce býraktýðý koltuðun altýna uzandý. Biraz sonra Burcu evine gidince, Fatoþ odasýna geldi, bir iki yere baktýktan sonra, bebeði koltuðun altýnda buldu. Bebeði kucaðýna alan Fatoþ, mutfakta yemek hazýrlamakta olan annesinin yanýna koþtu.
    Evlerinde akþam yemeði yendikten sonra, Burcu, anne ve babasýna durumu anlatmýþ, onlar da, “ Ýstersen þimdi gidip bebeði alalým, hem de gezmiþ oluruz. “ demiþler ve vitrindeki diðer bebeði Burcu’ ya almýþlar. Öðle yemeðinden sonra Fatoþ ile Burcu evcilik oynamaya baþladýlar. Fatoþ'un bebeði Ülkü ile Burcu'nun bebeði Arzu nihayet bir araya gelmiþti. Topu topu bir gün ayrý kalmýþlardý, fakat anlatacak o kadar çok þey vardý ki. Þimdilik sadece bakýþmakla yetineceklerdi, konuþmak için fýrsat nasýl olsa bulurlardý.

    SON

    Yazan: Serdar Yýldýrým

    BU MASALIN BULUNDUÐU KÝTAPLAR:
    Fatoþ'un Bebeði - Serdar Yýldýrým - Sýradýþý Yayýncýlýk - Yayýn Yýlý: 2011 - 16 sayfa
    Öykülerle Deðerler Kazanýyorum - Karaca Yayýnlarý Sayfa: 31-58
    Konu Serdar Yýldýrým tarafýndan (13.Kasým.2023 Saat 23:25 ) deðiþtirilmiþtir.

  8. #8
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 67683
    Üyelik tarihi
    21 Temmuz 2023
    Konum
    Bursa
    Mesajlar
    83
     
     Uydu Alýcýsý
     
     dark 

    Standart

    EÞKENAR ÜÇGEN UZAYDA
    Uzunluklarý birbirine eþit üç doðru bir araya gelip bir eþkenar üçgen oluþturdu. Ben bu eþkenar üçgenin içine iki göz ile bir burun ve bir aðýz çizdikten sonra kulaklarýný ekledim. Meydana gelen þekil bir insan baþýna benzedi. Þekle en basitinden gövdeyle, kollar ve bacaklar da çizerek insan modelimi ortaya çýkardým. Beyaz bir kartona çizdiðim insan modelimi makasla kenarlarýndan keserek aldým ve ayaklarý üstünde duracak þekilde býraktým. Haydi, eþkenar üçgen, yolun açýk olsun, dedikten sonra onu uðurladým. Aradan iki ay geçtikten sonra eþkenar üçgen geldi ve baþýndan geçen olaylarý anlattý: Senden ayrýldýktan sonra uzun süre yol yürüdüm. Sonunda bir ormana geldim. Ormanda giderken ileride bir ýþýk gördüm. Meðerse ýþýk açýk bir alanda duran uçan daireden geliyormuþ. Hiç korkmadan uçan daireye bindim. Uçan daire az sonra havalandý. Rengârenk ýþýklý düðmeler vardý uçan dairede ve biri yanýp biri sönüyordu. Bilgisayardan gelen metalik ses uzaya çýkýldýðýný ve Samanyolu Galaksisinin çok uzaðýnda bulunan bir baþka galaksideki 31092-ct adýndaki gezegene gidildiðini haber verdi. Bayaðý keyiflenmiþtim. Metalik sesin söylediðine göre, uçan daireler, kozmik güçle hareket edermiþ. Metalik ses aylarca yolculuk yapýldýðý halde uzayýn sonunun bulunamadýðýný söyledi.

    Ertesi gün pat diye bir ses duydum ve uçan daire hafifçe sarsýldý. Bunun ne olduðunu sorduðumda metalik ses Samanyolundan bir baþka galaksiye geçildiðini, bilgisayarýn önceden programlandýðý gibi zaman ayarýný yapýp, atlamayý gerçekleþtirdiðini, zaman ayarýnýn periyodik uzay takvimine göre yapýldýðýný, zaman ayarýný yapmadan, atlamayý gerçekleþtirmeden bir galaksiden bir baþka galaksiye geçmenin mümkün olmadýðýný söyledi. Her galaksinin kendine özgü, sadece o galakside geçerli olan zamaný varmýþ. Daha önceden hazýrlanmýþ olan periyodik uzay takviminde, bulunduðun galaksiyle geçmek istediðin galaksi arasýndaki zaman farký bulunurmuþ. Zaman farký bulunmadan zaman ayarý yapýlamazmýþ. Zaman farkýný bulmak için, bulunduðun ve geçmek istediðin galaksilerdeki en yaþlý gezegenler baz alýnýrmýþ. En yaþlý gezegenlerin yaþý birbirinden çýkarýlýnca aradaki fark + - zaman farký olurmuþ. Örneðin bulunduðun galaksinin takvimi 4900 yýlýný gösteriyor. Periyodik uzay takviminde geçmek istediðin galaksinin durumunun -1200 olduðunu gördün. Bulunduðun galaksinin yaþý olan 4900 yýlýndan -1200 ü çýkarýnca, geçmek istediðin galaksinin yaþýný 3700 olarak bulursun. Þimdi iþ süpersonik zaman göstergecinde zaman ayarýný yapmaya kalmýþtýr. Ýlgili tuþlara basarak rakamlarýn göstergecin ekranýna düþmesi için bir dakika beklenir. Sürenin sonunda zaman ayar düðmesine basarak iþlem tamamlanýr.

