DUYURU PANOSU
FORUMUMUZDA TİVİBU, D-SMART ,DİGİTURK-BEİN KANALLARI YERLİ - YABANCI PLATFORMLARLA İLGİLİ ,KART PAYLAŞIMI ,İPTV ,SERVER PAYLAŞIMDA BULUNMAK,HACK İLE KONULAR ve SPONSORLARIMIZ DIŞINDA HERHANGİ BİR ÜRÜN SATIŞI YAPMAK YASAKTIR 

İletişim


 WHATSAPP +905354035843


ERK@L


onlineuydudestek@gmail.com

×

NOTICE Bilgilendirme : Bu konu 3945 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....

Nutuk 3.bölüm Ankara'ya Geliş Baylar, Meclisi Mebusan'ın İstanbul'da toplanmasını önleyememek zorunluğu üzerine, İstanbul'da toplanacak Mecliste, "yurdun bütünlüğünü, devletin ve ulusun bağımsızlığını güven altına alma amacımızı korumak ve savunmak için birleşik ve dayançlı bir grup meydana getirmeyi" tek çare olarak düşündük. Bunun sağlanması için, bildiğiniz gibi, 18 Kasım 1919 günlü yönerge ve genelgede, milletvekillerinin belli yerlerde grup grup toplanarak görüşecekleri

Bu konu 64445 kez görüntülendi 56 yorum aldı ...
Nutuk 3.bölüm 64445 Reviews

    Konuyu Değerlendir: Nutuk 3.bölüm

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 64445 kez incelendi.

 
Sayfa 7/8 İlk ... 7 ... Son
  1. #1
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart Nutuk 3.bölüm

    Nutuk 3.bölüm

    Ankara'ya Geliş
    Baylar, Meclisi Mebusan'ın İstanbul'da toplanmasını önleyememek zorunluğu üzerine, İstanbul'da toplanacak Mecliste, "yurdun bütünlüğünü, devletin ve ulusun bağımsızlığını güven altına alma amacımızı korumak ve savunmak için birleşik ve dayançlı bir grup meydana getirmeyi" tek çare olarak düşündük. Bunun sağlanması için, bildiğiniz gibi, 18 Kasım 1919 günlü yönerge ve genelgede, milletvekillerinin belli yerlerde grup grup toplanarak görüşecekleri önemli noktalardan biri olarak bu konuyu ele almıştık.
    Gene o zaman düşündük ki, bu grubun kurulmasını sağlamak için her sancaktan birer milletvekilini Eskişehir'e çağıralım. Eskişehir üzerinden trenle İstanbul'a gidecek milletvekillerini de, çağıracağımız milletvekilleriyle birleştirelim ve kendimiz de Eskişehir'e giderek, genel bir toplantı yapıp işleri enine boyuna görüşelim, Bu arada milletvekillerinin İstanbul'da güvenliğiyle ilgili önlemleri de söz konusu etmek istiyorduk. Fakat bundan sonra açıklayacağım nedenlerle, toplantıyı Ankara'da kalarak yapmayı yeğledik. Daha bir ay kadar Sivas'ta kaldıktan sonra artık Ankara yolunu tuttuk.
    Ankara'ya gelişimizi 27 Aralık 1919 günlü, şu açık bildirimle her yere duyurduk:
    Sivas'tan Kayseri yoluyla Ankara'ya gitmek üzere yola çıkan Heyeti Temsiliye , bütün yol boyunca ve Ankara'da, büyük ulusumuzun sıcak ve içten yurtseverlik gösterileri içinde bugün buraya geldi. Ulusumuzun gösterdiği birlik ve dayanç, ülkemizin geleceğini güven altına alma konusundaki inancı sarsılmaz bir biçimde destekleyecek niteliktedir.
    Şimdilik heyeti temsiliye merkezi Ankara'dadır. Saygılarımızı sunarız efendim.
    Heyeti Temsiliye adına
    Mustafa Kemal
    2 Ocak 1920 günü, Cemiyetin Merkez kurallarına, Hacıbektaş'ta Çelebi Cemalettin Efendi'ye, Mutki'de Hacı Musa Bey'e ayrıca bir bildirim yaptık.
    Bu bildirimimizin içindekiler ve yazılış biçimi şöyleydi:
    ... Yolculuğumuz sırasında görüp incelediklerimiz bizlere, gerçek koruyucu Ulu Tanrı"nın yardımı ile meydana gelen ulusal birliğimizin dayanağı olan ulusal örgütün kök salmış ve ulusun ve ülkenin geleceğini kurtarmak için gerçekten güvenilir bir güç ve erk durumuna gelmiş olduğunu sevinçle gösterdi.
    Dış durum, bu ulusal dayanç ve birlik yüzünden Erzurum ve Sivas Kongresi ilkelerine göre ulusa ve yurda elverişli bir şekle girmiştir.
    Kutsal birliğimize, dayanç ve inancımıza güvenerek yasal isteklermizin elde edileceği güne değin direnerek çalışılması ve bu bildirimimizin köylere varıncaya dek bütün ulusa duyurulması rica olunur.
    Anadolu ve Rumeli MüdafaaiHukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi adına
    Mustafa Kemal

