DUYURU PANOSU
FORUMUMUZDA TİVİBU, D-SMART ,DİGİTURK-BEİN KANALLARI YERLİ - YABANCI PLATFORMLARLA İLGİLİ ,KART PAYLAŞIMI ,İPTV ,SERVER PAYLAŞIMDA BULUNMAK,HACK İLE KONULAR ve SPONSORLARIMIZ DIŞINDA HERHANGİ BİR ÜRÜN SATIŞI YAPMAK YASAKTIR 

İletişim


 WHATSAPP +905354035843


ERK@L


onlineuydudestek@gmail.com

×

NOTICE Bilgilendirme : Bu konu 3944 gün önce başlatıldı . Konu başlangınç tarihi güncel değilse Konu güncelliğini yitirmiş yada bu konu ile ilgili son cevap yazılmış olabilir. Eğer yazınız doğrudan bu konu ile ilgili değil ise yeni bir konu başlatmanızı tavsiye ederiz....

Nutuk 3.bölüm Ankara'ya Geliş Baylar, Meclisi Mebusan'ın İstanbul'da toplanmasını önleyememek zorunluğu üzerine, İstanbul'da toplanacak Mecliste, "yurdun bütünlüğünü, devletin ve ulusun bağımsızlığını güven altına alma amacımızı korumak ve savunmak için birleşik ve dayançlı bir grup meydana getirmeyi" tek çare olarak düşündük. Bunun sağlanması için, bildiğiniz gibi, 18 Kasım 1919 günlü yönerge ve genelgede, milletvekillerinin belli yerlerde grup grup toplanarak görüşecekleri

Bu konu 64392 kez görüntülendi 56 yorum aldı ...
Nutuk 3.bölüm 64392 Reviews

    Konuyu Değerlendir: Nutuk 3.bölüm

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 64392 kez incelendi.

 
Sayfa 2/8 İlk ... 2 ... Son
  1. #1
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart Nutuk 3.bölüm

    Nutuk 3.bölüm

    Ankara'ya Geliş
    Baylar, Meclisi Mebusan'ın İstanbul'da toplanmasını önleyememek zorunluğu üzerine, İstanbul'da toplanacak Mecliste, "yurdun bütünlüğünü, devletin ve ulusun bağımsızlığını güven altına alma amacımızı korumak ve savunmak için birleşik ve dayançlı bir grup meydana getirmeyi" tek çare olarak düşündük. Bunun sağlanması için, bildiğiniz gibi, 18 Kasım 1919 günlü yönerge ve genelgede, milletvekillerinin belli yerlerde grup grup toplanarak görüşecekleri önemli noktalardan biri olarak bu konuyu ele almıştık.
    Gene o zaman düşündük ki, bu grubun kurulmasını sağlamak için her sancaktan birer milletvekilini Eskişehir'e çağıralım. Eskişehir üzerinden trenle İstanbul'a gidecek milletvekillerini de, çağıracağımız milletvekilleriyle birleştirelim ve kendimiz de Eskişehir'e giderek, genel bir toplantı yapıp işleri enine boyuna görüşelim, Bu arada milletvekillerinin İstanbul'da güvenliğiyle ilgili önlemleri de söz konusu etmek istiyorduk. Fakat bundan sonra açıklayacağım nedenlerle, toplantıyı Ankara'da kalarak yapmayı yeğledik. Daha bir ay kadar Sivas'ta kaldıktan sonra artık Ankara yolunu tuttuk.
    Ankara'ya gelişimizi 27 Aralık 1919 günlü, şu açık bildirimle her yere duyurduk:
    Sivas'tan Kayseri yoluyla Ankara'ya gitmek üzere yola çıkan Heyeti Temsiliye , bütün yol boyunca ve Ankara'da, büyük ulusumuzun sıcak ve içten yurtseverlik gösterileri içinde bugün buraya geldi. Ulusumuzun gösterdiği birlik ve dayanç, ülkemizin geleceğini güven altına alma konusundaki inancı sarsılmaz bir biçimde destekleyecek niteliktedir.
    Şimdilik heyeti temsiliye merkezi Ankara'dadır. Saygılarımızı sunarız efendim.
    Heyeti Temsiliye adına
    Mustafa Kemal
    2 Ocak 1920 günü, Cemiyetin Merkez kurallarına, Hacıbektaş'ta Çelebi Cemalettin Efendi'ye, Mutki'de Hacı Musa Bey'e ayrıca bir bildirim yaptık.
    Bu bildirimimizin içindekiler ve yazılış biçimi şöyleydi:
    ... Yolculuğumuz sırasında görüp incelediklerimiz bizlere, gerçek koruyucu Ulu Tanrı"nın yardımı ile meydana gelen ulusal birliğimizin dayanağı olan ulusal örgütün kök salmış ve ulusun ve ülkenin geleceğini kurtarmak için gerçekten güvenilir bir güç ve erk durumuna gelmiş olduğunu sevinçle gösterdi.
    Dış durum, bu ulusal dayanç ve birlik yüzünden Erzurum ve Sivas Kongresi ilkelerine göre ulusa ve yurda elverişli bir şekle girmiştir.
    Kutsal birliğimize, dayanç ve inancımıza güvenerek yasal isteklermizin elde edileceği güne değin direnerek çalışılması ve bu bildirimimizin köylere varıncaya dek bütün ulusa duyurulması rica olunur.
    Anadolu ve Rumeli MüdafaaiHukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi adına
    Mustafa Kemal