    Ýki galaksiyi birbirinden ayýran, zamanýn geçerli olmadýðý bölgeye girilir. Burada uçan daire yol aldýkça göstergecin ekranýnda 4900 yýlýndan 3700 yýlýna her yarým saniyede bir yýl olarak zamanýn gerilemesi izlenir. Ekran 3700 yýlýna gelindiðini gösterince uçan dairenin hýzý limite çýkarýlarak geçmek istediðin galaksiye giriþ yapýlýr. Þayet -1200 yerine +1500 olsaydý 4900, 1500 ile toplanýrdý. O zamanda göstergecin ekranýnda zamanýn ilerlemesi izlenirdi. Her neyse, galaksiler arasý yolculuktan sonra 31092-ct adýndaki gezegene yumuþak iniþ yaptýk. Bu gezegende gördüklerim beni þaþýrtmadý, çünkü yolculuk sýrasýnda metalik ses her þeyi anlatmýþ ve bana pek çok konuda detaylý bilgi vermiþti. Orada da insanlar yaþýyor. Aðaçlar var, çiçekler var, kuþlar var, daðlar var, dereler var. Ýnsanlarý sevecen, iyi kalpli, hoþgörülü. Sorunlarýný tartýþarak, kavga ederek deðil, karþýlýklý anlayýþla, hoþgörüyle çözüyorlar. Herkes birbirinin hakkýna saygýlý, kimse kimseye kötü söz söylemiyor ve son derece nazik insanlar. Bütün çabalarý bilimde, teknolojide daha ileri seviyelere ulaþmak. Geçim sorununu önce yardýmlaþma daha sonra paylaþma ile çözümlemiþler. Birinde çok ötekinde yok deðil, ikisinde de var.
    Eþkenar üçgen konuþmasý bitince ayaða kalktý ve þöyle dedi: Patron, ben geri dönüyorum. Uçan daire beni bekliyor. Gel seni de gö türeyim.
    Boþ versene sen ya, ne iþim varmýþ benim uzayda, dedim. Bunun üzerine eþkenar üçgen keyfin bilir dedi ve vedalaþtýk. Eþkenar üçgen ayrýlýrken son olarak elveda dedi el sallayarak. Sanýrým onu bir daha hiç göremeyeceðim.

    SON

    Yazan: Serdar Yýldýrým - 1992
    Konu Serdar Yýldýrým tarafýndan (13.Kasým.2023 Saat 23:21 ) deðiþtirilmiþtir.

Sayfa 1/4 1 ... Son

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanýcýlar

Þu an 1 kullanýcý var. (0 üye ve 1 konuk)

Benzer Konular

  1. O Cesur Yürekte Yüzlerce Aslan Yatar - Serdar Yýldýrým
    Þiirler forum içinde, yazan Serdar Yýldýrým
    Yorum: 4
    Son Mesaj: 31.Ekim.2024, 18:28
  2. Türk Askeri Çanakkale'de - Serdar Yýldýrým
    Þiirler forum içinde, yazan Serdar Yýldýrým
    Yorum: 2
    Son Mesaj: 29.Eylül.2023, 21:02
  3. Atatürk'ün Gölgesi Yeter - Serdar Yýldýrým
    Þiirler forum içinde, yazan Serdar Yýldýrým
    Yorum: 1
    Son Mesaj: 16.Aðustos.2023, 00:36
  4. Ben Mustafa Kemal Olsaydým - Serdar Yýldýrým
    Þiirler forum içinde, yazan Serdar Yýldýrým
    Yorum: 1
    Son Mesaj: 07.Aðustos.2023, 23:43
  5. Yýldýrým nasýl düþüyor
    Bunlarý Biliyormusunuz forum içinde, yazan kaptan-8
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 05.Nisan.2014, 08:41

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriþ

Facebook platformu Giriþ