  2. #49
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Türkiye Büyük Millet Meclisi, Başkanlığa Beni Seçti
    Saygıdeğer baylar, açık ve gizli oturumlarda bir iki gün süren açıklamalarımdan, konuşmalarımdan ve belirttiğim ilkeleri kapsayan önerimi ileri sürdükten sonra yüksek Meclis beni başkanlığa seçmekle bana karşı genel güvenini gösterdi.
    Burada ufak bir noktayı da açıklamalıyım:
    Anımsarsınız ki, oluşmaya başlayan ulusal birliği, ulusun coşup uyanışına yormaktan daha çok, kişisel girişim sonucu olarak görüyorlardı. Bu arada benim girişimlerde bulunmamın yasak edilmesine önem veriyorlardı. Beni, ulusa ve hükümete, istenmez ve kötü kişi saydırmaktan yarar umuyorlardı. Yapılan propaganda: "Ben istenmez ve kötü kişi sayılırsam, ulusa ve devlete karşı hiçbir aykırı davranışta bulunulmayacağı; bütün kötülüklerin benden geldiği; bir adam için, bir ulusun birçok tehlikeleri göze almasının akla yatmayacağı" yolunda idi. Hükümet ve düşmanlar, beni, ulusa karşı bir silah gibi kullanıyordu. Bunun için 24 Nisan 1920 günü gizli bir oturumda Meclise bu durumu açıkladım. Başkanlık seçiminde, bunun da bir sakınca olarak göz önünde tutulmasını ve yalnız ulusun ve yurdun esenliği düşünülerek oy ve kararların uygun ve doğru olarak verilmesini rica ettim.