  2. #9
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    İtilaf Devletlerinin Karadeniz Başkomutanı, Osmanlı Harbiye Nazırına Doğrudan Doğruya Yönerge ve Buyruk Vermektedir
    Şimdi baylar, bu üç belgeyi göz önünde tutarak, hep birlikte, kısa bir yorumlama yapalım:
    Komiserlerin notasından anlıyoruz ki, İtilâf Devletlerinin Karadeniz Başkomutanı Mister Corç Miln, Osmanlı Devleti'nin Harbiye Nazırına, Cemal Paşa'ya, doğrudan doğruya kendi buyruğu altındaymış gibi yönerge ve buyruklar vermektedir. Cemal Paşa, şimdiye dek bundan bize söz açmadı.
    Ve yine anlıyoruz ki, Osmanlı Devletinin Harbiye Nazırı, aldığı yönerge ve buyrukları yerine getirmemekten ve kabul edilemeyecek özürler ve nedenler ileri sürmüş olmaktan ötürü suçlandırılıyor.
    Harbiye Nazırının aldığı buyrukların ne olduğunu kestiriyoruz ve niçin yerine getirmemekte olduğunu da anlıyoruz. Çünkü Kuvayi Milliye engel olmaktadır. Kuvayi Milliye, Harbiye Nazırının ve hükümetin, Başkomutan Mister Miln'in buyruklarına ve yönergelerine uyarak verdiği ya da vereceği buyruklara boyun eğmiyor. İşte komiserler bunu, Paris'teki Yüksek Kurul adına kabul edilebilecek özür ve neden saymıyorlar. Demek istiyorlar ki hükümetseniz, Harbiye Nazırı iseniz; ülkeye, ulusa, orduya egemen olmalısınız. Egemen iseniz özürler ve nedenler kabul edilemez.
    Baylar, Ali Rıza Paşa Hükümeti, 2 Ekim 1919'da iş başına geldi. Ondan önce Ferit Paşa Hükümeti vardı. Buna göre, Kuvayi Milliye ile Yunan birlikleri arasında Osmanlı birlikleri yerleştirilmesiyle ilgili, 23 Ağustos 1919 günlü öneriyi yapan Ferit Paşa Hükümetidir. İşgal bölgesinin yalnız İtilâf birliklerince işgaliyle ilgili 20 ve 27 Ağustos 1919 günlü önerileri yapan da Ferit Paşa Hükümetidir.
    Ali Rıza Paşa Hükümeti daha bir öneri ortaya atmış değildir. Ama tersine, Başkomutan Miln, 3 Kasım 1919 günü işgal bölgesinin sınırını belirtiyor ve bu sınıra değin Yunanlıların işgalinin sağlanmasını Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya buyuruyor. İşte Cemal Paşa'nın yerine getiremediği buyruk bu olur. Teşekkür olunur ki gerek kendisi ve gerek üyesi bulunduğu hükümet, iş başına geldiklerinden çok çok bir ay sonra, Kuvayi Milliye karşısında güçsüz olduklarını, yabancı komiserlere söyleyebilmişlerdir.
    Baylar, bu belgelerden anlaşılması gereken en önemli ve en anlamlı nokta, bence, hükümetin ortak notaya verdiği yanıtta, komiserlerin ileri sürdükleri noktalara büyük bir alçak gönüllükle ve büyük bir incelikle karşılık verilirken bir yön üzerinde hiç durulmamış olmasıdır. O da baylar, Mister Corç Miln'in, doğrudan doğruya Osmanlı Devletinin Harbiye Nazırına buyruk ve yönerge vermekte olmasıdır. Bu durum, ne ulusun örgüte karşı her şeyi onur sorunu yapan Harbiye Nazırının, ne de Osmanlı Devletinin bağımsızlığını sağlamak sorumluluğunu yüklenmiş olan hükümetin onuruna saygınlığına dokunmuyor. Bu durumun, kendilerinin onurunu ve devletin bağımsızlığını çoktan zedelemiş olduğunu anlamak istemiyorlar. Hiç olmazsa protesto etmiyorlar. Hiç olmazsa: "Bağımsızlığı ortadan kaldıran bu sataşmaya ve saldırıya araç olamayız!" diye bağırmayı göze alamıyorlar... Göze alamıyorlar baylar, çünkü korkuyorlar. Nitekim korktukları başlarına geldi. Bunu yakında göreceğiz. Korkmamak için, insanlık onuruna ve ulusal onura saldırılamayacak bir çevrede ve koşullar içinde bulunmak gerekir. Buna önem vermeyenlerin, aslında bir insan için, bir ulus için saldırılamaz olarak kalması en büyük namus ülküsü olan kutsal kavramlar üzerinde, çoktan saygısız ve duygusuz oldukları yargısına varmakta yanlışlık yoktur.


