GERÇEK MÜSLÜMAN BOÞ ÝÞLERLE UÐRAÞMAZ…

Hz. Peygamber (saa) þöyle buyurmuþtur:

"Kiþinin kendisini ilgilendirmeyen (malayani-gereksiz faydasýz-asýl olmayan) þeyleri terk etmesi iyi bir Müslüman olmasýnýn alametlerindendir." (Tirmizi, 2317; Muvatta, 2/903; Ýbni Mace, 3976)

Ýyi bir müslüman daima iyi ve faydalý þeylere yönelir; lüzumsuz ve faydasýz olan þeylerden ise daima yüz çevirir. Malayani ile meþgul olan kiþiler iþsiz güçsüz, heva ve heves peþinde gezen kiþilerdir. Gerçek mahrum, Rabbinin rýzasýndan mahrum kalan kiþidir. Bu kiþi hayatta daima kendisine emredilmeyen þeyleri yapar, emredilen þeyleri ise yapmaz. Bu durum bizzat kiþinin hakkýn rýzasýndan mahrum kalmasý demektir. Bu ise kiþinin ölümü ve rahmetten kovulmasý demektir.

Dünya ile meþgul olman iyi niyete muhtaçtýr. Eðer iyi niyetli deðilsen Allah Teala'nýn gazabýna uðrarsýn. Sen önce kalbini temizlemekle meþgul ol; çünkü kalp temizliði farzdýr. Kalp temizliðinden sonra da marifetullah'a yönel. Sen asýl uðraþman gereken þeyleri býrakýp teferruatlarla meþgul olursan bu kabul edilmez. Þayet kalpte necaset varsa; organlarý temizlemenin bir faydasý olmaz. Kalp asýldýr; diðer organlar ise onun yardýmcýlarýdýr. Organlarýný Hz. Peygamber (saa)'in sünnetiyle, kalbini de Kur'an-ý Kerim ile temizle.

Kalbini koru ki; diðer organlarýn da korunsun. Her kap içindekini sýzdýrýr. Senin kalbinde de ne varsa organlarýna o sirayet eder. Aklýný baþýna devþir; senin bu davranýþýn ölüme iman eden, ona kesin inanan insanýn iþine benzemiyor. Senin bu yaptýklarýn öldükten sonra Allah Teala'nýn huzuruna çýkýp hesap vermekten korkan kiþinin yaptýklarýna benzemiyor.

Hz. Abdulkadir GEYLANÝ (ra)