  3. #50
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Bakanlar Kurulu Oluşturulması
    Baylar, Büyük Millet Meclisi, bakanların seçimi ile ilgili 2 Mayıs 1920 günlü yasa ile, Büyük Millet Meclisinde on bir bakandan meydana gelen bir "Bakanlar Kurulu" kurdu. Bu kurul, Genelkurmay işlerini de yürütecekti.
    Görülüyor ki, Meclisin açılış günü olan 23 Nisan'dan beri bir hafta kadar zaman geçmiş bulunuyor. Bu süre içinde ülke ve ulus işleri ve özellikle olumsuz akım ve çalışmalara karşı önlem almak işleri bir an bile duraklayamazdı ve duraklamamıştır, Yalnız, bakanlar kurulu seçimi ile ilgili yasa çıktığı zaman Meclisçe bakanlığa seçilen kişilerden kimileri daha önce göreve başlamışlar, bana yardım ediyorlardı. Bu arada İsmet Paşa Hazretleri de Genelkurmay işlerini üzerine almış bulunuyordu.
    Baylar, bununla ilgili olarak bir noktayı bildirmeyi gerekli görüyorum: O günlerde, arkadaşların hangi işlerde görevlendirilmesinin uygun olacağı düşünülürken, Genelkurmay Başkanlığı için İsmet Paşa'yı yeğlemiştim. Ankara' da bulunan Refet Paşa, beni özel olarak görüp bilgi istedi. Anlamak istediği, Genelkurmay Başkanlığının en yüksek askeri kat olup olmadığı noktası idi. Benden, sözü geçen katın en büyük askeri makam olduğu ve ondan daha büyük makamın Millet Meclisi olacağı yanıtını alınca, buna karşı olduğunu bildirdi; İsmet Paşa'nın Başkomutanlık demek olan bu durumunu kabul edemeyeceğini söyledi. Görevin çok önemli ve ağır olduğunu; benim bütün arkadaşlar hakkındaki bilgime ve yansızlığıma güvenmenin uygun olacağını belirttim. Kendisinin böyle bir savda bulunmasının uygun olmadığını da sözlerime ekledim.
    Baylar, daha sonra Batı Cephesi karargâhında görüştüğüm Fuat Paşa da, İsmet Paşa'nın Genelkurmay Başkanlığına getirilmesine kesinlikle karşı çıktı. Fuat Paşa'yı da, durumun gerektirdiği en uygun çözüm yolunu kabul zorunluğuna inandırmaya çalıştım. Refet ve Fuat paşaların kendilerine özgü birtakım düşüncelerine ekledikleri şu idi: Kendileri daha önce Anadolu'da benimle işbirliği yapmışlar, İsmet Paşa ise sonradan katılmış. Oysa, bundan önceki sözlerim arasında sırası ve yeri geldiği için bildirmiştim ki, İsmet Paşa, ben İstanbul'dan ayrılmadan önce benimle işbirliği yapmıştı. Daha sonra Anadolu'ya gelip birlikte çalışmıştı. Ama, Fevzi Paşa Hazretlerinin Harbiye Nazırı (Savaş -Savunma- Bakanı) olması üzerine, önemli bir takım düşünceler dolayısıyla, özel görev verilerek yine İstanbul'a gönderilmişti. Bunun için iş ve görüş birliğinde öncelik söz konusu olamazdı.
    Genelkurmay Başkanlığı görevinin ilkin İsmet Paşa'ya verilmesi yerinde olmasaydı, bu işte Fevzi Paşa Hazretlerinin de beni uyarmaları bir yurt görevi olurdu. Oysa, Paşa Hazretleri, tam tersine, bu görevlendirmeyi pek uygun bulmuş ve kendileri, verilen Milli Savunma Bakanlığı görevini içten gelen bir duygu ile hemen kabul buyurmuşlardır. İsmet Paşa'nın, gerek Genelkurmay Başkanlığı'nda gerekse daha sonraki eylemli olarak Cephe Komutanlığında gösterdiği yararlık ve üstün çaba, kendisine görev verişteki yanılmazlığımı eylemli olarak ortaya koymuş bulunduğu için ulus karşısında, ordu karşısında ve tarih karşısında içim adamakıllı rahattır.