  3. #10
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Adalet Dilenmekle ve Acınmakla, Devlet İşleri Görülemez
    Adalet dilenmekle ve başkalarını kendine acındırmakla ulus işleri, devlet işleri görülemez; ulusun ve devletin onuru ve bağımsızlığı güven altına alınamaz.
    Adalet dilenmek ve acındırmak gibi bir ilke yoktur. Türk ulusu, Türkiye'nin yarınki çocukları, bunu bir an uslarından çıkarmamalıdırlar.
    Baylar,Cemal Paşa'ya, komuta değişikliğiyle ilgili noktalarda verdiğimiz yanıtı bilginize sunmuştum. İzin verirseniz, o yanıtın başlangıcını oluşturan konular üzerindeki düşüncelerimizi de özetleyeyim.
    Temel noktalar üzerindeki görüşlerimiz şunlardı:
    1- İtilâf Devletlerinin her biri, bütün Türkiye'den en büyük çıkarını sağlamak amacını gütmektedir. Bu, Türkiye'de, güvenilir bir dayanak noktası sağlamayı gerektirir. Yabancıların açıktan açığa karşıt ve hoşnutsuz görünmelerinin nedenini, hükümetin tarafsızlık durumunda aramalıdır; güçsüz ve dayanıksız olmasında aramalıdır.
    2- Hükümet, bildiri yayımlamakta tezcanlılık göstermemelidir. Bildiri, hükümet durumu sağlamlaştıktan sonra yayımlanmalıdır. Hükümetin güçlü olması, her bakımdan Kuvayi Milliye'ye dayandığı kanısını uyandıracak bir yol tutturmasına ve bunu bütün dünyaya duyurmasına bağlıdır.
    Meclis toplandıktan ve Mecliste güçlü bir "Müdafaai Hukuk Cemiyeti Grubu" kurulduktan sonra, bildiriye sıra gelebilir. Herhalde bildiri, Barış Konferansına gidecek delegeler yola çıkmadan önce, ama grupla görüş birliğine varılarak düzenlenmelidir. Çünkü, böyle olmazsa, önem ve değer verilmeyecektir. Bir de, kabul olunacak yenilikleri duyurmakla işe başlamak doğru değildir. Tersine, bildiride söze, ulusun bağımsızlığından ve ülkenin bütünlüğünden başlamak, ancak bunun sağlanması koşullarına bağlı olmak üzere yönetim işlerinin ana çizgilerini saptamak uygun olur.
    Bu bildiriye temel olacak önemli noktalar, Sivas Genel Kongresi Bildirisinde ve Tüzüğünde vardır. Orada, yarınki sınırlar, devletin ve ulusun bağımsızlığı, azınlıkların hakları, yapılacak yardımın ulusça nasıl anlaşıldığı açıkça belirtilmiştir. Böyle bir bildiri, şimdiden düzenlenir ve Meclis açıldığı zaman çoğunluk grubuyla görüşüldükten sonra yayımlanır. Uygun olanı budur.
    3- Dahiliye Nazırının çekilmesiyle hükümette de bir bunalım çıkmasına neden görülememektedir. Böyle bir düşünceden Dahiliye Nazırına sadrazam gözüyle baktığınız anlamı çıkar. Bir hükümet bunalımı, ancak hükümet başkanının çekilmesiyle çıkabilir. Hükümetin, Dahiliye Nazırı Şerif Paşa'ya; onun da Ferit Paşa'ya ayak uydurduğu ve bağlı olduğu anlaşılıyor.
    Meclisin açılması üzerine Dahiliye ve Hariciye nazırlarının kesin olarak değiştirilecekleri yolundaki işareti anlayamadık. Bu nazırlar şimdiden böyle bir söz verdiler mi?
    Düşmanların, Meclisi açtırmak istemeyecekleri, doğaldır. Yalnız Padişahın Meclisi dağıtacağı da düşünülebilir mi? Eğer böyle olasılık varsa o halde Meclisi, İstanbul'da, dağıtmak ve ulusu Meclisi Mebusan'sız bırakmak için mi topluyoruz? Öyle ise, Padişahın bu konudaki görüşlerinin, Kurulumuzca kesin olarak şimdiden bilinmesi gerekir ki, milletvekillerini dışarda güvenli bir yerde toplamak için girişimlerde bulunalım. Yoksa Meclis, İstanbul'da toplanma yüzünden yukarda belirtilen durumlara düşerse, bunun sorumluluğu İstanbul'da toplanmasını üsteleyenlere düşecektir.
    4- Milletvekillerinin görüşmek üzere Ankara'ya gelmeleri yararlıdır.