  4. #51
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Yurt Hainliği Yasası ve İstiklal Mahkemelerinin Kurulması
    Baylar, Meclis 29 Nisan 1920'de, Yurt Hainliği Yasasını (Hıyaneti Vataniye Kanunu) ve sonraki aylarda İstiklâl Mahkemeleri yasalarını da çıkarmakla devrimlerin doğal gereklerini yerine getirmiş oldu.
    Baylar, İstanbul'un işgalinden sonra başlayan birtakım yıkıcı akımlara, olaylara, ayaklanmalara değinmiş idik. Bunlar, yurdun her yerinde birbiri ardınca belirdi ve sürüp gitti.
    İstanbul'da Damat Ferit Paşa, ivedi olarak yeniden işbaşına getirildi. Damat Ferit Paşa Hükümeti ve İstanbul'da bütün yıkıcı ve hain örgütlerin kurduğu birlik ve bu birliğin Anadolu içindeki bütün ayaklanma örgütleri ve bütün düşmanlar ve Yunan ordusu, elbirliği ile bize karşı çalışmaya başladılar. Bu ortak saldırı siyasasının yönergesi de, Padişah ve Ha****nin, içinde düşman uçakları da bulunan her türlü araçlarla yurda yağdırdığı "Padişaha Karşı Ayaklanma" (huruc alessultan)fetvası idi.
    Bu genel, çeşitli ve haince saldırılara karşı biz de, daha Meclis açılmadan önce, Afyonkarahisar'da, Eskişehir'de ve bütün demiryolu boyunda bulunan yabancı devlet askerlerini Anadolu'dan çıkararak; Geyve, Osmaneli, Carablus köprülerini yıkarak ve Meclis toplanır toplanmaz Anadolu'daki saygıdeğer din bilginlerinden fetva alarak karşı önlemlere giriştik.

  5. #52
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    İç Ayaklanmalar
    Baylar, 1919 yılı içinde, ulusal girişimlerimize karşı başlayan iç ayaklanmalar hızla ülkenin her yerine yayıldı.
    Bandırma, Gönen, Susurluk, Mustafakemalpaşa (Eski adı: Kirmasti), Karacabey, Biga ve dolaylarında; İzmit, Adapazarı, Düzce, Hendek, Bolu, Gerede, Nallıhan, Beypazarı dolaylarında; Bozkır'da; Konya, llgın, Kadınhan, Karaman, Çivril, Seydişehir, Beyşehir, Koçhisar dolaylarında; Yozgat, Yenihan, Boğazlıyan, Zile, Erbaa, Çorum dolaylarında; Umraniye, Refahiye, Zara, Hafik dolaylarında; Viranşehir dolaylarında tutuşan kargaşa ateşleri bütün ülkeyi yakıyor; hainlik, bilgisizlik, düşmanlık ve bağnazlık dumanları bütün yurt göklerini yoğun karanlıklar içinde bırakıyordu. Ayaklanma dalgaları, Ankara'da karargâhımızın duvarlarına dek çarptı. Karargâhımızla kent arasındaki telefon ve telgraf tellerini kesmeye dek varan kudurgan saldırışlar karşısında kaldık. Batı Anadolu'nun, İzmir'den sonra, yeniden önemli bölgeleri de Yunan ordusunun saldırıları ile çiğnenmeye başlandı.
    Dikkate değer ki, sekiz ay önce ulus, Temsilciler Kurulu (Heyeti Temsiliye) ile birlik olarak, Damat Ferit Hükümeti ile ilişkiyi ve haberleşmeyi kesmiş iken, Ali Galip'in girişimi gibi tek tük olaylardan başka böyle genel ayaklanma olmamıştı. Bu kez ortaya çıkan yaygın ve genel ayaklanmalar, sekiz ay içinde yurtta çok hazırlık yapıldığını gösteriyordu. Damat Ferit Hükümetinden sonra kurulan hükümetlerle ulusal bilincin korunması ve pekiştirilmesi yolundaki savaşımlarımızın ne denli haklı nedenlere dayandığı çok acı olarak bir daha anlaşılmış oluyordu.
    İstanbul'daki hükümetlerin ulusal savaşımı güçlendirmek için, cephelerle ve ordu ile ilgilenmekte gösterdiği başka türden savsaklamaların acı sonuçları da ayrıca görülecektir.

  6. #53
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Anzavur ve Düzce Ayaklanmaları
    Baylar, önce, iç ayaklanmalar üzerine açık bir bilgi edinmek için, izin verirseniz, bu ayaklanmaları yeri geldiğinde söz konusu ettikçe, değinilen evreleri kısaca bilginize sunayım.
    21 Eylül 1919'da Balıkesir'in kuzey bölgesinde birinci Anzavur ayaklanması başladı; 16 Şubat 1920'de yine bu bölgede ikinci Anzavur ayaklanması oldu. Bu iki ayaklanma, askeri birliklerimiz ve ulusal birliklerimizle bastırıldı. 13 Nisan 1920'de Bolu, Düzce dolaylarında ayaklanma oldu. Bu ayaklanma 19 Nisan 1920'de Beypazarı'na dek yayıldı. Bu sırada Anzavur, 11 Mayıs 1920'de, top ve ağır makineli tüfeklerle donanmış beş yüz kişilik bir kuvvetle, üçüncü kez, Adapazarı ve Geyve dolaylarındaki güçsüz bir ulusal birliğimize saldırarak yine ortaya çıktı. Anzavur gönderdiğimiz ulusal birliklerimize, ordu birliklerimize durmadan saldırdı. 20 Mayıs 1920'de Geyve Boğazı yakınlarında yenildi ve kaçmak zorunda kaldı.
    Düzce dolaylarındaki ayaklanma olayı önemli idi. Abaza ve Çerkezlerden toplanmış dört bin kişilik büyük bir kalabalık, Düzce'yi basarak cezaevlerini boşalttılar ve çarpışma ile oradaki süvari birliğimizin silahlarını aldılar. Hükümet görevlileri ile subayları tutukladılar.
    Ayaklananlar üzerine her yandan kuvvet gönderdik. Bu arada Geyve'de bulunan Yirmi Dördüncü Tümen de, komutanı Yarbay Mahmut Bey başta olduğu halde Düzce üzerine yürüdü. Mahmut Bey, Meclis'in açıldığı gün, yani 23 Nisan 1920'de, Hendek'ten Düzce'ye geçerken, Hendek de ayaklandı. Adapazarı da ayaklananlarca elde edildi. Mahmut Bey, 25 Nisan 1920'de Hendek-Düzce yolu üzerinde ayaklananlarca aldatılarak pusuya düşürülmüş ve ilk ateşte şehit edilmiştir. Kurmay Başkanı Sami Bey ile emir subayı ve daha birkaç subay da o sırada şehit düştüler. Bunun üzerine Yirmi Dördüncü Tümenin hepsi, savaşmadan, ayaklananlarca tutsak edildi. Bütün tüfekleri, topları alındı. Ağırlıkları yağma edildi. Bu sırada İzmit Mutasarrıfı Çerkez İbrahim İstanbul'dan Adapazarı'na geldi. Halka, Padişahın selamını bildirdi ve yüz elli lira aylıkla gönüllü yazmaya başladı. Toplanan başkaldırıcı kuvvetler, bütün o çevrede üstünlük sağladıktan sonra Geyve Boğazındaki kuvvetlerimize saldırmaya başladılar.
    Bizim, bu ayaklanma alanına gönderdiğimiz kuvvetler şunlardı;

    1- Salihli ve Balıkesir Ulusal Kuvvetlerinden (Kuvayi Milliyesinden) kurulmuş Çerkez Ethem (1934 basımında: Etem olarak geçer.) Bey Birliği;

    2- İki tabur asker, dört dağ topu ve beş makineli tüfek ile üç yüz atlı efeden kurulmuş Binbaşı Nazım Bey Birliği;

    3- İki tabur piyade, sekiz makineli tüfek, iki sahra ve iki dağ topundan kurulmuş Yarbay Arif Bey Birliği;

    4- Üç yüz kişilik ulusal kuvvet ile iki makineli tüfek ve iki bomba topundan kurulmuş Binbaşı İbrahim Bey (Çolak İbrahim Bey) Birliği.
    Komutan olarak da; Ali Fuat Paşa, Geyve Boğazı yakınlarından Adapazarı doğrultusunda ve Refet Paşa da, Ankara'dan Beypazarı yoluyla Bolu doğrultusunda görevlendirildiler.