  4. #11
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Ankaralılar İle Yakından Tanışmak İçin Verdiğim Konferans
    Baylar, beni, gerçekten içten gelen parlak ve güven verici duygularla karşılamış olan sayın Ankara halkı ile daha yakından tanışmak ve onlarla görüşmek bir ödev olmuştu. Onun için, görüşmek üzere çağırdığımız milletvekillerinin gelişlerini beklediğimiz günlerde, toplanan sayın Ankaralılara, bir konferans vermiştim. (belge: 220)
    Bu konferansta temel olarak aldığım noktalar üzerinde kısaca konuşayım.
    Wilson ilkeleri: Bu ilkelerin 14 maddesinden Türkiye'yi ilgilendirenler vardı. Aslına bakılırsa, yenilmiş ve Ateşkes Anlaşması imzalamış olan Osmanlı Devleti, bu ilkelerin gönül okşayıcı ve serap görünümüyle bir zaman oyalandı.
    30 Ekim 1918 günü imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması maddeleri ve özellikle bu maddeler arasında yedincisi, beyni yakan ateşli bir ağı idi. Yalnız bu madde, yurdun geri kalan kısmını, düşmanların işgal ve yayılmasına hazır bir durumda bulundurmaya yeterdi.
    İstanbul'da, birbiri ardınca gelen ve güçsüz kişilerle kurulan hükümetler şerefsiz, onursuz, aşağılık görünüşleriyle, suçsuz ve Tanrı'ya bel bağlamış ulusun simgesi tanındı; saygıdeğer bir durumda görülmemeye başlandı. Bu yüzden, dünyanın uygar devletleri, uygarlık gereğini unutacak kadar saygısız oldular. Öteden beri Türk ulusuna karşı, dünyanın dört bucağında yapılan en mantıksız propagandalar, her zamandan çok dinlenmeye değer görüldü.
    Dokuz aydan beri başlayan ulusal uyanış ve çalışma, durumu ve görünümü değiştirdi; daha da çok değiştirecektir. Ulus, gerçekleşen birliği korur ve bağımsızlığı için özveriden çekinmezse başarı kesindir. Erzurum ve Sivas Kongrelerinde saptanan ilkeler, ulusun ulaşacağı amaçlar için temel olacaktır.
    Ferit Paşa Hükümetini düşüren ulustur. Fakat Ali Rıza Paşa Hükümetini iş başına getirme sorumluluğu ulusun değildir. Ama, bu konuda uzlaşmış durumdayız.

  5. #12
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Ankara'ya Gelen Milletvekilleriyle Yaptığım Görüşmeler
    Baylar, şimdi de Ankara'ya gelen milletvekilleriyle değinmeye ve görüşmeye başlayalım:
    Milletvekilleri, hepsi bir günde ya da çeşitli günlerde topluca bulunamadılar. Tek tek ya da küçük küçük topluluklar olarak gelip gittiler. Bu kişilerin ya da toplulukların hepsine ayrı ayrı hemen aynı temel noktaları günlerce ve birçok kez anlatmak zorunda kaldık.
    Her şeyden önce, içgücünün, yürek ve vicdan gücünün yüksek tutulması gerekir. Bunu bilirsiniz. Bir de bu gücü artırmak üzere:
    İlkin, iç ve dış durumun güven ve rahatlık verici nitelikte gelişim gösteren noktalarını ve yönlerini araştırarak açıklamaya ve tanıtlamaya çalıştık.
    Sonra, belirli bir amaçta bilinçli ve dayanışlı olarak birleşmenin sarsılmaz bir güç olduğu gerçeğini, yorulmaksızın yineledik.
    Bir toplumun yaşamasının ve mutluluğunun, ancak dilekte ve dileği gerçekleştirme yolunda tam birlik olmasına bağlı bulunduğunu açıkladık, Yurdun kurtarılması, bağımsızlığın sağlanması amacına yönelmiş olan ulusal birliğimizin, köklü ve düzenli örgütlerin varlığına ve bu örgütleri iyi yönetebilecek kafaların ve güçlerin, bir tek beyin, bir tek güç olarak birleşmiş ve kaynaşmış duruma gelmesine bağlı olduğunu söyledik ve bu arada, İstanbul'da açılacak Meclisi Mebusan'da güçlü ve dayanışık bir grup oluşturulması zorunluğunu ortaya koyduk.
    Ulus, ancak devletlerin yıkılma ve çökme kargaşaları içinde bulunduğu zamanlarda tarihin yazdığı çok önemli ve korkunç günler yaşıyordu. Böyle günlerde talih ve alınyazısını kendi eline almak uyanıklığını gösteremeyen ulusların geleceği karanlık ve yıkım doludur.
    Türk ulusu bu gerçeği anlamaya başlamıştı. Bu anlayış sonucuydu ki, kurtuluş umudu veren her içten çağrıya koşmakta idi. Ancak, uzun yüzyılların uyuşturucu yönetim ve eğitiminin etkisinden bir toplumun, bir günde, bir yılda kurtulabileceğini düşünmek ve kabul etmek doğru değildir.
    Böyle olduğu için, durumu ve gerçeği bilenler, elinden geldiği ölçüde kendi ulusunu uyarıp aydınlatarak kurtuluş yolunda ona kılavuzluk etmeyi en büyük insanlık ödevi bilmelidirler.