  7. #54
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Hilafet Ordusu
    Baylar, İzmit'te de Süleyman Şefik Paşa komutasında, Ha**** Ordusu adında hain bir kuvvet yığınak yapıyordu. Bunun bir kısmı da, Bolu yakınlarında Kurmay Binbaşı Hayri Bey komutasında ayaklananları desteklemişti. Bu kuvvetle birlikte, İstanbul'dan gönderilmiş birçok subay da vardı.
    Hilafet Ordusunun, Süleyman Şefik Paşa'dan sonra, belli başlı komutanları, Süvari Tuğgeneral Suphi Paşa ve Topçu yarbaylarından Senaî Bey'di. İstanbul'da da özel olarak kurulmuş bir kurmaylar kurulu vardı. Bu kurulun belli başlı başkanları da Kurmay Albay Refik ve Kurmay Yarbay Hayrettin Beylerdi.
    Suphi Paşa ile ilgili küçük bir anımı anlatayım: Suphi Paşa'yı Selânik'ten tanırdım. Ben kolağası iken o, daha o zaman, tuğgeneral ve süvari tümeni komutanı idi. Arada üstlük astlık ayrımı olduğu halde çok yakın arkadaşlığımız vardı. Meşrutiyetin kuruluşu sıralarında ilkin İştip dolaylarında "Cumalı" denilen bir yerde süvari manevraları yaptırmıştı. Başka kimi kurmaylar arasında beni de manevrada bulunmak üzere çağırmıştı. Kendisi Almanya'da öğrenim görmüş, çok usta bir binici idi. Ama, askerlik sanatını anlamış bir komutan değildi. Manevranın bitiminde ben, yetkim ve aşamam elverişli olmadığı halde Paşa'yı bütün subaylar önünde acı bir dille yermiştim ve daha sonra "Cumalı Ordugâhı" adında küçük bir kitap da yazmıştım. Suphi Paşa, gerek herkesin önünde yaptığım eleştirilerden gerekse yayımlanan bu kitabımdan pek üzüldü. Kendisinin açıkça söylediğine göre içgücü kırılmış. Ama, bana gücenmedi. Arkadaşlığımız sürüp gitti. İşte, Hilafet Ordusuna buldukları komutan bu Suphi Paşa'dır. Paşa, sonraları Ankara'ya geldi. Geziye çıkıyordum. İstasyonda çok kalabalık içinde birbirimizle karşılaştık. Kendisine ilk sorum şu oldu:
    -Paşam, niçin Ha**** Ordusu Komutanlığını kabul ettin?
    Suphi Paşa bir an duraksamaksızın:
    -Size yenilmek için, karşılığını verdi.
    Verdiği bu yanıtla anlatmak istiyordu ki, bu görevi özel bir duygu ile kabul etmişti. Suphi Paşa'nın böyle bir düşüncesi bulunabilir. Ama, gerçekte, komutayı üzerine aldığı zaman kuvvetleri yenilmiş bulunuyordu.
    Bolu, Düzce, Adapazarı ve İzmit dolaylarındaki bu ayaklanma, bu kez 4 Haziran 1920 gününe değin, üç aydan daha çok sürdü. Daha sonra, 29 Temmuzda yine bir ayaklanma oldu. Bundan sonra da bu bölgede tam dirlik düzenlik kurulamamıştır. Ama, ayaklananlar, sonunda tümden bozguna uğratılmış ve elebaşları, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yasalarına bırakılmıştı. Hilafet Ordusunun Bolu yöresinde bulunan kısmı da bozguna uğratıldı. Komutanı Binbaşı Hayri ve subayları Yüzbaşı Ali, Üsteğmen Şerafettin, Üsteğmen Hayrettin, Makineli Tüfek Subayı Mehmet Hayri, Tabur Yazmanı (Levazım Subayı) Hasan Lûtfi, Cerrah (operatör) İbrahim Ethem Efendiler için de öbür elebaşılar gibi işlem yapıldı. Hilafet Ordusu da İzmit'ten İstanbul'a kaçmak zorunda bırakıldı.