  6. #13
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Türk Ulusunun En Belirgin İstek ve İnancı: Kurtuluş
    Türk ulusunun yüreğinden, vicdanından kopup gelen en köklü, en belirgin istek ve inanç belli olmuştu: Kurtuluş!
    Bu kurtuluş çığlığı Türk yurdunun bütün ufuklarında yankılanmaktaydı. Ulustan, başka bir açıklama istemenin yeri yoktu. Artık bu isteği dile getirmek kolaydı. Nitekim, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde ulusal istek belirtilmiş ve dile getirilmişti.
    Bu Kongrelerin ilkelerine bağlı olduklarını söyledikleri için ulusça vekil seçilen kişiler; her şeyden önce, bu ilkelere bağlı kimselerden, bu ilkeleri yayan dernekle ilgisini gösterir ad ve sanda bir grup kuracaklardı: "Müdafaai Hukuk Cemiyeti Grubu." İşte bu grup, ulusal örgüte ve dolayısıyla ulusa dayanarak, her nerede olursa olsun, ulusun kutsal isteklerini korkmadan dile getirecek ve savunacaktı.

  7. #14
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Misakı Milli Hazırlanıyor
    Baylar, ulusun istek ve ereklerinin de, kısa bir programa temel olacak biçimde topluca yazılması görüşüldü. Misakı Milli (Ulusal Ant) adı verilen bu programın ilk karalamaları da, bir fikir vermek amacıyla, kaleme alındı. İstanbul Meclisinde bu ilkeler, gerçekten toplu olarak yazılmış ve saptanmıştır.
    Baylar, her görüştüğümüz kişi ya da kişiler, bizimle düşünce ve görüş birliği içinde ayrılmışlardı. Ama, İstanbul Meclisinde "Müdafaai Hukuk Cemiyeti Grubu" diye bir grup kurulduğunu işitmedik. Niçin? Evet, niçin? Buna bugün yanıt isterim!
    Çünkü baylar, bu grubu kurmayı vicdan borcu, ulus borcu bilmek durum ve yeteneğinde bulunan baylar inançsız idiler... korkak idiler... bilgisiz idiler.
    İnançsız idiler; çünkü, ulusal isteklerin gerçekliğine ve kesinliğine ve bu isteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı.
    Korkak idiler; çünkü, ulusal örgütten olmayı tehlikeli görüyorlardı.
    Bilgisiz idiler; çünkü, tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu ve olacağını kavrayamıyorlardı. Padişaha dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek, yumuşak ve nazik davranarak, büyük ülkülerin gerçekleştirilebileceğine inanma bönlüğünü gösteriyorlardı.

  8. #15
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Ulusal Ülkünün ve Ulusal Örgütün Kısa Bir Zamanda Sağladığı Şerefi ve Varlığı Küçümseyenler
    Bundan başka, baylar, iyilik bilmez ve bencil idiler... Ulusal düşünce ve ulusal örgütün kısa bir zamanda sağladığı şerefi ve varlığı küçümsüyorlardı. Yaratılan durumun ve varlığın kolayca elde edilebileceği sanısına ve kuruntusuna kapılmakla çirkin büyüklenme duygularını doyurup kandırmak istiyorlardı...
    Erzurum'da, Sivas'ta söylenmiş ve saptanmış bir adı, olduğu gibi kabul etmek, küçüklük olmaz mıydı? O addan daha anlamlı ad mı yoktu?!
    Evet, işittik, baylar; varmış: "Fellâhı (Aslı "felâh" olup Atatürk özel bir niyetle "fellâh" dediğine işaret ediyor. Felâh "kurtuluş, esenlik" demektir. Fellâh ise "çiftçi, zenci, kıpti" anlamına gelir.) Vatan Grubu". (Bililtizam -isteyerek- şeddeli yapılmıştır. -Atatürk'ün notu-)
    Baylar, geçmişle ilgili evreleri ve olayları; burada anlatabileceğim çerçeve içinde, gerçeğe uygun olarak saptamak kararındayım. Bunun için, tam üzerinde bulunduğumuz noktayla ilgili bir konuyu da açık yürekle bilginize sunacağım.