  8. #55
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Yenihan, Yozgat ve Boğazlıyan Ayaklanmaları
    Baylar, yurdun kuzeybatı bölgesinde ayaklananlarla uğraşırken yurdun ortasında Yenihan, Yozgat ve Boğazlıyan dolaylarında da ayaklanmalar başlıyor. Bu ayaklanmalar da anlatılmaya değer.
    14 Mayıs 1920'de Postacı Nâzım ve Çerkez Kara Mustafa adında birtakım adamlar, otuz kırk kişi ile Yenihan'a bağlı Kaman köyünde başkaldırdılar. Bu ayaklanma gittikçe artan bir sertlikle genişledi. Ayaklananlar 27/28 Mayıs 1920 gecesi Çamlıbel'de bulunan bir birliğimizi basarak tutsak ettiler. 28 Mayıs 1920'de ayaklananlardan başka bir bölüm de Tokat yakınında yürüyüş halinde bulunan bir taburumuza saldırarak dağıttılar ve bir kısmını tutsak ettiler. Ayaklananlar ataklarını artırarak, 6/7 Haziran 1920 gecesi Zile'yi ele geçirdiler. Oralardaki askerlerimiz Zile kalesine çekilerek kendilerini savundular. Ama, yiyecek ve cephaneleri tükendiğinden üç gün sonra teslim oldular. Ayaklananlar, 23/24 Haziran 1920'de de Boğazlıyan'a baskın yaptılar. Orada bulunan bir birliğimizi dağıttılar. Amasya'da bulunan Beşinci Kafkas Tümeni, Cemil Cahit Bey komutasında olarak, ayaklananlar üzerine gönderildi. Antep bölgesinde bulunan Kılıç Ali Bey de, bir ulusal birlik i1e bu bölgeye getirildi. Erzurum'dan Ankara'ya gelmekte olan bir Erzurum ulusal birliği de o bölgede bırakıldı. 1920 yılı Temmuzunun ortalarına değin, bu ayaklananların kovalanması ve tepelenmesiyle uğraşıldı. Yenihan Ayaklanması, Orta Anadolu'nun başka yerlerindeki karıştırıcıların da başkaldırmalarına yol açtı. Çapanoğullarından Celâl, Edip, Salih ve Halit Beyler; Aynacıoğulları ve Deli Ömer çeteleri gibi birtakım haydutları başlarına toplayıp 13 Haziranda da Yozgat yakınındaki Sorgun (Eski adı: Köhne.) bucak merkezini ele geçirerek ayaklandılar; 14 Haziranda da Yozgat şehrini ele geçirerek büyük bir bölgede üstünlük sağladılar. Merkezi Sivas'ta olan Üçüncü Kolordu kuvvetleri ve o bölgede bıraktığımız Ulusal Kuvvetler az geldi. Eskişehir'den Ethem Bey birliği ve Bolu dolaylarındaki İbrahim Bey birliği de Yozgat bölgesine gönderildi.
    Yozgat ve dolaylarında ayaklananlar tepelendikten sonra, oraya gönderilen birliklere başka bölgelerde görev verildi. Ama, bu bölgede genel olarak dirlik düzenlik kurulamadı.
    7 Eylül 1920'de Küçük Ağa, Deli Hacı, Aynacıoğulları denilen birtakım serseriler Zile yakınlarında; Kara Nâzım, Çopur Yusuf denilen birtakım adamlar da Erbaa dolaylarında yeniden başkaldırdılar. Bunlardan Aynacıoğulları üç yüz atlı kadar kuvvet toplayabilmişlerdi. Bu durum üzerine, İkinci Gezici Kuvvet (Kuvayi Seyyare) adını alan İbrahim Bey birliği yine, bulunduğu Eşkişehir bölgesinden Yozgat'a giderek oradaki bölgesel ulusal birlikler ve jandarma kuvvetleriyle birlikte Maden, Alaca, Karamağara, Mecitözü bölgelerinde çeşitli topluluklar halinde karıştırıcılık ve soygunculuk eden haydutları kovalayıp tepeledi. İbrahim Bey, ayaklananları tepelemeyi ancak üç aydan daha çok bir zamanda başarabildi.