  9. #16
    KNIGHT RIDER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Offline

    Uye No : 2072
    Üyelik tarihi
    02 Nisan 2014
    Konum
    türkiye
    Mesajlar
    464
     
     Uydu Alıcısı
     
     next 

    Standart

    Ankara'da Toplanma Düşüncesi
    Ben,Meclisi Mebusan'ın İstanbul'da saldırıya uğrayacağını, dağılacağını kesinlikle bekliyordum. Böyle bir durumda başvurulacak önlemi de kararlaştırmıştım. Hazırlık ve gerekli düzenlemeler de başlamıştı. Ankara'da toplanmak...
    İşte bu görevi yaparken, ulusça yanlış anlaşılmaya yol açmamak için, önlem olarak da bir şey düşünmüştüm: Meclisi Mebusan Başkanlığına seçilmek. Amacım, dağıtılan milletvekillerini, Meclisi Mebusan Başkanı niteliği ve yetkisiyle çağırmaktı. Gerçi bu önlem, ancak görünüşü kurtarmak için ve geçici olarak işe yarardı. Ama, herhalde, bunalımlı zamanlarda, yararı geçici de olsa, her türlü önlemin alınmış olması gereksiz sayılamaz.
    Gerçekte, İstanbul'a gitmeyecektim, Ama bunu açığa vurmaksızın, zaman kazanacak ve geçici olarak görev başında bulunmuyormuşum gibi, durum ve işlem düzenlenecek ve Meclis, başkan vekillerince yönetilecekti.
    Bu önlemin uygulanması, elbette Meclise katılan ve işin aslını kavramış olması gereken arkadaşların yardımları ve çalışmalarıyla olabilecekti. Baylar, bunu gereken kişilere söyledim. Düşüncemi ve görüşümü uygun buldular. Bu yolda çalışacaklarına söz ve güvence vererek İstanbul'a gittiler.
    Ama, pek az, belki bir ya da iki arkadaştan başkasının, bu konunun sözünü bile etmediklerini öğrendim.
    Bu sorunda üstün gelen düşünüş ve mantık şu imiş: Bunca milletvekilleri içinde Meclis Başkanı olacak yeterlikte bir adam bile yok mudur ki, gelmemiş olan bir milletvekilini kendi yokken başkan seçeceğiz... Meclisi oluşturan sayın üyeleri bu denli yetersiz göstermek, yabancılar üzerinde kötü etki yapmaz mı?
    Bir başka mantık da şu: Meclis Başkanlığına Kuvayi Milliye Başkanını seçmek, daha ilk günden Meclis üzerine kuşku ve saldırı çekmeye yol açmıştır. Akıllı işi değildir.
    Bu türlü düşünen ve mantık yürütenlerin bana pek de uzak kişiler olmadıklarını görenler, susmayı yeğ tutmuşlar.
    Baylar, açıkça söylemeliyim ki bu önlemin alınmamış olması, Meclis dağıldıktan sonra beni küçük bir güçlükle karşılaştırmıştır. Bunu da sırası gelince bilginize sunacağım.


Sayfa 2/8 İlk ... 2 ... Son

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

Benzer Konular

  1. korax v4 orginal ve dönüşüm bölüm kodları
    Korax Ip Plus Hd V4 forum içinde, yazan memoli1478
    Yorum: 4
    Son Mesaj: 10.Mayıs.2018, 00:15
  2. Ahmet Arif - Anadolu (Bölüm 2)
    Şiirler forum içinde, yazan pokker1
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 14.Ağustos.2017, 14:56
  3. Ahmet Arif - Anadolu (Bölüm 1)
    Şiirler forum içinde, yazan pokker1
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 14.Ağustos.2017, 14:56
  4. Nutuk 2.bölüm
    Kütüphane forum içinde, yazan KNIGHT RIDER
    Yorum: 67
    Son Mesaj: 17.Ekim.2014, 17:35
  5. Nutuk 1.bölüm
    Kütüphane forum içinde, yazan KNIGHT RIDER
    Yorum: 27
    Son Mesaj: 17.Ekim.2014, 17:11

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Facebook platformu Giriş