  9. #56
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Güney Sınırımızdaki Olaylar
    Baylar, o sıralarda güney bölgelerimizde de bizi gerçekten uğraştıran önemli ayaklanmalar oldu.
    Milli Aşireti başkanları Mahmut, İsmail, Halil, Bahur, Abdurrahman Beyler, güneyde düşmanlarla gizli ilişki ve bağlantı kurduktan sonra Siirt'ten Dersim (Bugünkü Tunceli bölgesi) dolaylarına değin bütün aşiretlerin başkanı adını takınarak o bölgeye başkanlık etmeye ve orada zorla buyruklarını yürütmeye kalkıştılar.
    Fransızlar,1920 yılı Haziranının başında, Urfa'yı ikinci kez ele geçirmek amacıyla yürüyüşe geçtikleri zaman Milli Aşireti de Siverek'e doğru ilerledi. Buna karşı, o bölgede bulunan Beşinci Tümenimiz görevlendirildi. Bu tümen o bölgedeki ulusal kuvvetlerimizle de desteklendi. Bu aşireti, 19 Haziran 1920'de, birliklerimiz kovalayarak güneydoğu yönüne sürdü ve düşman bölgesine kaçmak zorunda bıraktı. Bu aşiret, bir süre düşman bölgesinde hazırlandıktan sonra, 24 Ağustos 1920'de üç bin atlı ve develi, bin kadar yaya kuvvetle yeniden topraklarımıza geçti. Viranşehir yakınlarına geldi. Bunlar, aman dilemek için geldiklerini söyleyerek oradaki komutanlarımızı aldatıp tedbirsiz davranmalarına yol açtılar. Bu sırada, o bölgede dağınık bulunan birliklerimize saldırarak onları yendiler ve 26 Ağustos 1920'de Viranşehir'i ele geçirdiler. Haberleşmemizi ve bağlantımızı engellemek üzere de o bölgedeki bütün telgraf tellerini kestiler.
    Ancak, on beş gün sonra, Beşinci Tümenin Siverek, Urfa, Resülayn (Bugünkü adı: Ceylanpınar.) ve Diyarbakır'da bulunan birliklerinden gönderilen kuvvetlerle bize bağlı aşiret kuvvetleri, Milli Aşiretini yenebilmişlerdir. Kovalanan bu aşiret yine güneye, çöle kaçtı.
    Baylar, güneyde Milli Aşiretinin ayaklanmasını bastırmaya çalışırken Afyonkarahisar bölgesinde Çopur Musa adında bir adam da başına kuvvet topluyor, askerlerimizi kaçmak için ayartıyor ve halka askere gitmemelerini öğütlüyordu. Çopur Musa 21 Haziran 1920'de Çivril'i bastı. Gönderilen kuvvetler karşısında kaçıp Yunan ordusuna katıldı.


Sayfa 7/8 İlk ... 7 ... Son

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu an 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 konuk)

Benzer Konular

  1. korax v4 orginal ve dönüşüm bölüm kodları
    Korax Ip Plus Hd V4 forum içinde, yazan memoli1478
    Yorum: 4
    Son Mesaj: 10.Mayıs.2018, 00:15
  2. Ahmet Arif - Anadolu (Bölüm 2)
    Şiirler forum içinde, yazan pokker1
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 14.Ağustos.2017, 14:56
  3. Ahmet Arif - Anadolu (Bölüm 1)
    Şiirler forum içinde, yazan pokker1
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 14.Ağustos.2017, 14:56
  4. Nutuk 2.bölüm
    Kütüphane forum içinde, yazan KNIGHT RIDER
    Yorum: 67
    Son Mesaj: 17.Ekim.2014, 17:35
  5. Nutuk 1.bölüm
    Kütüphane forum içinde, yazan KNIGHT RIDER
    Yorum: 27
    Son Mesaj: 17.Ekim.2014, 17:11

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Facebook platformu Giriş